Geri Dön

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karasuları

The Territorial waters of the republic of Turkey

  1. Tez No: 52023
  2. Yazar: İSA YAMAK
  3. Danışmanlar: PROF.DR. TOKTAMIŞ ATEŞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Uluslararası İlişkiler, Economics, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 102

Özet

ÖZET Karasuları; bir kıyı devletinin kara ülkesini çevreleyen ve uluslararası hukuka uygun olarak açıklara doğru belirli bir genişliğe kadar uzanan, kıyı devletine ait deniz kuşağına verilen addır. Karasuları, kıyıların herhangi, bir özellik göstermediği durumlarda, olağan esas çizgiyi oluşturan en düşük su düzeyindeki kıyı çizgisinden başlamaktadır. Kıyıların içsular alanlarına yer vermesi durumunda ise, karasular içsuların dış sınırım oluşturan düz esas çizgilerden başlamaktadır. Karasuları genişliği ilk defa ortaçağda ortaya çıkmakla beraber 1610 yılından itibaren Hollandalı Hukukçu Cornelis van Bynkershoek'un öne sürdüğü top menzili kıstası esas alınmıştır. Top menzili kıstası yaygın bir şekilde kullanılmakta iken dahi bazı Kuzey ve Güney Avrupa devletleri 3 millik sahil sulan genişliği esasım benimsemişlerdir. Günümüzde, devletlerin hemen hemen hepsi karasularının ülkenin devamı olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Prof.Herbert SMITH ve Prof.M.GÖNLÜBOL karasularının ülke bütünlüğünün bir parçasının teşkil ettiğine dair fikir birliğinin 1930 konferansında ortaya çıktığım belirtmektedir. Nihayet, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi 2. maddesi 1. fıkrasında; sahildar devletin hakimiyetinin kara ülkesinin ve iç sularının ötesinde karasuları denilen bir bitişik deniz bölgesine kadar uzanacağı ve bu hakimiyetin karasuları üzerindeki hava sahası ile bu suların deniz yatağı ile toprak altım da kapsayacağı belirtilmiştir. Türkiye; 1958 ve 1960 Cenevre Konferansları sonunda ortaya çıkan gelişmeler karşısında, özellikle Ege Denizi'ndeki durum gözönünde bulundurarak, 15 Mayıs 1964 tarih ve 476 sayılı Karasuları Kanununu çıkarmış, bu kanun ile karasularının genişliği 6 mil olarak belirlenmiş ve bundan fazla bir genişlik fiili mütekabiliyet şartına bağlanmıştır.Karasularının genişliği hususunda nihai olmasa da 10 Aralık 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde bir sonuca varılabilmiştir. Karasuları kavramına yeni boyutlar kazandıran sözleşme 10 Aralık 1982 ile 9 Aralık 1984 tarihleri arasında imzaya açık tutulmuş ve aralarında Yunanistan'ın da bulunduğu 159 devlet tarafından imzalanmıştır. Sözleşme 16 Kasım 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu dokuz devlet ise sözleşmeyi imzalamamıştır. Sözleşmenin 3 ncü maddesinde“Her devlet, karasularının genişliğini, bu sözleşmeye göre tespit edilen esas hatlardan ölçülmek üzere, 12 deniz milini aşmayacak bir sınıra kadar saptamak hakkına haizdir”denmektedir. Bu hüküm, beyan edici bir nitelik taşır. Diğer taraftan akit devletlere karasularının genişliğini 12 mil olarak belirlemek konusunda bir yüküm yüklememektedir. Türkiye; karasularının genişliği konusundaki tutumunu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklamak amacıyla, III.Deniz Hukuku Konferansı sonrasında 20 Mayıs 1982 tarih ve 2674 sayılı Karasuları Kanunu'nu çıkarmak gereğini duymuştur. Bu kanuna göre; Türk karasularının genişliği 6 deniz mili olarak belirlendikten sonra Bakanlar Kurulu'na,“Belirli denizler için o denizlerle ilgili bütün özellikleri ve durumları gözönünde bulundurmak ve hakkaniyet ilkesine uygun olmak şartıyla, altı deniz milinin üstünde karasuları genişliği tespit etmek”yetkisi tanınmıştır. Bu yetkisini kullanan Bakanlar Kurulu. 29 Mayıs 1982 tarihinden önce Karadeniz ve Akdeniz'de mevcut olan 12 millik genişliğin sürdürülmesine karar vermiştir. Bu yetkiyi kullanan Bakanlar Kurulu, 29 Mayıs 1982 tarih ve 8/4742 sayılı kararıyla“2674 sayılı Karasuları Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce karasuları genişliği ile ilgili olarak Karadeniz (18 Mart 1981 tarih ve 8/2674 sayılı Bakanlar Kurulu Karan) ve Akdeniz (1964 tarih ve 476 sayılı Karasuları Kanunu)'de mevcut olan durumun sürdürülmesi”ni başka bir deyişle karasularının 12 deniz mili olarak kalmasını kabul etmiştir. Sonuç olarak, Türkiye karasularının genişliğini Ege'de 6 deniz mili, Karadeniz ve Akdeniz'de 12 deniz mili olarak belirlemiştir. vi

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. 1980-1983 askeri yönetim döneminde Türkiye Yunanistan ilişkileri bağlamında Kıbrıs sorununun incelenmesi

    Examination of the Cyprus problem in the context of Turkey-Greece relations during the military administration period of 1980-1983

    BİRKAN ERKEK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kamu YönetimiMunzur Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAVAŞ SERTEL

  2. Milletlerarası Deniz Hukukunda yabancı gemilerin alıkonulmasında kıyı devletinin yetkisi

    The juristiction of the coastal state at the detention of the foreign ships at the law of the sea

    MURAT MALKOÇOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Hukukİstanbul Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE NUR TÜTÜNCÜ

  3. Türk-Yunan ilişkileri (1955-1983)

    Turkish-Greek relations (1955-1983)

    GİZEM AKBAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Uluslararası İlişkilerUfuk Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA NAİL ALKAN

  4. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanlarının sınırlandırılması sorunu

    The dispute of the delimitation of maritime boundaries in the Eastern Mediterranean

    SİMAY ERENOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukAnkara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CAVİD ABDULLAHZADE

  5. Bülent Ulusu Hükümeti

    Bülent Ulusu Government

    EREN GÖRMÜŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihMarmara Üniversitesi

    Türk Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞERAFETTİN CAN ERDEM