Geri Dön

Madde kullanımı nedeniyle denetimli serbestlik birimine başvuran kişilerin çocukluk çağı travmaları ve benlik saygılarının incelenmesi

Examination of childhood trauma and self-esteem of individuals WHO applied to the probation office due to substance use

  1. Tez No: 656574
  2. Yazar: ŞEYMA SEHLİKOĞLU
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ OĞUZHAN BEKİR EGİLMEZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Adıyaman Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 100

Özet

Madde kötüye kullanımı, yasal olmayan bir maddenin kullanılmasını ya da yasal olan bir maddenin zarar verecek şekilde amacı dışında kullanılmasıdır. Dünya genelinde madde kullanımı giderek artmakta; madde kullanımının sosyal, ekonomik ve medikal etkileri sonucunda ciddi ek sorunlar görülmektedir. Madde kullanımının sonuçlarını önlemek amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yasal düzenlemeler oluşturulmuştur. Madde kullanımı olan kişilerin tutuklanması ve cezaevine girmeleri yerine, bu kişiler için alternatif bir ceza infaz yöntemi olan Denetimli serbestlik (DS) sistemi uygulaması tercih edilmektedir. Bu sistemle bireylerin denetim altında tutulması, takip ve tedavi edilmesi hedeflenmektedir. Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Polikliniği'ne haklarında verilen“Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbiri”kararı nedeniyle 01.09.2019 - 01.01.2020 tarihleri arasında sevk edilen, poliklinikte yapılan muayeneleri sırasında geçmişinde madde kullanımı olduğunu ifade eden ve hastane kayıtları ile madde kullanımı olduğu doğrulanan 73 birey çalışmaya dahil edildi. Diğer yandan hasta grubunun yaş, medeni durum ve cinsiyet özelliklerine olabildiğince benzer şekilde basit rastgele seçilen ve geçmişinde madde kullanım öyküsü ve bilinen psikiyatrik hastalığı bulunmayan 73 birey çalışmaya kontrol grubu olarak alındı. Araştırma prospektif yapılmış olup, bilgilendirilerek çalışmaya katılmayı kabul eden, yazılı ve sözlü onamı alınan toplam 146 birey çalışmada incelendi. Her iki grubun sosyodemografik ve madde kullanım verileri ile madde kullanımı olan bireylerde çocukluk çağı travması (ÇÇT), benlik saygı düzeyi ve eşlik edebilecek psikiyatrik hastalık verilerinin incelenmesi ve bu verilerin karşılaştırılması amaçlandı. Madde kullanımı olan bireylere Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, Beşinci Baskı (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, DSM-5) bozuklukları için yapılandırılmış Klinik Görüşme - Klinisyen Versiyonu (SCID-5/CV, Structured Clinical Interview for DSM-5-Disorders - Clinician Version) uygulandı, böylece olası psikiyatrik tanı / tanıların tespit edilmesi planlandı. Çalışmada yer alan bireylere Çocukluk Çağı Travmaları Ölçeği yapılarak, çocukluk döneminde yaşanan travmalar ile madde kullanımı arasındaki ilişki incelendi. Çalışmamızda katılımcılara Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği uygulandı ve madde kullanımı olan bireylerin benlik saygı düzeyleri değerlendirildi. Çalışmamızda olguların tamamının (n = 146) erkek olduğu görüldü. Katılımcıların yaş ortalaması, DS grubunda 28,88 ± 5,70 ; kontrol grubunda