Geri Dön

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında geri göndermeme ilkesi

Non-refoulement principle in the light of the decisions of the European Court of Human Rights

  1. Tez No: 662902
  2. Yazar: DİDEM AYTEKİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. MEHMET ALİ ZENGİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2020
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 213

Özet

Savaşların insanlık üzerinde yarattığı ağır sonuçları azaltmak, kadın-erkek ve uluslar arasındaki eşitliği yeniden tesis edebilmek ve insanların doğuştan sahip oldukları değerleri koruma altına alabilmek adına 1945 Birleşmiş Milletler Antlaşması ile başlayan insan hakları alanındaki gelişmeler birçok uluslararası ve bölgesel sözleşme ve belge ile devam ettirilmeye çalışılmıştır. Bu uluslararası sözleşmeler ile sağlanmaya çalışılan temel hak ve özgürlükler gelişen çağın getirdikleri ile aynı hızda ilerleyememiş ve yeni insanlık dramları ortaya çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl içinde en büyük problemimiz kendilerine vatan olarak bildikleri topraklardan gitmeye zorlanmış olan uluslararası anlamda yerinden edilmiş kişilerin yarattığı göç olgusudur. Bu durum tüm dünya devletlerini etkileyen bir hadisedir. Her devletin insancıl çözüm önerileri getirmek ve bunları uygulamaya dökebilmek anlamında insanlığa bir borcu olduğunu düşünmekteyiz. Tarihi geçmişimize baktığımızda da sahip olduğu milliyete, dini inancına ve konuştuğu dile bakmaksızın herkese kucak açan hak ve adaletin tesisi için mülteci hukukunun gerekliliklerini yerine getirmeye çalışan bir medeniyetin mirasçıları olarak elimizden gelenin en iyisini yapmanın insanlığa olan borcumuz olduğunu düşünmekteyiz. Birleşmiş Milletler verilerine göre 2019 yılı Temmuz ayı itibariyle dünyada 250 milyonun üzerinde göçmen olduğu ve bunların yaklaşık 67 milyonunun mülteci statüsü kazanmış olduğu görülmektedir. Türkiye'nin güncel verilere göre sayıları 3,6 milyona yaklaşan ve sözleşme dışı mülteci statüsünde olan yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yaptığını da göz önünde bulundurduğumuzda ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvurularda Türkiye aleyhine verilen çok sayıda karar olduğunu da göz önünde bulundurduğumuzda bu konunun çalışılmasında fayda olduğunu düşünmekteyiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine vermiş olduğu kararların içeriğine bakıldığında ise Türkiye'de uluslararası anlamda yerinden edilmiş kişilerin korunma başvuru süreçlerinde etkin hukuki yollara başvuru hakkının kullandırılmadığı, bilgi edinme haklarının kısıtlandığı ve kabul ve barındırma merkezlerinde insanlık onuruna uygun olmayan koşullar içerisinde yaşadıklarından bahsedilmektedir. Çalışmamız süresince elde ettiğimiz verileri bir arada değerlendirdiğimizde Türkiye'nin yapılan korunma başvurularında kişilerin işkence ya da kötü muameleye uğrayacağı yönünde belli bir yoğunlukta haklı korkular taşıdığı durumlarda başvurularının kabulü yönünde bir uygulama izlemesi gerektiğini ve başvurunun haklılığı ve kişilerin geri gönderilmeleri halinde işkence ya da kötü muameleye uğrama riskinin varlığı noktasında gerekli araştırmaları, taraflarca hazırlanma beklenmeden bizzat yürütmesi gerektiğini düşündüğümüzü belirtmek isteriz. Bu anlamda çalışmamızda ilk etapta konunun daha iyi anlaşılabilmesi için uluslararası anlamda yerinden edilmiş kişiler ve bunlara uluslararası sözleşmelerde verilen adlandırmalar ele alınacaktır. Sonrasında çalışmamızın çıkış noktası olan non-refoulement (geri göndermeme) ilkesinin uluslararası ve bölgesel sözleşmelerde nasıl anlaşılıp yorumlandığı ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Diğer devletler ve kendi iç hukukumuzda bu ilkenin nasıl yorumlanıp uygulandığı ve tarih içerisinde de nasıl bir değişim geçirdiği Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları üzerinden somutlaştırılarak anlatılmaya çalışılacaktır.

