Twentieth century architectural heritage in site conservation approach: Case of Unkapani-Saraçhane
Sit koruma yaklaşımında yirminci yüzyıl mimarlık mirası: Unkapanı-Saraçhane örneği
- Tez No: 666173
- Danışmanlar: PROF. DR. TURGAY KEREM KORAMAZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Şehircilik ve Bölge Planlama, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kentsel Tasarım Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 135
Özet
Yirminci yüzyıl mimarlığı kendinden önceki çağların getirilerinden faydalanarak hızla gelişmiş, gelişen teknolojiler sayesinde yeni yapım teknikleri ve malzemeler ile kendine yeni ifade biçimleri bulmuştur. Yüzyılın başlarında, temeli modernleşen çağa ayak uydurmaya ve rasyonaliteye dayalı modern mimarlık anlayışı ortaya çıkmış ve sonrasında zaman içinde değişen ihtiyaçlar veya estetik kaygılar doğrultusunda farklı akımlar gelişmeye devam etmiştir. Bu çeşitliliğin sonucu olarak yirminci yüzyıl mimarlık birikimi giderek zenginleşmiştir. Yüzyılın ortalarında bu birikimin ne kadarının nasıl korunacağı tartışılmaya başlanmış ve uluslararası organizasyonların gündeminde yer almıştır. Modern mimarlığın korunması tartışmalarından önce, tarihi çevrelerde konumlanan modern yapıların çevresine etkisi tartışılmaya başlanmıştır. Dolayısıyla yirminci yüzyıl mimarlığının korunmasının koşulları uzun bir süre belirsiz kalmıştır. Günümüzde bazı ülkeler yirminci yüzyıl mimarlık mirasına yönelik zaman aralığı tanımlayarak korunacak yapıları belirlemektedir. Ancak böyle bir tanım henüz Türkiye'de geliştirilmemiştir. Bu bağlamda çalışma kapsamında Türkiye'de yirminci yüzyıl mimarlık mirası kavramına yaklaşımı araştırmak ve koruma ve planlama uygulamalarıyla ilişkisini incelemek hedeflenmiştir. Türkiye'de tarihi çevre koruma çalışmalarının temeli Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme aşamasındaki gelişmelere dayanmaktadır. Yirminci yüzyılın başından beri gelişmeye devam ederek uzun süre boyunca anıtsal yapı ve arkeolojik alan odaklı kalan koruma kapsamı sivil mimarlık örnekleri, sit konsepti, koruma planları gibi kavramların eklenmesiyle genişletilmiştir. 1983 yılında yürürlüğe giren 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile 19. yüzyıldan sonra inşa edilen yapıların korunmasına yönelik ilk yasal düzenleme getirilmiştir. Her ne kadar muğlak bir tanım da olsa modern yapıların miras olarak kabul edilmeleri yönünde önemli bir adım sayılabilir. Ancak yirminci yüzyıl mimarlık mirasına yönelik kapsamlı bir koruma yaklaşımı henüz geliştirilmemiştir. Türkiye'nin yirminci yüzyıl mimarlık birikimi düşünüldüğünde bu konuda kapsamlı bir koruma yaklaşımı olmayışı büyük bir eksikliktir. Bu nedenle çalışma kapsamında, belirlenen örnek alan üzerinden yapılan araştırmalar sonucu modern mirasın korunması için bir yaklaşım önerilmiştir. Çalışma kapsamında yirminci yüzyıl mimarlığı mirasın bir parçası olması ve miras alanlarında yer alması olarak iki açıdan ele alınmıştır. Öncelikle modern mirasın tanımı ve gelişimi aktarılmış ve modern mimarlığın kültürel mirasın bir parçası olarak kabulü incelenmiştir. Daha sonra koruma alanlarında ve tarihi çevrelerde yer alan modern yapı yaklaşımları incelenmiş, örneklerle açıklanmıştır. 4. Bölüme gelindiğinde, Türkiye'de koruma yaklaşımının gelişim süreci aktarılmış, ardından Türkiye'nin yirminci yüzyıl mimarlık birikimi ve buna yönelik yaklaşımlar açıklanmış ve tartışılmıştır. Çalışma alanı olarak Tarihi Yarımada ve İstanbul için önemli bir arter olan Atatürk Bulvarı'nın kuzey kısmında yer alan Unkapanı ve Saraçhane semtleri seçilmiştir. Bu alanın seçilmesindeki en önemli etken, yukarıda bahsedilen modern mimarinin miras olması ile miras alanı içerisinde modern yapı olma durumunun bir arada incelenebileceği, çok katmanlı bir yapı sunmasıdır. Bu çok katmanlı yapı içerisinde anıtsal tarihi eserler ve Dünya Miras Liste'sine dahil alanlar bulunmaktadır. Ayrıca Tarihi Yarımada'nın tamamı sit alanı statüsündedir. Seçilen alanda altı önemli yirminci yüzyıl yapısı bulunmaktadır. Bu yapılar, İstanbul Büyükşehir Belediye Sarayı, Sosyal Güvenlik Kurumu binası, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, eski Tekel Genel Müdürlük binası, Hıfzıssıhha Enstitüsü ve Reşat Nuri Sahnesi'dir. Bu yapılar içerisinde SGK binası ve İstanbul Belediye binası birinci derece koruma statüsüne, Tekel Genel Müdürlük ve Hıfzıssıhha Enstitüsü ikinci derece koruma statüsüne sahiptir. İMÇ ve Reşat Nuri Sahnesi'nin yapısal tescilleri bulunmamaktadır. İMÇ'de özel olarak yapının belirli bölgelerinde