Geri Dön

An empirical analysis of business cycles in Turkey

Türkiye'de iş döngülerin ampirik bir analizi

  1. Tez No: 573632
  2. Yazar: SADIK YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ERDAL TANAS KARAGÖL
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İktisat (İngilizce) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İktisat Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 151

Özet

Türkiye'nin ekonomi tarihi yükseliş ve inişlerle doludur. Cumhuriyetin kuruluşuyla beraber Türkiye liberal ekonomi politikası benimsemiş, fakat Lozan Anlaşması ülkenin ekonomik alanda bağımsız kararlar almasını engellemiştir. Anlaşmaya bağımlı olarak gümrüklerle ilgili sınırlamaların 1929 bitmesiyle beraber, bu sefer de dünya ekonomik buhranı baş göstermiştir. Bundan sonra, Türkiye krizin etkilerini devletin öncülüğünde minimize etmek için planlı sanayileşme dönemini başlatmıştır. Bu vesileyle, sanayinin milli gelirdeki payı artarken tarım sektörünün payı düşüş göstermiştir. 1950'lere gelindiğinde Demokrat Parti (DP) liberal ekonomi politikalarını tekrar denemeye başladı. Hükümet ekonomiyi devlet öncülüğünden piyasa ekonomisine dönüştürmeye çalışmıştır. Tarım sektörüne destek verilmiş ve tarımın üzerindeki vergiler kaldırılmıştır. Bir taraftan da ölçek ekonomileriyle, alt yapı yatırımları, enerji ve ulaşım-haberleşme alanında adımlar atılarak özel sektörün işi kolaylaştırılmaya çalışılmıştır. DP döneminde, 1953 yılına kadar başarılı bir şekilde büyüyen ekonomi daha sonra sağlıksız ekonomik yapıdan; kamu teşebbüslerindeki artış, kamu açıkları ve enflasyon artışından dolayı, büyüme yavaşlamaya başlamıştır. 1961 yılında planlama anayasal bir kural haline geldi ve kamu kesimi için zorunlu oldu. Bu, bir şekilde kapalı bir ekonomide devlet öncülüğünde kalkınmayı hedef alan devletçiliğe dönüştü. Askeri hükümet, bu dömemde ithal-ikameci ve yüksek derecede korumacı politikalara dayanan beş yıllık kalkınma planlarına başladı.. 1973 yılında petrol şoku ile cari açık genişlerken dış finansman gereksinimi artış gösterdi. Türkiye ekonomisinde planlamacılar tarafindan göz ardı edilen esas sorun kapalı bir ekonomide ölçek ekonomisi ve kapasite kullanım sorunu olmuştur. Gerçekçi olmayan döviz kurları ve suni fiyat yapıları oluşturulmuştur. Türkiye içe dönük ve fakat dışa bağımlı bir ekonomiye sahip olmuştur. Bu sebeple tarihinde, her seferinde ödeme dengesi açıkları, parasal krizler, işsizlik ve enflasyon sorunlarıyla karşılaşmıştır. Bu sorunları ortadan kaldırmak için IMF'nin desteğiyle 24 Ocak 1980 istikrar programına başlandı. Bu programın en önemli amaçlarından biri, ekonomiyi ithal ikameci bir