Geri Dön

Mekân ve siyaset ilişkisi bağlamında dünya tarihsel mekânı: Antik Yakındoğu örnekleri

World historical space in the context of the relationship between space and politics: Examples of the Ancient Near East

  1. Tez No: 671789
  2. Yazar: FATİH KOCAOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. TEVFİK ERDEM
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Public Administration, Political Science
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2021
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Siyaset ve Sosyal Bilimler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Siyaset Bilimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 232

Özet

Mekân ve siyaset ilişkisi üzerine modern dönem çalışmaları büyük ölçüde 19. yüzyılda jeopolitik disiplini ile ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada mekân ve siyaset ilişkisini jeopolitik odaklı inceleyen isimlerden Friedrich Ratzel, Karl Haushaufer, Carl Schmitt, Halford Mackinder, Alfred Mahan ve Nicholas Spykman jeopolitik disiplininin önemli isimleri olarak ele alınmaktadır. Ayrıca Franz Oppenheimer ve Karl Wittfogel'in tarihsel coğrafya odaklı çalışmalarına da dikkat çekilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından mekân ve siyaset ilişkisinde mekânı coğrafya ile özdeşleştiren yaklaşımlar büyük ölçüde terk edilmiştir. Bu noktada Michel Foucault, Benedict Anderson, JurgenHabermas ve Richard Sennett tarihsel arkeoloji odaklı çalışmaları ile Henri Lefebvre ve Manuel Castells ise kentleşme odaklı çalışmaları ile dikkat çekmektedir. Bu çalışmada jeopolitik disiplininin dünya tarihini bütüncül ele alan anlayışı ile tarihsel arkeoloji odaklı çalışmaların mekânı coğrafya dışındaki yapılar üzerinden okuyan yaklaşımları genel hatlarıyla benimsenmektedir. Bu çalışmanın amacı; dünya tarihinin mekân politiği çerçevesinde analizini mümkün kılacak kurucu bir kavram inşa etmektir. Bu bağlamda; dünya tarihinin bütünsel analizini mümkün kılmak için kullanılan Dünya, medeniyet, dünya sistemi ve merkezi uygarlık gibi kavramlara alternatif olarak Dünya Tarihsel Mekânı kavramı önerilmektedir. Ayrıca kurucu mekân-sistemini tanımlamak için mekagonizma kavramı ve mekân-sistemlerinin kendi içlerindeki ve birbirleri arasındaki mekânsal dinamiği ifade etmek için jeogami kavramı kullanılmaktadır. Dünya Tarihsel Mekânı, M.Ö. 13. binyılda Levant bölgesinde ortaya çıkmış ve yerleşim mekânı üzerine şekillenmiş olup M.Ö. 11. binyılda çözülme evresine girmiştir. Bu çalışmada bir öncekinin çözülme evresinin bir sonrakinin oluşum evresini oluşturduğu birbiri ardına ortaya çıkan Arkeolojik Çağ'da beş (Levant, Cezire, Toroslar, Anadolu ve Mezopotamya) ve Antik Çağ'da dört (Fırat, Basra, Önasya ve Yakındoğu) olmak üzere toplam dokuz Dünya Tarihsel Mekânı tanımlanmıştır. Her bir Dünya Tarihsel Mekânı kendine özgü bir mekân-sistemi üzerine şekillenir ve oluşum, düzen ve çözülme olmak üzere üç ana evreden oluşur. Bu çalışmada, tanımlanan dokuz Dünya Tarihsel Mekânı arasından siyaset bilimi disiplini açısından özel öneme sahip olan kamusal mekânın ortaya çıktığı Fırat Dünya Tarihsel Mekânı ve uluslararası mekânın ortaya çıktığı Yakındoğu Dünya Tarihsel Mekânı örnek olarak incelenmektedir. Kamusal mekânın ortaya çıkışı her ne kadar Habermas ve Sennett gibi düşünürler tarafından modern döneme ait bir olgu olarak ele alınsa da, tezin üçüncü bölümünde bu yaklaşımı çürüten nitelikteki bir tarihsel dönem incelenmektedir. Bu çerçevede kamusal mekânın ilk ortaya çıktığı Ubeyd dönemi Sümer coğrafyasındaki kamusal mekânın gelişimi analiz edilmektedir. Orta Dicle bölgesindeki Samarra yerleşimlerinde ilk örneklerine rastlanılsa da kamusal mekânın asıl gelişimi Güney Fırat bölgesindeki Ubeyd yerleşimlerinde gerçekleşmiştir. Bu dönem, inşa edilen kamusal yapılarla karakterize olmaktadır. Modern uluslararası ilişkiler disiplini ve modern siyasi tarih; uluslararasılığı büyük ölçüde 1648 Westphalia Antlaşmasıyla, uluslararası mekânı ise Milletler Cemiyeti ve Birleşmiş Milletler'in kuruluşuyla başlatır. Çalışmanın dördüncü bölümünde bu anlayışı tarihsel olarak geçersiz kılan Yakındoğu Dünya Tarihsel Mekânı incelenecektir. Bu dönemde Yakındoğu coğrafyasında ortaya çıkan merkezi krallıklar ve bu krallıkların inşa ettiği büyük saray kompleksleri Babilcenin lingua franca olarak kullanıldığı önemli miktarda kozmopolitan bir nüfus barındırmıştır. Merkezi krallıklar arasında gerçekleştirilen uluslararası diplomasi, uluslararası antlaşmalar, diplomatik evlilikler, diplomatik hediyeleşme ve ortaya çıkan kozmopolitan nüfusun diplomatik takası gibi uygulamalarla da uzun süreli bir dünya barışı ve kalıcı bir uluslararası düzen inşa edilebilmiştir.

