Preeklampside anjiyogenez faktörleri ile plazma proteomu arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi
Assessment of the relation between angiogenesis factors and plasm proteome in preeclampsia
- Tez No: 707165
- Danışmanlar: PROF. DR. EMİNE ŞEKÜRE NAZLI ARDA, PROF. DR. ALİ BENİAN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Biyoloji, Biology
- Anahtar Kelimeler: Preeklampsi, proteomik, anjiyogenez faktörleri, sFlt-1, PIGF, haptoglobin, Preeclampsia, proteomic, angiogenesis factors, sFlt-1, PlGF, haptoglobin
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Moleküler Biyoloji ve Genetik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) anne ve bebeğin yaşamını tehdit eden ve zorunlu erken doğumla sonuçlanan bir gebelik komplikasyonudur. Gebeliğin ilk üç aylık periyodunda (birinci trimester) plasenta oluşumu sırasında meydana gelen vaskülogenez ve anjiyogenez süreçlerindeki aksaklıklar nedeniyle ortaya çıktığı düşünülse de, patofizyolojisi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu çalışmanın amacı, preeklampsi gelişen gebeler ile sağlıklı gebelerde anjiyogenez ve anti-anjiyogenez faktörlerinin düzeyini ve plazma proteomunu araştırmak, protein ekspresyonu değişen proteinleri saptamak ve anjiyogenezle ilişkisini inceleyerek hastalığın moleküler mekanizmasına dair yeni bilgilere ulaşmaktır. Çalışmanın ilk aşamasında preeklampsi tanısı almış gebeler (deney grubu) ve sağlıklı gebelerden (kontrol grubu) antikoagülan içeren tüplere tam kan örnekleri alındı ve santrifüjlemeyle plazma örnekleri ayrıldı. Preeklampsi ve kontrol gruplarının plazma sFlt-1 (çözünebilir fms-benzeri tirozin kinaz-1, anti-anjiyogenik faktör) ve PlGF (plasenta büyüme faktörü, anjiyogenik faktör) düzeyleri ELISA yöntemiyle belirlenerek kıyaslandı. İkinci aşamada preeklampsi ve kontrol gruplarının plazma örnekleri havuz yapıldı ve iki boyutlu sodyum dodesil sülfat poliakrilamid jel elektroforezi (2D SDS-PAGE) ile analiz edildi. İki grup arasında farklı eksprese edilen proteinlere karşılık gelen spotlar jelden kesilerek MALDI-TOF/ TOF MS ile analiz edildi. Protein miktarında artış ve azalış gösteren iki protein Western blotlama ile doğrulandı. Preeklampsi grubunda birim protein başına sFlt-1 miktarı (0.83 ± 0.063 ng/mg protein) kontrole (0.067 ± 0.010 ng/mg protein) kıyasla anlamlı derecede yüksek bulundu. PlGF düzeyi, preeklampsi grubunda 0.0026 ± 0.0005 ng/mg protein, kontrol grubunda 0.0023 ± 0.0004 ng/mg protein olarak belirlendi, dolayısıyla bu faktör bakımından iki grup arasında anlamlı bir fark yoktu. PE grubundaki sFlt-1/PlGF oranı (0.20 ± 0.02), kontrol grubuna (0.13 ± 0.006) göre anlamlı derecede yüksekti. Yapılan proteomik analizler sonucunda 17 spotta regülasyonun farklı olduğu bulundu. Preeklampsi grubunda haptoglobin (6.8 kat), kompleman C3 (5.34 kat), apolipoprotein A-I (3.07 kat), keratin tip 1 hücre iskeleti 10 (9.71 kat) up-regüle iken albümin (1.3 kat), fibrinojen beta zinciri (2.59 kat), α-1-antitripsin (4.83 kat) ve fibrinojen alfa zinciri (68.88 kat) down-regüle durumdaydı. Çalışmanın son aşamasında iki proteinin ekspresyonundaki değişim (haptoglobindeki artış ve fibrinojen β'daki azalış) Western blotlama ile valide edildi. Akut faz proteinlerinden olan haptoglobin, inflamasyon, oksidatif stres ve enfeksiyon ile ilişkilidir. Bu protein endotel fonksiyon bozukluğuna, damarlarda hasara ve inflamasyona neden olan serbest hemoglobine bağlanarak iş gördüğünden, preeklampside artan sFlt-1 düzeyine bağlı anti-anjiyogenezi geri döndürmeye çalışan olası faktörlerden biri olabilir. Preeklampsi hastalarında fibrinojen β'daki down-regülasyonun gebelik evresi ve hastalığın şiddeti ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Literatürde bu pıhtılaşma faktörüyle ilgili farklı bulgulara rastlandığından, anjiyogenezdeki rolüne ilişkin bir yorum yapabilmek için diğer faktörlerle birlikte ele alınması ve gen düzeyinde incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma preeklampside anjiyojenik faktörler ile plazma proteomu arasındaki ilişki hakkında önemli ipuçları sağlamıştır. Bununla birlikte, preeklampsinin moleküler mekanizmasını aydınlatmak için örnekleme prosedürlerinin ve proteomik yöntemlerin standardize edilmesi ve gen düzeyinde araştırmalar yapılması gerektiği açıktır. Aralık 2021, 101 sayfa.
