Geri Dön

Merkezimizde yapılan son 5 yıllık transkateter aort kapak implantasyonu (TAVI) ve cerrahi aort kapak replasmanı (SAVR) vakalarının erken dönem (ilk 30 gün) sonuçlarının değerlendirilmesi

Evaluation of early (30-day) outcomes of surgical aortic valve replacement (SAVR) and transcatheter aortic valve implantation (TAVI) performed in our center in the last 5 years

  1. Tez No: 627951
  2. Yazar: BURCU GÖNÜL
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ŞEBNEM ALBEYOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi, Thoracic and Cardiovascular Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: cerrahi aort kapak replasmanı, transkateter aort kapak implantasyonu, surgical aortic valve replacement, transcatheter aortic valve implantation
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

Amaç: Aort stenozu (AS) girişim gerektiren en sık kapak hastalığıdır. Semptomlar uzun yıllar sessiz kalabilir, bu nedenle eğer tedavi edilmezse önemli morbidite ve mortalite nedenidir.Tanı koyulan yaşlar etyolojiye göre farklılık gösterir. Kardiyopulmoner bypass kullanılarak yapılan konvansiyonel kalp cerrahisi altın standart tedavi olarak yıllardır uygulanmaktadır. Ne var ki ek komorbiditelere sahip, cerrahi açıdan yüksek riskli hastalarda operasyon kararı vermek zor olmaktadır. Bu komorbiditeler arasında ileri yaş, geçirilmiş kardiyak cerrahi, göğüse radyoterapi almış olmak, porselen aort sayılabilir. Geçtiğimiz on yılda yeni bir endovasküler girişim olan transkateter aort kapak implantasyonu (TAVI) tanımlanmış ve birçok merkezde uygulanmaya başlanmıştır. Önceleri cerrahiye uygun olmayan veya yüksek riskli hastaların tedavisinde öne çıksa da, günümüzde orta ve düşük riskli hastalarda da uygulanarak sonuçları araştırılmaktadır. Bu çalışmada, kendi merkezimizde Ocak 2015- Ocak 2020 tarihleri arasında uyguladığımız bu iki tedavinin erken dönem sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Metot: Çalışmamız retrospektif ve gözlemsel olarak tasarlandı. Merkezimizde Ocak 2015- Ocak 2020 arasında aort stenozu nedeniyle cerrahi aort kapak replasmanı (SAVR) veya TAVI yapılmış olan toplam 783 hasta incelendi. Hastanemiz veritabanından bu hastaların yaş, DM, HT, BMI, geçirilmiş kardiyak girişimler gibi demografik verileri toplandı. EuroSCORE ve STS skorları hesaplandı, ekokardiyografik ölçümleri kaydedildi. Tüm cerrahi risk gruplarının verileri incelenerek ekokardiyografik ölçümleri, yeni gelişen atrial fibrilasyon, kalıcı pacemaker gereksinimi, vasküler komplikasyonlar, reoperasyon gereksinimi, hastane yatış süresi ve erken (30 gün) mortalite gibi sonuçları karşılaştırıldı. Bulgular: dahil edilme kriterlerine uyan 364 hasta çalışmaya alındı. Değerlendirmelerimize göre her iki tedavi yöntemi de sol ventrikül çıkım yolu basıncını düşürmede ve myokardiyal fonksiyonları iyileştirmede etkili bulundu. İki yöntem arasında 30 günlük mortalite açısından istatistiksel anlamlı fark saptanmadı. TAVI grubunda vasküler komplikasyon, paravalvüler kaçak ve kalıcı pacemaker ihtiyacı anlamlı olarak daha yüksek bulundu. SAVR grubunda ise revizyon, yeni gelişen atrial fibrilasyon oranı daha yüksek ve hastane yatış süresi anlamlı olarak daha uzundu. Ardından EuroSCORE II'ye göre hastalar düşük, orta ve yüksek operatif risk gruplarına ayrıldı. İki yöntemin 30 günlük mortalitesinde yine anlamlı fark izlenmezken, yüksek riskli hasta grubunda yeni gelişen atrial fibrilasyon, kalıcı pacemaker ihtiyacı ve hastane yatış süresi bakımından anlamlı fark izlenmedi. Sonuç: Ciddi aort stenozlu hastalarda SAVR ve TAVI sol ventrikül çıkım yolu basıncını düşürerek myokardiyal fonksiyonları iyileştirmede etkili olan ve yaşam süresini uzatan tedavilerdir. Kalp takımı hastaların operatif risklerine göre bu iki tedavi yöntemini değerlendirmeli ve hastaya en uygun tedavi şekli belirlenmelidir. Nispeten yeni bir tedavi yöntemi olan TAVI'nin etkinliği yüksek riskli hastalarda gösterilmiştir. Erken dönem sonuçları açısından karşılaştırıldığında SAVR ileti yolu bozuklukları ve vasküler komplikasyonlar açısından daha güvenli iken, TAVI işlemi de daha kısa hastane yatış süresi ile öne çıkmaktadır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Objective:Aortic stenosis(AS) is the most common valvular pathology that requiresintervention. Progression is very subtle and it can cause serious morbidity and mortality if not treated. Age at the time of diagnosis is variable, depending on the etiology. Conventionalvalve surgery using cardiopulmonary bypass has been the gold standard therapy. However, open surgery can be particularly challenging for some patients with comorbidities that propose high risk for operation. Theseinvolve advanced age, previous open-heart surgery or thoracic radiotherapy, porcelain aorta etc. In the past decade, a new endovascular valvular intervention, transcatheter aortic valve implantation (TAVI) has been described and performed in variouscenters. Although the original purpose was to treat high-risk patients, now TAVI is being investigated for its feasibility also for intermediate and low-risk patients. In this study, our aim is to evaluate early outcomes of both treatment modalities, performed in our heart center between January 2015- January 2020. Method: Our study design was retrospective and observational.We included a total of 783 patients with severe aortic stenosis who underwent eithersurgical aortic valve replacement (SAVR) or TAVI between January 2015 and January 2020 in our tertiary heart center. We collected their preoperative demographic data, such as age, DM, HT, BMI, previous cardiac interventions or operations, EuroSCORE and STS score, as well as their echocardiographic measures. We investigated all operative risk groups treated with either SAVR or TAVI and compared their results, regarding hemodynamic parameters in echocardiography, new-onset of atrial fibrillation or need for permanent pacemaker, vascular complications, reoperation, length of hospital stay and 30-day mortality. Results:364 patients who met the inclusion criteria were included. According to our evaluations, both treatment modalities were effective in terms of reducing the left ventricular outflow tract pressure, thus improving myocardial functions. There was no statistically significant difference between 30-day mortality of two interventions. The rates of vascular complications, paravalvular leakage and need for permanent pacemakerwere significantly higher in TAVI group. In SAVR group, the rates of revisional operations, new onset of AF and the length of hospital stay were found to be significantly higher. We then applied a risk stratification according to EuroSCORE II and found that while the two interventions' early mortality rates remained to be statistically similar, there was no difference between new-onset of AF, the need for permanent PM rates and length of hospital stay in high-risk patient group. Conclusion: In patients with severe aortic stenosis, both SAVR and TAVI are effective treatment options to decompress left ventricular outflow tract and prolong life expectancy. According to patients' operational risk, the heart team should consider several aspects of both therapies. Despite being a relatively new modality, TAVI has been shown to be feasible in patients with high operational risk. When compared for their early outcomes, SAVR comes forward with lower rates of conductional problems and vascular complications, while TAVI is associated with shorter hospital stay.

