Gelir dağılımı açısından mali araçlar ve asgari geçim indirimi
Financial means for in come distribution and minimum living allowance
- Tez No: 64037
- Danışmanlar: PROF. DR. SABAHATTİN ZAİM
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1997
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 181
Özet
Geleneksel liberal düşünce sisteminin hakim bulunduğu dönemlerde, devlet“koruyucu devlet”misyonunu görebilmek için vatandaşlarına vergisel yükümlülükler koymuşsa da, vergileri iktisat politikasının bir aracı olarak kullanmamış ve vergiler gerek mutlak, gerek nispi olarak günümüzdeki seviyesine göre çok düşük kalmıştır. Ancak, 1929 dünya iktisadi burhanından sonra devlet anlayışı önemli ölçüde değişmiş, klasik devletin idaresi çeşitlenip genişlemiş, devlet çok önemli sosyo ekonomik fonksiyonlar üstlenir olmuş ve tarafsız devlet yerini 'müdahaleci devlet' anlayışına bırakmıştır. Günümüzde hemen bütün ülkelerde,“sosyal devlet”anlayışının benimsenmesiyle devletler, çok önemli makro ekonomik görevler üstlenmişlerdir. Bu bağlamda, devletlerin iktisadi büyüme ve kalkınmayı sağlamak, ekonomik istikran sağlamak, optimal kaynak dağılımının tahakkukunu gerçekleştirmek, gelir ve servet dağılımım denkleştirmek gibi görevleri üstlendiğini, maliye politikası araçlarından ve bu arada kamu harcamaları ve vergilerden yararlanmaya başladığım belirtmek gerekir. Vergi sisteminden değindiğimiz ekonomik ve sosyal hedeflerin gerçekleştirilmesi ve aynı zamanda toplumda adil sayılan bir gelir bölüşümünün tahakkuku balonundan bir enstrüman olarak yararlanılmaktadır. Ancak, özellikle az gelişmiş ülkelerde vergi politikası, sosyal- adalet amacım gerçekleştirmek ve aynı zamanda tasarruf ve yatırımları belli düzeye çıkartmak yönünde kullanmak bakımından müsait bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, yüksek gelir gruplarından düşük gelir gruplarına gelir aktaran vergi ve harcama politikaları toplam tasarrufları azaltmaktadır. Özellikle az gelişmiş ülkelerde, sermaye birikiminin hızlandırılması için artan tasarruf ihtiyacı, mali araçların gelir dağılımım düzeltici yönde kullanılmasına karşıt düşüncelerin oluşmasına yol açmaktadır. Ülkenin ekonomik koşullan büyük ölçüde belirleyici olsa da, bu iki fonksiyonun hangi derecelerdemaliye politikasında yerini alacağı hususu ise bir siyasi tercih konusudur. Siyasi tercih sonucunda, sosyal amaç yani adil gelir dağılımı veya daha yüksek bir tasarruf seviyesinin tahakkuku ön plana alınabilir. Bir vergi sisteminin kişisel gelir dağılımı üzerinde yaptığı etkilerin bilinmesi, tahsil edilen vergilerin dolaylı veya dolaysız oluşu, dolaylı ve dolaysız vergilerin toplam vergi gelirlerindeki payı ve bu vergilerin yansıma dereceleri gibi bazı faktörlere bağlı olmaktadır. Vergi sisteminin bu özelliklerinin incelenmesi ile, gelir dağılımını nasıl ve hangi yönde etkiledikleri konusu açıklığa kavuşur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının. 73. maddesi herkesin mali gücüne göre vergilendirilmesi hususuna amirdir. Anayasanın bu emredici hükmüne uyum bakımından, toplam vergiler içinde vasıtasız vergilerin nispî payının çok olması, bunların içinde de artan oranlı şahsi gelir vergisinin uygulanması son derece uygundur. Şahsi gelir vergisi prensip olarak gelir dağılımım düzeltici bir etkiye sahip olup, bu verginin konusunu vergi ödeme gücünün temel göstergelerinden olan gelirler oluşturmakta ve aynı geliri olanlar aynı şekilde, farklı geliri olanlar farklı şekilde