Geri Dön

34 hafta -36 hafta 6 gün arası (geç preterm dönemde) doğum yapan preterm prematür membran rüptürü (PPROM) tanılı gebelerde antenatal steroid uygulamasının neonatal sonuçlar üzerindeki etkisi

The effect of antenatal steroid application on neonatal results in pregnancy diagnosed of pretem premature membrane rupture (PPROM) giving birth between 34 weeks-36 weeks 6 days (late preterm period)

  1. Tez No: 665153
  2. Yazar: MÜFİDE İCLAL UÇAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK ŞAHİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: PPROM, Antenatal steroid, Geç Preterm Dönem, PPROM, Antenatal Steroid, Late Preterm Period
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 52

Özet

34 Hafta -36 hafta 6 Gün Arası (Geç Preterm Dönemde) Doğum Yapan Preterm Prematür Membran Rüptürü (PPROM) Tanılı Gebelerde Antenatal Steroid Uygulamasının Neonatal Sonuçlar Üzerindeki Etkisi Amaç: Çalışmamızda 2019-2020 yılları arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi'nde PPROM tanısı ile geç preterm dönemde doğum yapan hastalar değerlendirilmiştir. Pratikte hekimler farklı rehberleri referans almakta ve bu yüzden PPROM geliştiren olgularda geç preterm dönemde steroid uygulamaları farklılık göstermektedir. Bu farklılıktan yola çıkarak, çalışmamızın amacı, geç preterm dönemde doğum yapan PPROM tanılı gebelerde antenatal steroid uygulanmasının neonatal sonuçlar üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmanın örneklemini Ankara Şehir Hastanesi Perinatoloji ve Antenatal Bölümlerine 01/09/2019-15/10/2020 tarihleri arasında 34 hafta 0 gün ve 36 hafta 6 gün arasında doğum yapmış olan PPROM tanılı hastalar oluşturmaktadır. Ankara Şehir Hastanesi 1 No'lu Klinik Araştırmalar Etik Kurul Başkanlığı'nca 28/10/2020 tarihinde E1-20-1239 karar nolu onay (BKZ Ek 1) çalışmaya başlanmıştır. Çalışmaya 138 geç preterm dönemde doğum yapmış PPROM tanılı hasta dahil edilmiştir. PPROM olarak kabul edilen hastalar; 37. gebelik haftasının altında steril spekulum vajinal muayenesinde servikal kanaldan aktif amniyon akışının görüldüğü veya aktif amnion akışının olmadığı PPROM şüphesini olduğu durumlarda yapılan PAMG-1 (AmniSure ®) testinin pozitif olduğu gebelikler olarak tanımlanmıştır. Bulgular: Antenatal steroid uygulanan ve uygulanmayan hastalar karşılaştırıldığında 1. dakika Apgar, 5. dakika Apgar ve yoğun bakım yatış süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p>0,05). Antenatal steroid uygulanan ve uygulanmayan yenidoğanlar karşılaştırıldığında hastanede yatış süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edildi (Z=-3,049; p=0,002). Antenatal steroid uygulananlarda hastanede uzun yatış süresi ile birliktelik, antenatal steroid yapılmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha yüksekti. Antenatal steroid uygulanması durumuna göre O2 ihtiyaç süresi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edildi (Z=-2,910; p=0,004). Antenatal steroid uygulananlarda artmış O2 ihtiyaç süresi ile birliktelik, antenatal steroid yapılmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek idi. Antenatal steroid uygulanıp uygulanmaması ile pnömoni, yenidoğan sepsisi ve yoğun bakım ihtiyacı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki yoktu (p>0,05). Geç preterm dönem doğum haftalarına göre gruplara ayrıldığında(34-34 hafta 6 gün, 35-35 hafta 6 gün, 36-36 hafta 6 gün) ve gruplar kendi içlerinde antenatal steroid uygulanıp uygulanmaması durumuna göre değerlendirildiğinde antenatal steroid uygulaması ile yoğun bakım yatışı, O2 ihtiyacı ve Cpap ihtiyacı açısından istatistiksel olarak anlamlı ilişki yoktu (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda hastanemizde antenatal steroid uygulamasının geç preterm dönemde daha çok 36 hafta altına yapıldığı, çoğu vakada steroid uygulamasından sonra 24 saat içinde doğumun gerçekleştiği görülmüştür. Geç preterm dönemde PPROM tanılı hastalarda antenatal steroid uygulamasının yoğun bakım yatış süresi, hastanede yatış süresi, pnömoni gelişimi açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yaratmadığı ancak steroid uygulanan grubun O2 ihtiyacında artış ile beraber olduğu görülmüştür. Geç preterm dönem haftalara ayrılarak gruplar kendi içerisinde steroid yapılan ve yapılmayan olarak karşılaştırıldığında bu farkın da ortadan kalktığı görülmüştür.

