Geri Dön

Bilgi toplumunun oluşumunda üniversitelerle eşgüdüm noktaları

Co-ordination points with universities in forming an information society

  1. Tez No: 53234
  2. Yazar: FİLİZ GÜLTEKİN İŞBİLEN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. NÜKET GÜZ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, İletişim Bilimleri, Education and Training, Communication Sciences
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1996
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 170

Özet

ÖZET Günümüzde insanın var olmasından itibaren en çok ve hızlı bilginin tüketildiğine tanık olmaktayız. Artık en fazla bilgi üreten ve tüketen toplumların geleceğin Bilgi Toplumları olarak ekonomik ve sosyal gücüde ellerinde tutacakları iddia edilmektedir. Bilginin ne olduğu sorusu bilim adamını her zaman meşgul etmiştir. Şimdi ise 'Bilgi Çağı' olarak daha geniş bir düşünce alanında karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca bilginin, ölü bilgi olmaması için, örneğin organizasyon içinde yer alması kullanılması, üretmesi gerekmektedir. Bilgi teknolojileri ile bilgi alabildiğine işlenebilmektedir. Sanayi Devri'nde en önemli üretim aracı sermaye iken, Bilgi Çağı'nda bilgi en önemli üretim aracı olarak kabul edilmektedir. Sanayi toplumu ile bilgi toplumu karşılaştırmalarında bütün sosyal, ekonomik ve harta bireysel sorunlarımıza çözüm olacak izlenimi vermektedir. Ama bazı düşün adamları bu iddiaların gerçek olmadığını savım ortaya atarak, değişime kuşku ile yaklaşmaktalar. Sokrates'in dediği gibi“güzel yada iyi olabilmek için önce bilinebilir olmak, bilinenler arasına katılmak, yani aklın ve Logos 'un mahkemesinde yargılanmış, onaylanmış olmak gerekir.”Ancak o zaman bilgi çağının olumsuzlama yada kabul etme kararımızı verebiliriz. Ama insanlık tarihinin gelişimi de göstermektedir ki bilgi her çağda çok önemli olmuş, her yeni buluş yeni bir devrin habercisi olmuştur. Bilgi toplumunda belirlenen kriterlerin ne olduğunu belirledikten sonra, bu toplumun özelliklerini incelemek sonuçta, incelenmesi gereken bir değişim olduğu gerçeğini kabullenmemizi sağlamaktadır. En azından 'bilgi teknolojisinde gerçekleşen, akim sınırlarını aşan gelişmeleri reddetmek, çağlar boyu her teknolojik yeniliğin hayatımıza neler kattığım yada nelerimizi elimizden aldığı tarihsel gerçeğine karşı gelmek olacaktır. Her teknolojik yenilikte olduğu gibi yansımalar önce ekonomiye, sonra sosyal sisteme ve politik sisteme olacaktır. Son olarakta paradigmada kendini gösterecektir. Bilgi teknolojileri içersinde en etkili alanlardan biri de iletişim teknolojilerinin insan yaşamını alabildiğine ele geçirmesidir. Bunların yanı sıra ilk zamanlar kusursuz ve asla hata yapmaz olarak tanıştırılan bilgisayara ise nereye kadar güvenebileceğimizin kuşkulan güngeçtikçe artmaktadır. Güven sınırlarım belirlemek gerekmektedir. Ama elimizdekileride maksimum fonksiyonları ile değerlendirmek gerekmektedir. Ayrıca songelişmeler olan internet ve sanal gerçeklik de tanınmaya ihtiyacı olan, ama sorgusuz sualsa hayatımıza giren teknolojik yenilikler. Peki, bu kadar öğrenilecek araştırılacak bilgiye en sağlıklı nasıl ve nerede ulaşabilir insanoğlu? Üniversite de... Ama ya eğitim sûresi bittikten sonra...Artık sıradan bilgi yığınlamalarda bu teknolojilerle gereksiz ve birkaç yıl sonra eski olabilmekte. Yetişmek hele ki belli bir yaşlan sonra olanaksız gibi görünmekte. Yoksa yaşam sadece bir öğrenme devinimi mi? Gerçek yaşam bu esnada, bana ne kadar en iyi en güzeli verebilir? Bilim adamının bu noktada topluma katkısı ne olacaktır? îşte tüm dünya bu kuşku ve belirsizliklerin sorulan içinde çıkış noktalan arayışındadır. Belirsizlikler