Geri Dön

Computational design in the medieval seljuk art: Learning from the hands-on creative traditions of geometric patterns

Orta Çağ Selçuklu Sanatı'nda hesaplamalı tasarım: Geometrik desenlerin elle yapım süreçlerindeki yaratıcı geleneklerden öğrenmek

  1. Tez No: 527468
  2. Yazar: SİBEL YASEMİN ÖZGAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MİNE ÖZKAR KABAKÇIOĞLU
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Bilim ve Teknoloji, Mimarlık, Sanat Tarihi, Science and Technology, Architecture, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bilişim Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarımda Bilişim Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 308

Özet

Geçmiş çağlara ait tasarım pratiklerinin ve kültürlerinin araştırılmasının, günümüzde hesaplamalı tasarım kuramına ışık tutacağı düşüncesi üzerinden yola çıkan bu araştırma, orta çağ Selçuklu zanaatkârının yaratıcı süreçlerini geometrik desen tasarımları üzerinden incelemektedir. Çokgen, yıldız, kırık ve düz çizgilerden oluşan ve zengin geometrik strüktürler üzerinden şekillenen geometrik desenler, İslam sanatının kendine has ve özelleşmiş bir görsel geleneğe sahip olmasında önemli bir rol oynamıştır. Orta çağ İslam sanat ve mimarisinin temel unsurlarından olan bu süslemelerin altyapılarında bulunan geometrik kurallar hakkında birçok araştırma bulunmakta, fakat bu araştırmalar genel itibari ile yalnızca sonuç ürüne odaklanmakta ve tasarım süreçlerine dair çok fazla bilgi içermemektedir. Bunun yanı sıra, Anadolu'da üretilmiş ve bu coğrafyaya özgün desenler ve malzeme teknikleri ne yazık ki hak ettikleri kadar kapsamlı olarak incelenmemiştir. Öte yandan, geometrik desenlerin Anadolu coğrafyasında bu denli çeşitli olması, desenlerin salt geometri bilgisinin görsel uygulamaları değil de deseni üreten sanatçıların farklı malzeme ve zanaat teknikleriyle çeşitlendirebildiği tasarım ürünleri olduklarını ortaya koymaktadır. Literatürde var olan araştırmaların aksine, bu tez geometrik desenlerin hesaplamalı tasarım ve yapım süreçlerine odaklanmakta, geometri bilgisinin, kendi dönemi içerisinde yeni geliştirilmiş olan malzeme tekniğinden doğan tasarım problemleri sebebiyle ne şekilde yorumlanmış olabileceğini incelemektir. Tez kapsamında yapılan çalışmalar, desenleri tasarlayan sanatçıların malzeme üzerine düşündüklerini ve malzemeye bağlı olarak gelişen yapım teknikleriyle geometrik desenleri çeşitlendirdiklerini göstermektedir. Bu anlamda malzeme ve yapım bilgisinin, geometrik desenlerin hesaplamalı tasarım süreçlerini nasıl ve hangi şekillerde etkilediğini anlamak mümkün olmaktadır. Yapılan araştırmalar Türkçe sanat tarihi literatüründe ismi Mehmet olarak geçen Tus'lu bir yapı ustasına, Muhammad al-Tusi'ye, ve ona atfedilen eserlere odaklanmıştır. Literatürde yer alan bilgiler ışığında, Tus'lu yapı ustasının yalnızca geometrik süslemelerden değil, aynı zamanda mimariden ve farklı yapı paydaşları tarafından sürdürülen tasarım süreçlerinin uyumlu çalışmasından da sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Orta çağ zanaatkarlarının tasarımlarını her zaman önceden planlanmış şemalar üzerinden değil de çoğu zaman da elde yapım süreçleri esnasında ortaya çıkan dokunma, tutma görme gibi fiziksel deneyimler ışığında şekillendirdikleri bilinmektedir. Hesaplamalı tasarım alanında gerçekleştirilen çalışmaların amaçları arasında pratikle öğrenilen becerilerin ve tasarım kararlarının modern teknolojiye ne şekilde aktarılabileceği üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Çalışmaların