Power sharing lebanon, Iraq and Syria comparison study
Güç paylaşımı Lübnan, Irak ve Suriye karşılaştırmalı çalışma
- Tez No: 561034
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MESUT ŞÖHRET
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2019
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Gaziantep Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 265
Özet
20. Yüzyılın başlarında, bölgede bazı ülkeler ortaya çıktı. Bu ülkelerin halklarının, ülkelerinin oluşması hakkında hiçbir fikirleri yoktu. Ülkelerinin aldığı kararı, Osmanlı Halifeliğinden ayrılmayı ve şimdiki sınırlar içerisinde olmayı kendileri seçememişlerdir. Bunun daha kötüsü ise bu ülkelerin halklarının o zamanlardan bugüne kadar kendilerini yöneten siyasi sistemlerin seçiminde hiç bir rollerinin olmamasıdır. Bu milletler diktatörlük yönetimi, özgürlüklerin kısıtlanması, cezaevi ve idamlar altında, zor şartlarda yaşadılar. Bunlarla birlikte ekonominin geriliğini, siyasi inzivaya çekilmeyi ve askeri yenilgiyi yaşadılar. 21. Yüzyılın ilk on yılının bitmesi ve iletişim araçlarının yaygınlaşması ile birlikte Arap milletleri dünyayla İletişim halinde oldu ve onlar için ekonomi, sosyal ve siyasi durum artık çekilmez bir hale gelmişti. Bunun etkisi ile Tunus halkı ayaklandı ve kendi cumhurbaşkanları Zein El Abidin'i 14 ocak 2011 tarihinde görevinden ettiler. Daha sonra o da Suudi Arabistan'a kaçtı. Böylece Arap baharındaki devrimler Mısır , Libya daha sonra da Yemen'de yaşandı ve diktatör başkanlarını görevlerinden aldılar. Bütün bunlardan sonra bu bahar Suriye'ye 15 Mart 2011' de geldi. Ancak, bu defa halk bütün zorlukları çekip başkanını görevinden uzaklaştıramadı. Babasından sonra bu makama gelen Beşer Esed ne kazananı ne de kaybedeni olan bu savaşına hala devam etmektedir. Bu devrimde 15 Mart 2011 tarihinden 14 Mart 2018 tarihe kadar çoğu sivil, kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 300.000 kişi öldü. Suriye'de yaşayanların yarısı evlerinden ayrıldı. Bu kişilerin yaklaşık 7 milyonu ülke dışına çıktı, Türkiye 3,5 milyon kişiyi misafir ediyor. Temmuz 2017'de Dünya Bankası çalışmalarına göre çatışmalardaki hasarlar 226 milyar dolara (183 milyar avro) denk geliyor ve bu da çatışmalardan önceki gelirin dörtte biri demek oluyor. Geçen herşeye rağmen Suriye rejimini devrimciler yenemedi. Sebepleri ne olursa olsun devrimciler de bütün askeri ve siyasi biçimlerine rağmen rejimi yenemedi. Ancak kesin olan şey Suriye halkının oluşumların da, Sünni olan Kürtler ve Araplar, Beşar Esed'in ait olduğu Alevi sınıfı halkın çoğunluğunu oluşturan müslüman ve hristiyanların arasında güven sorunu ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu sorunun çözülmesi için yetkili, siyasi bir sistem gerekirken gerçek bir krize dönüştü.Buna paralel olarak uluslararası toplumda, her iki taraf da askeri çözümü başaramadıklarından siyasi çözümün Suriye için tek yol olduğu anlaşıldı. Siyasi çözüm önerilerinden biri de Suriye içerisindeki yetkili taraflar arasında güç paylaşımıdır. Güç paylaşımı Suriye yönetiminde ve Arap bölgelerinde bir kaç ülkenin yaşadığı siyasi krizlerin çözümü olarak sunulan ilk öneri değildir. Bu ortak tarihe sahip , Fransa dışişleri bakanlığı Picot ve İngiltere dışişleri bakanlığı Sykes arasında 1916 yapılan Sykes-Picot antlaşması olarak adlandıran antlaşmanın sonucunda gelmiştir. Bu antlaşmanın ülkeleri çeşitli demografilerinde ortak olmuşlardır. Batılı devletlerin yönetmesi ile Uluslararası sistem, Lübnan'ı Suriye'den ayırıp ayrı bir Cumhuriyet olarak duyurmasından sonra Lübnan'dan başlayarak yönetimde güç paylaşımı üzerinde çalışmışlardır. Bunun dışında da Lübnan büyük siyasi sorunlar ve 16 yıl süren yıkıcı bir iç savaş yaşamış ve uzun süre istikrara kavuşmamıştır. Daha sonrada 2003'te Batı, Amerikan işgali sürecinde de Irak'ta yönetim için güç paylaşımı olmak zorunda bırakıldı, böylece Irak'ta çok uzun bir süre diktatörlük ve tek parti rejimini altında bırakan Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin devrildi. Bununla birlikte, bir kez daha, Irak halkının bileşenlerin de ayrılığın derinleşmesi, mezhepsel ve ırkçılığın yükseltmesini görebiliyoruz. Belki de bunlar yönetimde güç paylaşımı olmasından önce yoktu. Bu çalışma bazı soruların cevabının araştırılmasıdır. Neden güç paylaşımı, yetkili oluşumların arasında güvenliliği arttırılmasında yardımcı olmadı, bu yönetim şekli Lübnan'ın istikrarını gerçeklestirmek için ne kadar yardımcı oldu? Irak oluşumunda diktatörlük yerine demokrasi, güvenlilik, istikrar ve yasal kanunu gerçekleştirebilmek için güç paylaşımı iyi bir yöntem olabildimi? Çalışmanın ele aldığı diğer soru ise Suriye'deki diktatörlük yönetiminden demokrasi yönetimine, tek parti rejimden çok parti rejimine, siyasi ekonomi ve sosyal gerilimden, gelişmesini sağlayacak istikrara taşıyacak ideal güç paylaşım yönetim şekli nedir? Bu çalışma, Suriye'nin başarısında Suriye olayına siyasi bir çözüm olarak rol oynayabilecek en etkili şekli belirlemeyi amaçlamaktadır.