Özet (Çeviri)
Preeclampsia (pregnancy toxemia) is a pregnancy complication that threatens the life of mother and baby and results in compulsory preterm delivery. Although it is thought to occur due to the disruptions in the vasculogenesis and angiogenesis processes that occur during the formation of the placenta in the first trimester of pregnancy, its pathophysiology has not yet been fully elucidated. The aim of this study is to investigate the level of angiogenesis and anti-angiogenesis factors and plasma proteome in pregnant women with preeclampsia and in healthy pregnant women, to detect proteins with altered protein expression and to obtain new information on the molecular mechanism of the disease by examining their relationship with angiogenesis. In the first stage of the study, whole blood samples were taken from pregnant women diagnosed with preeclampsia (experimental group) and healthy ones (control group) into tubes containing anticoagulants, and plasma samples were separated by centrifugation. Plasma PlGF (placental growth factor, angiogenic factor) and sFlt-1 (soluble fms-like tyrosine kinase-1, anti-angiogenic factor) levels of preeclampsia and control groups were determined by ELISA method and compared. In the second stage, plasma samples of preeclampsia and control groups were pooled and analyzed by two-dimensional sodium dodecyl sulfate polyacrylamide gel electrophoresis (2D SDS-PAGE). Spots corresponding to differentially expressed proteins between the two groups were cut from the gel and analyzed by MALDI-TOF/TOF MS. Two proteins with increase and decrease in protein amount were confirmed by Western blotting. The amount of sFlt-1 per unit protein (0.83 ± 0.063 ng/mg protein) in the preeclampsia group was significantly higher than the control (0.067 ± 0.010 ng/mg protein). PlGF level was determined as 0.0026 ± 0.0005 ng/mg protein in the preeclampsia group and 0.0023 ± 0.0004 ng/mg protein in the control group, so there was no significant difference between the two groups in terms of this factor. The sFlt-1/PlGF ratio in the PE group (0.20 ± 0.02) was significantly higher than the control group (0.13 ± 0.006). As a result of the proteomic analyzes, it was found that the regulation was different in 17 spots. In the preeclampsia group, haptoglobin (6.8-fold), complement C3 (5.34-fold), apolipoprotein A-1 (1.82-fold), keratin type 1 cytoskeleton 10 (9.71-fold) were up-regulated while albumin (1.3 fold), fibrinogen beta chain (2.59 fold), α-1-antitrypsin (4.83 fold), and fibrinogen alpha chain (68.88 fold) were down-regulated. In the final stage of the study, the change in expression of the two proteins (increase in haptoglobin and decrease in fibrinogen β) was validated by Western blotting. Haptoglobin, one of the acute phase proteins, is associated with inflammation, oxidative stress and infection. Since this protein functions by binding to free hemoglobin causing endothelial dysfunction, vascular damage and inflammation, it may be one of the possible factors trying to reverse the anti-angiogenesis associated with increased sFlt-1 level in preeclampsia. It is thought that down-regulation of fibrinogen β in patients with preeclampsia is related to the stage of pregnancy and the severity of the disease. Since there are different findings related to this coagulation factor in the literature, it has been concluded that in order to make a comment on its role in angiogenesis, it should be considered together with other factors and examined at the gene level. In conclusion, this study provided important clues about the relationship between angiogenic factors and plasma proteome in preeclampsia. However, it is clear that sampling procedures and proteomic methods are need to be standardized, and research at the gene level are required in order to elucidate the molecular mechanism of preeclampsia. December 2021, 101 pages.
Benzer Tezler
- Preeklampsinin erken tanısı için mezenkimal kök hücrelerden elde edilen mirnalar'dan biyobelirteç seçimi
Biomarker selection from mirnas obtained from mesenchymal stem cells for the early diagnosis of the preeclampsia
NİLÜFER KAMALI
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Biyolojiİstanbul ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TUBA GÜNEL
- Preeklampside MFG-E8, osteoprotegerin ve SOCS-3'ün etkinliğinin araştırılması
The research of efficiency of MFG-E8, opg and SOCS-3 on preeclampsia
HATİCE ATABAY AYDIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Kadın Hastalıkları ve DoğumFırat Üniversitesiİmmünoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NAFİYE FULYA İLHAN
- Maternal serum ve umblikal korddaki tıssue factor pathway inhibitor-2 ve trombospondin-1 ekspresyonunun preeklampsideki önemi ve perinatal sonuçlara etkisi
The role of second trimester pentraxin 3 and cathepsin b levels in predicting maternal and fetal outcomes in preeclamptic pregnancy
SERAY CENGİZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. GÜLTEN ÖZGEN
- Preeklampsi gelişiminde HIF-1α, TİE-2 ve CD95' in hastalığın patogenezi ile ilişkisi
The relationship of development of preeclampsia with HİF-1α, TİE-2, and CD95 in the pathogenesis of the disease
FATMA ÖZÇELİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
BiyokimyaCumhuriyet ÜniversitesiBiyokimya Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. ENVER SANCAKDAR
- Preeklampsi hastalarında, desidual mezenkimal stromal hücrelerde farklı şekilde anlatılan mRNA'ların validasyonu
Validation of differentially expressed mRNAs in decidual mesenchymal stromal cells on preeclampsia patients
MÜRÜVVET AKBUDAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Biyolojiİstanbul ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TUBA GÜNEL