Geri Dön

A Foucauldian approach to second-wave American feminist utopian/dystopian fiction

İkinci dalga Amerikan feminist ütopik/distopik romanlarına Foucaultcu bir yaklaşım

  1. Tez No: 582747
  2. Yazar: MERVE BIÇAKER
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEYNEP ASYA ALTUĞ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı, American Culture and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Bu çalışma, kadın ve erkek bireylerin arasındaki güç ilişkilerini irdelemeyi amaçlamıştır. Eşit olmayan güç dağılımı tarih boyunca çok tartışılan bir konu oluşturmuştur. Bireylerin eşit güce sahip olmayışı, kadınların farklı dönemlerde eşitlik için başkaldırılarına sebep olmuştur. Fransız filozof, teorisyen ve tarihçi Michel Foucault, 1975 yılında yazmış olduğu Hapishanin Doğuşu ve 1976 yılında yazdığı Cinselliğin Tarihi adlı kitabının ilk bölümünde güç ilişkilerini ele almıştır. Bu eserlerde Foucault, iktidarın devamlılığını sağlayabilmesi için bireyleri gözetim ve kontrol altında tutarak itaatkar bedenler yaratmanın amaçlandığını anlatmaktadır. Foucault'nun teorisine göre evlerde, okullarda, hastanelerde, hapishanelerde ve benzeri kurumlarda uygulanan farklı disiplin yöntemleriyle iktidar kontrolü elinde tutarak, disiplin uygulanan bireyleri kendi normları çerçevesinde şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Foucault'nun güç teorisi bireyler için baskıcı olsa da, Foucault gücün baskıcı yapısının yanı sıra özgürleştirici bir yapıya sahip olduğunu iddia etmektedir. Foucault bunun nedenin, gücün sahip olunan bir olgu olmayıp, değişkenlik gösterebileceğini ve direnişlerin sayesinde gücün bireyler için özgürleştirici bir olgu haline geldiğini dile getirir. Dolayısıyla, bu tezde, Foucault'nun güç teorisini göz önünde bulundurarak, Joanna Russ'un 1975 yılında yazmış olduğu Dişi Kadın ve Marge Piercy'in 1976 yılında yazmış olduğu Zamanın Kıyısındaki Kadın adlı romanları ütopya ve distopya bağlamları da göz önünde bulundurarak incelenmiştir. Dişi Kadın ve Zamanın Kıyısındaki Kadın romanları Foucault'nun güç teorisiyle bağdaşmaktadır. Her iki roman da kadınların disiplin mekanizması altında nasıl ezildiklerini göstermekte ve bu kadınların maruz kaldıkları baskıya başkaldırarak güç ilişkilerini değiştirebileceklerini kanıtlamıştır.

Özet (Çeviri)

The present study is an attempt to explore the power relations between men and women. Inequality in sharing power between sexes has become one of the prominent topics throughout history. Unbalanced power distribution between sexes has driven women to revolt against the system in different periods. French philosopher, theorist, and historian Michel Foucault examines power relations in his 1975 work Discipline and Punish: The Birth of Prison and in the first volume of 1976 book The History of Sexuality. In his works, Foucault claims that authorities aim to have competent and docile bodies by keeping the subjects under control and surveillance. Foucault's theory suggests that with the help of institutions such as homes, schools, hospitals, and prisons, power structures target individuals' bodies in order to reconstruct them in accordance with society's norms and by applying certain disciplinary techniques. Apart from being restrictive for individuals, Foucault further argues that power also has an emancipative feature in that power is not possessed, but it is exercised with different strategies. Therefore, with the help of resistances, power can become productive for individuals who are oppressed. Accordingly, in this thesis, Joanna Russ's The Female Man (1975) and Marge Piercy's Woman on the Edge of Time (1976) are examined through utilizing Michel Foucault's theory of power as well as considering the utopian and dystopian context. The Female Man and Woman on the Edge of Time comply with Foucault's theory of power. Both novels depict how women are restricted under authoritative powers and prove that women can manage to alter power relations and emancipate themselves from oppression by revolting against the system.

Benzer Tezler

  1. L'art performance en Turquie à la lumière des théories post-structuralistes et féministes

    Postyapısalcı ve feminist teori ışığında Türkiye'de performans sanatı

    NURDAN DURMAZ

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2019

    Sanat TarihiGalatasaray Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ ERGUR

  2. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinde delilik: Foucault'cu bir yaklaşım

    Madnes in the works of Ahmet Hamdi Tanpinar: A Foucauldian approach

    KADİR SÖNMEZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Türk Dili ve EdebiyatıVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SEYİT BATTAL UĞURLU

  3. Ken Kesey's one flew over the Cuckoo's Nest: A foucauldian approach

    Ken Kesey'nin Guguk Kuşu: Foucault'cu bir bakış açısı

    FATMA ARDIÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2005

    Amerikan Kültürü ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. UFUK ÖZDAĞ

  4. Toplumsal sözleşme teorisinin Foucault'cu bir perspektiften değerlendirilmesi

    An evaluation of social contract theory from a Foucauldian perspective

    ARZU MEMİŞ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Siyasal Bilimlerİstanbul Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ALİME LEYLA SANLI OLUÇ

  5. Foucault'da iktidar-mekân ilişkisi ve Üç Ankara romanı üzerinden çözümlenmesi

    Space and power regard in Foucault's theory and its analysis on Three Novels about Ankara

    ELİF ERGÜN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    FelsefeSakarya Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FATMA BERNA YILDIRIM