Benzer Tezler

  1. Çocukluk çağı akut lösemi vakalarının retrospektif olarak değerlendirilmesi

    Retrospective analysis of children with acute leukemia:respect to clinical, epidemiological and laboratory characteristic

    KADİR YÜMLÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSelçuk Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜMRAN ÇALIŞKAN

  2. Kadavradan yapılan acil böbrek nakillerinde greft ve hasta sağkalımının incelenmesi

    Investigation of graft and patient survival in high-urgent kidney transplantation from cadavers

    MUHAMMET ERSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    NefrolojiAkdeniz Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN KOÇAK

  3. Gebelik sırasında geçirilen obstetrik olmayan cerrahi sonrası olumsuz maternal ve fetal sonuçlar: Tersiyer bir merkezin beş yıllık sonuçları

    Adverse maternal and fetal outcomes after non-obstetric surgery during pregnancy: five year's experience of A tertiary center

    ASYA ÖZCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İSMAİL ÖZDEMİR

  4. Çocukluk çağı santral sinir sistemi tümörleri: Klinik özellikler ve tedavi sonuçlarının retrospektif değerlendirilmesi

    Childhood central nervous system tumors: Retrospective evaluaton of clinical features and treatment results

    DUYGU PEHLİVAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GANİYE BEGÜL KÜPELİ

  5. Kardiyak transplantasyon yapılan pediatrik yaş grubu hastalarda mortalite ve morbiditeyi etkileyen faktörlerin retrospektif değerlendirilmesi

    Determine retrospectively the factors affecting mortality and morbidity in pediatri̇c age cardiac transplant recipients

    NAZILA HASANOVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜLAL ÜLGER TUTAR