Özet (Çeviri)

Modern studies on the relationship between space and politics emerged with the development of geopolitics in19th century. In this study, the relationship between space and politics, Friedrich Ratzel, Karl Haushaufer, Carl Schimitt, Halford Mackinder, Alfred Mahan and Nicholas Spykman names are considered as important names of the discipline of geopolitics. In addition to this, Franz Oppenheimer and Karl Wittfogel draw attention with their historical geography related works. After World War II, the works on space and politics which identify space with geography approaches are mostly abondened. At this point, the work of Michel Foucault, Benedict Anderson, JurgenHabermas and Richard Sennett draw attention with using the method of historical archeology and the work of Henri Lefebvre and Manuel Castells draw attention with their revolutionary works on urbanisation. In this study, the understanding of geopolitics that deal with the world history as a holistic approache is generally adopted. The understanding of historical archeology which based on space understanding outside of geography is also generally adopted. The aim of this study is to construct a founder concept that will enable the analysis of world history within the framework of the space politics. In this context; the concept of World Historical Space is proposed as an alternative to the concepts of The World, civilization, world system and central civilization which are also used to enable a holistic world history analysis. In addition to this, the concept of mekagonizma is used to discribe the founder space-system. And also the concept of jeogami is used to express the spatial dynamics within and between the space-systems. World Historical Space was emerged in the Levant region in the 13th millennium BC and was shaped on a settlement space. In this study, total of nine World Historical Spaces, five of them in the Archaeological Era (Levant, Cezire, Taurus, Anatolia and Mesopotamia), and four in the Ancient Era (Euphrates, Basra, Front Asia and Near East), emerged one after the other in which the dissolution phase of the previous one formed the formation phase of the next. Each World Historical Space is shaped on an original space-system and consists of three main phases: formation, order and dissolution.In this study, because of the special importances of them, the Euphrates World Historical Space where the public space emerges and the Near East World Historical Space where the international space emerges are examined as examples among the nine defined Worl Historical Spaces. Although the emergance of public space is considered as a modern fact by intellectuals like Habermas and Sennet, a historical period that refutes this approach is examined in the third chapter of the study. In this context, it is analyzed that the development of public space in the Sumerian Geography of the Ubaid Period when the public space first emerged. The public space and international space are important for the discipline of political science. Although the emergence of public space is considered as a modern fact by intellectuals like Habermas and Sennett, public space was first emerged in Sumerian geography. Although the first examples are found in Samarra Settlements in the Middle Tigris Region, the real development of the public space took place in the Ubeyd Settlements in the South Euphrates Region. This period is characterized by the public buildings that constructed. Modern international relations and political history disciplines start internationalism with Westphalia Treaty in 1648 and also start the international space with the foundation of the League of Nations and United Nations. In the forth part of this study, the Near East World Historical Space will be examined which historically refutes the understanding of internationalism as a modern fact. In this period, there are central kingdoms and palace complexes all around the Near East geography. In these palace complexes, there were huge numbers of cosmopolitan population whose lingua franca were Babylonian. The international diplomacy, international agreements, diplomatic marriages, diplomatic gifts and diplomatic exchange of the cosmopolitan population between the central kingdoms could built a long-term world peace and permanent international order.

Benzer Tezler

  1. Ömer Seyfettin'in hikâyelerinde Erkek(lik)ler

    Masculinities in Ömer Seyfettin stories

    EBRU SES

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    SosyolojiKapadokya Üniversitesi

    Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DUYGU OYLUBAŞ KATFAR

  2. Siyasal mekân olarak kamp: Egemenlik ve istisna hali

    Camp as political space: Sovereignty and the state of exception

    EMRE TEKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Siyasal BilimlerHacettepe Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RUHTAN YALÇINER

  3. Measuring and visualizing urban morphology through information entropy theory

    Kentsel morfolojinin bilgi entropisi teorisi kullanılarak ölçülmesi ve görselleştirilmesi

    HARUN EKİNOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    Morfolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE SEMA KUBAT

  4. Olaylar ve durumlar arası ilişkisel eşitsizlik

    Relational inequality between cases and contexts

    ŞEFİK ÖZCAN

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Güzel SanatlarHacettepe Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    PROF. HÜSNÜ DOKAK

  5. Postmodern söylem ve İhsan Oktay Anar ile John Fowles romanlarının postmodernist açıdan karşılaştırılması

    Postmodern discourse and comparison of İhsan Oktay Anar's and John Fowles' novels in terms of postmodernism

    VEDİ AŞKAROĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Karşılaştırmalı EdebiyatArdahan Üniversitesi

    Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. RAMAZAN KORKMAZ