Geri Dön

The crime of genocide and question of genocidal intent in International Law

Uluslararası Hukukta soykırım suçu ve soykırım kastı sorunu

  1. Tez No: 551701
  2. Yazar: BİLGE KOÇKAYA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. VESİLE SONAY EVİK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Kamu Hukuku Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 130

Özet

Jean-Paul Sartre'ın dediği gibi“soykırım gerçeği insanlık kadar eskidir”. Soykırım, binlerce yıl önce toplumları yok etmeye başlayan ve“eskimeyen”ağır bir suçtur. Günümüzdeki çatışmalarda ve savaşlarda bu suçun işlenmesi; mağdurlar, toplumlar ve evrensel insan bilincinde onarılamaz bir hasara yol açmaktadır. Halihazırdaki tez, ilk bölümde, soykırımın tarihsel geçmişini göz önünde bulunduracak, ayrıca Soykırım Sözleşmesi ile soykırımın oldukça dar tanımını ve soykırıma yönelik eylemleri ölçmek için gereken özel kastı inceleyecektir. Aynı zamanda, ad hoc uluslararası ceza mahkemelerinin kurulmasına, Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı nezdinde davaların açılmasına ve ilk uluslararası daimi ceza mahkemesinin kurulmasına kadar giden yolu da kısaca gözden geçirecektir. İkinci bölümde, soykırım suçunun yapısı uluslararası hukuk çerçevesinde analiz edilecek, objektif ve sübjektif suç yapısı ile suçun özel görünüş biçimleri ele alınacaktır. Üçüncü bölümde, ayrıntılı olarak soykırım özel kastından bahsedilecek ve geçici mahkemeler ve Uluslararası Adalet Divanı'nın kararları ışığında bu özel kastın nasıl değerlendirildiği incelenecektir. Son bölümde, çağımızda yaşanan ihtilaflarda uluslararası ceza mahkemelerinin savcıları ve Uluslararası Adalet Divanı'ndaki davacı devletler için soykırım özel kastının kanıtlanması hususunun çok zor ve hatta imkansız olabileceği sonucuna varılacaktır. Öte yandan, özel kastın bilgiye dayalı ispat edilmesi yönteminin gelecekteki soykırım mahkumiyetlerini elde etmek için belki de tek yaklaşım olabileceği savunulacaktır. Soykırım günümüzde belirli bir suç kategorisi olarak yer almaktadır ve ciddi insan kayıplarına neden olan diğer ağır suçlardan farklıdır. Örneğin, ilk olarak 1898 tarihli Lahey Sözleşmesi'nde yer alan ve daha sonra Nürnberg Davaları ile 1949 Cenevre Sözleşmesinde“olgunlaşan”savaş suçlarından farklıdır. Savaş suçlarının aksine soykırım barış zamanında da gerçekleşebilir. Soykırım,“suçların suçu”ve“nihai insan hakları sorunu”olarak adlandırılmaktadır, zira yasaklanması, doğrudan doğruya Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi gibi evrensel beyannamelerde ve sözleşmelerde tanımlanan temel insan haklarından biri olan“temel yaşam hakkı”nı güvence altına almayı hedeflemektedir. Soykırım yalnızca hukukçular tarafından kullanılan bir terim değildir. Aynı zamanda, tarihçiler tarafından herhangi bir hukuki standart uygulanmaksızın yaygın olarak kullanılan bir terimdir. Bununla birlikte, hukuki bir terim olarak soykırım, tarihçilerin kullandığı soykırım terimiyle önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Bunun sebebi ceza hukukunda bir fiilin soykırım olarak kabul edilmesinin ancak belli şartların varlığına bağlı olmasıdır. Uluslararası hukukta soykırım suçunun oluşması için gerekli şartlar esas olarak 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Soykırım Sözleşmesi'nde yer almaktadır. Devletlerin çoğunun, kendi hukuk sistemlerinde Soykırım Sözleşmesi'ninkine benzer bir tanım uyguladığı görülmektedir. Bu tanım aynı zamanda ad hoc ceza mahkemelerinin ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin statülerinde de yer almıştır. Tarih bize, Soykırım Sözleşmesi'nin 1940'ların başlarındaki Nazi rejiminin işlediği korkunç suçlara karşı uluslararası toplumun bir tepkisi olarak doğduğunu göstermektedir. Soykırım Sözleşmesi'nin hazırlık çalışmalarına bakıldığında, bunun uzun bir müzakere sürecinin sonucu olduğu görülmektedir. Ardından, çok sayıda devletin farklı görüşlerine yer vermek amacıyla Soykırım Sözleşmesi'ndeki tanımının birçok yönden netleştirilmediği ve dolayısıyla suçun birçok unsurunun yorumlamaya açık bırakıldığı sonucuna varılmaktadır. Soykırım tanımının kabulü esnasında devletlerin tartıştıkları esas noktalardan biri de soykırım suçunun özel kastı olmuştur. Doktrinde birçok farklı görüşün ortaya çıktığı ve özellikle uluslarararası mahkemelerin yorum ve uygulamasının farklılaştığı görülmektedir. Bu tezin amacı soykırım suçunun, özellikle de özel kast unsurunun, uluslararası mahkemelerin farklı yorumlarının ve bunun Soykırım Sözleşmesi'nin nihai hedefleri olan soykırımın cezalandırılmasını ve önlenmesini nasıl tehlikeye sokabileceğini anlamaktır. Bu tez alışmasında kullanılan metodoloji Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı tarafından soykırım özel kastının nasıl yorumlandığı üzerine araştırma ve söz konusu mahkemelerce verilen önemli kararları incelemekten ibarettir. Ayrıca, uluslararası hukuktaki soykırım suçunda aranan katı özel kasttan dolayı ortaya çıkan sorunlara değinmeden önce, soykırımın tarihsel arka planına bir bütün olarak yer verilmiştir, zira bunun yeni bir olgu değil, insanları etkilemeye büyük ölçüde devam eden eski bir uygulama olduğunu anlamak önem arz etmektedir.

