Oligohidroamniotik mekonyumlu gebelerde doğumda uygulanan amnioinfüzyonun fetal ve maternal etkileri
The fetal and maternal effects of amnioinfusion at delivery in pregnancies with oligohydramnios and meconium
- Tez No: 656828
- Danışmanlar: DR. HAMDİ EKREM ÖZAKIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1996
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 63
Özet
Giriş: Normal doğum eylemi esnasında verteks gelişlerinde amnion sıvısında mekonyum görülmesi fetalstres veya distres işareti olarak kabul edilebilir. Mekonyum perinatal morbidite ve mortalite ile yakın ilişkilidir. Bu durum özellikle mekonyum aspirasyon sendromunun görüldüğü vakalarda daha belirgindir. Mekonyum aspirasyon sendromu, mekonyum partiküllerinin alt solunum yoluna aspire edilmesi sonucu oluşan mekanik tıkanma ve kimyasal inflamasyona bağlı olarak gelişir. Bu sendrom yenidoğanda respiratuar distres olarak tanımlanır. Yaklaşık %25 mortalite söz konusudur ve tüm yenidoğan ölümlerin %2'sinden sorumludur. İntrauterin mekonyum pasajı, tüm doğumların %8 ile %17'sinde görülmektedir. Klinik değerlendirmede bu vakaların %54'ünde hafif mekonyum, %46'sında koyu mekonyum mevcuttur. Mekonyum aspirasyonunun intrauterin bir olay olmasının kabul edilmesine rağmen doğum esnasında da gerçekleşebileceği bilinmelidir. Eken travayda koyu mekonyumlu amnion sıvısı içeren fetuslarda artmış morbidite gözlenmiştir. Bu fetuslarda geç ve değişken deselerasyonları, azalmış variabiliteyi içeren anormal fetal kalp atımı eğrileri, travayın uzamış ikinci evresi ve artmış sezeryan ve forceps uygulamalarını içeren operatif girişimler gözlenmiştir. Yenidoğan mortalitesi ve morbiditesi erken travayda ve koyu mekonyumlu fetuslarda belirgin olarak artmış olarak saptanmıştır. Mekonyumlu gebelerde yenidoğanda mortalite ve morbiditeyi azaltmak için uzun yıllardır amnioinfüzyon ile ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Mekonyum aspirasyonunda ve operatif doğum insidansında anmioinfüzyon yapılan hastalarda belirgin düşüş bildirilmiştir. Ayrıca, amnioinfüzyon yapılan gebelerde travay esnasında görülen umbilikal kordon kompresyonunu gösteren değişken deselerasyonlarda belirgin azalma saptanmıştır. Koyu mekonyumlu amnion sıvısı varlığında doğan fetuslarda görülen neonatal asidoz ve mekonyum aspirasyon sendromuna bağlı gelişen ve pozitif basınçlı ventilasyon gerektiren distres vakaları da belirgin biçimde azalmıştır. Bu prospektif randomize çalışmadaki amaç oligohidroamnios saptanmış mekonyumlu gebelerde amnioinfüzyonun intrapartum fetal distres insidansı, operatif girişim insidansı, apgar skorları, vokal kord altında mekonyum varlığı, mekonyum aspirasyon sendromunun insidansı, oligohidroamnios saptanan tüm hastaların amniotik indekslerinde oluşan değişimlerin incelenmesidir. Materyal- Metot: Araştırmaya verteks gelişi, tekil gebelik, 37 gebelik haftasından büyük gebelik, servikal dilatasyonun 2 cm'den fazla olması, normal kalp atım trasesi, açılmış zarlar, koyu mekonyum ve amniotik sıvı indeksinin 5 cm'den az olması kriterine sahip gebeler dahil edildi. Ardışık 30 hasta amnioinfüzyon, 30 hasta ise kontrol grubu olarak tanımlandı. Kritere uyan gebelere amnioinfüzyon için 500 cc 37'C'ye dek ısıtılmış serum fizyolojik verildi. Amniotik indekse bakıldı 5 cm'den küçük ise işlem tekrarlandı. Doğumdan sonra bütün infantlarda laringoskop yardımı ile vokal kord incelendi ve vokal kordun altında mekonyum olup olmadığı gözlendi. Gruplar arasında yenidoğanda fetal distres, operatif girşim oranı, vokal kord altında mekonyum varlığı, mekonyum aspirasyon sendromu ve apgar skorları karşılaştırıldı. Bulgular: Her iki grubun demografik özellikleri arasında istatistiki fark bulunmadı (p>0.05). Amnioinfüzyon uygulanan grupta amniotik indesi 10 cm'nin üzerine çıkarmak için infüze edilen sıvı miktarı ortalama olarak 554±11 ml. olarak bulundu. Gruplar arasında maternal ateş, fetal taşikardi, fetal reaktivite ve azalmış variabilite açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Amnioinfüzyon uygulanan grupta değişken deselerasyonların azlığı, vakum ekstraksiyon ihtiyacının azlığı, 1. ve 5. dakika Apgar Skorlarının yüksekliği,vokal kord altında mekonyum bulunmaması ve mekonyum aspirasyon sendromu insidansında azalma açısından kontrol grubuna göre anlamlı fark görüldü. Sonuç: Oligohidramniotik mekonyumlu gebelerde travay sırasında uygulanan amnioinfüzyonun değişken deslerasyonlara sekonder fetal distresi azaltmak, operatif girişim oranını düşürmek, Apgar skorlarını yükseltmek, mekonyum aspirasyon sendrom insizdansını azaltarak yenidoğan prognozunda iyileşme sağlamak gibi olumlu maternal ve fetal etkileri olduğu sonucuna varılmakla birlikte bulguların desteklenmesi için daha fazla vaka sayısına sahip ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Introduction: The presence of meconium in the amnion fluid at vertex presentations during normal labor can be considered as a sign of fetal stress or distress Meconium is closely associated with perinatal morbidity and mortality. This situation is more pronounced in cases with meconium aspiration syndrome. Meconium aspiration syndrome develops due to mechanical obstruction and chemical inflammation caused by aspiration of meconium particles to the lower respiratory tract. This syndrome is defined as respiratory distress of the newborn. With an approximate 25% of mortality rate and is responsible for 2% of all neonatal