Geri Dön

Türkiye'deki çelik demiryolu köprülerinin deprem etkisi altında olasılıksal yöntemler yardımı ile incelenmesi

Investigation of seismic behaviour of steel railway bridges in Turkey with probabilistic aproaches

  1. Tez No: 505163
  2. Yazar: MEHMET FATİH YILMAZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BARLAS ÖZDEN ÇAĞLAYAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Deprem Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Earthquake Engineering, Civil Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Yapı Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 190

Özet

Ülkemiz Kuzey Anadolu, Güney Anadolu ve Batı Anadolu deprem kuşağı olmak üzere üç farklı aktif fay hattının üzerinde yer almaktadır ve yüzölçümünün büyük bir bölümü yüksek deprem tehlikesi barındırmaktadır. Geçmişte meydana gelen depremler ve oluşan mal ve can kayıpları mevcut yapıların deprem performanslarının ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi gerektiğini göstermiştir. Deprem esnasında konutlar, kamu kurum binaları, fabrikalar ve ulaşım sistemleri hasar görebilmektedir. Ulaşım sistemlerinde meydana gelen hasarlar deprem sonrası insani yardımların deprem bölgesine ulaştırılabilmesini engellemekte ve taşımacılık işlemlerinin aksamasına neden olduğu için ülke ekonomisine olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ulaşım sistemlerinde köprüler en kırılgan elemanları teşkil etmektedir. Literatürde karayolu köprülerinin deprem performansının belirlenmesi ile ilgili ayrıntılı çalışmalar yer almasına karşın demiryolu köprüleri ile ilgili sınırlı sayıda çalışmaya ulaşılabilmektedir. Kırılganlık analizleri yapısal ve yapısal olmayan elemanların deprem performanslarını olasılıksal olarak belirlenmesinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Bu çalışma kapsamında Türkiye demiryolu hatlarında yer alan çelik demiryolu köprüleri için kırılganlık eğrileri elde edilmiştir. Türkiye'de demiryolu hatlarının imalatına 1856 yılında başlanmış ve ilk demiryolu hattı bir İngiliz firması tarafında İzmir-Aydın arasında 130'km lik bir hat olarak inşa edilmiştir. Günümüzde Türkiye'de 12500 km'nin üzerinde demiryolu hattı bulunmaktadır. Mevcut demiryolu hatları bakım, onarım ve işletme kolaylığı sağlaması açısında 7 bölgeye ayrılmıştır. Demiryolu hatları maden taşımacılığında yaydın bir şekilde kullanılmakla birlikte yenilenen elektrikli hatlar ve hızlı ve hızlandırılmış tren hatları sayesinde yolcu taşımacılığında da artarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Büyük bir bölümü 19. yy'ın sonları ve 20. yy'ın başlarında yapılmış olan demiryolu hatlarının deprem performanslarının belirlenmesi olası deprem tehlikelerinin ve kayıpların en aza indirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu çalışma kapsamında Türkiye'deki çelik demiryolu köprüleri incelenmiş ve dört farklı sınıfa ayrılmıştır. Çelik demiryolu köprü sınıfları: Dolu gövdeli basit mesnetli çelik kirişli köprü (DGBMÇ), Tek açıklıklı basit mesnetli kafes kirişli köprü (TABMÇM), Çok açıklıklı sürekli çelik makas köprü (ÇASÇM) ve Çok açıklıklı kurb'da teşkil edilmiş basit mesnetli çelik makas köprü (ÇABMÇM) olarak sınıflandırılmıştır. Her bir köprü sınıfını temsil eden çelik demiryolu köprüleri tespit edilmiş ve imalat projeleri yardımı ile matematiksel modelleri oluşturulmuştur. Köprülerin malzeme özellikleri imalat paftalarında yer alan verilerden ve literatürde yer alan mevcut çelik köprülerinin malzeme özellikleri incelenerek ve imalat paftalarındaki malzeme bilgileri göz önüne alınarak ST37 çeliği olarak belirlenmiştir. Köprü mesnetleri kısa tip çelik mesnetler ile benzer özellikler taşıdığı için literatürde yer alan kısa tip çelik mesnet modelleri kullanılmıştır. Köprü elemanlarının geometrik koşulları dikkate alınmış ve link elemanlar yardımı ile matematiksel modelde tanımlanmıştır. Köprü hâkim modları ve modal kütle katılım oranları belirlenmiştir. Köprülerin doğrusal olmayan davranışının gerçekçi bir şekilde belirlenebilmesi için zaman tanım alanında doğrusal olmayan analiz yöntemlerinden faydalanılmıştır. THA için 30 gerçek deprem kaydı seçilmiş ve 0.1g ile 1.0g arasında on farklı en büyük yer ivmelenmesi (PGA) değerine oranlanarak analizler gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda köprü mesnetlerinde ve açıklık ortalarında meydana gelen yer değiştirmeler ve köprü elemanlarında oluşan iç kuvvetler kaydedilmiştir. Köprü kırılganlık eğrilerinin elde edilebilmesi için hasar sınır durumları belirlenmiştir. DGBMÇ köprü elemanları için plastik dönmeler dikkate alınarak dört farklı hasar sınır durumu belirlenmiştir. Çelik makas köprüler elemanları için eksenel burkulma ve çekme etkisi altındaki göçme dayanımları değerlendirilmiş ve göçme sınır