La reproduction des rapports sociaux de sexe dans L'organisation de Jeunesse de Cumhuriyet Halk Partisi
Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları'nda toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretimi
- Tez No: 633195
- Danışmanlar: DOÇ. DR. İPEK MERÇİL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Sosyoloji, Sociology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Fransızca
- Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 165
Özet
Bu araştırma, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, ya da kısaltılmış adıyla CHP'nin iki önemli ilçe gençlik örgütünün (Bakırköy ve Üsküdar İlçe Gençlik Kolları) toplumsal cinsiyet eşitliğine saygılı ve duyarlı bir örgütlenme ve işleyişe sahip olup olmadığını anlamak ve bu örgütlerin üyeleri arasında toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretiminin farklı boyutlarını ortaya koyup açıklamaktır. Yukarıdaki soruyu doğuran en somut durum Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm kademelerinde ve dolayısıyla yan örgütü olan Gençlik Kolları'nın tüm ölçekteki örgütlenme birimlerinde de kadınların yetersiz temsil edilmesi olsa da, bu yetersiz temsil oranı sorunun tek bir boyutunu teşkil etmektedir. Konunun çalışmamız için önem arz eden çeşitli boyutları şunlardan oluşmaktadır: Partinin bu genç üyeleri arasındaki cinsiyete dayalı işbölümü veya görev dağılımı, bu kişilerin toplumsal cinsiyet eşitliği, feminizm, feminist hareket, LGBTİQ+ Hareketi, cinsiyet kotası, partilerinin Kadın Kolları, Kadın Kolları'nın faaliyetleri ve bu örgütün üyelerinin toplumsal cinsiyet eşitliği meselesine bakışları hakkındaki görüşleri ve toplumsal cinsiyet konulu eylem-etkinliklerin, sözgelimi, seminerlerdeki,“parti okulları”,“siyaset okulları”kapsamındaki veya herhangi başka bir siyasi-ideolojik eğitim programı kapsamındaki parti içi eğitim çalışmalarındaki, panellerdeki,“eylem-etkinlik”programlarındaki ağırlığı ve yeri. Çalışma, meselenin teorik-tarihsel boyutlarına eğilen bir bölüm ve gerçekleştirdiğimiz saha çalışmasının analizini içeren bir bölüm olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır ancak saha verilerinin analizini içeren bölümü tamamlar nitelikte olduğu ve dolayısıyla ona eklenmesinin daha uygun olacağı düşünülen bazı tarihsel-teorik alt bölümler ikinci bölümde sunulmuştur. Bu doğrultuda, Batı'daki ve Türkiye'deki siyasi partilerin işleyişinde gözlemlenen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin tarihsel ve ideolojik evriminin bir incelemesi ve yine Türkiye'deki ve Batı'daki sol partilerin (Marksist, sosyalist, sosyal-demokrat, vd. politik partiler) feminizmle ve feminist hareketle olan“çatışmalı”, ikircikli ilişkilerinin tarihsel evriminin bir analizi saha verilerinin analiz edildiği ana bölüme eklenmiştir. Bu ilişkilerin evriminin analiz edilmesinin çalışmamız için arz ettiği önem, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve dolayısıyla onun gençlik örgütünün solun bu ideolojik ve tarihsel mirasından payına düşeni almış olmasının kaçınılmazlığından ileri gelmektedir. Her ne kadar geçen yüzyılın sol partilerinin ve hareketlerinin feministlerle kurdukları ilişkilerin bağlamı ile Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları üyelerinin“antifeminizm”inin ortaya çıktığı bugünün bağlamı tamamen farklı olsa da, kendisini“demokratik sol bir parti”olarak tanımlayan bu sonuncusunun geçen yüzyılın