İntrakranial abse tanısı alan hastaların klinik ve radyolojik bulgularının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of the clinical and radiological findings of patients with intracranial abscess
- Tez No: 682410
- Danışmanlar: DOÇ. DR. AYKAN ULUS
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
- Anahtar Kelimeler: beyin absesi, subdural ampiyem, epidural abse, ADC
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Nöroşirürji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 110
Özet
Giriş ve Amaç: İntrakranial abseler hızlı tanı konularak uygun yöntemlerle tedavi edilmedikleri takdirde yüksek mortalite ve morbidite oranları ile seyreden, hayatı tehdit eden patolojilerdir. Beyin abseleri sıklıkla görülen şeklidir ve daha az sıklıkla subdural ampiyem ve epidural abse görülür. Beyin abselerinin ayırıcı tanısında en sık halka şeklinde kontrastlanan lezyonlar sorun yaratmaktadır. Diffüzyon ağırlıklı MR görüntülemeler ve ADC ölçümleri bu ayrımı büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. Hatta ADC ölçümü ile mikroorganizmaların tür ayrımının yapılabileceğini belirten çalışmalar mevcuttur. Çalışmamızda beyin absesi hastalarının epidemiyolojik verileri, uygulanan tanı ve tedavi yöntemleri ve bunlara etki eden faktörlerin değerlendirilmesi, özellikle ayırıcı tanı için çok değerli olan difüzyon MR ve ADC ölçümlerinin etyolojik ajanın tahmin edilmesi ve tedavinin yönlendirilmesi ya da prognoz ile ilişkisinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak planlanan bu çalışmaya Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 01 Ocak 2005 – 31 Aralık 2020 tarihleri arasında intrakranial abse tanısı alan ve tedavisine hastanemizde devam edilen tüm yaş gruplarından 68 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, başvuru şikayetleri, başvuru anındaki nörolojik durumları, primer enfeksiyon kaynakları, alınan kültürlerde üreyen mikroorganizmalar, lezyonların yerleşim yerleri ve radyolojik özellikleri, uygulanan tedavi prosedürleri, gelişen komplikasyonlar, hastanede yatış süreleri, mortalite ve morbidite oranları açısından incelendi. Hastaların MR'larında lezyonların diffüzyon kısıtlama özellikleri ve bunun kantitatif göstergesi olan ADC değerlerinin ölçümleri değerlendirildi. Elde edilen veriler literatürdeki benzer çalışmalarda karşılaştırıldı. Hastaların tedavilerinde kortikosteroid kullanımının mortalite ve morbidite üzerine etkileri incelendi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 68 hastada 57 beyin absesi ve 11 ekstraaksiyel abse (epidural ve subdural ampiyem) mevcuttu. Beyin absesi olan 37 erkek 20 kadın hastanın ortalama yaşları 40,2 yıl olarak saptandı. Pediatrik hastaların oranı % 21'di. Ekstraaksiyel olarak 5 subdural ampiyem olgusu, 4 epidural abse olgusu yer alırken 2 olguda subdural ve epidural abselerin birlikteliği görülmekteydi. On bir hastanın altısı erkek beşi kadın hastaydı ve ortalama yaş 24,35'di. Beyin absesi hastalarının % 86'sının başvuru anında nörolojik durumu iyi klinik tablodaydı. Hastaların başvuru anındaki nörolojik durumu klinik sonlanımı istatistiksel olarak etkilemektedir (p=0,001). En sık görülen belirti ve bulgular baş ağrısı (% 33), bilinç değişikliği (%28) ve ateş (%21)'di. Otojenik enfeksiyonlar (% 32) hastalarda en sık görülen predispozan faktördü. Beyin abseleri en sık temporal ve frontal loba yerleşmişlerdir, predispozan faktörler abse lokalizasyonunu istatistiksel olarak etkilemektedir (p< 0,001). Negatif kültür oranı % 48'dir ve en sık izole edilen etken gram negatif enterik bakterilerdir (% 32). Bakteriyel abselerin ortalama mADC değeri 0,72 x 10-3 mm2 /sn, paraziter beyin abselerinin ortalama mADC değeri 0,44 x 10-3 mm2 /sn ve ADC ölçümü olan olan tek fungal absenin mADC değeri 0,68 x 10-3 mm2 /sn bulundu. Hastaların % 14'ünde medikal tedavi, % 86'sında cerrahi tedavi + medikal tedavi uygulanmıştır. Cerrahi yöntem olarak %28 (n= 16) aspirasyon ve % 58 (n=33) eksizyon uygulandığı görüldü. Aspirasyon grubunda epilepsi gelişiminin daha yüksek oranda olduğu görüldü (p=0,029). Tedavi yöntemi ile klinik sonlanım arasında istatistiksel bir ilişki bulunmadı (p=0,914). Hastalar ortalama 51,22 gün iv antibiyotik tedavisi almışlardır. Hastaların % 81'inde kortikosteroid kullanılmıştır, klinik sonlanım üzerine istatistiksel olarak etkisizdir (p=0,132). Hastaların % 84'ünde iyi sonuç % 16'sında istenmeyen sonuç elde edilmiştir, % 10'u hayatını kaybetmiştir. Pediatrik grupta mortalite oranı % 8 (n=1)'dir Sonuç: Beyin abseleri daha sık orta yaş erkeklerde görülmektedir. En sık görülen predispozan faktör otojenik enfeksiyonlardır. Abselerin yerleşim yerleri ile primer enfeksiyon kaynakları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır, sinüs kaynaklı olanlar frontal lobda, otojenik abseler temporal lobta yerleşmektedirler. Çalışmamızda literatürden farklı olarak gram negatif enterik bakteriler en sık izole edilen mikroorganizma olmuştur, hastalara daha önceden antibiotik başlanmış olması çalışmamızdaki düşük pozitif kültür oranını ve bu durumu açıklayabilir. Difüzyon MR sekanslarında ADC ölçümleriyle fungal