Özet (Çeviri)

In order to reduce the severe consequences of wars on humanity, to restore equality between women and men and nations, and to protect the innate values of people, the developments in the field of human rights that started with the 1945 Charter of the United Nations were tried to be continued with many international and regional conventions and documents. The fundamental rights and freedoms that have been tried to be ensured by these international conventions have not progressed at the same pace with the developments brought by the age and new human tragedies have emerged. In the 21st century we are living in, our biggest problem is the phenomenon of immigration created by internationally displaced people who have been forced to leave their own homelands. This is something that affects all countries in the world. We think that every country owes a debt to humanity in terms of bringing humane solutions and putting them into practice. When we look at our historical past, we think that it is our debt to humanity to do our best as the heirs of a civilization which tries to fulfill the requirements of refugee law for the establishment of rights and justice and embraces everyone regardless of their nationality, religious belief and language they speak. According to the data of the United Nations, it is seen that as of July 2019, there are over 250 million immigrants in the world and approximately 67 million of them have gained refugee status. According to Turkey's current data, when we take into consideration that it hosts non-contract displaced people with a number approaching 3.6 million with refugee status and when we consider in the individual applications made to European Court of Human Rights, there are a large number of decisions against Turkey, so we think it will be beneficial to study this issue. When we look at the content of the decision of European Court of Human Rights against Turkey, it is mentioned that in the application process for protection in Turkey of persons have been displaced in the sense of international law, they are not granted the right to apply to the effective legal remedies and their right to information is restricted and they live in reception and accommodation centres in conditions that are not suitable for human dignity. When we evaluate together the data we obtained during our study, in applications made by Turkey for protection, where people have a certain intensity of justified fears that they will be tortured or ill-treated, we would like to state that we think it should follow an application towards the acceptance of their applications and at the point of justification of the application and the risk of torture or ill-treatment if persons are sent back, the necessary research should be carried out personally without waiting for the preparation of the parties. In this sense, in the first place, in order to understand the subject better, internationally displaced persons and their denominations given in international conventions are discussed in our study. Afterwards, we tried to reveal how the principle of non-refoulement, which is the starting point of our study, is understood and interpreted in international and regional conventions. The interpretation and implementation of this principle in other states countries and in our own domestic law and how it has changed over the course of history has been concretized through the decisions of the European Court of Human Rights in the context of the European Convention on Human Rights.

Benzer Tezler

  1. Geri göndermeme ilkesi ve sığınma hakkı: Türkiye'nin batı sınırındaki düzensiz göçe yönelik uygulamaların AİHM kararları ışığında değerlendirilmesi

    Non-refoulement and the right to seek asylum: Evaluation of the practices against irregular migration at Turkey's western border in the context of ECHR decisions

    ESİN BOZOVALI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. OKTAY UYGUN

  2. AİHM içtihatlarında kölelik ve zorla çalıştırma yasağı ile insan ticareti yasağının gelişimi

    The development of the prohibition of slavery and forced labour and the prohibition of trafficking in human beings in the case law of the ECtHR

    HATİCE FEYZANUR CÖRGÜLÜOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    HukukAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLDEN ÇAMURCUOĞLU

  3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve anayasa mahkemesi kararları ışığında mülteci, sığınmacı ve göçmenlerin idari gözetimi

    Administrative detention of refugees, asylum seekers and migrants in the light of the decisions of the European Court of Human Rights and the Turkish constitutional court

    HACER ORUÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukSüleyman Demirel Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DİDEM ERDOĞAN

  4. AİHM kararları ışığında Türk hukukunda yabancıların sınır dışı edilmesi

    Deportation of foreigners in Turkish law in the light of ECHR decisions

    EVRİM UZUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Hukukİstanbul Ticaret Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU ŞENSÖZ MALKOÇ

  5. Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat

    Compensation due to protection measures

    ESRA GÜNGÖR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukMarmara Üniversitesi

    Hukuk Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ KERİM ÇAKIR