Geri Dön

Moleküler markörleri kullanarak çerezlik kabaklarda (Cucurbita pepo L.) saflık düzeylerinin tahmin edilmesi

Estimation of purity levels of pumpkin (Cucurbita pepo L.) using molecular markers

  1. Tez No: 560520
  2. Yazar: NESLİHAN ASLAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OSMAN GÜLŞEN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ziraat, Agriculture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 71

Özet

Bu çalışma moleküler markörler kullanılarak çerezlik kabaklarda (Cucurbita pepo L.) saflık düzeylerinin tahmin edilmesi amacıyla 2016-2018 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Birimi Labaratuvarında gerçekleştirilmiştir. Saflık düzeylerini tahmin etmenin pratik bir yolu bulunmamaktadır ve ancak arazide tohumlardan elde edilen bitkiler arasındaki morfolojik özellikleri dikkate alarak genetik açılım olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Bununla ilgili moleküler markör kullanımı ile daha etkin olarak ebeveynlerin saflık düzeylerinin tanınması mümkün olabilmektedir. Bu nedenle moleküler markörler yardımıyla S1, S2, S3 ve S0 (hiç kendileme yapılmamış) kademesindeki kabaklar dominant ve kodominant markörler kullanılarak saflık düzeyleri ile heterozigotluk arasındaki ilişki tahmin edilmiştir. Çalışmada primer seçimi sonucunda 18 SSR ve 8 ISSR primer çifti belirlenmiştir. SSR analizleri sonucunda CMTm66 ve CMTp182 primerlerinde en yüksek ortalama PIC değeri 0,9 ve gen çeşitliliği 0,10 olarak bulunmuştur. ISSR analizleri sonucunda HVH(TCC)7, HVH(CA)7T VE BDB(CA)7C primerlerinde en yüksek ortalama PIC değeri 0,4 bulunmuş olup gen çeşitliliği sırasıyla 0.67, 0.61 ve 0.86 olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak SSR ve ISSR primerlerinin çerezlik kabak araştırmalarında kullanıma uygun olduğu saptanmıştır. Saflaşma çalışmalarında yüksek polimorfizm nedeniyle SSR primerlerinin daha etkin olduğu saptanmıştır. Başarılı bulunulan primerler ilişki haritalaması, safiyet testlemesi ve yeni markır geliştirme çalışmalarında kullanılabilecektir. Yapılan analizler sonucunda S0, S1, S2 ve S3 kademeleri arasında heterozigot bant sayısı giderek azalan bir eğilim göstermiştir. En fazla heterozigot bant sayısı S0 kademesinde ve en az heterozigot bant sayısı S3 kademesinden elde edilmiştir. Bu da bize saflaşma oranı artıkça heterozigot bant sayısının azaldığını göstermiştir.

Özet (Çeviri)

In this resarch study was carried out in Molecular Genetics Laboratory of the Research Unit of the Faculty of Agriculture of Erciyes University Seyrani Faculty of Agriculture between 2016-2018 in order to estimate the purity levels of pumpkins (Cucurbita pepo L.) using molecular markers. There is no practical way of estimating purity levels, but it can be understood that there is no genetic expansion taking into account the morphological characteristics of the plants obtained from the seeds in the field. With the use of the relevant molecular marker, it is possible to more effectively identify the purity levels of the parents. For this reason, the relationship between the purity levels and heterozygosity was estimated by using molecular markers using the dominant and codominant markers in the S1, S2, S3 and S0 (no in-plant) stages. 18 SSR primers and 8 ISSR primers were used in the study. As a result of SSR analysis, the highest mean PIC value of CMTm66 and CMTp182 primers was 0.9 and the gene diversity was 0.10. As a result of ISSR analysis, the highest average PIC value of HVH (TCC) 7, HVH (CA) 7T and BDB (CA) 7C primers was found as 0,4 and the gene diversity was found to be 0.67, 0.61 and 0.86 respectively. As a result, SSR and ISSR primers were found to be suitable for snack pumpkin research. In the purification studies, SSR primers were found to be more effective due to high polymorphism. Successful primers can be used in relationship mapping, purity testing and new marker development studies. As a result of the analyzes, the number of heterozygous bands between S0, S1, S2 and S3 stages showed a decreasing acceleration. The highest number of heterozygous bands was obtained from S0 and the least heterozygous bands were from S3. This showed us that the number of heterozygous bands decreased as the purification rate increased.

Benzer Tezler

  1. Çerezlik kabaklarda (Cucurbita pepo L.) genetik polimorfizmin AFLP markörleri ile tanımlanması

    Identification of genetic polymorphism in pumpkins (Cucurbita pepo L.) with AFLP markers

    ESRA AYSOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    GenetikGebze Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FUNDA ŞENTÜRK AKFIRAT

  2. Molecular evaluation of commercial hybrid sunflower (Helianthus annuus L.) germplasm for fertility restoration genes

    Ticari hibrit ayçiçeği (Helianthus annuus L.) germplazmının fertilite restorasyon genleri için moleküler değerlendirilmesi

    GÖKTUĞ SERBEZLER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    BiyomühendislikÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGE KARAKAŞ METİN

  3. Farklı kabak (Cucurbita pepo L.) popülasyonlarının ISSR markörler kullanılarak filogenetik karakterizasyonu

    Phylogenetic characterization of different pumpkin (Cucurbita pepo L.) populations with ISSR markers

    ŞEYMA TUĞÇE TARTAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    GenetikGebze Teknik Üniversitesi

    Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FUNDA ŞENTÜRK AKFIRAT

  4. Kaman cevizlerinde apomiksis olasılığının moleküler yöntemlerle araştırılması

    Determination of apomixis possibilty in Kaman walnut genotypes

    SERKAN AKCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    BiyoteknolojiÇukurova Üniversitesi

    Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. SALİH KAFKAS

  5. Moleküler markörlerin bağcılıkta külleme ve mildiyö hastalıklarına dayanıklı çeşit ıslahında, marköre dayalı seleksiyon (marker assisted selection-mas) amaçlı kullanılması

    Use of molecular markers for developing new cultivars tolerant to plasmopara viticola and (erysiphe- uncinula necator) diseases based on marker assisted selection-(mas) on vitis vinifera

    MİNA SHİDFAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    BiyoteknolojiAnkara Üniversitesi

    Bahçe Bitkileri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKHAN SÖYLEMEZOĞLU