absenin ADC değeri bakteriyel kaynaklı abselerden farklı çıkmıştır. Ancak yetersiz hasta sayısı bu konuda yorum yapmamıza izin vermemektedir. Lezyonun lokalizasyonu cerrahi yöntem seçiminde etkilidir. Talamik ve temporal abselerde aspirasyon daha sık tercih edilirken diğer lokalizasyonlarda eksizyon daha sık tercih edilmiştir. Epilepsi gelişimi abse lokalizasyonundan ilişkisizdir fakat uygulanan cerrahi yöntemle ilişkili bulunmuştur. Aspirasyon uygulanan grupta daha sıklıkla epilepsi geliştiği görülmüştür. Daha az invazif bir yöntem olan aspirasyon yönteminde daha fazla epilepsi görülmesi bu yöntemle tedavi edilen hastalarda tekrar eden ameliyat sayısının daha fazla olması ile açıklanabilir. Hastaların başvuru anındaki nörolojik tabloları ile klinik sonlanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Başlangıç nörolojik muayeneleri iyi olan hastalarda iyi klinik sonlanım şansı daha fazladır.
Özet (Çeviri)
Introduction and Objective: Intracranial abscesses are life threatening lesions with high mortality and morbidity rates, unless they are not diagnosed and treated rapidly and properly. Brain abscesses are the most common form, and subdural empyema and epidural abscess are less common. The most common problem in the differential diagnosis of brain abscesses is the enhancing lesions in the form of rings. Diffusion -weighted MR imaging and ADC measurements pretty much solve this problem. There are even studies indicating that species distinction of microorganisms can be made with ADC measurement. In our study, it was aimed to evaluate the epidemiological data of brain abscess patients, the diagnosis and treatment methods applied and the factors affecting them, especially the diffusion MRI and ADC measurements, which are very valuable for differential diagnosis, to predict the etiological agent and to direct the treatment or to investigate the relationship with prognosis. Materials and Methods: This retrospective study included 68 patients of all age groups who were diagnosed with intracranial abscess at Samsun Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine Hospital between January 1, 2005 and December 31, 2020. The patients were examined in terms of age, gender, admission complaints, neurological conditions at the time of admission, primary sources of infection, microorganisms isolated in the cultures, localization and radiological characteristics of the lesions, treatment procedures applied, complications, length of hospitalization, mortality and morbidity rates. The ADC measurements, which is the quantitative indicator of the diffusion restriction properties of the in the MRIs were evaluated. The data obtained were compared with similar studies in the literature. The effects of corticosteroid use on mortality and morbidity in the treatment of patients were examined. Results: Of the 68 patients, 57 had brain abscess and 11 had extraaxial abscess (epidural and subdural ampiem). The mean age of patients was 40.2 and 20 were female, and of the patients 21% were pediatric patients. Extraaxially, there were 5 subdural empyema cases and 4 epidural abscess cases, and 2 cases had subdural and epidural abscesses together. Of these 11 patients, six were male and five were female, and the mean age was 24.35. Eighty- six percent of the patients with brain abscess had a good neurological status at the time of admission (GCS 14-15). The neurological status of the patients at admission affected clinical outcome significantly (p=0.001). The common signs and symptoms were headache (33%), altered mental status (28%) and fever (21%). Autogenic infections (32%) were the most common predisposing factor in patients. Brain abscesses were most frequently located in the temporal and frontal lobes. The predisposing factors affected the abscess localization significantly (p
Benzer Tezler
- İntrakraniyal lezyonlarda ultrasonografinin tanı değeri (BT ile karşılaştırmalı)
Başlık çevirisi yok
İ.RAGIP ÖZKAN
- Orbitanın difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme ile değerlendirilmesi ve yaş grupları için normal orbitaya ait ortalama görünen difüzyon katsayısı değerlerinin saptanması
Evaluation of orbita by diffusion-weighted magnetic resonance ımaging and determination of orbital mean apparent diffusion coefficient value for age groups
İBRAHİM MERAL
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Radyoloji ve Nükleer TıpKırıkkale ÜniversitesiRadyodiagnostik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. YASEMİN BİLGİLİ
- Psödotümör serebride manyetik rezonans görüntüleme bulguları
Magnetic resonans imaging in pseototumor cerebri
FİRUZE DELEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
NörolojiAnkara ÜniversitesiNöroloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CANAN TOGAY IŞIKAY
- İntrakranial kitle lezyonlarda manyetik rezonans spektroskopinin tanı değeri
Diagnostic value of proton magnetic resonance spectroscopy in intracranial lesions
MUSTAFA İSMET TÜRKMEN
- 0-1 yaş grubu intrakranial patolojilerin tanısında ultrasonografinin rolü
Başlık çevirisi yok
F.SERAP KARAGÜLLE