Türk sinemasında güldürü ve televizyon çağında Kemal Sunal olgusu
Comedy in Turkish cinema and the fact of Kemal Sunal in tv age
- Tez No: 62210
- Danışmanlar: DOÇ. ALEV İDRİSOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Güzel Sanatlar, Sahne ve Görüntü Sanatları, Fine Arts, Performing and Visual Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sinema Televizyon Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 127
Özet
Gülme ve güldürü ilkel çağlardan günümüze insanoğluyla birlikte varolmuş bir olgu ve davranıştır. Sinemanın bulunuşu da güldürüyle eşzamanlıdır. İlk filmlerin içeriğine baktığımızda güldürü amacı taşıdığı görülür. Aynı durum Türk Sinemasının başlangıcı için de sözkonusudur. Zaten Türk sinemasının başlangıcı sinemanın başlangıcıyla hemen hemen aynıdır. Güldürü türünün popülerleşmesi, Türk Sinemasının“Altın Çağı”diyebileceğimiz 1960-1975 dönemine rastlar. Özellikle 70'li yıllar Türk Sinemasında güldürü oyuncularının öne çıktığı, döneme damgasını vurduğu yıllardır. Bu araştırmaya konu olan Kemal SUNAL öznesi işte bu dönemde ortaya çıkmıştır. Sinema yaşamı boyunca 78 sinema filmi ve 4 TV dizisinde oynayan Kemal SUNAL diğer güldürü oyuncularına göre farklı özellikler taşır. Tipi, klişe esprileri ve birbirine çok benzemesine karşın ilgi gören filmleriyle diğerleri arasında ayrı bir konuma sahiptir. Çekildiği dönemde büyük ilgi gören bu filmler günümüz televizyon çağında tekrar tekrar yayınlanır ve izlenir hale gelmiştir. İşte bu araştırmanın temel sorunsalı bu izlenirliğin ve ilginin nedenlerini arayıp bulmak, açıklamaktır. Kuşkusuz televizyon, haber verme, eğitme, bilgilendirme işlevlerinin yanısıra ağırlıklı olarak eğlendirmeye ve hoşça vakit geçirmeye dayalı zihniyete bağlı olarak varlığını sürdürür. İstem-sunum, üretim-tüketim ilişkileri ve zinciri bu anlayışa ve mantaliteye göre belirlenir. İstenmeyen, izlenmeyen hiçbir yapım ekranda varlığını sürdüremez. Hele TV yayıncılığının serbest ve özel olduğu bir yerde bu mümkün değildir. Öyleyse, en genel söyleyişle Kemal SUNAL filmleri seyirci tarafından istenmektedir. Günde birkaç tane, ard arda hergün bile olsa istenmektedir. Yaptığım anketin sonuçlan da göstermiştir ki; bu istemin temel nedenleri, rahatlama, günlük yaşamın yorucu ve yıpratıcılığından uzaklaşma, ruhsal boşalım gereksinimi, gerçek yaşamdaki kişi, mekan ve öykülerin Kemal SUNAL filmlerindekilerle örtüşmesi bağlamında açıklanabilir. Anket sonuçlarının ortaya koyduğu bir gerçekte; Kemal SUNAL filmlerini ve Türk Sinemasının eski örneklerini izleyenlerin eğitim düzeylerinin düşüklüğüdür. Bu durum Türk Sinema ve televizyon seyircisinin kültürel profilinde önemli bir göstergedir. Oran olarak, ilk/orta/lise eğitimlilerin %71 rakamına ulaşmış olması ilginçtir. Eğitimin, kültürelbeğeni, algılama, hazda seçicilik gibi olgularla doğrudan ilişkisi vardır. Dolayısıyla televizyon seyircisinin“TV seyretme”profiliyle“eğitim”profili paralellik göstermektedir. 90'lı yıllardan başlayarak Türkiye gündemine yerleşen ve giderek önemli bir mecraya dönüşen özel televizyon yayıncılığının doğru tahlil edilmesi ve anlaşılmasıyla televizyonla sinema arasındaki ilişki de doğru kavranacaktır. Bu ilişkide dikkati çeken önemli bir nokta, özel televizyonların en geniş izleyicisinin eski dönemde sinemaya giden ve sinemanın yaygınlaştığı döneme denk düşen "orta sınıf oluşudur. Televizyon kanallarının yayın politikaları ve rating kaygıları bu kesim üzerine oluşmaktadır. Televizyon izleyicilerinin ana dilimini oluşturan orta sınıf Kemal SUNAL filmlerine ve geçmiş dönem Türk Sinemasının her tür örneğine nostaljik bir yaklaşım da göstermektedir. Televizyon kanalları gerek bu nostaljik ilgiyi, gerekse filmlerin rahatlatıcı yanını iyi yakalamıştır. Özel televizyonların yöneticilerinin hemen hemen birleştikleri ortak nokta: izlenme oranlan ve araştırmalar bu filmlere yoğun ilgi olduğunu ortaya koymaktadır. Seyirci istemektedir. Seyirci istiyorsa yayınlanacaktır. Bu görüşe katılıp katılmamak bir yana taşıdığı b;r gerçeği görmeden geçemeyiz: Seyirci kendisine sunulanla yetinmektedir. Daha iyisini şimdilik talep etmemekdedir. Televizyon kanalları kendi açılarından haklıdır, çünkü ticari kuruluşlardır. Varoluşları izlenmelerine bağlıdır. Estetik, kültürel kaygılar öncelik taşımazlar. Ancak izleyici bu seviyeyi hak ediyor mu sorusu temel çelişkiyi oluşturmaktadır. Sonuç olarak; en azından bir süre daha Kemal SUNAL filmlerine istem sürdükçe sunum de sürecektir.
