İnsan haklarının korunmasında Uluslararası Ceza Yargılamasının rolü
Role of International Criminal Elimination in protecting of human rights
- Tez No: 549032
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İBRAHİM ÜLKER
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 178
Özet
XX. asrın başlarından itibaren uluslararası toplum, barış ve silahlı mücadele dönemlerinde insan haklarına önem vermeye, insanın onurunu ve haklarınıkorumak için çareler aramaya başladı. Bu amaca yönelik çalışmalar sonucunda; silahlı çatışma esnasında savaşanların davranışlarını, sivillerin ve insancıl örgütlerin durumlarını düzenleyen 1899 ve 1907'deki Lahey antlaşmaları, 1949'daki Cenevre antlaşması ve onun eklerinden oluşan antlaşmalar hazırlanarak imzalandı. 1948 yılında evrensel olarak korunması gereken insan haklarını açıklayan ve koruma altına alan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hazırlandı. I ve II. Dünya savaşlarından sonra uluslararası toplum, insan haklarını ve Uluslararası İnsancıl Hukuku çiğnemeyi suç kabul etti. Bu dönem, özellikle ceza alanında uluslararası hukuk tarihinde köklü bir dönüm noktası oldu. Zira uluslararası toplum, bu savaş suçlarını işleyenlerin yargılanması ve kurbanlara adaletli davranılması hususunda görüş birliğine vardı. II. Dünya savaşından sonra bu amaçla iki tane uluslararası mahkeme oluşturuldu. Bunlar 1945'teki Nürnberg Mahkemesi ve 1946'daki Tokyo Mahkemesi'dir. Uluslararası ceza yargısında bireysel ceza sorumluluğu, şahısların dokunulmazlığının kabul edilmemesi, resmi niteliklerinin tanınmaması ve en üst amirin emirlerinin gerekçe gösterilmeme ilkeleri gibi uluslararası hukukta daha önce bilinmeyen birtakım yeni ilkeler oluşturuldu. Fakat bu yeni ilkeler; Balkanlarda ve Afrika'nın farklı yerlerinde meydana gelen çatışmada olduğu gibi dünyanın farklı yerlerinde şiddetli silahlı çatışmaların ve insan hakları ihlallerinin tekrar meydana gelmesine engel olamadı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi BM Antlaşması'nın 7. bölümüne istinaden iki geçici uluslararası mahkeme kurdu. Birincisi 1993'te Yugoslavya'da ve ikincisi ise 1994'te Ruanda'da meydana gelen olaylar içindi. Bu iki mahkeme çatışmayı sona erdirme, uluslararası güven ve barışı tesis etme ve Uluslararası İnsancıl Hukuku çiğneyen suçluları cezalandırma amacıyla kuruldu. Fakat bu iki mahkeme geçici olduklarından ve belli durumlar için kurulduklarından dolayı diğer silahlı çatışmalar, bu suçları işleyenlerin engellenme yolu ve bunların cezalandırılmasıyla ilgili olarak birçok sorun ortada kaldı. Bu sebeple insan hakları ve uluslararası barış ve güvenliğin ihlal edilmesiyle ilgili dosyalara ve uluslararası savaş suçlarına bakmakla yetkili olan daimi bir uluslararası ceza yargı sisteminin kurulmasına yönelik olarak uluslararası çabalar yoğunlaştı. Uluslararası toplum, 1948 yılında kararlaştırılan soykırım suçunu engelleme antlaşmasından sonra yaklaşık olarak 50 yıl süren uzun çabalar sonucunda 1998'de ilk defa daimi olan bir Uluslararası Ceza Mahkemesi kuruldu. Bu çalışmada insan haklarının korunmasında uluslararası ceza yargılamasının rolü araştırılmıştır.
Özet (Çeviri)
Since the beginning of 20th century The International Community has concentrated and focusing on the cases related to protect human rights and preserve their dignity and maintain their humanity in peace and armed disputes, this was become valid when Hague Conventions in 1899 and 1907, Geneva Convention on 1949, and additional appendixes which organized the conduct of warriors, the civilian situation, and humanitarian organizations during armed conflicts, after that in 1948 the announcement of the universal Human rights has been declared which established the basic rights that must be protected universally, after the second world war the international community directed to criminalize all kinds of human rights violations and international humanitarian law, this period considered as turning point in the international law especially in the penal law side, whereas the internal community compiled to judge all criminals in those wars and help the victims, and after the second world war two international tribunals have been established for this purpose they were the Nuremberg Tribunal in 1945 and Tokyo in 1946, through establish new principles not previously known in the international law such as the principle criminal responsibility, and the principle of not recognition of immunity and official characteristics of individuals, and the principle of non-invocation of orders of supreme leader. However, all those precautionary measures did not prevent the recurrence of sever armed conflicts and violations of human rights in different parts in the world, just like what was happened in the Balkan conflict and different places in Africa. For that reason, the security council established on the basis of chapter VII of its charter two interim Tribunals the first one for the situation in former Yugoslavia 1993, and the other one is for the situation Rawanda in 1994, to end the conflicts and impose the international peace and security, and punishing criminals involved in violation of international humanitarian law, however the temporary nature for those tribunals raised many queries and questions about other armed conflicts and how to deter perpetrators and trial them for their crimes. According to this all international efforts intense to establish a permanent international criminal justice system, dealing with cases relevant to violation of Human rights, international security and peace, which implement its jurisdiction over the most serious international crimes, the international community has exerted strenuous and long efforts for almost 50 years after the adoption of the Convention for the Suppression of the Crime of Genocide In 1948, until the appropriate conditions to establish the first permanent international criminal court in 1998. In this study, Role of international criminal elimination in protecting of human rights has been investigated.
Benzer Tezler
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında Türk Medeni Usul Hukuku açısından adil yargılanma hakkı
Right to a fair trial regarding Turkish Law of Civil Procedure in consideration of European Convention of Human Rights and the Desicions of European Court of Human Rights
SEZİN AKTEPE ARTIK
Doktora
Türkçe
2014
HukukGalatasaray ÜniversitesiÖzel Hukuk Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YAŞAR HAKAN PEKCANITEZ
- Türk Hukuku ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açısından temel bir insan hakkı olarak adil yargılanma hakkı
Right to a Fair Trial as a Fundamental Human Right in Terms of Turkish Law and the European Convention on Human Rights
CEM ALPER AKDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
HukukDokuz Eylül ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SERDAR NARİN
- İnsan haklarının korunmasında Uluslararası Ceza Hukukunun rolü
The role of the International Criminal Law in protecting human rights
LAYTH KHALID RASHID ALBU-ALI
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
HukukSüleyman Demirel ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SÜLEYMAN DOST
- Afrika'da insan haklarının hukuki düzeyde korunması ve uluslararası yargı mekanizmaları
Legal protection of human rights in Africa and international judicial mechanisms
İLKNUR SARUHAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Uluslararası İlişkilerAnkara Hacı Bayram Veli ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. LEVENT ERSİN ORALLI