Birinci Dünya Savaşı'nda Hindistan'da Türk esirleri
Turkish prisoners of war in India in the World War One
- Tez No: 653630
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA ARIKAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2020
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Selçuk Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 205
Özet
Birinci Dünya Savaşı boyunca yaklaşık 30.000 Osmanlı vatandaşı, Hindistan ve Burma'da esir olarak kaldı. Tamamına yakını Irak Cephesi'nde İngilizler tarafından ele geçirilen ve büyük çoğunluğu askerlerden oluşan esirlerin bir kısmı ülkelerini bir daha göremedi. Geri kalanların ülkelerine dönüşleri 1922 yılına kadar peyderpey devam etti. Esaret süreci, birçok açıdan Osmanlı vatandaşları için sıra dışı bir tecrübe dönemiydi. İngilizler, esirleri Türk ve Arap olmak üzere iki sınıfa ayırdı. Bu tasnif uzun esaret hayatının hangi şartlarda geçirileceğinin temel kıstası oldu. Türk olmak, herhangi bir seçeneği olmadan, esaret hayatının bütün ağırlığına tahammül etmek anlamına geliyordu. Araplara ise İngiliz siyasi çıkarları doğrultusunda kendilerine biçilen rolü oynamak şartıyla, özgür kalma fırsatı verildi. Türkler için esaret hayatının sona ermesi problemlerin bittiği anlamına gelmiyordu. İngiliz esaretinden kurtulup anavatana kavuşanlar bu kez işgal altındaki İstanbul ya da Yunan işgali altındaki İzmir'e ayak basmak zorunda kaldılar. İstanbul hükümeti, İngilizler ve Yunanlılar arasında sıkışıp kalan esirler için yegâne umut Anadolu millî hareketine katılmaktı. Bu hareket aynı zamanda anavatanı da esaretten kurtaracaktı.
Özet (Çeviri)
About 30.000 Ottoman subjects lived in captivity in India and Burma during the World War One. Some of the prisoners, almost all of which were captured by the English in Mesopotamia Campaign, and a large number of which consisted of soldiers, were unable to see their country again. The return of the rest to their countries gradually continued until the year 1922. The captivity duration became an extraordinary experience period for Ottoman subjects from many aspects. The English separated Ottoman prisoners into two classes as Turks, and Arabs. This classification became the basic criteria identifying under which conditions long captivity life would be spent. Being a Turk meant to endure all suffering of captivity life without any choice. The Arabs were given the opportunity of being free providing to play the role provided for themselves in English political interests. The termination of captivity life didn't mean for Turks that the problems had ended. Those rescued from English captivity and reached homeland had to set foot on Istanbul under the English occupation and Izmir under the Greek occupation. The unique hope of the prisoners got stuck between Istanbul governments the English and the Greek was to participate in the Anatolian national movement. This movement would also save the homeland from the captivity.
Benzer Tezler
- Birinci Dünya Savaşı'nda Almanya'daki müslüman esir kampları (1914-1918)
Muslim captive camps in Germany during the I. World War (1914-1918)
KADİR KON
- Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin İran'da Cihad-ı Ekber faaliyetleri
Ottoman Empire's jihad-ı akbar activities in İran During The First World War
RIDVAN AYAYDIN
Doktora
Türkçe
2016
Tarihİstanbul Üniversitesiİslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLYAS TOPSAKAL
- Birinci Dünya Savaşı'nda İran coğrafyasında etnik, dini ve siyasi nüfuz mücadeleleri
Etnical, religinal and political ascendancy struggles in Persian Area During First World War
BARIŞ METİN
Doktora
Türkçe
2007
TarihGazi ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VAHDET KELEŞYILMAZ
PROF. DR. HALE ŞIVGIN
PROF. DR. ADNAN ŞİŞMAN
- Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri (1919-1939)
The relationship between Turkey and Middle East (1919-1939)
ÖZGÜR CENGİZ
- Ortadoğu ülkelerinde bankacılığın yapısı, gelişimi ve kullanılan finansal teknikler
Structure and development of banking in middle-eastern countries and the financial technics employed there in
ORUÇ ALKILINÇ