Hulki Aktunç - hayatı ve eserleri
Hulki Aktunç - his life and works
- Tez No: 626688
- Danışmanlar: PROF. DR. HANDAN İNCİ ELÇİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Türk Dili ve Edebiyatı, Turkish Language and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Yeni Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 334
Özet
Hulki Aktunç (1949-2011), 1950 sonrası Türk edebiyatının en üretken kalemlerinden biridir. Edebiyat hayatına başladığı 1968 yılından 2011'deki ölümüne kadar öykü, roman, şiir, deneme, sözlük gibi farklı türlerde toplam 19 eser kaleme alır. Yaşamı boyunca Türkçenin imkânlarını genişletmek, devraldığı edebi mirasa katkı yapmak için emek verir. Ancak yazarı ve eserlerini edebiyat tarihi içindeki yeriyle değerlendiren, eserlerinde öne çıkan tema ve kavramları tartışan araştırma, inceleme ve değerlendirmelerin eksikliği hissedilmektedir. Bu nedenle de bu tez çalışmasının belli başlı eksiklerin giderilebilmesine katkı sunacak bir kaynak niteliği taşıması amaçlanmıştır. Yazarın hayatını kapsamlı bir şekilde ortaya koymanın, edebiyat anlayışının temel unsurlarını araştırmanın yazarın zihin yapısını ve dolayısıyla metinlerini anlamaya, açıklamaya, tartışmaya hizmet edeceği düşünülmektedir. Bu bağlamda öncelikle yazarın hayatıyla metinleri arasındaki geçişler tespit edilmeye çalışılmıştır. Hulki Aktunç'un yazı hayatı 1968-1980 ve 1980-2011 tarih aralıklarını esas alan iki döneme ayrılarak incelenmiştir. İkinci dönem tür, tema, kavram çeşitliliği ve biçimsel özellikler bakımından ilk dönemden farklılıklar gösterir. Aktunç'un yazı hayatının bu ilk dönemini, Gidenler Dönmeyenler (1976) ve Kurtarılmış Haziran (1977) adlı öykü kitapları ile Taylan Altuğ ve Naci Çelik'le beraber çıkardıkları Türkiye Defteri (1971, 1973-1975; 20 sayı) dergisi oluşturur. Bu dönemde yazar, öykü türü üzerinde yoğunlaşmıştır. 1968 yılında Yeni Ufuklar dergisinde ilk yazısını yayımlamasıyla başlayan birinci dönemde Aktunç, 1970'li yılların hâkim edebiyat anlayışına uygun olarak toplumcu gerçekçi çizgiyi takip eder fakat bu çizgiyi zorlayan, ondan yer yer sapan ürünler de verir. Süreli yayınlarda çıkan ilk öykülerine gelen tepkiler Aktunç'un bir“yenilikçi”,“aşırı uçlara”gitmekten çekinmeyen, dilin sınırlarını zorlayan özgün bir yazar olarak tanındığını, dönemin eleştirmenleri tarafından çoğu zaman anlaşılmadığını ve toplumcu gerçekçilik sınırlarına çekilmesi gerektiği konusunda uyarıldığını gösterir. Yazar, bütün bu 'hizaya çekme' uğraşlarına karşın, 1960-1980 arasında, Türk edebiyatında modernizmin iyiden iyiye askıya alındığı bir dönemde, modernizm olanaklarını araştırmayı sürdürür. Edebiyata hâkim olan toplumcu gerçekçi anlayışa sırtını dönmese de, aynı anlayışın bir birey olarak üzerinde yarattığı baskıyı da kırmak ister. Aktunç, bu dönem yazdığı öykülerde toplumsal meseleleri işlerken toplumcu gerçekçi edebiyatın