solunun belleğinden belli bir pay almış olduğu açıktır. Araştırmanın teorik-tarihsel çerçevesini ortaya koyarken, ilk olarak, toplumsal cinsiyet meselesinin önemini göz önünde bulundurarak, Avrupa'da ve dünyanın çeşitli ülkelerinde kurulmuş siyasi partilere bağlı gençlik örgütler genel tarihini incelemeye çalıştık. Burada karşılaştığımız sorun, bu örgütler üzerine yapılan sistemli ve derinlik arz eden araştırmaların belirgin eksikliği oldu ve bu durum bizi belli bir ölçüde Avrupa ülkeleriyle ve yirminci yüzyılın belirli dönemleriyle sınırladı. Türkiye'de faaliyet gösteren siyasi partilerin gençlik örgütlerinin tarihine ayırdığımız ikinci kısımda da benzer engellerle karşılaştık. Bu engelleri aşmak adına, Türkiye'nin siyasi alanında kendi partileri ve aynı zamanda genel olarak ülkenin siyasi alanı üzerinde hatırı sayılır bir etki yapmış ve yapmakta olan gençlik örgütlerine odaklandık. Teorik-tarihsel çerçeveyi tamamlarken, araştırma nesnemiz olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve bu partinin gençlik örgütünün tarihini, toplumsal cinsiyet perspektifini kaybetmeden yeniden okumaya çalıştık. Bize göre, partinin ve gençlik örgütünün tarihinin bu perspektiften okunmasına önem kazandıran unsurlar, bu partinin tarihi boyunca (ama özellikle de kuruluş yılları ve bu yılları takip eden tekparti rejimi süresince) üstlendiği tarihsel, politik, kültürel ve ideolojik rollerdir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, en azından tek-parti rejiminin sonuna değin (1950 yılında gerçekleşen seçimlerle Demokrat Parti'nin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi'nden devralmasına değin) üstlendiği misyonların en önemlilerinden biri, kadınları geleneklerin baskısından kurtararak ve onlara kamusal alanda daha çok yer edinmeleri için belirli fırsatlar sunarak, kadın-erkek eşitliğini sağlamak olmuştur. Gerçekten de, modernizasyon projesi kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi tarafından gerçekleştirilen devrimler (1923'te getirilen zorunlu eğitim, 1926'da çıkarılan Medeni Kanun, 1930 ve 1934 yıllarında sırasıyla önce yerel seçimlerde, daha sonra ise milletvekili seçimlerinde geçerli olmak üzere kadınlara seçme-seçilme haklarının verilmesi, vb.) neticesinde, kadınlar çok önemli politik ve sivil haklar elde etmişler ve kamusal alanda eskisinden çok daha büyük ve belirgin roller üstlenmeye başlamışlardır. Daha önce kadınlara kapalı olan birçok meslek grubuna belirli ölçüde dahil olmaya başlamışlardır. Bunun dışında, 1935 yılında oluşturulan Büyük Millet Meclisi'nde yer alan kadın milletvekili sayısına (18) görece yakın bir tarihe kadar ulaşılamadığının altını çizmek gerekir. Bununla birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluşundan bugüne geçirdiği tarihsel evrimin toplumsal cinsiyet perspektifinden incelenmesi, partinin üstlendiği“kadınlara kurtuluş sağlama”,“kadınları kurtarma”,“kadın-erkek eşitliğini sağlama”rolleri ile partideki kadın temsilinin yetersizliğine eşlik eden eril tahakküm ve“toplumsal cinsiyet körlüğü”arasındaki tezatı ortaya koymaktadır. Tek-parti rejiminin başlangıcına denk düşen dönemde, modern Türkiye'de kurulan ilk siyasi parti olan Kadınlar Halk Fırkası ekseninde gelişen olaylar bu tezatı ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin kadın-erkek eşitliği algısının niteliğini ve sınırlarını ortaya koymaktadır. Önce Kadınlar Halk Fırkası'nın siyasi faaliyetlerine