Geri Dön

Oral anti tiroid ilaç tedavisi alan graves hastalarında nüks ve ötiroid kalma oranları

Recurrence and euthyroidism rates in graves patients receiving oral anti thyroid medication

  1. Tez No: 538860
  2. Yazar: MERVE ÖZTÜRK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FIRAT BAYRAKTAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 47

Özet

AMAÇ Endokrinoloji ve Genel dahiliye polikliniğinde oral antitiroid ilaç ile tedavi alan TSH reseptör antikor (TRAb) pozitif ve 18 yaş üstündeki Graves hastalarında tedavi sonrası nüks ve ötiroid kalma oranları retrospektif olarak taranacaktır. Ayrıca kalıcı tedavi uygulanmış hastaların tedavi sonucu durumları da araştırılacaktır. GEREÇ VE YÖNTEM: Endokrinoloji ve Genel dahiliye polikliniğine Mart/2010 – Kasım/2017 yılları arasında başvuran hipertiroidi tanılı, TRAb pozitif toplam 194 hasta araştırmaya dahil edildi. Hastaların laboratuar değerleri ve klinik durumları takip edildi. İlaç tedavisi alan hasta sayısı ve nüks eden hasta sayısı değerlendirildi. Kalıcı tedavi radyoaktif iyot (RAI) alan hastalarda RAI dozu ve nüks edenler araştırıldı, opere olan hastalarda beningn/malign olma ihtimali değerlendirilmeye alındı. BULGULAR: Araştırmaya dahil edilen hastaların, 144'ü (%74.2) kadın, 50'si (%25.8) erkekti. Ortanca yaş 45 (18-78) olarak bulundu. Hastaların 30 (%15.5)'unda oftalmopati vardı. Hastaların graves tedavisinde ilk tercih olarak çoğunlukla metimozol (MMI, 125 kişi, % 64.4), daha az bir kısmında ise propiltiourasil (PTU) kullanıldığı görüldü. Toplam 13 hastada PTU de 9 (% 5), MMI de 3 (% 1.5) kişide ilaç yan etkisi görüldü. Hastaların 46 (% 23.7) sında ilaç tedavisi sonrasında nüks olmadı, 10 (% 5.2) unda nüks sonrası kalıcı tedavi yapılmadı, 54 (% 27.8) RAI, 83 (% 42.8) ü operasyon ile tedavi gördü. Opere olup nodülü olan hastalarda malignite çıkma riski, nodülü olmayan hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptandı. Yapılan binary logistik regresyon analizinde nodül varlığı, malignite riskini 8.3 kat artırıyordu ( Sırayla 19 ve 2, OR = 8.34, P = 0.007). Çalışmamızda ilaç tedavisi sonrası nüks olmayan ve kalıcı tedaviye gereksinim duyulan hastalar kıyaslandı. İki grup arasında sadece, oftalmopati (p:0.002), TRAb (p:002) ve sT4'ün tedavi sonu değerinde (p:0.005) anlamlı fark bulundu. ROC analizinde TRAb düzeyi 8.45 ve üzerinde olduğunda, % 83 spesifite ile hastada ilaç tedavisiyle remisyon sağlanamayacağı ve bu hastalarda % 70 spesifiteye yakın oftalmopatiyi öngördüğü saptandı. SONUÇ: Graves nedeniyle tedavi alan hastalarımızın sadece % 23.7'inde remisyon sağlanmış iken, büyük bir çoğunluğunda kalıcı tedaviye (RAI tedavisi veya cerrahi tedavi) gereksinim duyulmuştur. ANAHTAR KELİMELER: Graves hastalığı, TRAb pozitifliği, Nüks ve ötiroid kalma oranları

Özet (Çeviri)

SUMMARY OBJECTIVES: For TSH receptor antibody (TRAb) positive, 18 year or older Graves patients who were treated with oral antithyroid drugs, rates of recurrence and euthyroidism after treatment would be retrospectively reviewed in the endocrinology and general internal medicine outpatient clinic. In addition, the treatment results of patients who were applied with permanent treatment will also be investigated. MATERIALS AND METHODS: A total of 194 patients with hyperthyroidism and TRAb positive who were admitted to the endocrinology and general internal medicine outpatient clinic between March/2010-November/2017 were included in our study. Laboratory values and clinical status of the patients were followed. The number of patients receiving medication and the number of recurrent patients were evaluated. In patients who received Radioactive Iodine (RAI), RAI dose and recurrence rate were investigated. The probability of beningn / malign in patients who received surgery was evaluated. RESULTS: Of the patients included in the study, 144 (74.2%) were female and 50 (25.8%) were male. The median age was calculated as 45 (18-78). 30 (15.5%) of the patients had ophthalmopathy. It was seen that methimazole (MMI, 125 persons, 64.4%) was used as the first choice in the treatment of graves, and propylthiouracil (PTU) was used in a lesser proportion. In 13 patients, 9 (5%) of PTU and 3 (1.5%) of MMI had side effects. 46 (23.7%) of the patients did not have any relapse after drug treatment, 10 (5.2%) had no permanent treatment after recurrence, 54 (27.8%) were treated with RAI and 83 (42.8%) were treated with surgery. For the patients with nodules who received surgery, the risk of malignancy was significantly higher than the patients without nodules. In binary logistic regression analysis, the presence of nodules increased the risk of malignancy 8.3 times (19 and 2, OR = 8.34, P = 0.007, respectively). In our study, patients who had no relapse and needed permanent treatment were compared. Among the two groups, only the end-of-treatment result (p: 0.005) of ophthalmopathy (p: 0.002), TRAb (p: 002) and sT4 were significantly different. In the ROC analysis, when the level of TRAb was 8.45 and above, it was determined that remission could not be achieved with drug treatment in 83% specificity and ophthalmopathy close to 70% specificity is predicted in these patients. CONCLUSION: In 23.7% of patients treated for Graves, remission was achieved, whereas in most of them, permanent treatment (RAI therapy or surgical treatment) was needed. KEYWORDS: Graves disease, TRAb positivity, Recurrence and euthyroi

Benzer Tezler

  1. Primer hipotiroidi tanılı hastalarda metformin kullanımının tiroid dokusunun sekretuar kapasitesi ve tiroid fonksiyon testleri üzerine etkisi

    The effect of metformin on thyroid secretory capacity and thyroid function tests in patients with primary hypothyroidism

    DEMET GÜNAYDIN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUHAMMED MASUM CANAT

  2. Yeni tanı tip 2 diyabetes mellitus hastalarında tedavi sonrası tiroid volüm ve fonksiyonlarında değişim

    Changes in thyroid volume and function after treatment in patients with newly diagnosed type 2 diabetes mellitus

    GİZEM PİRE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHTAP EVRAN OLGUN

  3. Development of mirna biomarkers for the differentiation between gingivitis and periodontitis: A pilot study

    Gingivitis ve periodontitis ayrımı için mirna biyobelirteçlerinin geliştirilmesi: Pilot çalışma

    DHAFIR LATIEF FAYADH FAYADH

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    BiyokimyaSüleyman Demirel Üniversitesi

    Kimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA CALAPOĞLU

  4. Hipertiroidi ve hipotiroidi tedavisinde kullanılan ilaçların kontrollü salımında kullanılmak üzere biyouyumlu taşıyıcı implantın hazırlanması

    Preparati̇on of bi̇ocompati̇ble carri̇er implant for use i̇n the controlled release of drugs i̇n the treatment of hypothyroi̇di̇sm and hyperthyroi̇di̇sm

    SEDA ÖCAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    BiyokimyaKırıkkale Üniversitesi

    Biyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEMA ÇETİN