durumu olarak belirlenmiştir. Köprü açıklık ortasında meydana gelen en büyük yer değiştirmeler için EN 1990 Annex 2 yatay yer değiştirme sınırları yardımı ile kullanım sınır durumu hasar sınırları üç farklı kullanım hızı için ayrı ayrı elde edilmiştir. Kısa tip çelik köprü mesnetleri için dört farklı hasar durumu mesnet yer değiştirmelerine göre belirlenmiştir. Yapılan doğrusal olmayan analizler sonucunda köprü elemanlarında meydana gelen tepkiler ile sarsıntı şiddeti parametresi arasındaki ilişkinin tanımlanabilmesi için olasılık esaslı sismik talep analizleri gerçekleştirilmiştir. Her bir köprü elemanı için olasılık talep modelleri ayrı ayrı elde edilmiş ve regresyon analizi sabitleri tablolar halinde gösterilmiştir. Ayrıca köprü elemanlarının sismik talepleri arasındaki korelasyonlar'da tablolar halinde gösterilmiştir. Kırılganlık analizinde kullanılacak sarsıntı şiddeti parametresi literatürde yer alan 11 farklı parametrenin incelenmesi sonucunda belirlenmiştir. Olasılık sismik talep modelleri yardımı ile sarsıntı şiddeti parametreleri pratiklik, uygunluk, verimlilik ve yeterlilikleri açısından karşılaştırılmış ve çelik demiryolu köprülerinin sismik taleplerini en iyi ifade eden sarsıntı şiddeti parametreleri belirlenmiştir. Köprü elemanlarının kırılganlık analizlerinin yapılabilmesi için literatürde yer alan üç farklı analitik kırılganlık analizi yöntemi irdelenmiş ve Baker yöntemi ile köprü elemanlarının kırılganlık eğrileri elde edilmiştir. Baker yönteminde sınırlandırılmış artımsal dinamik analiz (IDA) yardımı ile kırılganlık eğrileri elde edilmiştir. Deprem kayıtlarının belirli bir sarsıntı şiddeti parametrelerine oranlanması ve zaman tanım alanında analizler yapılması ile elde edilen sismik talepler kullanılarak kırılganlık analizi gerçekleştirilmekte böylece büyük analiz yükü hafifletilmektedir. Köprü elemanlarının her biri için ayrı ayrı kırılganlık eğrileri elde edilmiştir, böylece köprü elemanları içerisinde en kırılgan olanı belirlenmekte ve olası güçlendirme projeleri için köprü elemanlarının performanslarının değerlendirilmesine olanak sağlanmaktadır. Her bir köprü elemanı için kırılganlık analizi sonucunda elde edilen medyan ve standart sapma değerleri tablolar yardımı ile gösterilmiştir. DGBMÇ köprü elemanları için elde edilen kırılganlık eğrilerinde hafif, orta, ileri ve göçme hasar sınır durumları için elde edilen medyan değerleri birbirine yakın çıkmaktadır. Köprü elemanlarından birinde plastik mafsal oluşumu gerçekleştikten sonra diğer köprü elemanlarına yük dağılımı gerçekleştirilemediği için hasar sınırları için elde edilen medyan değerlerinin birbirine yakın çıktığı belirlenmiştir. DGBMÇ köprü için sabit mesnet boyuna doğrultu ve hareketli mesnet yatay doğrultu en kırılgan elemanlar olarak belirlenmiştir. TABMÇM köprü elemanlarından sadece üst rüzgâr bağlantıları göçme sınır durumuna ulaşmıştır. Üst rüzgâr bağlantılarının göçmesi köprü makası üst başlığının burkulma boyunu etkilediği için köprü kapasitesini düşürmekte ve köprünün göçmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle üst rüzgâr bağlantısının göçmesi göçme sınır durumu olarak kabul edilmiştir. ÇASÇM köprü elemanları için yapılan analizler sabit mesnet boyuna doğrultu ve hareketli mesnet yatay doğrultunun en kırılgan elemanlar olduğunu göstermektedir. ÇABMÇM köprü elemanları için yapılan analizler ise enleme ve makas dikme elemanlarının en kritik elemanlar olduğunu göstermektedir. ÇABMÇM köprü üzerindeki balast yükünden dolayı diğer makas köprülerden farklı davranış sergilemiştir. Köprülerin sistem kırılganlık eğrilerinin elde edilebilmesi için literatürde yer alan yöntemler irdelenmiştir. Her bir köprü elemanı için belirlenen hasar olasılıklarından en büyüğü sistem kırılganlık eğrilerinin elde edilmesi için kullanılmıştır. Sistem kırılganlık analizi sonucunda dört farklı hasar sınır durumu için medyan ve standart sapma değerleri elde edilmiş ve bu değerler literatürde çelik karayolu köprüleri için elde edilen kırılganlık analizi medyan ve standart sapma değerleri ile karşılaştırılmıştır. DGBMÇK, TABMÇMK ve TASÇMK için elde edilen sistem kırılganlık eğrileri literatürdeki kırılganlık eğrileri ile benzer sonuçlar vermektedir. ÇABMÇM köprü için elde edilen kırılganlık eğrileri literatürde yer alan kırılganlık eğrilerinden daha kırılgan sonuç vermektedir. Türkiye deprem tehlike haritası web ara yüzü kullanılarak köprülerin bulunduğu koordinatlarda PGA 475 yıl ve PGA 2475 yıl deprem periyotları için sarsıntı şiddetleri değerleri belirlenmiş ve kırılganlık eğrileri yardımı ile köprülerde oluşması beklenen hasar olasılıkları tespit edilmiştir. ÇASÇMK hasar olasılığı en yüksek olan köprü ve TABMÇMK'de hasar olasılığı en düşük olan köprü olarak belirlenmiştir.