yerleştirilmiş sanat eserleri tescillenmiştir. Tez kapsamında modern mimarlığın gelişimi, miras olarak kabul edilişi, tarihi çevrelerde modern yapılar gibi konular incelendikten sonra, ana bölümünde seçilen alanın ve yapıların arka planı incelenmiştir. Daha sonra Tarihi Yarımada için geliştirilen 2018 tarihli Alan Yönetim Planı ve 2011 tarihli 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ile 2012 tarihli 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve bu planlarda modern mimarlığa yönelik geliştirilen kararlar incelenmiştir. Bu incelemenin sonucunda koruma planlarında özel birkaç yapı dışında modern mimarlık mirasının göz ardı edildiği görülmüştür. Çalışmanın son bölümünde bu araştırmalardan yola çıkılarak yirminci yüzyıl mimarlık mirasının korunmasına yönelik bir yaklaşım önerilmiştir. Bu öneri, Türkiye'deki koruma amaçlı imar planı yapım sürecindeki adımlar ile ICOMOS'un 1995 yılında yayınladığı Modern Miras Programı'nın sistematik adımları temel alınarak hazırlanmıştır. Buna göre 6 adımlı bir çerçeve geliştirilmiştir: 1.Ön araştırma 2.Koruma amaç ve hedeflerinin belirlenmesi 3.Detaylı araştırma 4.Problem ve potansiyellerin belirlenmesi 5.Hedeflere yönelik stratejilerin geliştirilmesi 6.Kontrol ve izleme mekanizmasının oluşturulması Bu yaklaşımda amaç, yirminci yüzyıl mimarlık mirasının aktif kullanılarak özgünlüğün korunması ve potansiyelinin açığa çıkarılmasının sağlanması olarak belirlenmiştir. Bu amaca yönelik geliştirilen hedefler ise, modern mirasın tanımlanması ve belgelenmesi, modern mirasın kentle ilişkisinin yeniden kurulması, modern mimarlık mirasına erişimin artırılması ve mimari müdahalelerin belirlenmesidir. Bu hedeflere yönelik strateji ve eylem kararları çalışma alanı için yapılan araştırmalar sonucu belirlenmiş, son olarak da bu hedeflerin hayata geçirilmesinde ve sonraki süreçte izlenmesinin yapılabileceği bir yönetim sistemi oluşturulması önerilmiştir. Sonuç olarak, Türkiye yirminci yüzyıl mimarlık mirasının kendi haline bırakılmış durumu, özellikle Tarihi Yarımada gibi kıymetli bir çevrede dikkat çekmekte ve eskiyen yapılar gözden çıkarılmaktadır. Geri dönülemez sonuçlar doğuracak hamlelerin önlenmesi ve bu yapıların korunabilmesi adına kapsamlı bir koruma yaklaşımı geliştirilmelidir. Çalışma kapsamında üretilen koruma yaklaşımı benzeri kapsamlı bir uygulama ile Türkiye'de yirminci yüzyıl mimarlık mirasının değerinin artırılabileceği ve böylece bu mirasın korunurken bulunduğu çevrenin de değerine katkıda bulunulabileceği düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
are inherited from the past of the societies. Until the twentieth century, it was easy to address what to preserve, due to a narrow perspective to the conservation of cultural heritage. When the twenty-first century came, it was already questioning what to do with the twentieth century's unusual accumulation, and which of them valuable in terms of cultural heritage. Thus, the need for a new approach to heritage conservation emerged, and making alterations to its time limits was becoming necessary. Twentieth-century architecture is recognized as heritage owing to international institutions and conventions, such as UNESCO, ICOMOS, and DOCOMOMO International. This study approaches twentieth-century architecture from two perspectives. The first is that modern architecture is a part of cultural heritage, and the second is the approach to modern architecture in heritage and conservation sites. This duality creates contrast in itself. In the twentieth century, before the discussions on the conservation of modern architecture, the effects of modern buildings on their historical environment have started to be discussed. Thus, the conditions for the conservation of twentieth-century architecture remained uncertain for a long time. Today, several countries define the buildings to be protected by describing the time interval for the twentieth-century architectural heritage. However, such a description has not been developed in Turkey yet. In this context, researching the approaches to the concept of twentieth-century architectural heritage in Turkey and investigating the relationship with conservation and planning applications is aimed within the scope of the study. The conservation concept in Turkey is based on the developments of the Ottoman Empire's modernization process, and it was continuing to develop since the beginning of the twentieth century. The scope of conservation was focused on monuments and archaeological sites only for a long time and has been