Geri Dön

Sistinüri tanısı alan ve sistin taşı saptanan hastaların klinik özellik ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi

Evaluation of clinical features and laboratory findings of patients with cystinuria diagnosis and cystine stones

  1. Tez No: 608635
  2. Yazar: AYŞE BURCU DOĞAN ARI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. FATMA ŞEMSA ÇAYCI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: çocuk hastalar, sistinüri, sistin taşı, pediatric patients, cystinuria, cystine stone
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Çocuk Sağlığı ve Has. Hematoloji Onkoloji Eğt. Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 74

Özet

Giriş ve Amaç: Sistinüri, dibazik aminoasitlerin (sistin, lizin, ornitin ve arginin) proksimal renal tübül ve bağırsaklar tarafından bozulmuş emilimiyle karakterize, otozomal resesif geçişli metabolik bir hastalıktır. Nadir görülen bir hastalık olmasına rağmen, çocuklarda ürolitiyazisin % 6-10'unu sistin taşları oluşturmaktadır. Sistinüri hastaları, hem cerrahi hem de tıbbi olarak yönetilmesi zor olan yaşam boyu tekrarlayan taş hastalığı ile karakterizedir. Bu çalışma ile hastaların klinik ve demografik özelliklerinin, laboratuvar ve ultrason bulgularının, aldıkları tedavi seçeneklerinin ve tedaviye yanıtının incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde, Çocuk Nefroloji Kliniği'nde sistinüri tanısı alan ve sistin taşı saptanan 19 hasta dahil edildi. Bulgular: Hastaların 15'i (%78.9) erkek, dördü (%21.1) kız idi. Hastaların ortanca tanı yaşı 18 ay olarak saptandı. Her iki cinsiyette tanı koyma yaşı açısından fark olmadığı görüldü. Hastaların 14'ünde (%73.7) anne baba akrabalığı, 12'sinde (%63.2) ailede böbrek taşı öyküsü mevcuttu. İdrar ile ilgili şikayetlerin en sık oranda görüldüğü, ikinci olarak ise karın ağrısının olduğu saptandı. Bir hastada (%5.3) tanı anında akut böbrek yetmezliği öyküsü var idi. Hastalarda serum kreatinin düzeylerinin son kontrolde istatistiksel olarak anlamlı oranda yüksek olduğu görüldü (p=0.003). İlk ve son başvuru eGFR (estimated glomeruler filtrasyon hızı) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Hastaların son başvuruda ilk başvuruya göre idrar PH düzeyleri benzer bulunurken, idrar dansitesi son başvuruda belirgin ölçüde yüksek saptandı (p=0.007). Tanı anında tam idrar tetkikinde anormallik saptanma oranı belirgin düzeyde yüksekti (p=0.021). Taş oluşumuna yol açan diğer etkenler açısından, iki hastada (%10.5) hiperürikozüri, iki hastada (%12.5) hipositratüri saptanırken, hiçbir hastada hiperkalsiüri, hiperoksalüri saptanmadı. Tanı anında spot idrarda sistin düzeyi istatistiksel olarak önemli oranda yüksek idi (p=0.002). Hastalarda ilk başvuruda taş saptanma oranı istatistiksel olarak önemli derecede yüksekti (p=0.031). Tüm hastalara diyet, hidrasyon, oral potasyum sitrat tedavisi verilirken, 18'ine tiopronin tedavisi verildiği görüldü. Hastaların 17'si (%89.5) en az bir kez taş operasyonu geçirmiş idi.Takip süresi boyunca hastaların dokuzunda (%47.4) taşsız dönem var iken, 12 hastada (%63.2)tekrarlayan taş oluşumu var idi. Tekrarlayan taş oluşumu olan hastalarda statik böbrek sintigrafinde (DMSA) skar saptanma oranının istatistiksel olarak daha yüksek olduğu saptandı (p=0.011).Son kontrolde taşı olan hastalarınserum kreatinin düzeyi istatistiksel olarak önemli oranda yüksek bulundu (p=0.022). Son kontrolde taşı olan hastaların eGFR değerinin istatiksel olarak anlamlı olmamasına rağmen daha düşük olduğu görüldü (p=0.158). Sonuç: Sistinüri çocukluk çağnın önemli bir sağlık sorunudur. Hastalığın seyrinde tekrarlayan taş oluşumu ile beraber idrar yolu infeksiyonu, böbrek yetmezliği görülebilmektedir. Üriner sistem taşı olan tüm küçük çocuklarda ve akut böbrek yetmezliği ile başvuran hastalarda sistinüri mutlaka akla gelmelidir. Sistinüri tanısı olan hastaların aile bireyleri de araştırılarak erken tanıya önem verilmelidir. Yaşam boyu takip, diyet kısıtlamaları, farmakolojik ve cerrahi tedavi ile taş oluşumunu önlemek tedavinin temelini oluşturmaktadır. Hastaların takibinde böbrek fonksiyonunun korunması ve tekrarlayan taş oluşumunun önlenmesi temel hedef olmalıdır.

