Yapışık perinefrik yağın laparoskopik parsiyel nefrektomiye etkisi
Effect of adherent perinephric fat on laparoscopic partial nephrectomy
- Tez No: 653377
- Danışmanlar: PROF. DR. ENDER ÖZDEN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Üroloji, Urology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Üroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 184
Özet
Amaç: Günümüzde böbrek tümörlerinde, klinik T1 ve teknik olarak uygun T2 tümörler için kılavuzlarda yüksek kanıt düzeyi ve öneri derecesi ile önerilen ilk tedavi modalitesi nefron koruyucu cerrahidir. Parsiyel nefrektomi karmaşıklığını ve komplikasyon olasılığını tahmin edebilecek ilgili anatomik bulguları ölçmek için R.E.N.A.L. nefrometri skoru, PADUA skoru ve C indeksi gibi renal nefrometri skorlama sistemlerini kullanılır. Bu sistemler çoğunlukla kitlenin anatomik yerleşimi ile ilgili parametreleri göz önüne alarak değerlendirme yaparken hastaya ait özelliklerden olan yapışık perirenal yağ varlığını değerlendirmeye almazlar. Toksik yağ olarak da adlandırılan bu durum, inflamatuar yağlı dokunun böbrek ve tümöre yapışması ile böbreğin mobilizasyonunu ve tümörünün izolasyonunu zorlaştırarak parsiyel nefrektomide perioperatif morbiditeyi arttırması ile karakterizedir. Yapışık yağlı doku varlığının öngörülmesi amacıyla Davidiuk ve arkadaşları 2014 yılında“Mayo Yapışkanlık Olasılığı”skoru olarak adlandırılan kantitatif bir skorlama sistemi geliştirdiler. Operasyon sırasında toksik yağın en güçlü prediktörü olduğunu gösteren birçok çalışma ile bu skorlama sistemi ürolojide giderek günlük pratikte daha çok kullanılır hale gelmiştir. Çalışmamızda“Mayo Yapışkanlık Olasılığı”skoru ve preoperatif faktörler ile toksik yağ ilişkisinin incelenmesi ve intraoperatif ultrason kullanımının bu durumlarda operasyon aşamalarının süre ve komplikasyonlarına etkisi değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Ekim 2010 ile Eylül 2020 tarihleri arasında laparoskopik parsiyel nefrektomi gerçekleştirilen 517 hastadan intraoperatif ameliyat görüntüleri ile preoperatif radyolojik imajları elde edilen, en az 1 yıllık takipleri yapılan 335 renal ünite çalışmaya dahil edildi. Bir radyoloji uzmanı tarafından tüm hastaların“Mayo Yapışkanlık Olasılığı”skoru perioperatif verilerden ayrı kör olarak hesaplandı. Olgular yağ özellikleri,“Mayo Yapışkanlık Olasılığı”skoru ve intraoperatif laparoskopik ultrasonografinin kullanımına göre ayrı ayrı değerlendirildi. Yağ dokusunun yapışıklığına bu konuda tecrübeli bir cerrah ile operasyon kayıtları izlenerek peritümöral yağ dokusunun makroskopik görüntüsü göz önüne alınarak“iyi”veya“kötü”şeklinde subjektif olarak karar verildi. Ayrıca operasyon aşamaları kayıtlar izlenerek, vasküler diseksiyon ile peritümöral yağlı doku diseksiyon süresi ve eksizyon ile sıcak iskemi süresi olarak not edildi. Bulgular: İyi ve kötü yağ sırasıyla 242 (%72,2) ve 93 (%27,7) olguda izlendi. Erkek (n=79 (%84,9), p0,05). Multivariate regresyon analiz sonucunda erkek cinsiyet, preoperatif kronik böbrek hastalığı evresinin 3-4 olması, posterior perirenal yağ kalınlığı ve radyolojik yağ yoğunluğunun toksik yağı öngörmede güçlü parametreler olduğu bulundu (p
Özet (Çeviri)
Aim: Nowadays, nephron-sparing surgery is the first treatment modality recommended in the guidelines for clinical T1 and technically feasible T2 tumors, with a high level of evidence and degree of recommendation. Renal nephrometry scoring systems such as the RENAL, PADUA, and C index are used to assess the related anatomical findings that can predict the complexity and risk of complications of partial nephrectomy. The presence of adherent perirenal fat, which is one of the features of the patient, is often not measured by these systems, taking into account the parameters related to the anatomical location of the mass. This condition also referred to as toxic fat, is characterized by the adhesion of inflammatory fatty tissue to the kidney and