Geri Dön

Evaluating urban diversity practices of local municipalities in istanbul: A case study of Besiktas, Beyoglu and Fatih municipalities

İstanbul'daki yerel belediyelerin kentsel çeşitliliğe yönelik uygulamalarının incelenmesi: Beşiktaş, Beyoğlu ve Fatih belediyeleri örneği

  1. Tez No: 510997
  2. Yazar: SEMAHAT CEREN SAY
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ BAŞAK DEMİREŞ ÖZKUL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Şehir Planlama Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 149

Özet

Kentsel çeşitlilik tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de günden güne artmaya başlamaktadır. Küreselleşme ve bununla birlikte artan uluslararası göçler özellikle son yıllarda çeşitliliğin daha önce hiç olmadığı kadar artmasına yol açmıştır. Bu bağlamda kentlerin önemi de günden güne daha çok artmaktadır. Yüz yüze karşılaşmaların ve sorunların ortaya çıktığı kamusal alanların yer aldığı kentlerde çeşitlilikle yaşamayı kolaylaştırıcak uygulamların önemi ve bu konuda yerel belediyelere düşen sorumluluklar da bu oranda artmaktadır. Yerel belediyeler, halkın doğrudan temsil ediliği ve halk katılımının gerçekleştiği platformlar oldukları için çeşitliliğe yönelik uygulamlarda yerel belediyelerin rolü çok büyüktür. Belediyelerin bu konudaki rollerinin önemini daha iyi kavramak için çeşitlilik kavramının gelişimi ve tarihsel süreç içerisinde çeşitliliğe yönelik gösterilen yaklaşımları anlamak da çok önemlidir. Bu amaçla bu çalışmada ilk önce çeşitlilik kavramının ortaya çıkışı; çeşitliliğin sosyal, fiziksel ve ekonomik anlamları ve süper ve hiper çeşitlilik kavramları incelenmiştir. Tüm bu anlamlar üzerinde en çok çeşitliliğin sosyal anlamları üzerinde durulmuş ve sosyal adalet kavramı üzerinden çeşitlilik kavramının nasıl ele alındığına bakılmıştır. Daha sonra ise assimilasyon, çok-kültürlülük ve kültürelarasılık gibi çeşitliliğe yönelik yaklaşımlar incelenerek çeşitliliğe yönelik politikaların nasıl zamanla ve süreçle birlikte değiştiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Çeşitliliğin süreç içerisindeki değişimi incelendikten sonra ise şehirlerde ve kamusal alanlarda çeşitliliğin öneminden bahsedilmiştir. Çeşitliliğe yönelik yapılan planlama çalışmaları üzerinde durularak çeşitlilik ile birlikte yaşamayı sağlamak için yapılması gereken planlama çalışmaları ve ideal kent modellerinden bahsedilmiştir. Çeşitliliğe yönelik planlamanın genelde sosyal adaleti ön plana çıkarması gerektiği ortaya konulmuştur. Genel olarak çeşitliliğin etkili bir şekilde sağlanılması için üzerinde durulması gereken diyalog, katılım ve iletişimsel planlama farklı grupların bir arada yaşamasını sağlamak için olması gereken planlama pratikleri olarak ön plana çıkmıştır. Çeşitliliğin anlamı ve planlama çalışmalarındaki yeri incelendikten sonra bunun mekânsal yansımalarına bakabilmek adına Avrupa'da çeşitliliğin evrimi, Avrupa'daki çeşitliliğe yönelik politikalara ve çeşitilik uygulamalarına bakılarak incelenmiştir. İncelenmek için Avrupa'nın seçilmesinin sebebi Avrupa'da çeşitliliğin gelişim dinamiğinin Türkiye'ye benzer bir eksen göstermesi olmuştur. Yani Avrupa'nın da zamanla ve gelişen dinamiklerle birlikte göç edilen bir ülke olmuş olmasıdır. Bunun yanında Avrupa'nın farklı milletlerden göç almaya Türkiye'den daha önce başlamış olması da Avrupa'da çeşitliliğe yönelik politikalar ve başarılı uygulamaların geliştirilmesinde etkili olmuştur. Bu bağlamda Avrupa'daki başarılı uygulamalar da Türkiye'de artan çeşitliliğe yönelik oluşturulacak adımlara yol gösterici olması açısından önemlidir. Avrupa'da da uygulanan politikalar assimilasyon, çok kültürlülük ve kültürelarasılık ekseninde olmuş; bunun haricinde misafir işçi politikaları da özellikle 2.Dünya Savaşı'ndan sonra assimilasyonla birlikte uygulanan politikalar arasında yer almıştır. 