deaths. Intrauterine meconium passage is seen in 8% to 17% of all births. In clinical evaluation, 54% of these cases have mild meconium and 46% have dark meconium. Although it is accepted that meconium aspiration is an intrauterine event, it should be known that it can also occur during delivery. Increased morbidity was observed in fetuses containing dark meconium amniotic fluid during sowing labor. Late and variable decelerations, abnormal fetal heart rate curves including reduced variability, prolonged second phase of labor, and increased cesarean section and forceps applications were observed in these fetuses. Neonatal mortality and morbidity were found to be significantly increased in early labor and fetuses with dense meconium. Studies on amnioinfusion have been carried out for many years to reduce mortality and morbidity in newborns in pregnant women with meconium. Clinical trials on amnioinfusion have been carried out for many years to reduce mortality and morbidity in newborns of pregnant women with meconium. Significant reductions in the incidence of meconium aspiration and operative delivery have been reported in patients undergoing amnioinfusion. In addition, there was a significant decrease in the variable decelerations indicating the umbilical cord compression during labor in pregnant women who underwent amnioinfusion. Neonatal acidosis and distress cases that require positive pressure ventilation due to meconium aspiration syndrome and neonatal acidosis seen in fetuses born in the presence of dense meconium amnion fluid have also decreased significantly. The aim of this prospective randomized study is to examine the intrapartum fetal distress incidence of amnioinfusion, the incidence of operative intervention, the presence of meconium under the vocal cord, the incidence of meconium aspiration syndrome, and the amniotic index of all patients with oligohydramnios. Materials-Methods: Pregnant women with the criteria of vertex positioning, single pregnancy, pregnancy older than 37 weeks of gestation, cervical dilatation more than 2 cm, normal heartbeat trace, ruptured membranes, dense meconium and amniotic fluid index less than 5 cm were included in the study. Consecutive 30 patients were defined as amnioinfusion group and 30 patients as the control group. The pregnant women who met the criteria were given 500 cc saline for amnioinfusion warmed up to 37 ° C. The amniotic index was measured, if it was less than 5 cm, the procedure was repeated. After birth, the vocal cord was examined with the via laryngoscope in all infants and it was observed whether there was meconium under the vocal cord. Fetal distress, operative intervention rate, presence of meconium under the vocal cord, meconium aspiration syndrome and Apgar scores were compared between the groups. Results: There was no statistical difference between the demographic characteristics of both groups (p> 0.05). In the amnioinfusion group, the amount of fluid infused to increase the amniotic index above 10 cm was found to be 554 ± 11O ml, on average. There was no statistically significant difference between the groups in terms of maternal fever, fetal tachycardia, fetal reactivity, and reduced variability. In the amnioinfusion group, there was a significant difference compared to the control group in terms of fewer variable decelerations, less need for vacuum extraction, high 1st and 5th minute Apgar Scores, lack of meconium under the vocal cord, and a decrease in the incidence of meconium aspiration syndrome. Conclusion: The amnioinfusion intervention during labor in pregnancies with oligohydramnios and meconium improves maternal and fetal outcomes via decreasing fetal distress secondary to variable decelerations, decreasing the rate of operative interventions, increasing apgar scores, reducing meconium aspiration syndrome incidence. Nevertheless, further studies with larger case volume are needed to support the findings.
Benzer Tezler
- Geç preterm bebeklerde maternal risk faktörlerinin ve plasenta histopatolojilerinin neonatal morbiditeye etkisi
Effect of maternal risk factors and placental histopathology on neonatal morbidity in late preterm infants
ARİFE DUTUCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2018
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBaşkent ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DENİZ ANUK İNCE
- Hacettepe Üniversitesi Ortapedi ve Travmatoloji A.D.'nda yapılmış beşyüz kalça ultrasonografisinin sonuçları ve değerlendirilmesi
Importance and value of ultrasonography in early diagnosis of the developmental hip dysplasia: evaluation and results of hip ultrasonographies of 500 newborns that is done in Hacettepe University orthopedics and traumatology department
ALP AKMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
Ortopedi ve TravmatolojiHacettepe ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. CEMALETTİN AKSOY
- Gebeliği şiddetli preeklampsi veya peripartum kanamayla komplike olan kadınlarda tekrar gebe kalma isteği, anksiyete-depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin incelenmesi
Komplike gebelik; maternal ve/veya fetal hayatı tehlikeye düşürecek, morbidite ya da mortaliteye sebebiyet verebilecek gebelik durumudur
PINAR EM
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Kadın Hastalıkları ve DoğumDicle ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MEHMET SIDDIK EVSEN