the tumor, making it difficult for the kidney to mobilize and isolate the tumor, increasing perioperative morbidity during partial nephrectomy. Davidiuk and colleagues developed a quantitative scoring system in 2014 called the“Mayo Adhesive Probability”score to predict presence of adherent perinephric fat. In daily urology practice, this scoring system has become increasingly used, with many studies showing that toxic fat is the strongest predictor during operation. We assessed the relationship between“Mayo Adhesive Probability”score, preoperative factors, and toxic fat, and the effect of intraoperative ultrasound use on the duration and complications of the stages of operation in our study. Material and Method: The study included 335 renal units with intraoperative surgical records and preoperative radiological images collected from 517 patients who underwent partial laparoscopic nephrectomy from October 2010 to September 2020 and were followed for at least 1 year. The“Mayo Adhesive Probability”score of all patients was calculated by a radiologist, blinded from the perioperative data. The cases were analyzed separately on the basis of their fat properties, the“Mayo Adhesive Probability”score, and the use of laparoscopic intraoperative ultrasound. By considering the macroscopic appearance of the adipose tissue analyzing the operation records with a surgeon experienced in partial nephrectomy, adherent perinephric fat was subjectively defined as“good”or“bad”. Moreover, the steps of the procedure were documented as the length of dissection of perirenal fatty tissue, vascular dissection, warm ischemia time, and excision. Results: Good and bad fat were observed in 242 (72.2%) and 93 (27.7%) cases, respectively. It was observed that bad fat was more common in male (n = 79 (84.9%), p 0.05). Male gender, preoperative chronic kidney disease stage 3-4, posterior perirenal fat thickness, and radiological fat density were found to be powerful parameters in predicting toxic fat (p
Benzer Tezler
- PKD1 gen varyantlarının PC1 proteinin yapısı ve fonksiyonu üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi
Evaluation of the effects of PKD1 gene variants on the structure and function of the PC1 protein
BERKAY KIRNAZ
Doktora
Türkçe
2023
BiyoteknolojiEge ÜniversitesiBiyoteknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUHAMMED BAHATTİN TANYOLAÇ
PROF. DR. AFİG BERDELİ
- Periferik sinir yaralanmasında lokal koenzim Q10, E vitamini kullanımının klinik elektrofizyolojik ve histomorfolojik etkileri: Rat modeli
Clinical electrophysiological and histomorphological effects of local coenzyme Q10, vitamin E use in peripheral nerve injury: Rat model
HAKKI CAN ÖLKE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Ortopedi ve TravmatolojiÇukurova ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖMER SUNKAR BİÇER
- Nerve guidance conduit application of magnesium alloys
Magnezyum alaşımlarının sinir kılavuz kanalı için uygulanması
OZAN ÖZKAN
Doktora
İngilizce
2019
BiyomühendislikHacettepe ÜniversitesiBiyomühendislik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERHAN BİŞKİN
DOÇ. DR. HİLAL TÜRKOĞLU ŞAŞMAZEL
- Multinodüler guatr tanılı hastalarda dominant nodül ile diğer nodüllerin ince iğne aspirasyon biyopsi sonuçlarının karşılaştırılması
Dominant nodules in multinodular goitre patients with comparison of the results of other nodule fnab
ÖMER YAZGAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpDüzce ÜniversitesiRadyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖMER ÖNBAŞ
- Kobay böbreküstü bezinin prenatal ve postnatal gelişim dönemlerindeki ve erişkindeki histolojik yapısı
Histological structure of guinea pig adrenal gland at the pre-and post-natal developmental stages and adult stage
ELVAN ÖZBEK
Doktora
Türkçe
1995
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıAtatürk ÜniversitesiHistoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SACİDE GAZİLERLİ