Özet (Çeviri)
With the beginning of 20th century, countries have emerged in the region whose people have not had an opinion in their emergence and have not chosen to separate from their mother country (Ottoman Caliphate) and also haven't chosen the borders as they have been known today. Moreover, the peoples of these countries have had no choice with the political systems that have governed them to this day. The peoples of these countries have suffered from the rule of dictatorships, the prohibition of freedoms, prisons, and executions. All of this was in the milieu of economic backwardness, political isolation and military defeats. With the end of the first decade of 21st century and the spread of communications, the peoples of Arab countries have become connected to the world and the economic, social and political situation has become unbearable, for that Tunisia has revolutionized to depose the president Zine El Abidine Ben Ali on January, 2011. The revolutions of Arab Spring have continued to reach Egypt followed by Libya and Yemen and all of them have deposed their dictator presidents. Then this spring reached to Syria on March 15, 2011, but this time it has failed and could not remove the dictatorship from Syria and Bashar Assad, who inherited the position from his father is still the president and fighting the war of No victor and No vanquished. Until March 14, 2018, the number of people killed in this revolution has reached more than 300,000 since 15 March 2011, most of them are civilians, children and women. Half of Syria's population have left their homes, around 7 million are abroad. Turkey has hosted about 3.5 million of them. In July 2017, World Bank has estimated the cost of conflict losses at 226 billion $ (183 billion €), 4 times the pre-conflict GDP (gross domestic product). With all the above, neither Syrian regime has been able to eliminate the revolutionaries nor the revolutionaries, in all their political, military and civilian forms, regardless of the reasons have been able to overcome the regime and depose the president. But the surest thing is that there are gaps of confidence have arisen among the components of Syrian people, between Kurds and Arabs, Sunnis and Alawites (the sect of President Bashar al-Assad), and between Sunni (the majority of Syrian people) and Christians (the most effective minority in Syrian scene). These gaps have turned into a real confidence crisis that needs an effective political system to solve it. At this time, the international community has agreed that the political solution in Syria is the only way after the failure of the military one by both sides. One of the proposals of the political solution is Power-Sharing form among all active parties in Syrian scene. Syria was not the first country in which Power-Sharing Form has been proposed to resolve the political crises, The international system, led by Western countries has established Power-Sharing Form, firstly in Lebanese Republic when it has been separated from Syria and declared as an independent republic. However, Lebanon experienced major political crises and a devastating civil war lasted for 16 years and did not enjoy long periods of stability. Then the west, in 2003, has imposed Power-Sharing in Iraq at the time of US invasion in 2003 and the overthrow of Saddam Hussein, who ruled Iraq with an unjust dictatorship and the one- party rule for decades. But once again we see a model of political disorder and a deepening of the division between the components of Iraqi people, and increasing the ethnicity and sectarianism which may not have existed before the adopting of Power-Sharing. The question raised in this research is why did not Power-Sharing Form help building the confidence among the various active components and how much was this form active in establishing the stability and achieving growth in Lebanon? And was Power-Sharing in Iraq an appropriate alternative to the dictatorship to turn Iraq into a democracy that achieves security, stability, the rule of law and growth in it? Another question is: What is the best form of Power-Sharing that allows Syria to achieve the political stability? This stability, which will lead Syria to move from dictatorship to democracy and from the one-party rule to the sharing of power and from political, economic and social disorders to the stability that leads to the growth? This study trying to extract the most effective form, which could have a role in the success in Syria as a political solution to Syrian case.
Benzer Tezler
- Paylaşım tasarıları çerçevesinde Ortadoğu'nun şekillendirilmesi (1918-1945)
Shaping the Middle East within the frame of sharing designs (1918-1945)
MELEK YENİSU
- Interregional Relations: Perspectives on the Summit of South American-Arab Countries 'New' patterns of engagement
Bölgelerarasi ilişkiler: Güney Amerika - Arap Ülkeleri zirvesindeki 'Yeni' angajman yapısı perspektifleri
MARSHA MARİE HALL
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiOrtadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELİHA BENLİ ALTUNIŞIK
DOÇ. DR. DERYA GÖÇER AKDER
- İran'ın Şiî politikaları bağlamında Ortadoğu'daki vekâlet savaşları: Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen örneği
Proxy wars in the Middle East in the context of Iran's Shiite policies: Iraq, Syria, Lebanon and Yemen examples
ABDULKADİR ŞEN
Doktora
Türkçe
2020
Siyasal BilimlerMarmara ÜniversitesiSosyoloji ve Antropoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ COŞKUN
- Federalizm ile konfederalizm arasında: Irak ve Lübnan siyasi sistemleri
Between federalizm and confederalism: political systems of Iraq and Lebanon
BAHROS GALALI
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Siyasal BilimlerÇankaya ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. EBRU ÇOBAN ÖZTÜRK
- Çok etnik yapılı toplumlarda yönetim ve güç paylaşımı
Power sharing in multi-ethnic societies
FATİH ÇİÇEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Kamu YönetimiCelal Bayar ÜniversitesiKamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FAİKA ÇELİK