Geri Dön

Proteinürisi olan kronik renal yetersizliklidiabetik hastalarda kardiyovasküler risk faktörlerinin ve kan ürik asit düzeylerinin değerlendirilmesi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 706927
  2. Yazar: METİN DEMİR
  3. Danışmanlar: DR. ŞENNUR KÖSE
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 76

Özet

Koroner arter hastalığı günümüzde tüm dünyada mortalitenin en önde gelen sebebidir. Tip 2 diabet, kronik renal yetersizlik gibi metabolizma bozukluklarında da ateroskleroz hızlanıp kardiyovasküler olay sıklığı artmakta, söz konusu hasta gruplarında mortalite ve morbidite böylece katlanmaktadır. Bütün bu birbiri ile ilişkili hastalık gruplarının karmaşık etkileşimleri içinde koroner arter hastalıklarının öngörülüp koruyucu tedavilerin yapılabilmesi için birçok risk faktörü tanımlanmıştır. Bilinen bu faktörlere ilave olarak hala devam eden araştırmalar son yıllarda araştırmacıları ürik asit ve etkileri üzerine çekmektedir. Yapılan araştırmalar yüksek serum ürik asit düzeylerinin düşürülmesinin hem renal fonksiyonlar üzerine hem de metabolik ve kardiyovasküler fonksiyonlar üzerine olumlu etkisi olduğu yönündedir. Bütün bunların yanında araştırmacılar son zamanlarda koroner arter hastalığı riskini belirlemede klasik olarak plazma lipit profiline ek olarak plazma aterojenik indeksini göz önünde bulundurmaktadırlar. Biz de çalışmamızda hastanemiz dahiliye ve nefroloji kliniklerine başvurmuş diabetik, kronik renal yetersizlikli ve hem diabeti hem kronik renal yetersizliği olan toplam 285 hastayı en son laboratuar değerlerine göre analiz ettik. Hastalarımızı hastalık türü, plazma aterojenik indeksi, 24 saatlik idrarda proteinüri miktarına göre gruplara ayırıp istatistiksel analiz yaptık. Diabetik olmayıp kronik renal yetersizliği olan grupta serum ürik asit düzeyleri en yüksek değerdeydi, bunu sırasıyla hem diabeti hem kronik renal yetersizliği olan ve sadece diabetik olan hasta grubu takip etti. Bu sonuçlar gerçekten de yüksek ürik asit düzeylerinin kronik renal yetersizlikle ilişkili olabileceğini akla getirmektedir. Plazma aterojenik indeksinin karşılaştırılmasında ise diabet dışı bir nedene bağlı kronik renal yetersizliği olan gruptaki sonuç diğer gruplardan anlamlı olarak düşük saptandı. Diabetik olan diğer hasta gruplarında ise plazma aterojenik indeksi diabetik olmayan kronik renal yetersizlikli hasta grubundan anlamlı olarak yüksekti. Ayrıca proteinüri miktarına göre yapılan sınıflandırmada gruplar arasında bu iki parametre yönünden anlamlı fark yoktu. Proteinürisi en az olan diabetik hasta grubunda plazma aterojenik indeksi en yüksekti. Bu da diabetik gruplarda, proteinürinin görece az olmasına rağmen kardiyovasküler riskin en yüksek olarak saptanmasını beraberinde getirmiştir. Diğer taraftan plazma aterojenik indeksi 'nin en yüksek olduğu diabetik hasta grubunda kardiyovasküler riskin bir diğer belirteci olduğu iddia edilen ürik asitin en düşük ölçülmesi dikkat çekiciydi.

Özet (Çeviri)

Today coronary artery disease is the most prominent cause of mortality worlwide. Atherosclerosis accelerates and cardiovascular event prevalance increases in the course of metabolism disoders like type 2 diabetes, chronic renal failure, thus mortality and morbidity fold in aforementioned patient groups. Various risk factors have determined for estimating and treating coronary artery disease preventively in all complex interactions between that associated disease groups. In addition to those known factors, ongoing investigations have made the investigators focused on the uric acid and its effects recently. Decreasing high serum uric acid levels have favourable effects on both renal, metabolic and cardiovascular functions in researches. Besides all these, investigators take into consideration atherogenic index of plasma on determining coronary artery disease risk in addition to plasma lipid profile conventionally. We analyzed 285 patients consisting of only diabetic, only with chronic renal failure and both diabetic and with chronic renal failure participants according to their last laboratory results who have applied to our hospital's nephrology and internal medicine clinics. We groupped our patients about the kind of disease, the level of atherogenic index of plasma, amount of 24-hour urine protein and performed statistical analysis. Serum uric acid levels was the highest in the group with chronic renal failure without diabetes, followed by the results in the group with both diabetes and chronic renal failure and in the group of only diabetics respectively. These results remind the association between high serum uric acid levels and chronic kidney disease in fact. When compared about the level of atherogenic index of plasma, the results in the group with chronic renal failure without diabetes was detected as the lowest in all groups significantly. In other two groups of diabetic patients atherogenic index of plasma was significantly higher than nondiabetic chronic renal failure patients. Also in the classification about the amount of proteinuria there was no significant difference in this two parameters among the groups. Plasma atherogenic index was the highest in the diabetic patient group whose amount of proteinuria had been the lowest. This so provides the highest measurement of cardiovascular risk in diabetic groups in spite of the proteinuria has been lower relatively. On the other hand it was notable that uric acid level ,which has been considered as an other determinant of cardiovascular risk, has been the lowest in the diabetic patient group in which plasma atherogenic index has been the highest one.

Benzer Tezler

  1. İdiyopatik proteinürisi olan tüm evre kronik böbrek hastalarında fabry hastalığı mutasyonu varlığı

    Presence of fabry disease mutation in all stages of chronic kidney patients with idiopathic proteinuria

    JAMILA BEYDULLAYEVA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İç HastalıklarıOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET KARATAŞ

  2. Proteinürisi olan renal transplant hastalarında 24 saatlik idrar sodyum düzeyi ile idrar anjiotensinojen düzeyi arasındaki ilişki

    Relationship between 24-hour urine sodium level and urine angiotensinogen level in renal transplant patients with proteinuria

    ORHAN ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    NefrolojiGaziantep Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZLEM USALAN

  3. Evre 3-4-5 kronik böbrek yetmezliği tanılı hastalarda kemik metabolizma ve mineral değerlerinin ekokardiyografik parametreler ile ilişkisi

    The relationship between bone metabolism and mineral values ​​and echocardiographic parameters in patients diagnosed with stage 3-4-5 chronic renal failure

    GANİME CAN KOÇASLAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    NefrolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DOĞAN NASIR BİNİCİ

    DOÇ. DR. EDİP ERKUŞ