19.yy'a kadar çeşitlilik, politika üretecek düzeyde açığa çıkmadığı için genel olarak çeşitliliğe karşı üretilen politikalar 19.yy'da ulus devletlerin ortaya çıkışıyla başlayan assimilasyon politikaları ile olmuş, 2.Dünya Savaşı ile birlikte etkisi azalsa da 1960'lara kadar assimilasyon politikaları uygulanmaya devam etmiştir. 1960'larla birlikte artan uluslararası insan hakları hareketleri ile çokkültürlülük politikaları ortaya çıkmış ve uluslarası anlaşmalar ile de çokkültürlülük politikaları pekiştirilmiştir. 1990'lardan sonra ise bazı devletler artan göçe bağlı oluşan güvenlik korkuları nedeniyle assimilasyona dönük önlemler almaya başlamışlar ve çokkültürlülükten bir geri dönüş hareketi başlamıştır. Bunun yanında artan küreselleşme sorunların da ortak olmaya başlamasına yol açarak Avrupa devletleri arasında ortak çıkarlar ve yakınsama politikalarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Entegrasyon ve sosyal uyum kavramları uluslarası anlaşmalarala pekiştirilmeye çalışılmış ve çokkültürlülüğün yerini kültürerelarasılık ve kültürlerarası diyalog kavramları almaya başlamıştır. Aynı zamanda da yerel yönetimlerin çeşitlilik konusundaki önemi anlaşılarak, bu konuda proje geliştirilmek için kurulan uluslararası yerel yönetim ağlarıyla birlikte yerelin aynı zamanda uluslararası politikaya etkisi de vurgulanmıştır. Uluslarası ağlar içerisinde UCLG ve daha sonra ise Avrupa Birliği bünyesinde geliştirilen Eurocities, MPG (Migration Policy Group), ICC (Intercultural Cities Programme) ve URBACT gibi uluslararası programlar ve ağlar incelenerek bu kuruluşlar tarafından yerel yönetimler arasında çeşitliliğe yönelik başarılı uygulamalar geliştirilmek adına ne tarz uygulamalar yapıldığına bakılmıştır. Avrupa'daki çeşitlilik uygulamaları incelendiktan sonra Türkiye'deki çeşitliliğin gelişimi ve çeşitliliğe yönelik yapılan uygulamalara bakılmıştır. Osmanlı'dan beri çeşitliliğin var olduğu bir coğrafya olan Türkiye, Cumhuriyet'in kurulması ve ulus devlet anlayışı ile birlikte ortaya çıkan olaylar nedeniyle bu çeşitliliğini kaybetse de zamanla artan göçlerle birlikte tekrar çeşitliliğin hakim olduğu bir coğrafya haline gelmiştir. Özellikle yapılan göçlerin en çok yapıldığı şehir olan İstanbul bu kapsamda ayrı bir öneme sahiptir. İstanbul azınlıkların geçmişte en çok ikamet ettiği yer aynı zamanda da komşu ülkelerden yapılan göçlere en çok ev sahipliği yapan şehirdir. Özellikle 2011 yılından itibaren Suriyeli göçmenlerin gelmesiyle birlikte Istanbul'un çeşitliliği daha da artmıştır. Bu bağlamda İstanbul'da çeşitliliğin nasıl ele alındığı ve yerel belediyelerin çeşitliliğe yönelik yaptığı uygulamalar, kapsayıcılığın ve entagrasyonun sağlanılması için önemlidir. Bu sebeple de bu çalışma da İstanbul'da belirlenen belediye örnekleri üzerinden yapılan çeşitlilik uygulamaları incelenmiştir. Çalışmada yöntem olarak nitel analiz yöntemlerinden olan vaka çalışması yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemin seçilmesinde Avrupa'daki yerel belediye ağlarından biri olan Eurocities'in yapmış olduğu projelerde (Inticities, Dive, Mixities, Implementoring) Avrupa şehirlerinde çeşitlilik uygulamalarını denetlerken bu yöntemi kullanması etkili olmuştur. Çalışma alanının kapsamı İstanbul'in Merkezi İş Alanı (M.