Geri Dön

Imaginary cities of tomorrow: The way fiction predicts the future of our settlements

Geleceğin hayali şehirleri: Kurgunun yerleşimlerimizin geleceğini öngörme şekli

  1. Tez No: 507489
  2. Yazar: BAHADIR KEŞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ENGİN EYÜP EYUBOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 162

Özet

Hayali şehirler ya da kurgusal yerleşimler, zaman, mekân ve türlerden arınmış, hayali yapay yerlerdir. Yarının hayali şehirleri, şehirciliğimizin geleceğini tahmin etmemize yardımcı olabilecek kurgusal yerleşimlerdir. Bu araştırmanın amacı, ana akım literatüründe ve medyada sözü edilen yarının hayali şehirleri ile gerçek şehirler arasındaki ilişkileri ortaya koymak ve eğer varsa, yerleşimlerimizin geleceğine dair ortak bakış açılarını ve kurgu tahminlerini ortaya koymaktır. Bu araştırmanın esas iddiası, bir başka deyişle hipotezi şu şekildedir; Kurgudaki yarının hayali şehirleri, muhtemel teknolojik, felsefi ilerlemelere ve değişen doğal, sosyal ve fiziki koşullara göre kentsel tasarımın ve planlamanın geleceği öngören kavramsal laboratuvarlardır. Onlar aynı zamanda kent yaşamını saf insan zihninin yarattığı farklı politik, ekonomik, sosyal, kültürel, doğal ve fiziksel koşullarla canlandırarak (simülasyonunu gerçekleştirerek) gerçek hayattaki kent planlamasını ve tasarımını da etkilemektedir. Hipotezi test etmek için uygulanan yöntem, farklı sebeplerle oluşan her türden dikkate değer örnekleri göz önünde bulundurarak, hayali yerleşimlerin kapsamlı bir tanımını yaparak başlamaktadır. Bu kapsamda hayali şehirler, zamandan mekândan ve türden bağımsız yapay mekânlar olarak tarif edilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Bundan sonra, tarihsel ve modern kurgusal yerleşimler bölümünde türleri bakımından, erken mitolojik, dini ve hayali şehirler gibi önemli örneklerin katkısıyla tanımlanmaktadır. Bu bölümde Atlantis, Azgard ve Valhala, Olimpus, Şambala, Kamelot, Eldorado, Sodom ve Gomore hayali şehirleri incelenmiştir. Daha sonra erken dönem fantastik roman ve masallarda bulunan şehirler incelenmiştir. Bu bölümde Alis'in Harikalar Diyarı, Muhteşem Oz Büyücüsü'nün Zümrüt Kenti ve Peter Pan'ın Düşler Ülkesi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu aşamanın ardından araştırma, ana hedefi olan modern kurgusal yerleşimler bölümü ile devam etmektedir. Kentler yaratılış nedenlerine göre üç farklı nedenden dolayı sınıflandırılmıştır. Bunlar sosyal, doğal ve fiziksel çevrenin değişimidir. İnsan aklının bu yerleri nasıl oluşturduğunu görmek için fiziksel ortamlar da konut alanları, dinlenme alanları, çalışma alanları, hizmet alanları ve yol ve erişim ile detaylandırılmıştır. Çalışma kapsamında 18 adet hayali kent ayrı ayrı incelenmiş, ilgili görseller birçok kez gözden geçirilmiş, duruma göre plan, kesit veya görünüşleri çizilmiş, ortak bir dil yaratacak gösterim (lejant) belirlenmiş ve her kentin büyüklüklerini birbiri ile karşılaştırılabilir kılmak için bir ölçek geliştirilerek çizimlere yerleştirilmiştir. İş akışı, kapsamlı bir tartışma ve sonuç ile sona ermektedir. Gelecek öngörüsü hakkında yarının hayali şehirleri yaratım nedenlerine göre üç tür yerleşim yeri vardır. Birincisi, doğal yönelimli değişiklikler için, kıyamet sonrası dünya yerleşimleri odaklıdır. İkinci olarak, sosyal yönelimli değişiklikler için distopya kentleri seçilmiştir. Son olarak fiziksel yönelimli değişimler için bilimkurgu şehirleri, zaman ve mekândan bağımsız olmaları nedeniyle mükemmel örneklerdir. Felaket sonrası dönem hayali şehirleri için felaket türüne göre ayrım yapılarak, her olası felaket türü için en çok bilinen ve en detaylı hayali şehir seçilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda küresel ısınma için, Su dünyası filminden Atoll, enerji felaketi için Mad Max film serisinden isimsiz bir kasaba ve Bartertown, nükleer felaket için Fallout adlı bilgisayar oyunu serisinden Vault81 ve Diamond City, yapay zekânın dünyayı ele geçirmesi ile ilgili Matrix filminden Zion ve en nihayetinde