Özet (Çeviri)
Laughter and comedy are a fact and a behawiour that have existed with humanity from very beginning to our day. The invention of cinema is concurrent with comedy. The theme of the early movies aims comedy. It is like wise for the beginning of Turkish cinema is as early as the invention of cinema. The popularization of comedy coincides with the“Golden Age”of Turkish cinema (1960-1975) Especially 1970's are the years when Turkish comedians have arisen. Kemal SUNAL, who is the subject of this study, appeared in this period. Kemal SUNAL who has played in 78 movies and 4 TV serials during his carrier, bears different characteristics from other comedians. His position differs awing to his type, cliche jokes and his movies despite their similarity. Boom of these movies lasted till TV age; they were broadcasted and watched over and over again. The main problem of this research is to find and explain the causes if this popularity and rating. Undoubtedly TV, besides its functions of education, bulletin and information; rests its existence upon entertainment facilities. Demand offer, production-consumption relations and chain is determined according to this mentality. Any production which is not watched or wanted can not contince to exist on the screen. This is more true whene tv broadcasting is liberal and private. In that case Kemal SUNAL movies are welcomed by the audience. Even thugh they appear several times a day and everyday, it is by no means least wanted. The results of the inguiries that I have carried out, have shown that main reasons for this demond are relaxation, leaving the stress and fatigue of the day behind, the need to release tension the intersection of daily life persoalities, stories with the ones in Kemal Sunal movies. Another fact that the result of the questionaire revealed, is the low education level of the audience watching Kemal SUNAL and old Turkish movies. This situation is an important sign of cultural profile of the audience of Turkish cinema and television. It is interesting as a proportion reaching a percentage of 71 for the primary/secondang / high school graduates. Education has direct relation with concepts such as cultural adviration,perception and selectivity in pleasure. Therefore profile of TV watching has parallelism with the profile of education of the tv audience. The relation between TV & cinema will be understood correctly when the private to bulleting, which began in 90's and has become an important course in Turkey's agenda, is analyzed and comprehended wisely. Another is one that draws attention in this relation, is the widdle class of previous years, which frequented cinema, becoming the main audience of private channels. Bulleting policies and rating worries are focused on this part of the population. Middle class forming the bigger slice of the cake shows nostalgic response to Kemal Sunal and old Turkish movies. TV channels have seized this nostalgic interest and the soothing aspect rather cunningly. The common point that executives of TV channals agree upon, is the intense interest revealed by the results of researches and ratings to these kind of films. Audience wants it and since they want it, it will be on the screen. The issue is not whe then to agree or not with this reality but to see what lies under: Audience is pleased with what is offered and doesn't ask for much better for now. TV channels are right on their behalf, because they are commercial establishments. Their existence imked with their ratings. Esthetics, cultural worries don't have priority. The basic paradox rises from the question whether the audience deserves this level or not. As a result; Kemal SUNAL movies will be offered as long as the demand existis. _.»., rTrafl AKTA» i «^
Benzer Tezler
- Televizyonlarda yayınlanan Türk filmlerinin seyirci ile ilişkisi
Relationship between audience and Turkish film broadcasted on TV channels
ALİ SAİT LİMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2003
Radyo-TelevizyonMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiSinema Televizyon Ana Sanat Dalı
DOÇ. DR. ASİYE KORKMAZ
- Türk sinemasında bir tür olarak güldürü: Ertem Eğilmez filmleri
Comedy in Turkish cinema: Ertem Eği̇lmez movies
ÖZLEM BIÇAKÇIOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Sahne ve Görüntü SanatlarıMaltepe ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELAHATTİN YILDIZ
- Türk sinemasında güldürü unsuru olarak transvestizm
Transvestism as an humour element in Turkish cinema
MÜGE ŞENEL ESATOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Sahne ve Görüntü Sanatlarıİstanbul ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BATTAL ODABAŞ
- Türk komedi sinemasında mizahın dönüşümü
Transformation of humor in Turkish comedy cinema
CANSU GEZGİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
Radyo-TelevizyonKocaeli ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET ARSLANTEPE
- Bir sinemasal tür olarak güldürü ve 1980 sonrası Türk sinemasında güldürünün incelenmesi
Başlık çevirisi yok
SERPİL KIREL
Doktora
Türkçe
1999
Radyo-TelevizyonMarmara ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZDEN CANKAYA