izin verilmemesi sonucu kapanması, daha sonra ise bu partinin kurucuları tarafından kurulan Türk Kadınlar Birliği'nin kapanması süreçlerinde, bu iki örgütte faaliyet gösteren dönemin kadın hareketinin siyasi hakların kazanılması sonrası hedefe ulaşıldığına inanması kadar, partiden bağımsız bir kadın hareketinin serpilip gelişmesini istemeyen Cumhuriyet Halk Partisi kadrolarının yaptıkları siyasi baskılar da rol oynamıştır. O dönemden bu yana, Cumhuriyet Halk Partisi söylemsel düzeyde“cinsiyet eşitliği”ni savunsa ve söylemsel ve resmi düzeylerde bunu“vazgeçilmez temel ilkelerinden biri”olarak kabul etse de, tüm parti kademelerinde uygulamayı taahhüt ettiği %33'lük cinsiyet kotası dışında, kadınlarla erkekler arasında“tam eşitliği”, yani tüm karar alma organlarında gerçek bir eşitliği sağlamak amacıyla hiçbir somut uygulama ve çözüm önerisi getirmemektedir. Araştırmamızın hedefi tam da bu noktada tekrar somutlaşmaktadır: Bu çalışmada gerçekleştirmeye çalıştığımız şey, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları'nın üyelerinin kendi aralarında, yani parti yönetmeliğinin onlara örgütlenme konusunda çizdiği resmi ve gayriresmi sınırların dışında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlı ve saygılı bir yapı ve işleyiş yaratıp yaratamadıklarını, yani parti büyüklerinde gözlemlenen“toplumsal cinsiyet körlüğü”nü sorgulayıp sorgulamadıklarını anlamaktır. Bu sorulara cevap verebilmek için Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları'nın çeşitli ilçe örgütlenmeleri (Beşiktaş, Güngören, Bakırköy ve Üsküdar İlçe Gençlik Kolları) tarafından düzenlenen toplantı ve etkinliklere katıldık ve araştırmamıza hazırlık mahiyetinde ön gözlemlerde bulunduk. Bu ön gözlemlerden sonra, Bakırköy ve Üsküdar Gençlik Kolları etrafında karşılaştırmalı bir araştırma gerçekleştirmeye karar verdik ve bu iki ilçe gençlik örgütünden, yaşları 20 ila 28 arasında değişen 19 kadın ve erkekle yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelerin birçoğu haftada bir ya da iki haftada bir gerçekleştirilen olağan örgüt toplantılarının öncesinde veya bitiminde yapıldı. Bu durum bize görüşmeye ayrılan zaman dilimleri dışında da gözlemlerde bulunma fırsatı sundu. Bu saha çalışmasının sonuçlarını değerlendirdiğimizde, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları'nın, en azından Üsküdar ve Bakırköy İlçe Gençlik Kolları örneklerinde, toplumsal cinsiyet eşitliğine saygılı ve bu konuda duyarlı bir örgütlenme ve işleyiş geliştirebilmiş olduğunu söylememiz mümkün değildir. Bu anlamda, iki örgütün kadın ve erkek yöneticilerinin ve üyelerinin, parti büyüklerinin ve yöneticilerinin“toplumsal cinsiyet körlüğü”nü tutarlı, ciddi bir biçimde sorgulamadıkları ve bu“toplumsal cinsiyet körlüğü”nü söylemleri ve pratikleriyle yeniden ürettikleri görülmektedir. İlk bakışta dikkati çeken olgu, görüşülen kişilerin, gerek kendi aralarındaki, gerekse genel olarak toplumdaki kadın-erkek ilişkileri konusunda ortaya koydukları eşitlikçi söylem ile gerek söylemlerinde gerekse olağan örgüt faaliyetlerinde farklı biçimlerde ortaya çıkan“toplumsal cinsiyet körlüğü”arasındaki çelişkidir. Eylem ve örgütlenme düzeylerinde, toplumsal cinsiyet eşitsizliği en görünür biçimiyle cinsiyete dayalı görev ve rol paylaşımları süreçlerinde ortaya çıkmaktadır. Özellikle kadınlar ve erkekler arasında var olduğu iddia edilen (Hem kadın hem de erkek üyeler tarafından ifade