kalıplarına sıkışıp kalmak istemez. Bu şemalaşmadan kaçış onu bir Sait Faik-Sabahattin Ali sentezine götürür. Aktunç gerek Gidenler Dönmeyenler gerek Kurtarılmış Haziran öyküleriyle mevcut edebiyata eklemlenmeyi değil, onu aşmayı hedeflemiştir. Yazar, söz konusu kitaplarında yer alan öykülerde işçi ve emekçilerin dünyasını, işçi olaylarını, emek sömürü çelişkisini ele alır; iç göç, gecekondulaşma gibi konulara da eğilir. Öyküler yazarın özgün üslubu itibariyle de dikkat çeker. Türkiye Defteri dergisine ise Aktunç'un ortak yazarlı bir eseri gözüyle bakılabilir. Hulki Aktunç'un yazı hayatının ikinci dönemini 1980 sonrasından başlatmak mümkündür. 1980'den sonra yazarın söylemindeki politik vurgu belirgin biçimde geri plana çekilirken eserleri hem tematik açıdan hem edebi türler açısından çeşitlenir. Bu tarihe kadar öykü türüne yoğunlaşan yazar 1980'den sonra roman, şiir, deneme, anlatı gibi türlerde eserler vermiş ve bir de argo sözlüğü yayımlamıştır. Aslında Aktunç'un edebi kimliğinde taşıdığı çeşitlilik ve zenginlik 1980'den itibaren görünürlük kazanmıştır. Metinlerindeki temalar emek-sermaye çelişkisiyle sınırlı kalmaz; kentsel dönüşüm, yalnızlık, iletişimsizlik, uyumsuzluk, aidiyetsizlik, kaçış, çocukluk, yaşlılık, hayatın tekdüzeliği gibi temaları; bellek/tarih/zaman, ses/susku, kent/doğa, kimlik, kötülük, cinsellik gibi kavram ve kavram öbeklerini eserlerinde sık sık işler. Metinlerinde biçim denemeleri ağırlık kazanır. Bu biçim denemeleri yazarı yer yer türler arası sınırların belirsizleştiği bir yazı alanına götürür. Aktunç, bir yandan da, geleneksel edebiyatımızdan getirdiği özleri modern bir anlayışla sentezleyerek öncü metinler üretmeye çalışır. Hulki Aktunç'un edebiyat anlayışı, bibliyografya çalışması sırasında elde edilen malzemenin sınıflandırılması sonucunda- öykü, şiir ve dil olmak üzere üç ana alana odaklanılarak yazılmıştır. Aktunç'un 1970'li yıllardaki yazılarında öyküye, öykücülere, öykü ve edebiyat sorunlarına Marksist estetik çerçevesinden yaklaştığı, polemikçi bir üslup benimsediği, 1980 sonrasında ise bu kuramsal pratiği terk ettiği, yazı konularının çeşitlendiği, izlenimci denemeciliğinin geliştiği, öznel bakış açısının ağırlık kazandığı görülür. Hulki Aktunç, kırk yılı aşkın yazı hayatında edebiyatın hemen her türünde ürün vermiş, hem Türkçeyi hem Türk edebiyatını devraldığı noktadan daha ileri bir aşamaya taşımaya çalışmıştır. Kendisini erken yaşlardan itibaren entelektüel bakımdan yetiştirmeye azami gayret gösteren yazar, edebiyat tarihimize dair geniş bir bilgi birikimine ulaşmıştır. Türk edebiyatının kaynaklarından ve birikiminden yararlanmayı ilke edinen Aktunç bu tavrı kendisinden sonra gelecek yazar kuşaklarına da önermiştir. Böyle olmakla beraber Aktunç, geleneksel değil, modernist metinler üretmiş; modernizme, geleneğe sırtını dönmeden, geleneksel edebiyatı dönüştürerek varmaya çalışmıştır.