expanded to the heritage sites in time. With the“Law on the Protection of Cultural and Natural Assets No. 2863”, which entered into force in 1983, the first regulation was introduced regarding the conservation of twentieth-century buildings. Although the decisions were unclear about how to approach them, it could be considered a crucial step towards the acceptance of modern buildings as heritage. However, a comprehensive conservation approach to twentieth-century architectural heritage has not been developed yet. The lack of a comprehensive conservation approach in this regard is a major shortcoming considering the accumulation of twentieth-century architecture in Turkey. For this reason, a framework of different paths deriving from the researches done on the selected case areas for the conservation of the modern heritage is proposed. The districts of Unkapanı and Saraçhane are selected as the case area of the thesis. Unkapanı and Saraçhane districts are located in the northern part of Atatürk Boulevard, which is an essential artery for the Historical Peninsula and Istanbul. The most influential factor in the selection of the area is its multi-layered structure that provides the examination of the duality between modern buildings and historical environments. In the main chapter, the historical background of the case area and the buildings, and plan decisions regarding modern heritage are examined. As a result of these examinations, it was observed that the modern architectural heritage was ignored in the conservation plans, except for a few special buildings. Based on the researches that had been done in previous chapters, a comprehensive conservation approach is proposed for twentieth-century architectural heritage in the main chapter. This proposal aims to encourage the active and original use of the twentieth-century architectural heritage while preserving their authenticity and providing an approach to bring their potential out. In order to achieve this aim, four objectives have been determined. These objectives are; identification and documentation of the modern heritage, reestablishing the relationship between the modern heritage and the city, increasing the access to modern architectural heritage, and determination of the architectural interventions. Strategies and actions towards the objectives were determined, and finally, it was proposed to establish a management system that can provide monitoring for the implementation process and later interventions. As a result, Turkey's twentieth-century architectural heritage of the state adrift draws attention especially in an environment like the Historic Peninsula. A comprehensive conservation approach must be developed and integrated into the existing conservation concept in order to prevent irreversible consequences and losses. This study proposes and discusses a conservation approach that aims to increase the value of the twentieth-century architectural heritage in Turkey, and also contribute to the historic environment.
Benzer Tezler
- Mevcut konut stokunda yenileştirme yaklaşımları: 1930-1970 dönemi modern konut yerleşmelerine yönelik bir model önerisi
Housing regeneration approaches in existing housing stock: A model for 1930-1970 period modern housing settlements in Turkey
HATİCE SADIKOĞLU
Doktora
Türkçe
2016
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA AHSEN ÖZSOY
- Şehirsel yerleşmelerde tarihi çevre sorunları ve Süleymaniye bölgesi örneği
The Problems of the historical environments
DİCLE BANU ÇATALPINAR
Yüksek Lisans
Türkçe
1993
Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik ÜniversitesiPROF.DR. CENGİZ GİRİTLİOĞLU
- Modern mimarlık mirası olarak Kadıköy konutları ve koruma sorunları
Kadıköy residences as modern architectural heritage and their conservation issues
EKİN ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BURCU SELCEN COŞKUN
- 1920-1960 arası dönemde planlanan çok katmanlı Batı Anadolu yerleşimlerinin modern mimarlık mirası değerlerinin korunması
Conservation of modern architectural heritage values of multi-layered Western Anatolian settlements planned between 1920-1960
ZEREN ÖNSEL ATALA
Doktora
Türkçe
2023
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SAKİNE YILDIZ SALMAN
- Validebağ Korusu doğal sit alanının tarihi sit olarak tanınması ve korunması için öneriler
Recommendations for the recognition and conservation of Validebağ Grove natural site as a historical site
KÜBRA YÜCEL KARABAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ZEYNEP ERES ÖZDOĞAN