merkezine Gotik çağın yapı temellerini ve yapı ustalarını alan araştırmalardan başarılı sonuçlar elde edilmiş, elde edilen verilerin dijital fabrikasyon teknolojilerine aktarılmasıyla ilginç üretimler gerçekleştirilmiştir. Bu tezin esas amacı ise Tus'lu ustanın elde yaptığı hesaplamalı tasarım sürecini, özelleşmiş bazı eserleri üzerinde yapılan detaylı çalışmalarla anlamak ve bu süreçten günümüz hesaplamalı tasarım modelleri için paydalar çıkarmak olmuştur. Tus'lu ustanın yönettiği ve onüçüncü yüzyılda Konya'da faaliyet gösteren çini atölyesinde çalışan zanaatkarlar, on ikinci yüzyılın sonu ve on üçüncü yüzyılın başında İç Anadolu topraklarında ortaya çıkmış kendine has ve benzersiz bir malzeme olan çini mozaik malzemeyi geometrik desen üretimlerinde kullanmışlardır. Selçukluların altın çağında, komşu İran'dan Anadolu topraklarına göç eden seramik zanaatkarları tarafından geliştirilen bu yenilikçi malzeme, geometrik desenlerin üslup değişiminde büyük rol oynamıştır. O dönemin zanaatkarları ve sanatçıları, farklı coğrafyalarda ve ölçeklerde sürdürülen projeler arasında tasarım ve yapım bilgisini bilinçli bir şekilde karşılaştırmış, uyarlamış ve yeniden uygulamışlardır. Nesiller ve coğrafyalar boyunca aktarılan yapım bilgisi yalnızca görsel desen tasarımını değil, malzemeyi, zanaat tekniklerini ve geometri bilgisini de içermiştir. İran Büyük Selçuklu topraklarından Anadolu'ya yerleşen seramik ustaları, İran'ın geleneksel tuğla mimarisine uyguladıkları seramik zanaatını, Anadolu'nun geleneksel malzemesi olan taş işçiliğine uyarlamak istemiş ve sürdürdükleri deneysel çalışmalar sonucunda çini mozaik malzemeyi geliştirmişlerdir. Yapı faaliyetlerinin her evresinden ve tüm bireyler arasındaki koordinasyondan sorumlu olan Tus'lu ustanın temel tasarım problemlerinden biri ise o zamana kadar farklı malzemeler üzerinde uygulanmış olan mevcut geometrik tasarım paletini bu yeni malzemeye aktarmak olmuştur. Tezde yapılan araştırmalar, zanaatkarın somut el pratikleri esnasında yeni malzeme ile kurduğu diyaloğu anlamak üzerine kurgulanmıştır. Başka atölyelere atfedilen çalışmalarla yapılan karşılaştırmalar sonucunda, Tus'lu ustanın malzeme potansiyellerini göz önüne alarak tasarımlarını şekillendirdiği anlaşılmaktadır. Malzemenin getirdiği ve Tus'lu usta tarafından uygulanan temel yeniliklerin başında, desene ait olmayan ek çizgilerle desen tasarımının herhangi bir kesintiye uğramaksızın üretilebilmesi bulunmaktadır. Diğer zanaat türlerinde bulunmayan bu özellik, desenlerin sonsuzluk imgesini bozmayacak şekilde üretilebilmelerine olanak sağlamıştır. Bu ayırıcı özellik, Tus'lu ustanın benzer paydaşları arasındaki bireyselliğini ve farklılığını ortaya koymaktadır. Zanaat faaliyetleri, yeni malzeme tarafından sağlanan potansiyeller ve el işçiliği sırasında elde edilen bilgiler zanaatkarların tasarım kararlarını etkilemiş ve böylelikle tasarımları şekillendirmiştir. Tez kapsamında o dönemde faaliyet gösteren zanaatkarların çoğunlukla iki boyutlu düzlemlerde uyguladıkları desen tasarımlarını malzeme ve yapım teknikleri ışığında farklı eğrisel yüzeylere ve üç boyutlu formlara nasıl uyarladıkları da incelenmiştir. Muhammad al-Tusi ustanın atölyesinde çalışan zanaatkarlar, tasarımları bütünsel bir şekilde ele alarak, iki ve üç boyutlu şekiller ve farklı ölçekler arasındaki ilişkileri de kurgulamışlardır. Yapılan incelemeler, sanatçıların mekânsal nitelikleri ve mimari biçimleri de göz önüne aldığını göstermektedir. Dolayısıyla, geometrik