edildiği biçimiyle)“doğal”,“fiziksel güç farkı”üzerine inşa edilen birtakım argümanlar aracılığıyla, erkek üyeler fiziksel güç gerektiren görevleri üstlenmekte ve bu işler sırasında kadın üyelere karşı bir tür“himayecilik”sergilemektedirler. Kadın üyeler de bu tür görevlerin erkekler tarafından üstlenilmesini doğallaştırmaktadırlar. Buna karşılık, kadın üyeler, toplum tarafından kadınlara atfedilen duyarlılık, iletişim kabiliyeti, fedakarlık, vb. niteliklerle bağlantılı görevleri üstlenmeye teşvik edilmektedirler. Kadınların üstlenmeleri istenen roller genellikle“sosyal politikalar”a ve kadınlar ve çocuklarla ilgili olan, cinsel istismar, kadına karşı şiddet, vb. konulara ilişkin olmaktadır. İki ilçe örgütünde de bazı erkek yöneticilerin yönetim kurullarında bulunan kadın arkadaşlarına ilişkin söylemlerinde ortayan çıkan bir başka önemli bir olgu da, bu kişilerin imgelemlerinde, söylemlerindeki eşitlik vurgusuna karşın siyasi alanın“özne”sinin erkek olması, kadınların ise erkeklerin“fedakar yardımcıları”,“özverili yol arkadaşları”olmalarıdır. Bunun dışında, kamusal alanda gerçekleştirilen kimi örgüt etkinliklerinde, kadınların, partinin kadın-erkek eşitliği konusundaki olumlu tutumunun ve demokratik seviyesinin göstergeleri,“sembolleri”olarak veya“örgütlenlenmede işe yaramaları”gerekçesiyle araçsallaştırıldıkları da görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, kadına karşı şiddet, cinsel istismar, vb. olaylar sonrası örgütler tarafından düzenlenen tepkisel eylemlerde, basın açıklamalarının ve konuşmaların ön planında kadın örgüt üyelerine yer verilmesinde, içselleştirilen toplumsal cinsiyet rolleri kadar kadınlara verilen bu“sembolik”değer de etkili olmaktadır. Gençlik Kolları üyeleri tarafından kullanılan terimle“eylem-etkinlik”programlarına bakıldığında, iki ilçe örgütünün eylem-etkinlik programlarında toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki eylemlere ve çalışmalara hemen hiç yer verilmediği gözlemlenmektedir. Gençlik Kolları'nın 1950'lerin başında kuruluşundan bu yana düzenlenmekte olan“Siyaset okulları”çerçevesinde verilen örgüt içi eğitim programlarında veya örgüt tarafından düzenlenen diğer seminer ve panellerde konuya herhangi bir yer ayrılmamakta, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmeye, bu konuda kamuoyunda farkındalık yaratmaya yönelik herhangi ciddi bir girişimde bulunulmamaktadır. Dolayısıyla, toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda örgüt içi farkındalığı ve bilinç seviyesini artırmak veya bu soruna muhtemel çözümler bulmak iki ilçe örgütünün öncelikleri arasında değil gibi görünmektedir. İki gençlik örgütünün de kendi ilçelerinin sınırlarındaki“acil”problemleri çözmeye veya seçim dönemleri söz konusu olduğunda bu doğrultudaki çalışmalara öncelik verdiği anlaşılmaktadır. Üyelerin“toplumsal cinsiyet körlüğü”nü ortaya koyan bir başka olgu ise, bu kişilerin feminizmi ve feminist hareketi algılama ve yorumlama biçimidir. Burada gözlemlenen şey, feminizme, feminist harekete karşı olan, hatta bir tür“antifeminizm”biçimi alan, feminizme karşı önyargı barındıran bir görüşün yeniden üretilmesidir. Büyük ölçüde bilgi ve ilgi eksikliğine dayanan bu görüşe göre,“bugünün feminizmi”veya“bugünün feministleri”“erkek düşmanlığı”nı temsil etmektedirler ve bu düşmanlık, feminizmin kadınlar için talep ettiği eşitlik, özgürlük gibi“aslolan”değerlerinden sapmış olduğu gösterir.