Özet (Çeviri)

The Effect of Antenatal Steroid Application on Neonatal Results in Pregnancy Diagnosed of Pretem Premature Membrane Rupture (PPROM) Giving Birth Between 34 Weeks-36 Weeks 6 Days (Late Preterm Period) Objective: In our study, patients who gave birth in the late preterm period with the diagnosis of PPROM in Health Sciences University Ankara City Hospital Obstetrics and Gynecology Hospital between 2019-2020 were evaluated. In practice, physicians take different guidelines as reference and therefore steroid applications in the late preterm period differ in cases who develop PPROM. Based on this difference, the aim of this study is to evaluate the effect of antenatal steroid administration on neonatal outcomes in pregnant women with PPROM in the late preterm period. Materials and Methods: The sample of this retrospective study consists of patients with PPROM who gave birth to Ankara City Hospital Perinatology and Antenatal Departments between 01/09/2019 and 15/10/2020 between 34 weeks 0 days and 36 weeks and 6 days. The approval no E1-20-1239 decision (See Annex) was started on 28/10/2020 by the Ankara City Hospital Clinical Research Ethics Committee No 1. 138 patients with PPROM who gave birth in the late preterm period were included in the study. Patients accepted as PPROM; Active amniotic flow from the cervical canal was observed in the sterile speculum vaginal examination below 37 weeks of gestation or It was defined as pregnancies in which PAMG-1 (AmniSure ®) test performed in cases which there was suspicion of PPROM without active amniotic flow. Results: When the patients who received and did not receive antenatal steroid were compared, there was no statistically significant difference in terms of 1st minute Apgar, 5th minute Apgar and ICU stay (p> 0.05). A statistically significant difference was found in terms of length of hospital stay when the newborns who received and did not receive antenatal steroids (Z = -3.049; p = 0.002). The association with long hospitalization duration was statistically significantly higher in patients who were administered antenatal steroids compared to those who did not receive antenatal steroids. A statistically significant difference was found in terms of O2 requirement duration according to the status of antenatal steroid administration (Z = -2.910; p = 0.004). The association with the duration of increased O2 need in those who received antenatal steroids was statistically significantly higher than those who did not receive antenatal steroids. There is no statistically significant relationship between antenatal steroid administration and pneumonia, neonatal sepsis and need for intensive care (p> 0.05). The late preterm period was divided into groups according to delivery weeks (34-34 weeks 6 days, 35-35 weeks 6 days, 36-36 weeks 6 days) and when the groups were evaluated according to whether antenatal steroid was administered or not, there was no statistically significant relationship in terms of oxygen demand, Cpap need and intensive care hospitalization with antenatal steroid application (p> 0.05). Conclusion: In our study, it was observed that antenatal steroid administration was mostly performed below 36 weeks in the late preterm period in our hospital, and delivery took place before 24 hours in most cases. It was observed that antenatal steroid administration in patients with PPROM in the late preterm period did not statistically make a difference in terms of the length of stay in the intensive care unit, length of hospital stay, and development of pneumonia, but with the increase in O2 need. It was observed that this difference disappeared when the late preterm period was divided into weeks.

Benzer Tezler

  1. Yenidoğan yoğun bakım ünitesine kabul edilen hastaların tanısında ve izlemde yeni nesil kan sayım parametrelerinin rolü

    The role of new generation blood count parameters in diagnosis and follow-up of patients admitted to the neonatal intensive care unit

    ASLIHAN ÇOMRUK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZÜHRE KAYA

  2. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Bilim Dalında 2009-2014 yılları arasında yatan neonatal kolestaz tanısı almış vakaların retrospektif olarak incelenmesi

    Retrospective investigation of cases diagnosed with neonatal cholestasis and admitted to İnönü University Medical Faculty Neonatal Care Unit between 2009 and 2014

    IŞINSU BIÇAKCIOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİnönü Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RAMAZAN ÖZDEMİR

  3. Hemiplejik hastalarda omuz ağrısı ile ilişkili faktörler ve omuz ağrısı olan ve olmayan hastaların rehabilitasyon sonuçları

    Hemiplegic shoulder pain associated factors and rehabilitation outcomes of hemiplegic patients with and without shoulder pain.

    ÖZGÜR ZELİHA KARAAHMET

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonSağlık Bakanlığı

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMEL EKŞİOĞLU

  4. Fetal ventrikülomegali olgularında ek anomali açısından fetal ultrasonografi ile fetal manyetik rezonans görüntüleme tetkiklerinin karşılaştırılması

    Comparison of fetal ultrasonography and fetal magnetic resonance imaging for the detection of additional anomalies in cases of fetal ventriculomegaly

    VUSLAT LALE BAKIR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bakanlığı

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ARİF AKTUĞ ERTEKİN

  5. Akut iskemik inmede intravenöz trombolitik tedavi uygulama zamanı ile tıkanan farklı damar segmentleri arasındaki ilişkinin prognoza etkisi

    The effect of relati̇onshi̇p between di̇fferent occluded vascular segments and admi̇ni̇strati̇on ti̇me of intravenous thrombolyti̇c therapy on prognosi̇s i̇n acute ischemi̇c stroke

    ŞAHİN İŞİK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NörolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Nöroloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GENÇER GENÇ