zombi salgını için The Walking Dead dizisinden Alexandria güvenli bölgesi seçilmiştir. Yapılan detaylı incelemeler sonucu felaket sonrası dünya kentlerinin bazı ortak özellikleri tespit edilmiştir. Genel olarak, kıt kaynakları idare ederek her şeyi dönüştürerek yeniden kullanan bir özellikte oldukları gözlenmiştir. Doğal çevre insana düşman ve elverişsiz hale gelmiş bu sebeple adaptasyon önemli hale gelmiştir. Bunun yanında dinlenme alanları da yok denecek kadar azdır. Sosyal yapıları incelendiğinde bir adalet sistemine sahip olmadıkları, güvensiz ve demokrasiden yoksun bir ortam oldukları söylenebilir. Genellikle küçük topluluklardan oluşmaktadır ve cehalet yaygındır. Bunlar rağmen ayrımcılığın azaldığı gözlenmiştir. Bu yerleşimler için ticaret ve işbirliği hayat ve sürdürülebilirlik açısından önemli faaliyetlerdir. Bu yerleşimlerin fiziksel özellikleri incelendiğinde korumacı bir yapıya sahip oldukları, kasaba ve ticaret merkezlerine sahip oldukları gözlemlenmiştir. Bunun yanında araştırma ve sağlık merkezlerine önem verildiği ve yiyecek üretimine ağırlık verildiği tespit edilmiştir. Distopya kentlerinde de aynı felaket sonrası dönem hayali şehirleri için türüne göre ayrım yapılarak, kendi alanında en çok bilinen ve en detaylı hayali şehir seçilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda Orwel türü distopya (Orwellian State) için, türe adını veren George Orwell'in 1984 romanından Londra kenti seçilmiştir. Bundan sonra ekmek ve eğlence (Panem et Circenses) kategorisinde Açlık Oyunları'ndan Panem ülkesinin başkenti Capitol incelenmiştir. Dünyayı aptalların ele geçirdiği tersine evrim (devolüsyon) kategorisinde İdiyokrasi filminden Washington D.C. seçilmiştir. Tek kişilik distopyaya örnek olarak The Truman Show filminden Seahaven, duygulardan arınmış topluma örnek olarak da Equilibrium filminden Libria kenti seçilmiştir. Bu yerleşimlerin ortak özellikleri incelendiğinde Distopya Kentleri, sürekli gözetleyerek toplumu baskı altına almak için önemli altyapıya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Genel olarak, bireysellik ve özgürlük yoktur. Medyanın sıkı bir kontrolü vardır ve sömürü yöneticilerin kullandığı ortak bir faaliyettir. Doğal çevre, genellikle şehrin dışında yer almaktadır. Her zaman karanlık bir atmosfer vardır. Doğal güzellikler, sıradan insanlar için kasıtlı olarak imha edilir ve üst sınıf için bir ayrıcalık yaratır. Sosyal yapı, mahremiyetin yok edilmesine dayanmaktadır. Toplum genellikle kurban olur. Her şey sistematiktir paranoya yaygındır ve insanlar nefret doludur. Yaratıcılık kısıtlanmış ya da çok sınırlıdır. Diktatörlüğü sürdürmek için sürekli bir propaganda vardır. Fiziksel ortam izole bir yapı üzerine inşa edilmiştir. Her yerde fiziksel ve psikolojik engeller vardır ve güçlü bir gözetleme altyapısıyla kontrol edilir. Kentsel formlar propaganda tasarımına dayanır, minimalist, organik formlar yerine düz çizgiler, sıradandır ve dikkat dağıtıcı unsurlarla doludur. Bilimkurgu dünyasında da önceki iki kategoride olduğu gibi kentin ana özelliği ve türüne göre ayrım yapılarak, kendi alanında en çok bilinen ve en detaylı hayali şehir seçilmeye çalışılmıştır. Zaman yolculuğu kategorisi ve dünyada şehirciliğin hemen her tarihsel aşamasını incelemiş olması sebebiyle Geleceğe Dönüş film serisinden Hill Valley şehri incelenmiştir. Daha sonra bilimkurgu kategorisinin en çok yoğunlaştığı uzay kentlerine yönelerek ilk adımı uzay istasyonu türünde Yıldızlararası filminden Cooper İstasyonu incelenmiştir. Daha sonra dünyadan uzaklaşma ve gerçekleşme olasılığının azalmasına göre diğer ay ve gezegenlerde kurulan yerleşimler incelenmiştir. Buradan yola çıkarak Pluto Nash'in maceraları filminden Little America şehri Ay'da bulunan bir üsse örnek olarak seçilmiştir. Daha sonra Mars kolonisi kategorisinde Bu Dünyanın Dışında filminden Doğu Texas Yerleşimi incelenmiştir. Bunu takiben uçan şehir türünde Cloud City, Gezegen şehir türünde de Coruscant seçilmiştir. Her iki örnek de Yıldız Savaşları evrenine