Geri Dön

Çukurova Üniversitesi Pediatrik Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı'nda izlenen hiperfenilalaninemili hastaların demografik, klinik ve genetik özellikleri

Demographic, clinical and genetic characteristics of patients with hyperphenylalaninemia followed-up in Çukurova University Department of Paediatric Metabolism and Nutrition

  1. Tez No: 530496
  2. Yazar: SİBEL ÖZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HALİSE NESLİHAN ÖNENLİ MUNGAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Hiperfenilalaninemi, genotip, fenilalanin hidroksilaz, fenotip, Hyperphenylalaninemia, genotype, phenylalanine hydroxilase, phenotype
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Çukurova Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 114

Özet

ÖZET Çukurova Üniversitesi Pediatrik Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı'nda İzlenen Hiperfenilalaninemili Hastaların Demografik, Klinik ve Genetik Özellikleri Amaç: Bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümünde tanı alan veya takibe giren hiperfenilalaninemi tanılı hastaların demografik, klinik ve genetik özelliklerinin ve izlemlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu tez çalışmasında 1984-2018 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı'nda tanı alan ya da takibe giren, mutasyon analizi ile tanısı kesinleşen hiperfenilalaninemili 673 hasta dâhil edildi. Hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi, demografik özellikleri, özgeçmiş ve soy geçmişleri, klinik bulguları, laboratuar verileri ve aldıkları tedaviler incelendi. Tedavi gerektiren hastalara ve HFA tanısı alıp takiplerde kan FA düzeyi 4,1-6 mg/dL arasında saptanan hastalara yaş gruplarına uygun zekâ testleri psikolog eşliğinde yapıldı. Beyin manyetik rezonans görüntülemeleri gözden geçirildi. Hiperfenilalaninemi hastalarında saptanan mutasyonunlar incelendi. Allelleri ayrı ayrı kaydedildi ve allel frekansları hesaplandı. Bulgular: 673 hastanın % 51.4'ü (n= 346) kız, % 48.6'sı (n= 327) erkek idi. Hastaların % 39,5'i hiperfenilalaninemi (n=266), % 25,9'u klasik fenilketonüri (n= 174), % 22,7'si (n= 153) orta fenilketonüri ve % 11,9'u (n= 80) hafif fenilketonüri tanılı idi. Tanı ve takip merkezine yakın olan illerde yaşayan hastaların kan fenilalanin ortalamaları daha düşük saptandı. Annelerin eğitim düzeyi ile hastaların kan fenilalanin düzeyleri arasında negatif bir ilişki saptandı. Tarama ile tanı alanlarda IQ'nun normal olma oranı, tarama dışı tanı alanlardan daha yüksek bulundu (p=0,006). Fenilketonüri tipleriyle beyin manyetik rezonans görüntülemelerindeki tutulumu açısından karşılaştırıldığında aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı. Hastaların % 50,7'sinde (n= 341) bir homozigot mutasyon ve % 42,1'inde (n=283) bir birleşik heterozigot mutasyon saptandı. Genetik incelemede 1316 allel içerisinde en sık olarak % 23,7 oranında IVS10-11G>A mutasyonu, % 9,57 oranında p.R261Q ve % 8,66 oranında p.A300S mutasyonları saptandı. Sonuç: Fenilketonüri klinik heterojenite sahip bir kalıtsal metabolik hastalıktır. Genetik ve çevresel etmenler fenilketonüri kliniğini belirlemektedir. Farklı genetik mutasyonlar hastalığın klinik tablosuna değişen derecelerde etkide bulunabilir. Erken tanı konulup, tedaviye başlanması çok önemlidir. Hastalarımızda tarama ile tanı alıp ilk 1 aydan sonra tedaviye başlananların IQ'sunun normal olma oranının belirgin olarak düştüğü saptandı. Tedavi alan hastalarda tedaviye uyumu belirleyen faktörler vardır. Anne eğitim düzeyi ve takip merkezine olan uzaklığın kan fenilalanin düzeyine etki ettiği tespit edildi. Bu çalışma, ülkemizde hiperfenilalaninemili hastalarda şu ana kadar yapılan en geniş kapsamlı ve en fazla genin incelendiği araştırmalardan biridir.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Demographic, Clinical and Genetic Characteristics of Patients with Hyperphenylalaninemia Followed-up in Çukurova University Department of Paediatric Metabolism and Nutrition Purpose: In this study, it was aimed to evaluate the demographic, clinical and genetic characteristics of the patients who were diagnosed and followed-up in Çukurova University Deparment of Paediatric Metabolism and Nutrition with hyperphenylalaninemia Material and Method: 673 patients who were diagnosed or followed-up with hyperphenylalaninemia and whose diagnosis became definite by mutation analysis in Çukurova University Faculty of Medicine Department of Paediatric Metabolism and Nutrition between the years of 1984 and 2018 were included into this study. The data of the patients were investigated retrospectively. Their demographical characteristics, backgrounds, family history, clinical findings, laboratory data and the treatments were investigated. In addition to the patients who needed treatment, patients diagnosed as hyperphenlyalaninemia and whose blood phenyalanine levels were between 4.1 and 6 mg/dL were also examined for age appropriate IQ tests. Cranial magnetic resonance imagines were investigated. The mutation analysis was done for each patient. Their alleles were recorded separately and the allele frequencies were calculated. Results: Of 673 patients, 51.4% was female (n= 346) and 48.6% was male (n= 327). 39.5% of the patients was diagnosed as hyperphenylalaninemia (n=266), 25.9% of them was diagnosed as classic phenylketonuria (n= 174), 22.7% of them was diagnosed as moderate phenylketonuria (n= 153), and 11.9% of them was diagnosed as mild phenylketonuria (n= 80). The average blood phenylalanine levels were lower in patients who were living close to our metabolic centre. A negative relationship was found between the mothers' educational levels and the patients' blood phenylalanine levels. The IQ levels of patients who were diagnosed with newborn screening programme were higher than the IQ levels of late diagnosed patients (p=0.006). The relationship between the type of phenylketonuria and cranial magnetic resonance images was statistically important. Genetic analysis revealed homozygote mutations in 50.7% (n= 341) and compound heterozygote mutations in 42.1% of the patients (n=283). IVS10-11G>A mutation was found as the most frequent mutation with (23.7%). Than p.R261Q mutation with a frequency of 9.57% and p.A300S mutation with a frequency of 8.66% were the other important ones among 1316 alleles. Conclusion: Phenylketonuria has a heterogeneous clinic. Both the genetic and the environmental factors affect the clinic progression of phenylketonuria at different stages of disease and various degrees. Early diagnosis and initiation of protein and phenylalanine restricted diet is essential for much more improved prognosis. The IQ levels were find significantly lower in the late diagnosed patients compared with the patients who were diagnosed with newborn screening programme. There were some other factors that influence the compliance of patients to the treatment. The mothers' education levels and the distance of the family to the metabolic centre were the important factors that affect the blood phenylalanine levels in our patient group. This study was one of the largest series of phenylketonuria patients in our country, who were evaluated with genetic analysis and put forward the important factors which had affect on the prognosis of the disease.