Özet (Çeviri)
This research aims to understand whether the two important district branches of the youth section of Cumhuriyet Halk Partisi (Republican People's Party), or in its abbreviated form, CHP namely the branches of Bakırköy and Üsküdar, have a structure and functioning that is respectful and sensitive to gender equality and to explain different dimensions of the character of the reproduction of gender relations among the members of these. The initial question above is firstly the result of the general numerical under-representation of women in the whole party and in its youth section of Cumhuriyet Halk Partisi, but this numerical under-representation is only one dimension of the problem. We know that the problem of gender inequality is a very complicated one and it has various dimensions. For our research, these various dimensions of the problem of the subject are the sexual division of tasks among these young party members, their discourses on crucial issues such as gender equality, feminism, the LGBTİQ+ movement, the sex quota, the women's branch of their party and the weight of actions, activities, seminars, panels, etc. regarding the question of gender equality. The research consists of a theoretical-historical part and an analysis of the fieldwork but we presented some theoretical and historical information which we consider complementary and descriptive of the field data within the frame of the second main part. This information consists of subparts examining the historical and ideological evolution of gender inequality in the political parties of the Western world and Turkey and a subpart examining the evolution of“conflictual”relations between left parties (Marxists, socialists, social democrats and other left political parties) in the Western world and in Turkey. The importance of the historical evolution of these relations for our research results from the heritage of the left parties which Cumhuriyet Halk Partisi and therefore the youth section of this party get their share. Even if the ideological identity of Cumhuriyet Halk Partisi and its political / ideological relationships with the left ideology and political parties are often the subject of debate and controversy and even if the context in which relations between the left movement and the feminist movement of the last century were knotted and the context of today in which the anti-feminism of the members of the youth section of Cumhuriyet Halk Partisi are completely different, it is clear that Cumhuriyet Halk Partisi, a political party that has been a member of the Socialist International since 1976 and which defines itself as a“democratic left political party”, had its share of the ideological heritage of this left movement. At the beginning of our theoretical-historical framework, while considering the role of the gender issue, we tried to examine the general history and evolution of youth sections within political parties in Europe and elsewhere in the world. The lack of systematic, general and in-depth historical researches on these organizations has limited us to a certain extent with European countries and with certain periods of the twentieth century. While researching the history of youth sections within political parties founded in republican Turkey, we had to overcome similar difficulties and obstacles. In order to overcome these, we concentrated on the evolution of organizations which have had some importance and effect on their party's history and on Turkish political sphere since the foundation of the republic. At the end of the theoretical and historical part, we tried to make a rereading of the history of our research object, Cumhuriyet Halk Partisi and its youth section. In our opinion, the importance of rereading the history of this political party and its youth section by paying attention to gender issue stems from the historical, political and ideological roles assumed by Cumhuriyet Halk Partisi. One of the most important missions that this political party assumed under the leadership of Mustafa Kemal Atatürk and at least until the end of the one-party regime (until the elections in 1950) was to ensure equality between women and men by emancipating women from the pressure of traditions and by offering them opportunities to take their place in the public sphere. Indeed, following the modernizing revolutions carried out by the government of Cumhuriyet Halk Partisi as the free basic education right in 1923, the adoption of the Civil Code (Medeni Kanun) in 1926, political rights (the rights of voting and being elected) in 1930 and 1934, women gained considerable political and civil rights and began to play much larger roles than before in the public sphere. In addition, the number of female deputies (18) entered the National Assembly constituted in 1935 was only reached relatively recently. The case of Kadınlar Halk Fırkası (People's Party of Women), which is the first political party of the history of republican Turkey, and Türk Kadınlar Birliği (The Union of Turkish Women) is exemplary since it shows us clearly the true character and the limits of the party's perception of equality between women and men. In the process of the closure of Türk Kadınlar Birliği which was founded after the closure of Kadınlar Halk Fırkası, as well as the illusion of the women's movement grouped around this union that the cause of the movement was achieved through the acquisition of political rights in 1930 and 1934, political pressures from Cumhuriyet Halk Partisi who did not want an independent women's movement to develop also played a considerable role. Since that time, even if Cumhuriyet Halk Partisi has continued and still continues to be a political party which defends the equality