örüntülerin oluşumu ve tasarım süreçleri yalnızca görsel geometrik kurallar üzerinden tam anlamıyla açıklanamamaktadır. Biçime etki eden bu kuralların yanı sıra, desenlerin üretiminde kullanılan farklı malzemeler ve yapım teknikleri, sanatçıların desenleri ele alış biçimlerini değiştirerek görsel tasarımların çeşitlenmesine sebep olmuştur. Malzemeyi özümsemek ve getirilerini keşfetmek desen tasarımını farklı şekilde yönlendirmeyi ve değiştirmeyi mümkün kılmıştır. Bu araştırma ışığında ortaya çıkan malzeme ve yapıma dair tasarım bilgileri, günümüzde ne yazık ki kaybolmuş olan tasarım ve zanaata dair yapım bilgilerinin yeniden yorumlanmasına ve hesaplamalı tasarım araçlarıyla yeniden üretilebilir hale gelmesine olanak sağlayacak bir teorik model ortaya koymaktadır. Böylelikle, Anadolu Selçuklu kültürüne ait bilgilerin eski örneklerden salt kopyalanarak birebir aynı şekilde üretilmelerinden ziyade, güncel bir tasarım bilgisi olarak üretilmesi ve çeşitlendirilmesi mümkün olabilecek, böylelikle kültürel zenginliklerimizin sürdürülmesine katkı sağlanabilecektir. Orta çağ sanatçılarının geometrik desen yapım süreçleri sırasında ortaya çıkan tasarım kararları, çağdaş bir bakış açısından hala geçerlidir. Tusi'nin Atölyesi'nin geleneğinde iki boyutlu çokgen geometrisinin farklı üç boyutlu formlara ve mimari yüzeylere uygulanmasında ele alınan bütünsel yaklaşım, tasarım bilgisi ve yöntemi günümüz hesaplamalı tasarım uygulamalarına farklı bir akış açısı kazandırmaktadır. Günümüz uygulamalarında farklı teknolojik araçlar ile gerçekleştirilen tasarım uygulamaları, Selçuklu zanaatkârlarının mekânsal ilişkileri de göz önünde bulunduran yeni geometrik desenler oluşturma konusundaki yaratıcı yaklaşımına ters düşmektedir. Mevcut hesaplamalı tasarım yaklaşımları, genellikle bilgisayar tabanlı tasarım araçlarına yerleştirilmiş olan, bu sebeple de önceden belirlenmiş belirli temsilleri kullanır. Tersine, orta çağ sanatçısının, desenleri çok çeşitli üç boyutlu formlara ve mimari yüzeylere adaptasyonunu içeren elde yaptığı hesaplamalı süreçleri geometrik desen tasarımlarını genellikle teknolojiye atfedilenlerden çok daha esnek yollarla yaratıcılığa dönüştürmüştür. Bununla birlikte, bu kısıtlı durum kural tabanlı yaklaşımların tasarım süreçlerine daha uygun şekillerde yardımcı olamayacakları anlamına gelmemelidir. Kural sözcüğü yaratıcılıkla ters düşüyor gibi görünse de kural tabanlı sistemler tasarımda yaratıcı düşünme araçları olarak çalışabilir. Bu anlamda Tusi'nin tasarımları, başlangıç kurallarının farklı şekillerde uygulanabileceğini, kuralların tasarımda hangi tekrarların ve hangi değişimlerin olduğunu anlamak için karşılaştırmalı ve esnek araçlar olarak kullanılabileceklerini doğrulamaktadır. Tez, tasarımcıları, hesaplama araçlarını ve yöntemlerini kullanmaya teşvik eder, fakat söz konusu teknoloji olduğunda üzerinde çok sorgulamadan uygulanan mekanik tasarım pratiklerine karşı çıkar. Deterministik biçimler yerine soyutlamaları kullanan hesaplamalı tasarım teorileri ve metotları, yaratıcı süreçleri geliştirmede yardımcı olma potansiyeli taşıyan tanımlanabilen modeller geliştirir. Teknolojiyi sorgulamak, bilgisayar programlarının sınırları yerine tasarım kriterleri çerçevesinde onun potansiyellerini araştırmak ve kullanım tarzı hakkında fikir sahibi olmak gerekmektedir. Tasarımcılar hesaplamalı tasarım araçlarının geliştirilmesinde pasif tanıklar olarak hizmet etmemeli, aksine mevcut teknolojik araçları aktif katılımla geliştirmenin ve genişletmenin yollarını aramalıdırlar.

Özet (Çeviri)

Historical examples of design production provide valuable references for non-digital calculations past. Departing from a fundamental idea that historical design processes can initiate new insights and knowledge to the design computation field, this research investigates the hands-on creative traditions of the medieval Seljuk artisan. Seljuk art encompasses the renowned visual tradition of the medieval Islamic art that is commonly cited for the geometric patterns that consist of polygons, stars and lines. The lace-like manifestation and geometrical rules beneath the patterns gained a huge attention, especially by mathematicians. Many authors have attempted to decipher the complicated geometrical principles of setting out the pattern designs. Yet, such studies generally approach patterns as end products and do not deliberate upon the design processes. The design process, in contrast, embraces an embodied knowledge that relate to material and making that impinge on design decisions. Throughout the study, due attention is given to material processes of how these designs are constructed as they are not mere form exercises from a design point of view. Artisans working under the patronage of Seljuks in Anatolia incorporated geometrical patterns to their buildings. Hence, the making of the geometrical patterns do not merely depend on visual transformations, but rather relate to the spatial qualities of the space and the architectural form. The builders and artisans of the time and region approached their tasks in a holistic manner, understanding the relations between shapes in two and three-dimensions, and across different scales. The investigations in the thesis revolve mainly on a certain medieval master builder named Muhammad al-Tusi, who owned a ceramic atelier in Konya, a central city in modern Turkey. The craftsmen working in this atelier were using a particular material, namely tile-mosaic through which they materialized geometrical patterns in tremendous diversity. This material appeared first at that time in thirteenth century Anatolia and Tusi's principal undertaking was to transfer the existing geometric pallet to this new material. The sophistication of the holistic and consistent undertaking in designing the form of the building as well as in the application of a geometry of polygons and three-dimensional forms in the tradition of the Tusi Atelier provides an insight to the design knowledge, method and thinking available at that time and in that place. The investigations establish that creative design decisions cannot merely explained with visual transformations. Craftsmanship relies on continuous involvement and the potentials provided by the new material and the knowledge gained from the hand and the eye shapes the designs. The design decisions that arise during medieval artisans' processes are still relevant from a contemporary viewpoint. Today, the inflexibility in the ways that design processes integrate technology contrasts the Seljuk artisans' interest in forming novel geometric patterns that take spatial relations into account as well. Current computational design approaches make generally use of predetermined representations that are embedded in computer-based design tools. Conversely, medieval builder's analog computations that involve the geometrical pattern adaptation to a wide variety of geometrical forms and architectural surfaces plays into creativity in much more flexible ways than those usually attributed in technology. Nonetheless, that does not mean that rule-based approaches cannot aid design processes in more suitable ways. Tusi's designs confirm that initial rules can be applied in different ways, can be comparative tools to understand what repeats and what changes in design. Although the word rule comes into conflict with creative processes to some extent, rule-based systems can operate as inventive thinking tools in design. In reflective analysis, rules benefit the designer as live documentation of possibly infinite yet interconnected alternatives of manifestations and rule-based approach to design holds potential in talking about design creatively and, with awareness. Computational design theories that use abstractions instead of deterministic ways develop formal ways that hold potentials to aid creative processes in appropriate ways. The dissertation encourages designers to use computational tools and methods. Yet, designers should not serve as the passive witnesses to the development of computational tools, rather they should search for ways to expand existing implementations by active participation.

Benzer Tezler

  1. Bridging knowledge across architectural heritage and digital fabrication technologies

    Mimari miras ile dijital fabrikasyon teknolojileri arasında bilgi köprüsü kurmak

    BEGÜM HAMZAOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MİNE ÖZKAR KABAKÇIOĞLU

  2. Modeling brick surfaces in historic buildings with design computation methods

    Tarihi yapılarda tuğla yüzeylerin hesaplamalı tasarım yöntemleriyle modellenmesi

    SEVGİ ALTUN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MİNE ÖZKAR KABAKÇIOĞLU

  3. PC ler arasında veri iletişimini sağlayan bir yazılım

    A Software about data communication between PCs

    OSMAN NURİ ÖZPINAR

  4. Hesaplamalı tasarım düşüncesinin iç mimarlık alanındaki tasarım ofisleri üzerinden okunması

    Reading computational design thinking through design offices in the field of interior design

    ZEYNEP BAHAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İç Mimari ve DekorasyonKaradeniz Teknik Üniversitesi

    İç Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FİLİZ TAVŞAN

  5. Hesaplamalı tasarım pratiğinin kentsel planlamadaki potansiyelleri: Balıkesir örneği

    Potentials of computational design in urban planning: The case of Balikesir

    KORTAY CEYLAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    MimarlıkBalıkesir Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SERKAN PALABIYIK