Benzer Tezler

  1. Primer ailesel hiperkolesterolemi tanılı hastalarda diyet tedavisinin büyüme, büyümenin biyokimyasal belirteçleri ve kalp damar sağlığı üzerine etkisinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effect of diet therapy on growth, biochemical markers of growth and cardiovascular health in patients with primary familial hypercholesterolemia

    TUĞÇE KARTAL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Beslenme ve DiyetetikHasan Kalyoncu Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLDEN KÖKSAL

  2. Pediyatrik metabolik kardiyomiyopati tanılı hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective Evaluation of Patients Diagnosed with Pediatric Metabolic Cardiomyopathy

    EZGİ TOPAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FADLİ DEMİR

  3. İnfantil pompe hastalığı tanısı ile çocuk metabolizma ve beslenme polikliniği'nde takip edilen ve enzim replasman tedavisi alan hastaların yaşam kalitelerinin, kas, kalp tutulum bulguları ile nörolojik gelişimlerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of quality of life, muscle and cardiac involvement and neurologicaldevelopmental status of infantile pompe patients followed up in A pediatricmetabolism and nutrition clinic

    CANER HACIOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİSE NESLİHAN ÖNENLİ MUNGAN

  4. Hepatik tutulumu olan glikojen depo hastalarında beslenme durumunun uyku kalitesine ve yaşam kalitesine olan etkisinin incelenmesi

    Investigation of the effect of nutritional status on sleep quality and quality of life in glycogen storage patients with hepatic involvement

    EBRU ÇİÇEK TÜRKÖZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Beslenme ve DiyetetikAnkara Medipol Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ PINAR GÖBEL

  5. Fenilketonüri hastalarında beyin MR volümetrik ölçümlerinin hastaların klinik seyri, tedaviye başlangıç yaşı ve tedavi rejimleri ile korelasyonun değerlendirilmesi

    Evaluation of the correlation of brain MR volumetric measurements with the clinical course of the patients, the age of onset of treatment, and treatment regimens in patients with phenylketonuria

    NURGÜL GÜLTEKİN YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Radyoloji ve Nükleer TıpÇukurova Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖMER KAYA