ise 27,59 ± 7,55 olup, gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı (p=0,247). Olguların en sık (n = 101 ; %69,2) 18 - 30 yaş grubunda ve genç erişkin dönemde oldukları gözlendi. DS grubunun %67,1'inin (n = 49) ilköğretim mezunu veya altı, kontrol grubunun %86,3'ünün (n = 63) lise mezunu veya üzeri eğitim seviyesinde oldukları tespit edildi. DS grubundaki bireylerin %53,4'ünde (n = 39) tek çeşit madde kullanımı, %46,6'sında ise (n = 34) çoklu madde kullanımı olduğu tespit edildi. Bu olgularda en yüksek oranda esrar (n = 54 ; %74,0) kullanımı olduğu gözlendi. Olguların madde ilk kullanım yaşı ortalaması 18,40 ± 5,14 yıl olarak saptandı. Madde kullanımına en sık 16 - 20 yaşları (n = %39,7) arasında başlandığı anlaşıldı. Madde kullanımı olan bireylerin kontrol grubuna göre daha sık suç işledikleri, daha yüksek oranda ailelerinde suç geçmişi ve madde kullanımı olan kişi bulunduğu tespit edildi. DS grubundaki katılımcıların kontrol grubuna göre aşırı anlamlı şekilde benlik saygılarının daha düşük düzeyde olduğu ve yüksek oranda ÇÇT maruziyeti bulunduğu tespit edildi. Çalışmada tüm olgular incelendiğinde; benlik saygı düzeyi azaldıkça ÇÇT maruziyetinin daha yüksek oranda görüldüğü anlaşıldı. Çalışmamızda DS grubunun kontrol grubuna göre anlamlı şekilde eğitim seviyesinin daha düşük olduğu bulundu. Madde kullanımını azaltmak amacıyla; bireylere ilköğretim döneminden itibaren eğitimlerin verilmesi gerektiği düşünüldü. Çoklu madde kullananların daha erken yaşta madde kullanmaya başlaması, daha uzun süreli madde kullanım öykülerinin olması, daha yüksek oranda madde tedavisi alması ve alkol kullanımlarının olması nedenleriyle; çoklu madde kullanımının, tedavi sürecini zorlaştırdığı değerlendirildi. Madde kullananlar arasında ÇÇT oranının yüksek olması (%72,6) dikkat çekiciydi. Bu durum ÇÇT mağduru olan bireylerin istismar sonrasında meydana gelen özgüven kaybını giderebilmek ve depresyon belirtilerini normalize edebilmek amacıyla madde kullanma eğiliminde olmalarına bağlandı. Benlik saygısı düzeyinin madde kullanımına başlanması ve devamında önemli bir faktör olduğu değerlendirildi. Madde kullanımı ile etkin mücadelede; bireylerin benlik saygısı düzeylerinin arttırılması için sosyokültürel programların uygulanması ve erişilebilirliğin genişletilmesi gerektiği düşünüldü. Çalışmada benlik saygı düzeyi azaldıkça ÇÇT maruziyeti bulunmasının aşırı anlamlı olarak daha yüksek oranda olduğu görüldü. Çocukluk çağı travması kavramı ve ileri dönemdeki olası sonuçları hakkında ailelerin eğitilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerektiği düşünüldü. Madde kullanımı olan bireyler arasında; ÇÇT bulunanlarda daha yüksek oranda komorbid psikiyatrik bozukluk olduğu tespit edildi. Ayrıca benlik saygı düzeyi azaldıkça, eşlik eden psikiyatrik bozukluk bulunması olasılığının arttığı gözlendi. Çocukluk çağı travmatik yaşantıları, düşük benlik saygısı ve yetişkin dönemdeki psikiyatrik bozukluklar arasında pozitif ilişki belirlendi. Son olarak; madde kullanımı olan bireylerde çocukluk çağı travmatik deneyimleri ve benlik saygısı düzeylerinin rutin olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

