Bipolar ı bozukluğu olan olgularda dissosiyatif belirtilerin madde kullanımı ve çocukluk çağı travmaları ile ilişkisi
The relationship of dissociative symptoms with substance use and childhood traumas in patients with bipolar disorder
- Tez No: 538552
- Danışmanlar: DR. İZGİ ALNIAK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Bipolar Bozukluk, Dissosiyatif Belirtiler, Madde Kullanımı, Çocukluk Çağı Travmalar, Bipolar Disorder, Dissociative Symptoms, Substance Use, Childhood Traum
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
- Enstitü: İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Has. Eğt. ve Arş. Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 128
Özet
AMAÇ: Bu çalışmada, bipolar bozukluk tanılı hastalarda klinik tabloya eşlik eden dissosiyatif belirtilerin, hastalığın klinik özellikleri ile çocukluk çağı travmaları ve madde kullanımı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM: Araştırmaya Sağlık Bilimleri Üniversitesi İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi akut psikiyatri servislerinden birinde yatarak tedavi görmekte olan, araştırma kriterlerini karşılayan ve DSM-5 tanı ölçütlerine göre bipolar I bozukluk tanısı konmuş 108 erkek hasta dahil edilmiştir. Hastalara Sosyodemografik Bilgi ve Hastalığa Ait Veri Formu, Pozitif ve Negatif Sendrom Ölçeği (PANSS), Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMRS), Montgomery ve Åsberg Depresyon Ölçeği (M.Å.D.R.S.), Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeği (CTQ-28), Dissosiyatif Yaşantılar Ölçeği (DES), Dissosiyasyon Ölçeği (DIS-Q), Klinik Global İzlenim (CGI) Ölçeği uygulanmıştır. Hastaların yatışlarının ilk 3 gününde, PANSS, YMRS, M.Å.D.R.S. uygulanmış; hastaların taburculuğunda CGI ile klinik iyileşmeleri değerlendirilerek, CTQ-28, DES ve DIS-Q ölçekleri uygulanmıştır. Çalışmaya alınan olguların yaşam boyu ve şimdiki alkol-madde kullanımı ile ilgili bilgiler, hastaların kendilerinin ve yakınlarının beyanlarına ve hastane dosya kayıtlarına dayanılarak geriye dönük elde edilirken, şimdiki kullanım için ek olarak idrarda madde analizi uygulanmıştır. BULGULAR: Örneklem grubunda DES-toplam puanına göre dissosiyatif belirti görülme sıklığı %45, madde kullanımı olan grupta ise %59'tir. Tüm grupta yaşam boyu madde kullanım sıklığı %47, halen madde kullanım sıklığı %29'dur. Çocukluk çağı travmaları sıklığı tüm grupta %71, madde kullanımı olan grupta %77'dir. Çocukluk çağı travması olan hastalarda dissosiyatif belirti görülme sıklığı, madde kullanımı olan hastalarda madde kullanımı olmayan hastalara göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Madde kullanan grupta dissosiyatif belirti puanlarının madde kullanımı olmayan gruba göre daha yüksek olduğu ve madde kullanımının çocukluk çağı travmaları ile depersonalizasyon hariç tüm dissosiyatif belirti alt tipleri arasındaki ilişkiye aracılık ettiği bulunmuştur. SONUÇ: Bipolar bozukluk hastalarında dissosiyatif belirtilerin çocukluk çağı travmaları ile ilişkili olduğu, madde kullanımının bu ilişkide aracı rol oynadığı, hatta dissosiyatif belirtilerin görülmesinde yalnızca çocukluk çağında travmaya maruz kalmış olmaktan çok, tabloya eşlik eden madde kullanımının daha anlamlı olduğu sonucuna varılmıştır.
Özet (Çeviri)
INTRODUCTION: The aim of this study was to investigate dissociative symptoms accompanying the clinical picture and to evaluate their relationship between clinical features, childhood traumas and substance use in patients with bipolar disorder. METHOD: A sample of 108 male adults diagnosed with bipolar disorder type I in a current mood episode according to DSM-5 criteria who had been hospitalised in Health Science University, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Research and Training Hospital for Psychiatry and Neurology were participated in this study. A data form for sociodemographic and clinical characteristics, Positive And Negative Syndrome Scale (PANSS), Young Mania Rating Scale (YMRS), Montgomery-Åsberg Depression Rating Scale (M.Å.D.R.S.), Childhood Trauma Questionnaire (CTQ-28), Dissociative Experiences Scale (DES), Dissociation Questionnaire (DIS-Q), Clinical Global Impressions (CGI) Scale were applied to all participants. PANSS, YMRS, M.Å.D.R.S were applied in the first three days of their hospitalisations. The clinical improvement of the patients at the time of discharge was evaluated with CGI and the CTQ-28, DES and DIS-Q scales were applied to all patients at that time. The data for the current and lifetime substance use were obtained from the patients' and their relatives' declarations and previous medical records, additionally standart urine analysis for the current use. RESULTS: The prevalence of dissociative symptoms was %45 in the sample group and %59 in patients who use substances. The prevalence of the lifetime substance use was %47 and the current substance use was %29 among all participants. The prevalence of childhood traumas was %71 in the sample group and %77 in patients who use substances. The prevalence of dissociative symptoms in patients with childhood trauma was significantly higher in patients who use substances than in patients who do not use any substances. It was found that the scores of dissociative symptoms was higher in patients who use substances than the scores in patients who do not use any substances. With the exception of depersonalization, substance use was found to mediate the relationship between childhood trauma and all dissociative symptom subtypes. CONCLUSION: It was concluded that dissociative symptoms were associated with childhood traumas in bipolar disorder patients and substance use played a mediating role in this relationship, and substance use was more significantly associated with dissociative symptoms than childhood traumas.
Benzer Tezler
- Bipolar bozuklukta çocukluk çağı travmalarının klinik özellikler ile ilişkisi
The relationship between childhood trauma and clinical features of bipolar disorder
TUBA YILMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
PsikiyatriOndokuz Mayıs ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÖKHAN SARISOY
- Bipolar I bozukluğu olan olgularda kişilik bozukluğu yaygınlığı ve bunun klinik özelliklerle olan ilişkisinin araştırılması
The study of the relationship between the personality disorders common and its clinical characteristics by the cases with bipolar I disorders
RECEP EMRE TAN
- Suç işlemiş ve işlememiş bipolar bozukluğu olan olguların klinik özellikler, dürtüsellik, mizaç özelliklerinin karşılaştırılması
Comparison of clinical characteristics, impulsiveness and temperament in bipolar disorder patients with involved in crime and not involved in crime
ERTUĞRUL ÇEKİÇ
- Suç işleyen ve işlemeyen bipolar ı bozukluğu olan hastalarda dürtüsellik ve suç işlemeye etkisi
Impulsivity and its reliation to criminal behaviour in offenders and non-offenders with bipolar-i disorder
SEDA ŞÜKÜROĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
PsikiyatriSağlık BakanlığıRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. Fatih ÖNCÜ
- Bipolar I bozukluğu olan ötimik olgularda difüzyon ağırlıklı görüntüleme yönetmi ile beyin bulgularının araştırılması
The investigation brain findings with diffusion weighted imaging in euthymic patients with bipolar I disorder
ASLIHAN ÇELİK ERDEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
PsikiyatriCumhuriyet ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NESİM KUĞU