Özet (Çeviri)

Turkey is located on three different active fault lines including North Anatolia, South Anatolia and West Anatolia earthquake zone, and a large part of the country is under high earthquake hazard risk. The earthquakes that occurred in the past and the loss of properties and lives that have occurred have shown that the seismic behaviour of existing structures needed to be examined in detail. During an earthquake, houses, public institution buildings, factories and transportation systems can be damage. The damages on the transportation systems prevent the humanitarian aid from being delivered to the side after an seismic event as well as have negative effects on the country's economy because of the failure of the transportation problems. Bridges are the most fragile elements in transportation systems. Although there are detailed studies on the determination earthquake performance for road bridges in the literature, a limited number of studies on railway bridges can be reached. Fragility analyzes are an effective method used to predict the earthquake performances of structural and non-structural elements. This study obtained fragility curves for the steel railway bridges in Turkey. Production of railway lines in Turkey began in 1856 and Izmir-Aydin in a railway line having the length of 130 km are obtained was built by a British company. Currently, there are over 12,500 km of railway lines in Turkey. The existing railway lines are divided into 7 regions to ease the maintenance, repair and operation. Railway lines have been extensively used in mine transportation and in recent years they have been increasingly used for passenger transport thanks to high speed and accelerated train lines. Thus, it contributes significantly to the economy of the country. Determination of the earthquake performances of the railway lines, which were mostly carried out in the late 19th century and early 20th century, is of great importance for the reduction of possible earthquake hazards and losses. This study also examines the steel railway bridges in Turkey which are categorized into four different classes. Steel railway bridge classes: simply supported steel beam bridge (DGBMÇ), simply supported steel truss bridge (TABMÇM), multi span continious steel truss bridge (CASÇMK) and multi span simply supported curved steel truss bridge (ÇABMÇM). Bridges representing each class of steel railway bridges are identified and mathematical models are created with the help of design calculation and drawings. The material properties of the bridges are determined as ST37 stell, taking into account the material properties considered in the design calculation and drawings and the material properties used for steel bridges in the past and published in the literature. Since the bridge supports have similar properties to the short type steel bearings, the short type steel bearing models given in the literature are used. The geometric conditions of the bridge elements are taken into consideration and are reflected in to the mathematical model with the help of link elements. Bridge first modes and modal mass participation ratios are determined. Nonlinear time history analysis methods have been utilized to be able to realistically determine the nonlinear behavior of bridges. 30 real earthquake records are selected and scaled according the maximum ground acceleration (PGA) of the earthquake record from 0.1 g to 1.0 g to perform THA. As a result of the analyzes made, the displacements of the bridge supports, displacement of the middle of the span and internal forces acting on the bridge elements are recorded. In order to obtain bridge fragility curves, damage limit states need to be determined. Four different damage limit states have been determined considering the plastic rotations for DGBMÇ bridge elements. For the steel truss bridge elements, axial comprression and tension capacities are defined as collapse damage state. EN 1990 Annex 2 horizontal displacement limits are used for displacement limits obtained for the middle of the bridge span, and the serviceability limit states are obtained for three different speeds of use. Four different damage conditions for low-type steel bearing are determined according to bearing displacements. Using result of the nonlinear analysis, probabilistic seismic demand analyzes are carried out in order to determine the relationship between the seismic demand of the bridge elements and the intensity measure. The probability seismic demand models for each bridge components are obtained separately and the regression analysis constants are shown in tabular form. Correlations between seismic demands of bridge components are also shown in tabular form. The convenience of the intensity measure used in the fragility analyses are determined as a result of the examination of 11 different paremeters in the literature. With the help of the probabilistic seismic demand models, the practicality, suitability, efficiency and sufficiency of the intensity measure parameters are compared and