Özet (Çeviri)

Introduction: Cystinuria is a autosomal recessive inherited metabolic disease that is characterised by the degraded absorption of dibasic amino acids (cystine, lysine, ornithine and arginine) by proximal renal tubule and intestines. Despite being a rare disease, 6-10% of urolithiasis in children consists of cysteine stones. People with cystinuria are characterized by a lifelong recurring stone disease that is difficult to manage both surgically and medically. The purpose of this study is to review the clinic and demographic characteristics of patients, laboratory and ultrasound findings, treatment options and their response to treatment. Material and Methods:The participants of this retrospective study were 19 patients included with cystinuria diagnosis and cystine stonesin University of Health Sciences, Ankara Children Hematology and Oncology Training and Research Hospital, Department of Paediatric Nephrology. Results:Fifteen of the patients (78.9%) were boys and four (21.1%) were girls. Average diagnosis age of patients was 18 months. There was no difference in terms of diagnosis between the two genders. Fourteen of the patients (73.7%) had a history of consanguineous marriage in the family and 12 (63.2%) had a family member with renal stone history. Urinary complaints were the most common ones, followed by abdominal pain. One patient (5.3%) had acute renal failure history at the diagnosis. In the final control, statistically high levels of serum creatinine level have been observed in the patients (p=0.003). No statistically meaningful difference has been observed between initial and final application eGFR levels. The initial application and final application urinary PH levels of the patients were similar while urinary specific gravity was remarkably higher in the final application (p=0.007). Abnormality detection rate was very high at the diagnosis in full urine test (p=0.021). In terms of other factors leading to stone formation, two patients (10.5%) had hyperuricuria, two patients had (12.5%) hypocitraturia while no patients had hypercalciuria, hyperoxaluria. At the diagnosis, cystine level in spot urine was statistically high (p=0.002). The stone detection rates in initial application was significantly high in patients (p=0.031). All patients have been given diet, hydration, potassium citrate treatment and 18 patients were given alpha mercaptopropionyl glycine treatment. 17 of the patients (89.5%) went through at least one stone operation in the past. Throughout the monitoring period, nine of the patients (47.4%) had an acalculous period while 12 patients had (63.2%) recurring stone formation. The rate of scar detection in DMSA was statistically higher in patients with recurring stone formation (p=0.011). In the final control, the serum creatinine level of patients with stone has been found to be statistically high (p=0.022). The final control concluded a lower eGFR value in patients with stone, despite the fact that it was not statistically meaningful (p=0.158). Conclusion: Cystinuria is an important health issue for children. The progress of the disease may be accompanied by recurring stone formation as well as urinary tract infection and renal failure. Cystinuria must be taken in consideration in all young children with urinary system stone and patients applying with an acute renal failure. Family members of patients with cystinuria diagnosis must be reviewed for the sake of early diagnosis. Preventing stone formation through lifelong monitoring, diet restrictions, pharmacologic and surgical treatment forms the basis of the treatment. In patient follow-up, protection of renal function and prevention of recurring stone formation must be the main target.

Benzer Tezler

  1. 2016 yılında çocuk nefroloji polikliniğimizde üriner sistem taş hastalığı tanısı alan hastaların değerlendirilmesi

    Evaluation of patients receiving urinary system stone disease in our pediatric nephrolgy clinic 2016

    İREM ÜNAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YASEMİN AKIN

  2. Üriner sistem taş hastalığı olan 2 yaş altı çocukların klinik olarak değerlendirilmesi

    Clinical evaluation of children under 2 years old with urinary system stone disease

    SEVİM ELİF ÇETİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA KOYUN

  3. Sivas İli anasınıfı, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında sistinüri insidansı ve bunların moleküler analizleri

    The incidance of cystinuria in nursey, primary and high schools of Sivas and their molecular genetic analysis

    ARZU ÖZGÜR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıCumhuriyet Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. FATOŞ TANZER

  4. Kırıkkale ili matebolik hastalık durumu ve sistinüri prevalansının belirlenmesi

    Evaluation of metabolic disease and prevalance of cystinuria in Kırıkkale

    ALP TUNÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKırıkkale Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. SELDA HIZEL BÜLBÜL

  5. Üriner sistem taşı olan çocuklarda vücut kitle indeksinin metabolik bozukluklar üzerine etkisi

    The effect of body mass index on metabolic disorders in children with urolithiasis

    KAMINA PANAHLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ORKUN TOLUNAY