yapıdan ihracata dayalı bir yapıya kavuşturmaktı. Bu manada önemli adım, finansal piyasaların serbestleştirilmesiydi. Bu sebeple sermaye hesabı 1989 yılında serbestleştirildi. Daha sonraki yıllarda, popülist politikalarla idare edilen ekonomik yapı bütçe açığı ve para arzının artışına ve dolayısıyla enflasyona sebep oldu. Kısa vadeli politik fırsatlara dayanan ekonomiden dolayı, döviz krizleri ve devalüasyonlar 2001 krizi öncesi dönemlerde Türkiye'de hiç bitmedi. İstikrar programlarıyla beraber reel ve finansal piyasaları düzenlemek için ihdas edilen kurumlar ekonomideki aksaklıkları minimize etmede önemli yer tutmaktadır. Sermaye Piyasası Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bağımsız Merkez Bankası bu önemli kurumlardan bazılarıdır. 2001'de Merkez Bankasının bağımsız olması, hükümetlerin popülist amaçlarla kaynaklarını kullanmasını engellemiştir. Yasal ve düzenleyici altyapıyla güçlendirilen bağımsız kurumlardaki gelişmeler Turkiye ekonomisinin kriz dönemi sonrası uygun bir şekilde çalışmasını sağlamıştır. Bu çalışmada 2001 krizi dönemi sonrası herhangi bir yapısal kırılmanın olup olmadığını, iş döngü modelindeki dalgalanma değişikliklerine bakarak öğrenmeye çalıştık. 2001 krizi öncesi ve sonrasını değerlendirmek için, reel GSYH ve bileşen verileri modifiye edildi, baz yılı değiştirildi ve son yılllara kadar uzatıldı. İş döngü model sonuçları, 2001 krizi sonrası Türkiye ekonomisinde yapısal değişimin olduğunu gösterdi. Yapısal değişimin varlığı için ekonometrik modeller de çalıştırıldı. Bu manada Chow istikar testi kullanıldı. Test sonuçları, 2001 krizi sonrası dönemde yapısal kırılmanın Turkiye ekonomisinde varlığına işaret etti. Bu da gösteriyorki kriz dönemi sonrası, Avrupa Birliğine katılım müzakereleri dâhil olmak üzere siyasal, sosyal, kurumsal ve yapısal ekonomik reformların ekonominin yapısal dönüşümüne katkı sağladığıdır. İlaveten, Türkiye ekonomisi için iş döngü istatistiklerini 1987:1-2016:2 dönemde çeyrek verileri kullanarak, Kydland ve Prescott (1990) yılı araştırma metodu, çerçevesinde araştırdık. Tüketim ve yatırım harcamalarının GSYH ile beraber hareket ettiği ve reel GSYH'den daha fazla dalgalandığı, ihracat ve ithalat rakamlarının çıktıyla beraber hareket ettiği, fiyatların ve enflasyonun çıktıyla ters hareket ettiğini ve M1, M2, M3 parasal tanımların farklı dönem verileri için GSYH ile farklı sonuçlar verdiği bulgularını elde ettik. Diğer taraftan, istihdam verileri farklı tanımlamalarla, verimlilik ve imalat endeksleri, tümü ekonomik aktiviteyle beraber hareket etmekte ve gelişmekte olan ülkelerle ilgi literatürde yapılan çalışmalarla tutarlılık arz etmektedir.