vergilendirilerek, günümüzde bu vergiden, dikey ve yatay adaletin gerçekleştirilmesinde büyük ölçüde yararlanılmaktadır. Gelir vergisinin sübjektif olması yani mükellefin kişisel durumuna göre ayarlanabilmesi gelir vergisinin adil bir vergi sayılmasını sağlamıştır. Gelir vergisi, artan oranlılık, asgari geçim indirimi ve ayırma prensibi gibi vergi adaletini sağlayan araçlardan tümünün kullanılabildiği başlıca vergidir. Bunların dışında, bu verginin yansıtılma şansının çok güç olduğu varsayımı altoda, bu verginin sosyal adaletin tahakkuku açısından en uygun bir araç olacağım düşünebiliriz. IITaşıdığı bu özellikler ile devletin en önemli adil vergisi olarak niteleyebileceğimiz gelir vergisinin, uygulamada gelirlerin daha adil bir şekilde yeniden dağılımını sağladığını söylemek pek mümkün değildir. Özellikle az gelişmiş ülkelerde muafiyet ve istisnaların bolluğu nedeniyle vergiye tabi kazanç ve iratların kapsamının dar tutulması, vergi kanunlarındaki boşluklar ve vergi idaresinin etkin olmaması yüzünden vergiden kaçınma veya vergi kaçırma imkanlarının mevcut oluşu, gelir vergisinin dağılım politikasına ilişkin etkinliğini sınırlandıran faktörler arasındadır. Çağdaş modern devletlerin vergi sistemleri içindeki önemi gittikçe artan bir hüviyet kazanan kurumlar vergisinin kişisel gelir dağılımı üzerindeki etkisi ise, bu verginin ne ölçüde yansıtıldığına bağlıdır. Yansımanın gerçekleşmemesi durumunda vergilemeden üst düzeydeki gelirler etkilendiğinden bu verginin dağılıma etkileri müspet yönde olacaktır. Ancak, kurumlar vergisinin geniş ölçüde yansıtılması durumunda bütün tüketim mallarının fiyatı artar ve marjinal tüketim meyli yüksek olan alt gelir grupları olumsuz yönde etkilenir. Bu durumda kurumlar vergisi gerileyici yapıya sahiptir ve gelir dağılımı yüksek gelir grupları lehine iyice bozulmaktadır. Servet vergileri, gelir dağılımının denkleştirilmesinde kullanılabilecek önemli vasıtalardandır. Servet vergileri gelir ve kurumlar vergilerinin vergilendiremediği, fakat ödeme gücü bakımından büyük önemi olan iktisadi değerleri de vergi içine almaktadır. Özellikle belirli kazançların gelir vergileri ile yükümlü kılınamaması halinde servet vergileri gelir vergilerini tamamlayıcı bir vergi niteliğini taşırlar. Ayrıca servetin eşitsiz dağılımının, gelir dağılımındaki farklılığın en önemli nedenlerinden biri olduğu düşünülecek olursa, serveti artan oranlarda yükümlü kılmak, gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlikleri bir dereceye kadar törpüleyecektir. Vergi ödeme gücünün bir başka göstergesi olarak kabul edilen harcamaların yükümlü kılınmasını amaçlayan gider vergilerinin ise regresif yani gerileyici etki yapacağı genellikle bilinmektedir. Bunun nedeni bilindiği gibi, vasıtalı vergiye tabi malların düşük gelirli ailelerin tüketimleri içinde, yüksek gelirli ailelerinkine kıyasla, IIIçok büyük bir kısmı teşkil etmesi olayı ile açıklanabilir. Ancak, bu vergilerin değindiğimiz anti-sosyal ve gerileyici etkileri, bünyelerine müterakkilik sokularak bir dereceye kadar giderilebilir. Bunun için, fakir halk kitlelerinin kullandığı zorunlu malların çeşitli tüketim vergileri kapsamı dışında tutulması veya çok düşük oranlarda vergilendirilmesi ve yüksek gelirli grupların kullandıkları lüks tüketim mallarının vergi oranlarının arttırılması tavsiyeye şayandır. Bütün bu vergi çeşitlerinin gelir dağılımı bakımından taşımaları gereken özelliklere ve etkilerine bu çalışmanın kapsamı içerisinde temas