İ.A) olarak belirlenmiştir. Merkez alanlarındaki servis çeşitliliği sosyal gruplara yönelik hizmetlerin sağlanmasının önemini daha da arttırmaktadır. Çünkü merkez alanlarında farklı grupların servislere ulaşımı yönünden rekabet ortamı meydana gelebilmektedir. Çalışmanın kapsamı M.İ.A alanı olarak belirlendikten sonra karşılaştırma yapabilmek adına bu alan içerisinden 3 tane ilçe seçilerek bu ilçelerdeki çeşitlilik uygulamaları incelenmiştir. İncelenecek belediyeler seçilirken bu belediyelerin barındırdıkları sosyo-ekonomik, sosyo-demografik ve sosyo-kültürel ve etnik çeşitliliklerine dikkat edilmiştir. Aynı zamanda da bu belediyelerin uluslararası ağlara üyeliklerinin çeşitlilik uygulamaları üzerindeki etkisini incelemek için 2 tane ilçe örneği de bu ağlara üye olan belediyelerden seçilmiştir. Beşiktaş ve Beyoğlu Belediyeleri Eurocities'e olan üyelikleri ve tarihi bir yerleşme olmaları nedeniyle sahip oldukları azınlık mirası, Fatih İlçesi ise bünyesinda barındırdığı göçmen nüfusu ve gene diğer ilçeler gibi sahip olduğu azınlık mirası nediyle çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Çalışma da analiz yöntemi olarak ilk önce dökümanlara bakılmış ve belediyelerin stratejik planları, aktivite raporları ve performans programları incelenmiştir. Daha sonra ise belediyedeki çeşitli birimlerle derinlemesine görüşmeler yapılarak çeşitlilik uygulamaları konusunda daha derin bir bilgiye ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuç olarak bu üç ilçede yapılan çeşitliliğe yönelik uygulamalar Eurocities'in de prolerin de kullanmış olduğu değerlendirme kriterlerine uygun olarak analiz edilmiştir. Yapılan literatür çalışması ve araştırma sonuçlarından elde edilen bulgular ışığında çıkarımlar ortaya konularak bir sonuca varılmıştır. İlk olarak elde edilen çıkarımlar sonucunda her üç belediyenin ortak noktaları da olsa ilçenin yapısana göre belediyelerin de çeşitlilik algılarının değiştiği saptanmış aynı zamanda farklı müdürlükler arasında da farklı tespitlerin ortaya çıkabildiği gözlemlenmiştir. Fakat üç belediyenin de çeşitlilik kavramını tanımlayabildikleri ve genel olarak planlama müdürlükleri dışında çeşitliliğin sosyal anlamları üzerinde durdukları tespit edilmiştir. Çeşitlilik kavram olarak stratejik planlarda bahsedilmese de farklı sosyal gruplara yönelik hizmetlerin her üç belediyenin de stratejik planlarında yer aldığı gözlemlenmiştir. Bunun haricinde gene hem belediye çalışanları tarafından hem de stratejik planlarda, katılım çalışmaları farklı sosyal gruplara yönelik ve kapsayacılığı sağlamaya yönelik hizmetler olarak ön plana çıkmıştır. Bu da her ne kadar belediye çalışanları ve stratejik planlar da belirtilmese de literatürden elde edilen bulgular sonucunda çeşitliliğin olduğu bir alanda yaşayabilmek için sosyal adaletin sağlanılmasının gerekleri arasında en çok gösterilen katılımın bu ilçelerde sağlanılmaya çalışıldığının bir göstergesidir. Gene ilçelerin yapısına göre çeşitliliğin içinde yer alan sosyal grupların tanımları değişse de üç belediyede de hem stratejik planlar da hem de belediye çalışanları tarafından dezavantajlı guplara odaklanıldığı