the intensity measure parameters that best represent the seismic demands of the steel railway bridges are determined. Three different analytical fragility analysis methods in the literature are investigated in order to analyze the fragility of bridge elements. Fragility curves are obtained with the help of truncated incremental dynamic analysis (IDA) in the Baker method. Fragility analysis is carried out using seismic demands obtained by proportioning earthquake records up to a certain seicmic intensity measure, so that the run of large analysis is alleviated. Separate fragility curves are obtained for each bridge components so that the most fragile ones are identified, and the performance of the bridge components is evaluated for possible retrofitting projects. For each bridge component, the median and dispertion values obtained as a result of the brittleness analysis are shown with the help of tables. The median values of DGBMÇ bridge components fragility curves obtained for the slight, medium, large and collapse damage state conditions are close to each other. It is determined that the median values obtained for the damage limits are close to each other since the load redistribution on the bridge members can not be realized after the formation of the plastic hinge in one of the bridge members. Longitudinal direction of the fixed support and the horizontal direction of the roller support are determined as the most brittle elements for the DGBMÇ bridge. Only the upper wind brace of the TABMÇM bridge components is reached the collapse limits. The collapse of the upper wind brace affects the buckling lengths of upper chord of the main truss and reduces the compression capacity of the bridge so it may cause the bridge to collapse. For this reason, the collapse of the upper wind brace is considered as a collaspe damage state. Analysis for ÇASÇM bridge components show that the longitudinal direction of the fixed support and the horizontal direction of the roller support are the most fragile components. Analyzes made for the ÇABMÇM bridge members show that the transverse and truss column elements are the most fragile elements. Due to the ballast load on the bridge, ÇABMCM bridge has different nonlinear behaviour from other truss bridge. In order to obtain the system fragility curves of bridges, existing methods in the literature are examined. From the largest probability of damage determined for each bridge element, is used to obtain the system fragility curves. As a result of the system fragility analysis, median and dispersion values are obtained for four different damage limit states and these values are compared with the fragility analysis median and dispersion values obtained for steel road bridges in the literature. The system fragility curves obtained for the DGBMÇK, TABMÇMK and TASÇMK yield similar results with fragility curves in the literature. The fragility curves obtained for the ÇABMÇM bridge are more fragile than the fragility curves in the literature. With the help of the Turkey earthquake hazard map web interface PGA 475 year and PGA 2475 year period seismic intensity values are optained for the analysed bridge and with using derived fragility curve damage probability of the bridges are obtained. ÇASÇMK is determined as the bridge having the highest probability of damage and TABMÇMK is determined as the bridge with the lowest probability of damage.

Benzer Tezler

  1. Fragility evaluation of steel truss railway bridges in Turkey

    Türkiye'deki çelik kafes demir yolu köprülerinin hasar görebilirlik eğrilerinin elde edilmesi

    SEDA KONOR

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KADİR ÖZAKGÜL

  2. 100 metre açıklıklı çelik kafes demiryolu köprüsündeki eleman kayıplarının kırılganlık eğrileri üzerindeki etkisi

    Effect on fragility curves of lose steel member of a 100-m steel truss railway bridge

    FATİH YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KADİR ÖZAKGÜL

  3. Demiryolu traverslerinin çok yönlü incelenmesi ve örnek hat üzerinde kullanılan farklı tipteki traverslerin irdelenmesi

    A multifaced analysis of railway sleepers and scrutinize of different railway sleepers on an example line

    MUSTAFA SEÇKİN ÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    İnşaat Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜBEYDE ÖZTÜRK

  4. Evaluation of rail freight transportation in Turkey prior to deregulation

    Demiryolu reformu öncesi Türkiye'de demiryolu yük taşımacılığının değerlendirilmesi

    ALPER CEBECİ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2020

    UlaşımOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HEDİYE TÜYDEŞ YAMAN

  5. Karayolu ve demiryolu inşaatlarında meydana gelen iş kazalarının analizi ve modellenmesi

    Analysis and modeling of occupational accidents occurring in highway and railway constructions

    ATİYE BİLİM

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    KazalarSelçuk Üniversitesi

    İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OSMAN NURİ ÇELİK