aittir. Fiziksel yönelimli değişime dayanan bilimkurgu şehirler ileri teknoloji, yeni materyaller, yeni fizik yasaları ve merakın bir ürünü olarak doğarlar. Doğal ortamları nadir kaynaklar ve daha az sürdürülebilirlikten oluşur. Çok az dinlenme alanı vardır ve olanlar da yapaydır. Doğal kaynakları korumak için geri dönüşüm ve yeniden kullanım sıkı uygulanan bir politikadır. Sosyal açıdan toplum daha az ayrımcılığa sahiptir, barışçıl, özgür, tutkulu, sofistike, güvenli ve çeşitlidir. Tüccarlardır ve ticaret ve değiş tokuş hayatlarının önemli bir parçasıdır. Bu şehirlerdeki fiziksel ortamlar koruyucu bir yapıya sahiptir ve hayatı kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. Yenilenebilir enerjinin kullanımı yaygındır. Çevre teknolojik ve suni olsa da, diğer kaynaklara çok bağımlı ve daha az sürdürülebilirdir. Bütün bu üç yerleşim türü genel karakteristiklere göre farklılık göstermektedir, fakat doğal, sosyal ve fiziksel yapıları gereği birçok ortak unsura sahiptirler. Yaratıcıları, habitatlarımızın geleceğini, ağır hasar görmüş veya tamamen yok olmuş bir doğal ortamı olacağını tahmin etmektedirler. Ayrıca, adalet sisteminde de sıkıntılar yaşayacağımızı, ancak ayrımcılıktan daha az çekeceğimizi öngörmektedirler. Kentlerimiz için günlük hayatta iletişim ve ticaret çok daha önemli bir hal alacaktır. İnsanlar kaçınılmaz olarak teknoloji ve bilim tarafından geliştirilen koruyucu ve izole bir çevreye sahip olacaklardır ancak bunun toplumumuz için iyi mi yoksa kötü mü olacağı bilinmemektedir. İnsanoğlunun hayal gücü, daima tarih boyunca onu ileri götüren ana hareket gücü olmuştur. İnsan aklının yaratıcılığı ilk önce beynindeki vizyonunu oluşturmuş, bir fikir meydana getirmiş ve iletişim becerisiyle onu yaymıştır. İnsanoğlunun bu yeteneği sayesinde birçok büyük buluş ve tarihin en muhteşem keşifleri gerçekleşmiştir. Bu nedenle, bu çalışmanın ana sorusu, kentsel planlama perspektifimizin geleceği için çok önemlidir. Yarının hayali şehirleri, gelecekteki yerleşimlerimizin ilk taslak projeleridir. Bunlar, dönemin en yaratıcı zihinlerinin kavramsal taslak çalışması olarak düşünülebilir ve yerleşimlerin gelecekteki sakinlerinin olası korkuları, umutları, beklentileri, tutkuları ve niyeti hakkında birçok değerli ipuçları içerir. Bu, yarının hayali şehirlerini gözlemlemeyi, anlamayı ve yorumlamayı sürdürmemiz gerekliliğinin temel sebebidir. Çevremizdeki doğal, sosyal ve fiziki şartlarda değişim kaçınılmazdır ve insanlar, bu şehirleri kavramsal laboratuvarlar olarak kullanarak gelecekteki yerleşimlerimizde olası yaşam biçimlerini hayal eder ve sonuçları düşünerek kendilerini geleceğe hazırlamaktadırlar. Kısaca Yarının hayali kentleri, şehir ortamlarımızın başına gelebilecek olumlu veya olumsuz her durumu tahmin ederek bizi uyarmaktadırlar. Kurgusal yerleşimler sadece şehir ortamımızın geleceğini tahmin ederek bizi uyarmaz, aynı zamanda mevcut şehir ve kasabalarımızı geliştirmemize de yardımcı olur. Geçmişte, kurgu ve gerçek bilim insanı tarafından ilk kez anlatılan yaşamlarımızı kolaylaştıran birçok icat, gerçek hayattaki çalışmalarında kurgusal icatlardan ve çevrelerden etkilenmiştir. Bu aynı zamanda yerleşimlerimizi otomatik kapılar, düz dokunmatik ekranlar, otonom arabalar, yüz tanıma sistemleri ve hikâyelerde bahsedilen akıllı şehir özellikleri ile zenginleştiren hayali şehirlerde de işlev görür. Hayali şehirlerin de aynı zamanda farklı koşullarda gerçek şehirleri etkilediği görülmektedir. Aynı zamanda mevcut yerleşimlerimizi geliştirmemize ve iyileştirmemize yardımcı olmaktadırlar. Bu önceki dönemlerde birçok hayali kentte bahsedilen, kentlerimizde ve günlük yaşamımızda zaten bulunan ve kullanılmakta olan örneklerle kanıtlanmıştır. Bunlar, yarının hayali şehirlerini gözlemlemeyi, anlamayı ve yorumlamayı neden sürdürmemiz gerektiğiyle ilgili önemli gerçeklerdir. Çocuklarımızın gelecekteki kentsel ortamlarında daha iyi bir yaşama sahip olmalarını sağlamak için hayali şehirleri gözlemlememiz gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