gözlemlenmiştir. Bunun dışında belediyelerin yapısına göre yaşlılar, çocuklar, gençler, kadınlar, göçmenler ve farklı etnik gruplar da gerek bu dezavantajlı grupların içinde gösterilerek gerek ise ayrı olarak bahsedilerek belediyelerin hizmet sağladığı farklı sosyal gruplar olarak yerini almıştır. Üç belediyenin değişen ama aynı zamanda ortak yönleri de olan çeşitlilik algıları dışında çalışma sonucunda elde edilen diğer bir çıkarım ise ulusal yasa ve yönetmeliklerin ve aynı zamanda ülkenin değişen strüktürünün belediyelerin çeşitliliğe yönelik uygulamaları üzerindeki etkisi olmuştur. Avrupa örneğinde de görüldüğü üzere uluslarası haklar ve anlaşmalar çeşitlililiğe karşı pozitif politikaların uygulanmasında etkili olmuş entegrasyon ve kapsayacılığı arttırmaya çalışmıştır. Bunun dışında ulusal yasalar ve yönetmelikler de uluslararası anlaşmalar kadar önemlidir. Uluslarası anlaşmalar ve haklar her ne kadar Türkiyede çeşitliliğe yönelik pozitif bir algının yaratılmasında etkili olsa da Türkiye'de ayrımcılığa karşı herhangi bir ulusal yasanın olmaması çeşitliliğe yönelik etkili uygulamaların üretilmesine de engel olduğu tespit edilmiştir. Türkiye'de farklı sosyal grupların sadece dezavantajlı gruplara yönelik sosyal refah yasaları çerçevesinde korunduğu, bunun haricinde çeşitliliğe yönelik pozitif gelişmeler olarak belediyelerin çeşitliliğe yönelik etkili uygulamalar geliştirmesinin önünü açan 5393 sayılı Belediye Yasası ve 5366 sayılı yasanın (Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkındaki Kanun) belediyelerde katılım çalışmalarını ve kapsayacılığı arttırmaya yönelik maddeler içerdiği için önemli bir gelişme olarak ortaya çıktığından bahsedilmiştir. Yapılan tez çalışması sonucunda elde edilen diğer bir çıkarım ise uluslararası anlaşmalar ve ulusal yasa ve yönetmelikler dışında belediyelerin çeşitliliğe yönelik kendi iç dinamiklerine bağlı olarak geliştirdikleri uygulamaların da bir o kadar önemli olduğu olmuştur. Yerelin öneminin özellikle kültürelaraslık kavramının ortaya çıkması ile birlikte de artmasıyla bu bağlamda sorunların ve çözümlerin de yerelde en etkili şekilde anlaşılabiliceği açıktır. Etkili bir ulusal politika yerelde sosyal adalet sağlanmadığında bir anlam ifade etmemektedir. Bu kapsamda da incelenen üç belediyenin de ilçelerin yapısal dinamiklerine göre ilçede bulundan farklı sosyal gruplara yönelik farklı hizmetler geliştirdiği gözlemlenmiştir. Belediyelerin çeşitlilik uygulamalarının ilçede ağırlıklı olarak bulunan sosyal gruplara göre farklılaştığı ve hangi grup ağırlıktaysa hizmetlerinde o gruba yönelik arttığı gözlemlenmiştir. Son olarak ise elde edilen çıkarım uluslararası ağların çeşitliliğe yönelik uygulamaların geliştirilmesindeki etkisi olmuştur. Günümüzde artan kültürelarasılık politikası ile birlikte yerele verilen vurgu artarken aynı zamanda küreselleşmenin etkisiyle sorunların ortak olmaya başlaması da uluslarası yerel ağların önemini arttırmıştır. Bu bağlamda bu çalışmada da bu ağların etkisini görebilmek adına Eurocities ağına üye olan 2 belediye (Beşiktaş, Beyoğlu) örneği üzerinden gidilmiştir. Yapılan tez çalışması bu ağların önemini ortaya koymuştur, fakat incelenen belediyelerde bu ağların öneminin anlaşılmaya başlamadığı da açıktır. Ama bu ağlar hem çeşitliliğe yönelik politikalar geliştirilmesi hem de fikirlerin ve uygulamaların belediyeler arasında aktarılması açısından önem taşımaktadır.

