Geri Dön

Glial tümörlerde prognostik önemi olan klinikopatolojik parametreler ile proliferasyon markerleri ve anjiogenez değerlendirilmesi

The Evaluation of prognostically important clinicopathologic parameters together with profileration markers and angiogenesis in glial tumours

  1. Tez No: 69882
  2. Yazar: NAZAN BOZDOĞAN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ESRA ERDEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1998
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

ÖZET Çalışmamızda 1991-1996 yılları arasında anabilim dalımızda glial tümör tanısı almış ve klinik bilgilerine ulaşılmış 100 glial tümör incelenmiştir. Bunları; 71'i astrositoma,5'i gemistositik astrositoma, 4'ü miks oligoastrositoma ile biri pleomorfik ksantoastrositomadan oluşan toplam 77 astrositik kökenli tümör, 11 oligodendro glioma, 8 epandimoma olgusu oluşturmaktadır. Olgularda yaş, lokalizasyon, cinsiyet gibi klinik parametreler yanında, 1993 WHCfya göre, histopatolojik grade ve tiplendirme yapılmıştır. Aynca tümörlerin tamamına proliferasyon belirleyicilerinden AgNOR ile anjigenez değerlendirmesi için FVÜI-RAg ve 55 tümöre yine proliferasyon belirleyicilerinden Ki-67 boyanması uygulanmıştır. Çalışmayı oluşturan olguların, yaşlan 3-78 arasında olup, en sık 21-40 yaş (%45) arasında gözlenmektedir.Tümörler, erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 2 kat fazla oranda görülmektedir. Epandimomalar hariç tüm subgruplar da erkeklerde sık izlenmektedir. Glial tümörlerde, yaş arttıkça tümörün grade'i artmaktadır.Aym grade'deki astrositik tümörler, oligodendroglioma ve epandimomalara göre daha yaşlı bir hasta populasyonunda gözlenmektedir. Tümörlerde, en sık olarak hemisfer yani supratentoryal lokalizasyon görülmektedir. Ventrikül, beyin sapı ve serebellum lokalizasyonlu tümörler, sıklıkla genç yaş (0-20yaş) grubunda gözlenmektedir. Astrositik tümörler en sık grade 4 olarak karşımıza çıkmaktadır. Oligodendrogliomaların büyük çoğunluğu ve epandimomaların tamamı ise grade 2 özelliğindedir. Glial tümörlerde grade arttıkça, ortalama yaşam süresi ve 2 yıllık yaşam oranları belirgin derecede azalmaktadır. Nüks yaşam süresine etkili bir parametre değildir. Sağ hemisfer, ventrikül ve beyin sapı lezyonlarının, sağkalım sürelerinin, diğer lokalizasyonlu tümörlerden belirgin olarak daha iyi olduğu gözlenmektedir. 73Astrositik tümörler, oligodendrogliomalar ve epandimomalarda, yaş artıkça yaşam süresinin anlamlı derecede azaldığı saptanmaktadır. Tüm glial tümörlerde, grade arttıkça, Ki-67, AgNOR değerleri ile FVffl-RAg ile boyanan damarların sayısının arttığı, yaşam süresinin azaldığı gözlenmektedir, özellikle grade 3-4 ayrımının yapılamadığı ya da bu konuda zorluk çekilen durumlarda AgNOR yönteminin, bunu ayırmada yardımcı bir tam yöntemi olabileceği düşünülmektedir. Astrositik tümörlerde de, grade arttıkça Ki-67 ve AgNOR değerleri ile FVm-RAg ile boyanan damarların sayısının arttığı dikkati çekmektedir. Astrositik tümörlerde FVHI-RAg'nin boyanma şiddeti arttıkça yaşam süresinin azaldığı saptanmaktadır. Yapılan multivariate analizinde, grade'in sağkauma etkili en önemli parametre olduğu, nüksün grade ile birlikte, sağkalıma etkisi bulunduğu dikkati çekmektedir Her glial tümör subgrubu, boyanan markerler açısından kendi içlerinde değerlendirilmeli ve birbirleri ile karşılaştırılmamalıdır. Prognozun böylece daha sağlıklı değerlendirilebileceği düşünülmektedir. 74

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Anaplastik oligodendrogliomda kromozom 1P ve 19q'daki kombine delesyonun, IDH-1 gen mutasyonu ve p53 protein ekspresyonu ile korelasyonu ve klinikopatolojik parametrelerle ilişkisi

    The correlation between chromosome 1P/19q combined deletion, IHD1 gene mutation P53 protein overexpression and clinicopathologic parameters in anaplastic oligodendroglioma

    UĞURAY PAYAM AHMEDMAULID

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Moleküler Tıpİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLGE BİLGİÇ

  2. Glial tümörlerde ortalama nükleol hacminin prognostik önemi

    Porgnostic significance of mean nucleolar volume in glial tumors

    ŞEYMA SİNEM ÖZBEY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN SELMA ŞENGİZ ERHAN

  3. Oligodendrogliomlarda CIC ve p16 proteinlerinin immünhistokimyasal ifadesinin tümör derecesi, rekürrens ve prognoz ile ilişkisi

    Association of immunohistochemical expression of CIC and p16 proteins with tumor grade, recurrence and prognosis in oligodendrogliomas

    ELİF DOĞAN KABADAYI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERVET GÜREŞCİ

  4. Glial tümörlerde angiogenezis ve prognoz ilişkisi

    Başlık çevirisi yok

    REZZAN ERGUVAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Patolojiİnönü Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HALE KIRIMLIOĞLU

  5. Opere edilen erişkin gliom olgularında P53 ve Kİ-67 değerleri ve prognoz üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    SELÇUK SAYDAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    NöroşirürjiEge Üniversitesi

    Beyin-Sinir ve Omurilik Cerrahisi Ana Bilim Dalı