kuşkuların zaman zaman kabusa dönüşmesine dahi neden olabilmektedir. Ama insanlık geçmişteki hatalarından ders alabilmeli yenilikleri karşılarken daha temkinli olmalıdır. Yoksa bir yerlere yetişmek için yapılan hızlı koşuda, önümüzdeki uçurumu göremeyebiliriz. Ama incelemeden reddetmekte akıl dışıdır. Amaç insanın mutluluğu olmalıdır. Birşeyleri sırf moda diye, tutucu suçlamalarına maruz kalmak kaygısı ile tartmadan kucaklamak bilim insanının işi olamaz. Birşeyleri dürüstçe kendimize itiraf edebilme cesaretini yakalamamız gerekmektedir. Türkiye gerçeklerine bir göz attığımızda ise bilgi toplumu kriterlerini taşımadığımız sonucuna varmaktayız. Geçmiş dönemlerde de baza şeyleri olduğumuzu zannetrniş, bazı şeyler olduğumuz elimizde oldukları halde farkına varmamışız. Ama Türkiye için artık bir gerçek var ki kişisel ve ulusal gücün kaynağı güvenilir ve sürekli bilgi. Bu gerçek doğrultusunda Türkiye'de yeni oluşumlar organize edilmeye çalışılmaktadır, örneğin Tekno-park projeside bunlardan biridir. Bilim adamı sanayici birlikteliği bu noktada yakalanabilir gerçeği ile hareket edilmekte. Bilimde iyi yerlere gelinememesindeki nedenleri incelediğimiz zaman, ekonomik ve sosyal olarak geri kalmışlığımızdaki nedenleride belirlememiz mümkün olabilmektedir. Bunların yaraşıra uygulamalı bilim adamlığı olarak tanımlanan, bilimin direkt toplumun veya toplumun bir bölümünün hizmetinde çalışmasıda uzun vadede incelenecek bir olgu gibi görünmektedir. Ama bir gerçek varsa ki, var olduğuna inanmak daha optimist olmayı getiriyor,“öğrenen, bilgiye açlık duyan, sorunlarının çözümünü bilimde arayan bir toplum olmaya ihtiyacımız var.”Yönetim açısından değişime ayak uydurmak gerekliliğine gelince; açık toplum ilkeleri içinde, demokratik, katılımcı hizmet isterken, kendine düşebilecek görevleregönüllü talip -derneklere, vakıflara v.b.- bir toplum yaratmanın kapılarının açılması gerekmektedir. Ortak çıkarlar, harcanan ortak emeklerle korunup geliştirilebilir. Türkiye'nin sorunlarının yerel, bölgesel bazda üretilen üniversite merkezli çözümlerle ortadan kalkabileceği iddiası ile bir taslak öneri sunulmakta. Ve gerekçeleri anlatılmaktadır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Akademik kimlik oluşum sürecinin doktora eğitimi bağlamında çözümlenmesi

    An analysis of academic identity construction during doctoral education

    MELİKE GÜNBEY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KASIM KARAKÜTÜK

  2. Sınıf öğretmeni adaylarının sosyal ağları kullanım amaçları ile sanal zorba/kurban olma durumları arasındaki ilişkilerin incelenmesi

    Investigating the relationship between classroom teacher candidates' use of social networks and virtual bullying / victimization

    FATMA CAHİDE ÖZÇELİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Sınıf Eğitimi Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA KALE

  3. Sanayi devriminden günümüze özgün baskıresim sanatının önemi ve yükseköğretimde özgün baskıresim sanat eğitiminin sosyo-kültürel yansıma açısından incelenmesi

    The importance of the art of printmaking since the industrial revolution, reflection the higher education and terms of socio-cultural examination of art education in printmaking

    SEDA YALÇIN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Güzel SanatlarMarmara Üniversitesi

    Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. H. MÜJDE AYAN

  4. Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière

    İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière

    EYLEM YOLSAL MURTEZA

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2022

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA