Geri Dön

İnfertilite tanısı alan erkek hastalarda cftr geni sekans varyantlarının frekansı ve genotip – fenotip korelasyonunun araştırılması

Investigation of cftr gene sequence variants frequency and genotype – phenotype correlation in male patients with infertility

  1. Tez No: 617442
  2. Yazar: MEHMET ERCAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. ÇETİN SAATÇİ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Genetik, Genetics
  6. Anahtar Kelimeler: CFTR, infertilite, Genotip, Fenotip, CFTR, infertility, genotype, phenotype
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 54

Özet

Erkek infertilitesi genetik nedenleri olan bir hastalıktır. Spermatogenik bozukluk, kromozomal anormallikler ve tek gen mutasyonları dahil olmak üzere genetik nedenler erkek infertilitesinin %10-15'ini oluşturmaktadır. Konjenital duktus deferens agenezisi (KDDA) obstrüktif azoospermiye (OA) neden olan yaygın bir infertilitesinin nedenidir. CFTR geni fonksiyonu bozukluğu ile ilişkisi ispatlanmış KDDA olan hastaların nerdeyse yarısında homozigot mutasyonlar saptanmıştır. Çalışmamızda 187 infertilite tanısı alan hastaların CFTR geni Sanger ve Yeni Nesil Dizileme (YND) sonuçlarına ve klinik verilerine ulaşılmış ve bu iki parametre arasında korelasyonun varlığına bakılmıştır. Bulunan varyantlar Amerikan Tıp Genetiği Koleji 2015 kılavuzuna göre sınıflandırılmıştır. Klinik olarak hastalar Bilateral Duktus Deferens Agenezisi (BDDA), Tek Taraflı Duktus Deferens Agenezisi (TDDA) ve Ejakülat Hacminin Azalması (EHA) saptanmasına göre üç gruba bölünmüştür. BDDA grubunda 35, TDDA grubunda 24, EHA grubunda 68 olmak üzere hastalar üç gruba ayrılmıştır. BDDA tanılı %34,3, TDDA tanılı %4,2 hastada klinik bulgularla korelasyon olduğu saptanmıştır. Non-obstruktiv ejakülat hacminin azalması olan hastalarda CFTR geni homozigot P, LP ve VUS varyanta rastlanılmamıştır. Çalışmamızda daha önce literatürde raporlanmayan p.Leu997Leu, p.Ile1295Ser ve intronik c.3368-2_3368delAGG, c.2989-69C>G, c.3963+81A>T ve c.870-1154T>C varyantları YND yöntemiyle saptanmıştır. Sonuç olarak Sanger yöntemi ile sadece belli ekzonlara bakılmasının yetersiz olmasının ve kesinlikle YND yöntemine öncelik verilmesinin önemini vurgulamak istedik. BDDA tanılı hastalarda kesin bir genotip fenotip korelasyonu saptanmıştır. TDDA tanılı hastalar için bunu söyleyebilmemiz için YND yöntemiyle taranmış hasta sayının artırılmasına ihtiyaç vardır. EHA ile heterozigot varyantlar arasında bir korelasyonun olduğunu düşündürebilir ve bu teoriyi ispatlamak için bu hastaların klinik ve genetik bulgularının taşıyıcı bireylerin bulguları ile kıyaslanması gerekmektedir.

Özet (Çeviri)

Male infertility is a disease with genetic causes. Genetic reasons, including spermatogenic disorder, chromosomal abnormalities and single gene mutations, account for 10-15% of male infertility. Congenital vas deferens agenesis (CVDA) is the common cause of the infertility due to obstructive azoospermia (OA). Homozygous mutations which have been associated with CFTR gene dysfunction have been found in nearly half of patients with CVDA. In this study, CFTR gene Sanger and Next Generation Sequencing (NGS) results and clinical data of 187 patients with infertility were obtained and the correlation between these two parameters was investigated. Found genetic variants are classified according to the American College of Medical Genetics 2015 guidelines. Clinically, patients were divided into three groups according to having Congenital Bilateral Vas Deferens Agenesis (CBVDA), Congenital Unilateral Vas Deferens Agenesis (CUVDA) and Decreased Ejaculate Volume (DEV). Patients were divided into 3 groups; 35 patients in CBVDA, 24 in CUVDA 24, and 68 in EHA group. Genetic results explaining diagnosis detected in 34.3% of CBVDA patients and in 4,2% of CUVDA patients. In our study, CFTR gene homozygous P, LP and VUS variants were not found in patients with non-obstructive DEV patients. Novel variants detected in this study are p.Leu997Leu, p.Ile1295Ser and intronic c.3368-2_3368delAGG, c.2989-69C>G, c.3963+81A>T and c.870-1154T>C variants were detected via NGS method. As a result, we would like to emphasize that to test only certain exons via Sanger method is not enough and it is definitely important to give priority to NGS method. A definite genotype phenotype correlation was found in patients with CBVDA. For the patients with CUVDA, we need to increase the number of patients tested by NGS method. It may be suggested that there is a correlation between DEV and heterozygous variants, and to prove this theory, clinical and genetic findings of these patients should be compared with the findings of the carrier individuals.

Benzer Tezler

  1. Polikistik over sendromlu hastalarda anoreksijenik peptid (leptin, obestatin, nesfatin-1) düzeyleri ve in vitro fertilizasyon-intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu sonuçlarına etkileri

    Anorexigenic peptide (leptin, obestatin, nesfatin-1) levels and their impact on ivf/icsi outcome in polycystic ovary syndrome

    BULUT VARLI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BATUHAN ÖZMEN

  2. Açıklanamayan infertilite hasta grubunda yaşanan IVF uygulama başarısızlıklarında sperm DNA hasarı ve anöploidinin etkisi

    Effect of sperm DNA damage and aneuploidy in patients with unexplained infertility and previous unsuccessful IVF attempt

    ÜMMÜ GÜLSÜM ERCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    GenetikTurgut Özal Üniversitesi

    Genetik Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MURAT ÖZNUR

  3. Ovulatuar ve non-ovulatuar neden ile infertilitesi olan hastaların foliküler sıvısında 'A disintegrin and metalloproteinase with trombospondin motifs'ın düzeyi

    The level in folicular fluid of 'A disintegrin-like and metalloproteinase with trombospondin TYPE I motifs-1 and 5' (adamts-1 and adamts-5) on infertile women with/without ovulatuar factors

    ÖZLEM IRAK OVALI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BATUHAN ÖZMEN

  4. Prolaktinomalı hastalarda artmış plazma parathormon ilişkili peptid düzeyi ve kemik mineral yoğunluğu ilişkisi

    The relationship of increased plasma parathormone related peptid level and bone mineral density in patients with prolactinoma

    ARZU OKYAR BAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZGÜR DEMİR

  5. Ultrasonografide endometrioma teşhis edilen hastalarda kist boyutu ile ovaryen rezervin ilişkisi ve ?sınırda erkek faktör infertilitesi? tespit edilmiş olan erkek hastaların eşleri ile karşılaştırılması

    Evaluation of the relation between cyst dimension and ovarian reserve in ultrasonographically diagnosed endometrioma patients and comparison with the women having husbands with the diagnosis of ?borderline male factor infertility?

    MEHMET VURAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Kadın Hastalıkları ve DoğumZonguldak Karaelmas Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ÜLKÜ BAYAR