Özet (Çeviri)

Substance abuse is the use of an illegal substance or the misuse of a legal substance in a harmful way. Substance abuse has been increasing worldwide. Serious additional problems are seen as a result of social, economic and medical effects of substance use. In order to prevent the consequences of substance abuse, legal regulations have been established in our country as well as in the world. Instead of arresting and imprisoning people with substance abuse, the practice of probation system, which is an alternative method of punishment, is preferred. With this system, it is aimed to help individuals to keep addiction under control, provide appropriate treatment and follow-up. 73 individuals who were referred to Adıyaman Training and Research Hospital Psychiatry Outpatient Clinic between 01.09.2019 and 01.01.2020 due to the“Treatment and Probation”decision were included in the study. Hospital records indicated that they had substance abuse, and they confirmed having had a history of substance abuse during the examinations of the participants in the outpatient clinic. On the other hand, we randomly selected a control group of 73 individuals, who did not have a history of substance use and known psychiatric diseases, with similar age, marital status, and gender characteristics of the patient group. The study was conducted prospectively. 146 individuals who were informed to participate, and whose written and verbal consent was obtained, were included. We aim to examine the sociodemographic and substance abuse data of both groups, childhood trauma (CT), self-esteem level and accompanying psychiatric disease data in individuals with substance abuse, and to compare these data. A Structured Clinical Interview for DSM-5-Disorders - Clinician Version (SCID-5/CV) was applied to the participants with substance use. Thus, it was planned to determine possible psychiatric diagnoses in individuals. It was aimed to examine the relationship between childhood traumas and substance use by applying the Childhood Trauma Scale to all individuals. The Rosenberg Self-Esteem Scale was applied to the participants and the self-esteem levels of individuals with substance abuse were evaluated. It was observed that all of the cases (n = 146) were male. The mean age of the participants was 28.88 ± 5.70 in the probation group and it was 27.59 ± 7.55 in the control group. There was no significant difference between the groups (p = 0.247). The majority of the participants, 101 cases (69.2%) were observed to be in their young adulthood between the ages 18 and 30. It was noted that 67.1% (n = 49) of the probation group were primary school graduates or less, and 86.3% (n = 63) of the control group were high school graduates or above. In the probation group, it was determined that 53.4% (n = 39) of the individuals used a single type of substance use, and 46.6% (n = 34) had multiple substance use. It was observed that cannabis was the most (n = 54; 74.0%) used substance in these cases. The mean age of first use of the substance was found to be 18.40 ± 5.14 years. It was understood that substance use was most frequently started the ages of between 16 and 20 (n = 39.7%). It was determined that individuals with substance abuse committed crimes more frequently, with a higher rate of crime history and substance abuse in their family. It was found that the participants in the probation group had a significantly lower self-esteem and a high rate of exposure of CT. Based on all the cases that are examined in this study, it was concluded that as the level of self-esteem decreased, exposure of CT was higher. In our study, it was found that the education level of the probation group was significantly lower than the control group. In order to reduce substance use, individuals should be educated starting from the primary education period. It was evaluated that multiple substance abuse made the treatment process difficult due to the individuals with multiple substance abuse having started at an earlier age, having a longer history of substance abuse, having higher rates of substance treatment and alcohol use. It was noteworthy that the rate of CT was high (72.6%) among substance users. This was attributed to the tendency of individuals who were victims of CT to abuse substances in order to eliminate the loss of self-confidence and normalize the symptoms of depression after abuse. Self-esteem level was observed to be an important factor in starting and continuing substance abuse. In effective fight against substance abuse, it was thought that sociocultural programs should be implemented and accessibility of these programs should be expanded in order to increase the self-esteem levels of individuals. In the study, it was observed that as the level of self-esteem decreased, the rate of exposure of CT was significantly higher. In light of this, we encourage that studies should be conducted to educate families about the concept of childhood trauma and its possible future consequences. Among individuals with substance abuse; A higher rate of comorbid psychiatric disorders was found in those with CT. In addition, it was observed that as the level of self-esteem decreased, the possibility of comorbid psychiatric disorders increased. A positive relationship was found between childhood traumatic experiences, low self-esteem, and adult psychiatric disorders. Finally, it was concluded that childhood traumatic experiences and self-esteem levels should be evaluated routinely in individuals with substance abuse.

Benzer Tezler

  1. Madde kullanımı nedeniyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanan bireylerin sosyodemografik ve klinik özellikleri ile suç - ceza ilişkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the relationships between crime and punishment with sociodemographic and clinical features of individuals on probation due to substance use

    KEREM SEHLİKOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Adli TıpAdıyaman Üniversitesi

    Adli Tıp Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ HÜSEYİN KAFADAR

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖMER LÜTFİ ÖZKAN

  2. Madde kullanımı nedeniyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulan yetişkin erkeklerde damgalama ve aile aidiyeti arasındaki ilişkinin incelenmesi

    An investigation of the relationship between stigmatization and family belonging in adult males subjected to probation measures due to substance use

    RASİM BABAHANOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Sosyal HizmetlerSelçuk Üniversitesi

    Sosyal Hizmet Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERAP DAŞBAŞ

  3. Tommaso Campanella ve Thomas More'un ütopyalarının karşılaştırılması

    Comparing Thomas More and Tommaso Campanella's utopias

    MAHMUT AVCI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    FelsefeAtatürk Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. OSMAN ELMALI

  4. Madde kullanımı nedeniyle denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan bireylerin şema terapi modeli çerçevesinde değerlendirilmesi

    Assessment of individuals under probation due to substance abuse within the scope of schema therapy model

    ÖZLEM GÜLDER ALTUNER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    HukukEge Üniversitesi

    Madde Bağımlılığı Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÖRKEM YARARBAŞ

  5. Madde kullanımı nedeniyle denetimli serbestlik ve tedavi tedbirine hükmolan kişilerin tedaviyi başarıyla tamamlamalarını öngören etkenlerin irdelenmesi

    Analysis of factors predicting success in the treatment of drug offenders on probation

    REYHAN TURAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Adli Tıpİstanbul Üniversitesi

    Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN YARGIÇ