Özet (Çeviri)
Hulki Aktunç (1949-2011) is one of the most productive authors of Turkish literature of the after 1950. From the start of his literary career in 1968 till his death in 2011, he has produced 19 works in the form of short story, novel, poem, essay and dictionary. Throughout his life he made a great effort to expand the Turkish language and to contribute to the literary heritage he took over. Aktunç has produced modernist texts, has strived to achieve modernism through dialectic method, utilizing tradition in achieving transformation. It is observed that there is a lack of research that evaluate the author and his oeuvre in the history of literature and also that discuss the themes and concepts in his work. Therefore, the aim of this thesis is to create a comprehensive source that thoroughly analyzes his life and works. Analyzing his life in great detail, investigating the basic elements of the author's literary understanding, would be instrumental in helping us understand his mindset, thereby comprehending, explaining and discussing his texts. Hulki Aktunç's literary career is analyzed in two periods, 1968-1980 and 1980-2011. The two periods have shared characteristics, though the second period differs from the first period in terms of genre, theme, variety of concept and focus on style. In the first literary period of his life, the author has focused on the genre of short story. During the first period of his literary career, in accordance with the dominant literary understanding of the period, Aktunç has followed the socialist realist stream of the 1970s, but pushed the limits and at times produced works that diverged from it. The reactions to his first short stories published in the periodicals, show us that he was known as an“innovator”, a unique formalist author, not minding going to the“extremes”, pushing the limits of the language. Most of the times he was not understood by socialist realist critics and was warned by them to be drawn to certain limits. During the period between 1960-1980, in which modernism was shelved, Aktunç continued to explore the possibilities of modernism. In this period, Aktunç did not want to get stuck in the templates of socialist realist literature while dealing with social issues in his stories. This break from schematization brings him to a Sait Faik-Sabahattin Ali synthesis. With his short stories Gidenler Dönmeyenler and Kurtarılmış Haziran, Aktunç does not aim to be a part of the existing literature but aims to surpass it. In his stories, the author addresses the world of workers, laborers, workers' issues, labor exploitation contradiction, internal migration, rise of slum housing etc. These stories also attract attention due to author's authentic style. The second period of Aktunç's literary career started in 1980. After 1980, the political emphasis in the author's discourse was noticeably drawn back and his works in this period varied both thematically and in terms of literary genre. The author who has focused on the short story genre up until this date, started producing novels, poems, essays, narratives and published a slang dictionary after 1980. In fact, it is safe to say that, the diversity and richness that define Aktunç's literary identity has gained visibility since 1980. On the other hand, the diversity does not lead to a separation or disintegration in Hulki Aktunç's literature, on the contrary, a spiraling network of relationships are formed between his works, the bonds that are knitted around main issues become increasingly tight. The themes in his texts are not limited to labor capital contradiction. Gentrification (urban transformation), loneliness, lack of communication, discordance, estrangement, escape, childhood, old age, monotony of life; memory/date/time, sound/silence, city/nature, identity, evil, sexuality are concepts he frequently deals in his works. In his texts, experiments in form gain importance. During his literary career, which has spanned over forty years, Hulki Aktunç has produced works in all genres, not only contributing to Turkish literature, but also strived to further the Turkish language and Turkish literature. From an early age, Aktunç has made a tremendous effort to educate himself and has accumulated an in depth knowledge about Turkish literary history. He has adopted the principle of benefitting from Turkish literary sources and traditional literature and has advised this to the next generation of authors. However, Aktunç has produced modernist texts not traditional ones. The author has achieved modernism by not rejecting traditional literature, but made use of it by successfully transforming it.
Benzer Tezler
- Hulki Aktunç'un öykücülüğü
The narration Of Hulki Aktunç
SÜLEYMAN KARATAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
Türk Dili ve EdebiyatıYüzüncü Yıl ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. A. MECİT CANATAK
- Hulki Aktunç'un Son İki Eylül romanındaki söz varlığı
Hulki Aktunç's vocabulary in the Last Two September novel
FATMA İLKNUR KARINSIZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Türk Dili ve EdebiyatıBartın ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. SEVDA KAMAN
- Hulki Aktunç'un Bir Çağ Yangını ve Son İki Eylül romanlarında tekinsizlik
The uncanniness in Hulki Aktunç's Novels Bir Çağ Yangını and Son İki Eylül
OĞUZCAN ÜNLÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Türk Dili ve EdebiyatıBoğaziçi ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
DOÇ. DR. NERMİN ZEYNEP UYSAL
- Türkiye Türkçesindeki Arapça kökenli alıntı sözcüklerde gerçekleşen argolaşma ve mecazlaşmanın modern Arapça ile karşılaştırılması
Comparison of slanging and metaphorization in Arabic originated words in Turkey Turkish with modern Arabic
AYMAN MOHAMED YOUSİF ELHUSSEİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Türk Dili ve EdebiyatıAkdeniz ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENFEL DOĞAN
- 1960-1980 arası sosyalist Türk öykücülüğünde eğilimler
Trends in socialist Turkish storytelling between 1960-1980
VOLKAN GEMİLİ
Doktora
Türkçe
2023
Türk Dili ve EdebiyatıErzincan Binali Yıldırım ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SELÇUK ÇIKLA