Özet (Çeviri)

As Jean-Paul Sartre says,“The fact of genocide is as old as humanity”. It is an atrocity crime that ravaged humanity thousands years ago and does not get 'old'. It continues in modern-day conflicts and wars to cause irreparable damages for the victims, their societies and the universal human consciousness. This thesis will, in the first part, consider the genocide's historical background, explore the Genocide Convention, its rather narrow definition of genocide, and the special intent required to amount the acts to genocide. It will also briefly review the developments that paved the way until the setting up of the ad hoc international criminal tribunals, the cases held before the United Nations' International Court of Justice and the setting up of the first international permanent criminal court. In the second part, I will analyze the structure of the crime of genocide under international law and elaborate on its objective and subjective structure, and special appearing forms. In the third part, I will focus on how genocidal intent operates and it has dealt with under international law in light of the jurisprudence by the ad hoc tribunals and International Court of Justice. In the last part, this work will conclude that in the conflicts in our era, it may be a very difficult or even impossible task to be satisfied for the Prosecutors of the international criminal courts and the claimant states before the International Court of Justice. Moreover it will argue that the method of knowledge-based intent, which requires knowledge and existence of other indirect circumstances, could be the only approach to obtain future genocide convictions. Genocide is a particular category of crime and it differs from other grave crimes inflicting serious human losses. It is different from war crimes, for example, which were initially stipulated in the Hague Convention of 1898 and then 'matured' through the Nuremberg Trials and the Geneva Convention of 1949. In contrast to war crimes, genocide can also take place in peacetime. It is called“crime of crimes”and“ultimate human rights problem”as its prohibition is directly aimed at ensuring“the right to life”, one of the essential human rights defined in universal declarations and conventions such as United Nations' Universal Declaration of Human Rights or Council of Europe's European Convention on Human Rights. Genocide is not a term that is used only legal scholars or law practitioners. It is a term that is also widely used by historians without applying any legal standards. However genocide as a legal term may differ significantly due to the requirements sought so as to qualify a certain criminal act as genocide. These requirement stem mainly from the Genocide Convention, which was adopted by the United Nations in 1948. It is seen that most states implemented in their own jurisdictions a similar definition to that of the Genocide Convention, if not its exact definition. This definition was also incorporated in the statutes of the ad hoc criminal tribunals and that of the International Criminal Court. The history tells us that the Genocide Convention was a necessary reaction of the international community to the atrocities of the Nazi regime in the early 1940's with a view to punish and prevent future genocides. When one looks at the Travaux Préparatoires of the Genocide Convention, it can be easily noted that this was an outcome of a long negotiation process. It followed that the definition of the Convention was not clear-cut in many aspects with a view to accommodate the different opinions of numerous states, and hence many elements of the crime were left open to interpretation. One of the main points of discussion regarding the adoption of the genocide definition was its special intent requirement. It is seen that there have appeared many different views in the academics, and in particular the interpretation and practice by the ad hoc criminal tribunals and International Court of Justice have differed at several aspects. The aim of this thesis is to offer a thorough understanding of the crime of genocide, particularly its special intent component, different interpretations by the international tribunals and courts, and how this might jeopardize the punishment and prevention of genocide, which are the ultimate goals of the Genocide Convention. The methodology used in this thesis is a research on how genocidal intent was interpreted by the International Criminal Tribunal for Former Yugoslavia, International Criminal Tribunal for Rwanda and International Court of Justice, by analyzing the landmark judgements rendered before them. Before dealing with the questions rose by the special intent as defined in the Genocide Convention, I also dedicated a whole section to the historical background of genocide since I believe it is important to understand that it is not a new phenomenon but an old practice, which continues affecting humans at a large scale.

Benzer Tezler

  1. Soykırım suçu

    Crime of genocide

    GÖZDE TURAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Uluslararası İlişkilerAnkara Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. GÖKÇEN ALPKAYA

  2. When does political violence turn into genocide? A comparative analysis

    Siyasal şiddet ne zaman soykırıma dönüşür? Karşılaştırmalı bir analiz

    SÜMEYYE NUR KURUL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    Siyasal BilimlerTOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FUAT DÜNDAR

  3. Mimari travma: Savaşın kentsel hafıza üzerindeki etkilerinin prizren ve yakova bağlamında incelenmesi

    Architectural trauma: The investigation of the effects of war on urban memory in the context of Prizren and Yakova

    HADİS ABDULA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OZAN ÖNDER ÖZENER

  4. Doğu Türkistan'da insan hakları

    Human rights in Eastern Turkestan

    AHMET TÜRKÖZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Uluslararası İlişkilerİstanbul Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MAHİR AYDIN

  5. Uluslararası ve Ulusal Ceza Hukukunda soykırım suçu

    Genocide in International and National Criminal Law

    TİMUÇİN KÖPRÜLÜ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    HukukAnkara Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TÜRKAN YALÇIN SANCAR