Özet (Çeviri)

Cities are the most important places where urban diversity comes to the forefront as diverse groups are encountered mostly in urban areas. Socially, economically or demographically diverse groups come together in cities. Cities are becoming more diverse than ever. Istanbul has a diverse character dating back to the Ottoman Empire Period. In that period minorities located in the city had great tolerance. However, with the emergence of the nation state the city started to loose its diverse characteristics by decreases in the minority population. But, the city is becoming more diverse, as a result of increasing migration flows in recent decades. In this regard, the responsibilities of local municipalities increases in order to cope with the increased diversity. The main aim of the research is to understand the perceptions of the local municipalities towards diversity and to evaluate the success of local municipalities in addressing diversity in Istanbul. The best way to evaluate the practices of local municipalities is seen as using a qualitative case study method to gain in-depth knowledge by comparing different municipalities in Istanbul. Also Eurocities“Integrating Cities”frameworks (Inticities, Dive,Mixities,Implementoring, etc.) are taken as examples for choosing the case study method for this study as in these studies the case study method has also been used to evaluate successful diversity practices in European cities. In this study, the notion of diversity is identified first by looking at its various meanings and evaluating policies towards diversity. Then the importance of diversity in cities is identified by looking at the reasons for the rise of diversity in cities, planning implementations in diverse cities and economic and social benefits of diversity in the city. After examining the term diversity, progressions towards diversity in Europe are identified to understand the spatial reflections of diversity. The reason to choose Europe instead of other regions is because evolution of diversity in European cities resembles Turkey; both contexts influence each other as Turkey is part of Europe. After examining progressions in Europe by looking at the evolution of diversity policies and practices in Europe, progressions towards diversity in Turkey and Istanbul are identified to understand the case study municipalities better by looking at the national and local perspectives. As the study aims to evaluate and compare the perceptions and successes of local municipalities in terms of diversity, three district municipalities in Istanbul were chosen for the cases of the study as district municipalities are most significant elements of local administration. Diverse groups are encountered in cities and as a result of this, conflicts and the needs of these diverse groups are better understood at the local level. Also, people are represented directly and could participate to the decision making process at local level. Beşiktaş, Beyoğlu and Fatih Municipalities were chosen as the cases of the study. To evaluate the success of diversity practices the study first looked at strategic plans and the performance and activity reports of the municipalities. Then in-depth interviews were done with the employees in these municipalities. Then the results were evaluated according to the benchmarks created by Eurocities projects. Finally, findings were identified as the conclusion of the study. The changing perception of diversity in each municipality, their common approaches, the importance of national laws and regulations in implementing diversity practices and the importance of local practices developed in addition to legal directives and the impact of international networks in adopting diversity practices were identified as the main findings of this thesis.

Benzer Tezler

  1. Kentsel dönüşüm teşvik politika ve süreçlerinin işbirlikli planlama bağlamında değerlendirilmesi: Zeytinburnu örneği

    Evaluating urban regeneration incentive policies within the context of collaborative planning: A case study of Zeytinburnu

    SEMRA NİRON

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. İMGE AKÇAKAYA WAITE JR

  2. İstanbul kent mekânında kültürel / yaratıcı endüstrilerin mekânsal dağılımı ve yer seçimi kriterleri - Beyoğlu örneği

    The spatial distributions and locational criteria of cultural / creative industries in Istanbul urban area - Beyoglu case

    FATMA PELİN ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Disiplinlerarası Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALE ÇIRACI

  3. Kentsel çeşı̇tlı̇lı̇k yönetı̇şı̇mı̇nde yerel yönetı̇mlerı̇n rolü

    The role of local governments in urban diversity governance

    ELİF TOPAL DEMİROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Kamu YönetimiMarmara Üniversitesi

    Yerel Yönetimler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERBAY ARIKBOĞA

  4. Kültür politikaları ve mekân üretimleri ilişkisi: İstanbul'daki belediye kültür merkezleri

    The relationship between cultural policies and space production: Municipal cultural centers in İstanbul

    SEDANUR ALBAYRAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İPEK AKPINAR AKSUGÜR

  5. Küreselleşme çağında sosyal konut kavramının yeniden değerlendirilmesi: Türkiye örneği

    Re-evaluation the concept of social housing in the globalization age: The housing practices in Turkey

    EZGİ HAZAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PELİN DURSUN