Geri Dön

Osmanlı Devleti'nde Deliler Ocağı

Deliler Ocağı in Ottoman State

  1. Tez No: 639985
  2. Yazar: SAADET DAĞ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA ALKAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yeniçağ Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 248

Özet

Deliler Ocağı'nın Osmanlı Devleti'nde XV. yüzyılın sonlarına doğru, Rumeli'de müteşekkil edildiği düşünülmektedir. Deliler Ocağı, giydikleri kıyafetler, kullandıkları silahlar ve askerî manevraları itibarıyla görenler için“korkunç”denilebilecek görünümlü, gözünü budaktan esirgemeyen savaşçı askerlerden oluşuyordu. Bugünden bakıldığında, manevracı savaşçılar için popüler bir askerî ocaktı da denilebilir. XVII. yüzyıla kadar genellikle valilerin kapılarında görev yapan deliler, maiyetinde oldukları valilerin vefatı ya da azledilmeleri durumunda işsiz kalıyor ve eşkıyalıkla geçinmeye çalışıyorlardı. Ateşli silahların popüler olmasıyla birlikte bu klasik dönem Osmanlı delileri gözden düşmeye başladılar. Çünkü bunlar silahla değil kılıçla, baltayla, gürz ve topuz gibi savaş aletleriyle cenk ederlerdi. Bunlardan sonra yeni tip silahları kullanabilen başka bir birlik daha oluşturuldu. Bu yeni birliğe de klasik dönem delilere benzetilmek amacıyla“deli”denilmiştir. Ancak bunların kıyafetleri, silahları ve fonksiyonları, klasik dönem delilerden oldukça farklıdır. Ayrıca bunlar klasik dönem deliler gibi ücretli değil, kaynaklara göre ulufeli yani maaşlı askerlerdi. Bunlar da maaşları kesildiği zaman geçinebilmek için eşkıyalık yaparlardı. Bu nedenle kaynakların çoğuna göre bu iki farklı teşkilat karıştırılmış ve tek bir ocak gibi anlatılmıştır. Oysa Osmanlı arşiv belgelerinde klasik delilerden değil, ikinci dönem delilerden bahsedilmiştir. Söz konusu nedenlerden dolayı bu çalışmada, Osmanlı arşiv belgeleri kadar Osmanlı minyatürleri ve Avrupa gravürlerinden de büyük ölçüde yararlanılmıştır. Dolayısıyla denilebilir ki bu çalışma, delilerle ilgili eksik kalan noktaları tespit ederek, bu eksiklikleri yukarıda bahsedilen kaynakların ışığında tamamlamaya çalışırken, tarih disiplinine de önemli bir katkı sağlamıştır.

Özet (Çeviri)

XV in the Ottoman Empire of the Deliler Ocağı. Towards the end of the century, it is thought to have been formed in Rumelia. The madmen were the scary-looking warrior soldiers with the clothes they wore, the weapons they used, and the military maneuvers. From today, these were a popular military unit for maneuvering warriors. They were popular in the Ottoman Empire as a military figure with their unique clothes and their weapon of choice. They were ruthless and successful group of soldiers. They have completed their duty as a guard nearby the governor until the XVIIth century. Deliler started to make an appearance as bandits when they are fired from their jobs by the governor. But then firearms became popular. This event slowly decreased the popularity of Deliler Ocağı because they are used to fighting with sword, ax, mace, pommel but not with firearms. There was another corps constituted after Deliler Ocağı. They are called as Deliler Ocağı also to make them similar to Deliler Ocağı. However, their clothes, weapons and functions are much different from the original Deliler Ocağı. They were regularly paid by governors. Their service pay in the Ottoman Empire is called as ulufe. As a result of this, first deliler and secondary deliler are compared and they are defined as a single constitution. However, in the Ottoman Empire archives secondary deliler are much widely common. This study clearly solves the confusion about Deliler Ocağı by indicating that there were two different Deliler Ocağı in the Ottoman Empire. For this study not only Ottoman Empire archives are used but also Ottoman miniatures and European engravings were helpful to enlighten the problem. Therefore, this study identified missing points about deliler. These deficiencies were tried to be completed in line with the resources mentioned above and they made an important contribution to the discipline of history.

Benzer Tezler

  1. Türk Kara Kuvvetleri'nde Süvari birlikleri (1920-1965)

    Cavalry units of Turkish land forces (1920-1965)

    RIDVAN BAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Savunma ve Savunma TeknolojileriAnkara Üniversitesi

    Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. YAVUZ ERCAN

  2. Osmanlı Devleti'nde Alman Protestan misyonerlik faaliyetleri

    German Protestant missionary activities in the Ottoman Empire

    UĞUR İNAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    TarihErciyes Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLBADİ ALAN

  3. Ğâyetü'l-Emânî adlı tefsirinde Molla Gürânî'nin kıraatlere yaklaşımı

    Molla Gurânî's approach to the recitations in his commentary work called Gâyetu'l-emânî

    MEHMET AKİF BİLİCİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    DinÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN DEMİR

  4. 1897 Osmanlı-Yunan Harbinde askeri iaşe

    1987 Ottoman–Greek War and military subsistemce

    GİZEM YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    TarihKafkas Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OKTAY KIZILKAYA

  5. II. Meşrutiyet Dönemi'nde İslamcılık ve İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti

    Ittihad-i Muhammedî Assocation and Islamizm in the Second Constitutional Period

    LOKMAN AKBAŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2015

    TarihBalıkesir Üniversitesi

    Tarih Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BÜLENT ÖZDEMİR