Imaginary cities or fictional settlements are imaginary artificial places free from time, space and species. Imaginary cities of tomorrow are fictional settlements that may help us to predict the future of urbanism. The purpose of this research is to reveal the relations between real cities and imaginary cities of tomorrow mentioned in mainstream literature and media and to exhibit the common perspectives and predictions of fiction about the future of our settlements, if there are any. The main claim, in other words hypothesis of the work is Imaginary cities of tomorrow in fiction are hypothetical laboratories which serve to foreseen the future of urban design and planning according to potential technological, philosophical advancements and changing natural, social and physical conditions. They are also affecting real life urban planning and design by simulating urban life with different political, economic, social, cultural, natural and physical conditions created by pure human mind. The methodology applied in order to test the hypothesis starts by making a comprehensive definition of imaginary settlements considering notable examples of every kind of them. After that, historical and modern fictional settlements are described by their genres with the contribution of notable examples like early mythological, religious and fictitious cities. Following this step, research continues with the main target of the study, modern fictional settlements section. The cities are classified by their cause of creation in three different reason: social, natural and physical changes of environment. Physical environments are also detailed by residential areas, recreational areas, working areas, service areas and road and access in order to see how human mind makes up these places. The workflow ends with a comprehensive discussion and conclusion. There are three types of settlements about the future prediction by reasons of creation of imaginary cities of tomorrow. First of all, post-apocalyptic world settlements are focused, for natural oriented changes. Secondly, for social oriented changes it has been chosen the dystopian cities. And finally for physical oriented changes, science fictional cities are perfect examples for their independency from time and space. All these three type of settlements differ by general characteristics but they have many common elements by their natural, social and physical structures. The creators of them predicts the future of our habitats will be absent of natural environment which will be heavily damaged or totally destroyed. They also predict we will have difficulties in justice system, but suffer less from discrimination. Communication and trade will be much more important for our cities in daily life. Humans inevitably will have a protective and isolated environment developed by technology and science but it is still unknown for us if it will be good or bad for our society. Imaginary cities of tomorrow are warning us by predicting the disasters of the future which can happen to our urban environments. They also help us to enhance and develop our existing settlements. It is proven by many early examples mentioned in previous fictional settlements which are already established and used in our cities and daily life. These are important facts about why we should keep observing, understanding and interpreting the imaginary cities of tomorrow.

Benzer Tezler

  1. İstanbul Kadıköy ilçesindeki çocuk oyun alanlarının nitel ve nicel açıdan değerlendirilmesi

    Qualitative and quantitave evaluation of children playground in Kadikoy Istanbul

    DOĞA DİNEMİS KUŞULUOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Peyzaj Mimarlığıİstanbul Teknik Üniversitesi

    Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLŞEN AYTAÇ

  2. Bir kent vizyonu olarak ütopya olgusunun sinema bağlamında analizi

    Analysis of utopia as an urban vision in the context of cinema

    NİHAL POLAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Şehircilik ve Bölge PlanlamaMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYKUT KARAMAN

  3. Kentsel ütopyalar ve 20. yüzyıl toplu konut mimarlığı

    Urban utopias and housing architecture of the 20th century

    AYBALA SEKMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÖZGÜR BİNGÖL

  4. Operanın tarihsel gelişimi ve Osmanlı Dönemi'nden Cumhuriyet Dönemi'ne opera yapıları: Süreyya Pperası örneği

    The historical development of opera and opera structures from the Ottoman Period to the Republican Period: The case of Süreyya Opera

    EMRECAN AKBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    MimarlıkFatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SALİH SALBACAK