Özet (Çeviri)

Turkish economy had many ups and downs in its history. Fırst, Turkey had attempted to adopt a liberal economic model after the establishment of the Republic of Turkey, but Lausanne Treaty constrained the ability of the government to establish an independent economic strategy. While expecting the expiration of restrictions imposed by the Lausanne Treaty, then this time the world's economic crisis started. After the great depression, Turkey has started the planned industrialization economy to minimize the effects of the crisis. After that, the share of industry in national income increased while that of the agricultural sector decreased. In 1950, Democrat Party (DP) came to power and attempted to follow a liberal economic model again. The government tried to transform the economy from etatism to market economy. The agricultural sector was supported and taxes on agriculture were abolished. On the other hand, the government gave importance to scale economies, efforts were made to facilitate the work of the private sector by taking steps in the fields of infrastructure investments, energy and transportation-communication. During the DP period, Turkish economy experienced high growth level until 1953, but due to unhealthy economic structure; increased size of public enterprises, public deficits and inflation, growth started to slow down thereafter. In 1961, planning became a constitutional rule and compulsory for the public sector. This, in somewhat, was the return to etatism, which was a development attempt in a closed economy with the state initiatives. Military government at this period started five-year development plans with import-substitution and high degree of protectionism policies. In 1973, with the oil shock, the current account deficit had been widened and external financing requirements had been increased. The main issue was that planners ignored scale economies and capacity utilization. They created artificial price structures and unrealistic exchange rates. In this period, Turkey had closed, but import oriented economy. Thus, each time, it encountered with balance of payment deficits, currency crises, and unemployment and inflation problems. In order to overcome these problems, on January 24th, 1980 stabilization program was started with the support of the IMF. One of the important goals of this program was to transform the import-substitution economy to export-oriented economic structure. In this regard, one important step was the liberalization of financial market. Thus, the capital account was liberalized in 1989. In later years, economic structure which is governed with political business cycles led increase in the budget deficit and money supply growth, and then high inflation rate. Due to short term opportunistic policies, currency crises and devaluations were never ended in the pre-2001 period. The institutions established to regulate real and financial markets with stability programs have an important place in minimizing distortions. Some of these important institutions are the Capital Markets Board, the Banking Regulation and Supervision Board and the Independent Central Bank. In 2001, with the independence of the Central Bank, governments had been prevented from monetizing economy for populist purposes. Improvements in independent institutions through a strengthening of the legal and regulatory infrastructure have supported the proper functioning Turkish economy. In this study, we employed the business cycle method to analyze aggregate economic activity and to examine whether any structural break take place in the post-2001 crisis, with looking at the volatility changes obtained from the business cycles model. To evaluate pre- and post-2001 crisis period, the data sets on real GDP and its components have been modified, rebased and extended to recent years. The results of business cycle facts show that the structural change took place in the post-2001 crisis period. The econometric model has also been utilized for the indication of structural change. In this regard, Chow stability test have been used. Results of test show that the structural break took place in Turkish economy in the post-2001 period. These indicate that including EU accession, social, political, institutional and structural economic reforms had contributed to structural transformation of the economy in the post-2001 crisis period. In addition, we investigated the business cycles facts of the Turkish economy using quarterly data from 1987:1 to 2016:2 with the methodology used by Kydland and Prescott (1990). We found that both the consumption and investment are procyclical and fluctuates more than output; exports and imports are procyclical; prices and inflation are countercyclical; and M1, M2 and M3 definitions of money give different results with different period of data. On the other hand, employment at the intensive and extensive definition, productivity, manufacturing indices, all are procyclical and consistent with the results of other studies in literature on developing economies.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de büyüme ve işsizlik arasındaki ilişkinin ampirik analizi

    An empirical analysis of the relationship between growth and unemployment in Turkey

    MERVE KIR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    EkonomiHacettepe Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. LÜTFİ ERDEN

  2. İş çevrimleri ve endüstri analizi: Türkiye için ampirik bir çalışma

    Business cycles and industry analysis: An emprical study for Turkey

    DÜNDAR MURAT DEMİRÖZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Ekonomiİstanbul Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EROL MANİSALI

  3. Türkiye'de seçim ekonomisi ve konsolide bütçe harcamaları boyutu (1950-2000 dönemi genel seçimlerinin analizi)

    Political business cycles and consolidated budget expenditures in Turkey (the analysis of general elections at period of 1950-2000)

    ALPASLAN YAŞAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    EkonomiÇukurova Üniversitesi

    Maliye Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İSMAİL GÜNEŞ

  4. Çevrim karşıtı ve çevrim yanlısı maliye politikaları: Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve Türkiye üzerine uygulamalı bir analiz

    Countercylical and procylical fiscal policy: An applied analysis on European Uninon member countries and Turkey

    ŞEREF CAN SERİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    MaliyeÇukurova Üniversitesi

    Maliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLTER ÜNLÜKAPLAN

  5. A stress testıng framework for the Turkısh bankıng sector: an augmented approach

    Türk bankacılık sektörü için bir stres testi çerçevesi: Bir genişletilmiş yaklaşım

    BAHADIR ÇAKMAK

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    BankacılıkOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NADİR ÖCAL