edilmiştir. Kamu harcamalarından, ölçülemez ve bölünemez fayda sağlayan kamu hizmetlerine yapılanlarının kişisel gelir dağılımına etkisinin nötr olduğu kabul edilir. Bunu, her tüketici birimin, ait olduğu gelir grubuyla orantılı olarak bu hizmetlerden yararlandığı şeklinde anlıyoruz. Sosyal devlet anlayışıyla, bütün fertlerine minimum yaşama standardım garanti etmeyi amaçlayan günümüz devleti; işsizlik, hastalık, yaşlılık vs. gibi sebeplerle transfer harcamaları yapmaktadır. Bunlarla birlikte, devletin sosyal güvenliğin finansmanına katılması düşük gelirli grupların gelirlerini yükseltir ve gelir dağılımım düzeltici etki yapar. Halkın yaşamını önemli ölçüde etkileyen temel malların fiyatlarının indirilmesi amacıyla verilen sosyal amaçlı sübvansiyonlar da amaca uygun düşer. Sonuç olarak, günümüz devletlerinin, bütün bu geliri yeniden dağıtıcı etkilere sahip olmasına rağmen mali araçları uygulamada, bu yönde başarı ile kullandığım söyleyemeyiz. Adil bir gelir vergisinin ön koşulu olarak nitelendirilebilecek asgari geçim indirimi, hiç bir vergi ödeme gücünü temsil etmeyen, mükellefin kendisi ve ailesinin zorunlu ihtiyaçlarına tekabül eden miktardaki gelirin vergi dışı tutulmasını amaçlamaktadır. Bu indirimin, mükellefin fizyolojik varlığım sürdürmek için gerekli olan haddin üzerinde, sosyal adetler, çeşitli örf ve gelenekler yüzünden yapılacak masraflar da dikkate alınmak suretiyle kültürel bir asgari olması gerektiği savunulabilirce de, ülkelerin büyük meblağlara varan gelir ihtiyaçları da dikkate alınarak, zaruri olanı faydalıdan ayıran bir sınırdaki medeni asgari diyebileceğimiz bir hadde belirlenmesi uygun olur. Bu indirimin belirlenmesinde mükellefin yaş ve sakatlık gibi şahsi vasıflan ile ailevi durumu da dikkate alınmalıdır. Asgari geçim indirimi, paranın satınalma gücünün yer itibariyle önemli farklar gösterdiği memleketlerde, bölgeler itibariyle bu farklara paralel olarak farklılaştırılmalıdır. Farklı geçim indirimlerinin uygulanmasının vergi idaresi yönünde doğuracağı güçlükler dikkate alınarak böyle bir uygulamaya gidilmemesi savunulabilir. Ayrıca bu indirimin fiyat değişikliklerine paralel olarak da düzeltilmesi gerekecektir. Bunun en uygun yolu, genel fiyat seviyesindeki değişikliklerin belli bir nispeti aşması halinde asgari geçim indirimi haddinin otomatik olarak bu nispete göre yeniden ayarlanmasını temin edecek bir sistem kurulmasıdır. Çalışmamızın içeriğinde kişilerin mali güçlerine göre vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanırken dikkate alınması gereken hususlar ve bu indirim ile asgari ücretin ilişkisi de ortaya konulup tartışılmıştır.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Enflasyonla mücadelede istikrar politikaları
Başlık çevirisi yok
BİLGİN ORHAN ÖRGÜN
Yüksek Lisans
Türkçe
1998
EkonomiMarmara Üniversitesiİktisat Ana Bilim Dalı
PROF. DR. OSMAN ZEKAYİ ORHAN
- Sosyal koruma harcamalarının gelir dağılımı üzerindeki etkisinin Türkiye açısından değerlendirilmesi
Assessment of the effect of social protection expenditures on income distribution for Turkey
TARIK ZEKİ YILMAZ
- Trafik tıkanıklığının ekonomik analizi ve tıkanık kent içi yolların fiyatlandırılması
Başlık çevirisi yok
HASAN ERTÜRK
- Vergi yükü açısından seçilmiş eski SSCB ülkeleri ve Azerbaycan
Some former USSR contries and Azerbaijan in terms of tax load
ABUTALIB AKHUNDZADA
- İran ekonomisinde ithal ikamesi ve yapısal değişmenin ekonometrik analizi
Başlık çevirisi yok
HEDAYAT MONTAKHAB