between women and men as one of its“basic principles”discursively, except the application of the sex quota (33%), it does not implement any other application or any concrete solution aimed at“gender parity”, a concrete,“formal equality”within its various decision-making bodies. At this point, the objective of this research becomes concrete: We tried to understand if the members of youth section were able to build a structure and a functioning that are respectful and sensitive to gender equality and therefore whether they challenge the“gender-blindness”of their party elders. In order to answer these questions, we realized some preliminary observations at various district branches of the youth section by participating in various activities and meetings of these branches. Following these observations, we decided to carry out a comparative research and build our research object by two district branches in Istanbul, the branches of Bakırköy and Üsküdar. We conducted 19 semi-structured interviews with 19 men and women aged 20 to 28. The results of our research indicate that the youth section of Cumhuriyet Halk Partisi, in two examples of its district branches, does not have a structure and functioning that is sensitive and respectful of gender equality. In this sense, the members of these two branches do not consistently challenge the“gender-blindness”of their party elders. First of all, there is a gap between the egalitarian discourse about relations between them and also general social relations between men and women and their“gender-blindness”manifested in different forms in their discourse and their ordinary activities. In practical terms, gender equality between the members of two branches appears in the processes of sexual division of tasks. On the one hand, mainly through the use of the argument of the“natural difference of physical force”between men and women, male members take on tasks requiring“physical force”; on the other hand, women are assigned to tasks that are related to the attributes attached to women by society such as sensitivity, communication skills, dedication, etc. These roles generally consist of“social policies”and issues relating to women and children, violence against women, sexual abuse, etc. In certain discourses by the male administrators of two branches in the context of their opinions concerning the female administrators and members, it appears that the“subject”of the political domain is men and women are rather the“dedicated assistants”of men. In addition, it is seen that women are sometimes“instrumentalized”during activities taking place in public sphere as“symbols”of the democratic level of the party in order to draw an egalitarian“image”or else in order to better construct the structure of organization by taking advantage of the“devoted”work of women. It has been noted that the weight of activities concerning gender equality such as some kind of internal education programs in the context of“political schools”of the party, seminars, panels, etc. to draw attention to gender inequality is quite weak. This means that actions-activities which aim to increase the sensitivity of the members of the organization or to find probable solutions to the problem of gender inequality are never a priority for both branches. Another dimension that reflects the“gender-blindness”of members of the two branches is their perception of feminism and the feminist movement. Here, there is a lack of knowledge that reproduces an opinion with a prejudice against feminism and the feminist movement, even a certain form of anti-feminism. According to this opinion, the feminism of“today”and / or the“feminists of today”represent a“male hostility”, a“misandry”and this indicates a deviation from the initial values of feminism such as equality, the demand for freedom for women, etc.
Benzer Tezler
- Mimari çevrede değişme sürecinin analizi Ulus-Çankaya aksi (Ankara) üzerinde bir deneme
Başlık çevirisi yok
MUSTAFA KANDİL
Doktora
Türkçe
1987
MimarlıkKaradeniz Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. D. ZAFER ERTÜRK
- L'articulation des stratégies de résistance et des processus de consentement chez les cols blancs
Beyaz yakalılarda direniş stratejileri ve rıza süreçlerinin eklemlenmesi
AYÇA YILMAZ
Yüksek Lisans
Fransızca
2012
SosyolojiGalatasaray ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ ERGUR
- La détermination du niveau d'emploi des marqueurs linguistiques du référentiel narratif des apprenants du FLE en classe préparatoire
Hazırlık sınıfında Fransızcayı yabancı dil olarak öğrenenlerin anlatısal gönderge belirleyicilerini kullanma düzeylerinin belirlenmesi / The determination of the level of use linguistic markers of the narrative referential by the learners of French as a foreign language at the preparatory class
NAHİDE ARSLAN
Doktora
Fransızca
2021
DilbilimBursa Uludağ ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET BAŞTÜRK
- İstanbul-Belgrad Ormanı Av Üretme İstasyonu'nda geyik (Cervus elaphus L.) populasyonunun düzenlenmesi üzerine araştırmalar
Les recherches sur l'Aménagement de la population dé Cerf (Cervus elaphus L.)a la Station d'Elevage de la Foret de Belgrade-İstanbul
MERİÇ KUMBAŞLI
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
Ormancılık ve Orman Mühendisliğiİstanbul ÜniversitesiOrman Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERDAL SELMİ
- La reproduction occidentale de l'image de la femme orientale: le cas des affiches publicitaires françaises (1880-1939)
Doğulu kadın imgesinin Batı'da yeniden üretimi: Fransız reklam afişleri örneği (1880-1939)
ASLI TELSEREN ÖMEROĞLU
Yüksek Lisans
Fransızca
2011
SosyolojiUniversité Paris Diderot - Paris 7Sosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AZADEH KIAN