Çocuk cerrahisi kliniğinde cerrahi alan enfeksiyonları sıklığı ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi
Incidence of surgical site infections and risk factors in a pediatric surgery department
- Tez No: 707553
- Danışmanlar: PROF. DR. AHMET ÇELİK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Cerrahisi, Pediatric Surgery
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 106
Özet
Amaç Cerrahi alan enfeksiyonları (CAE), sağlık bakımı ile ilişkili en sık enfeksiyon olarak tanımlanmaktadır. Pediatrik yaş grubunda bu konuda az sayıda yayın olup, CAE sıklığı %1 ile özellikle pediatrik yoğun bakımlarda %20 arasında değişmektedir. Bu oran erişkinlere göre daha az olmakla birlikte, genellikle yaş ile ters orantılıdır. Türkiye'de yalnızca çocukluk çağı CAE'larını inceleyen ulusal bir çalışma yoktur. Ulusal literatüre katkıda bulunmak ve klinik verilerimizi ortaya koymak amacı ile kliniğimizdeki CAE sıklığı ve etkileyen faktörler prospektif olarak değerlendirilmiştir. Gereç ve Yöntem Çalışmamıza Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalına Kasım 2019 ile Kasım 2020 tarihleri arasında başvuran ve ameliyathane şartlarında cerrahi prosedür uygulanan 1571 hasta dahil edilmiştir. Ameliyat edilen hastalar; ameliyat öncesi, sırası ve sonrasında poliklinik ve telefon değerlendirmeleri ile 30 gün, implant varlığında 90 gün takipte tutularak cerrahi yara sınıflamasına göre, CAE sıklığı (insidans) ve etkileyen faktörler belirlenmiştir. Bu faktörler (yara yeri sınıflaması ile CAE arasındaki ilişki, operasyon süresi-anestezi süresi, ameliyat sırasında kanama gibi komplikasyon varlığı, dren-implant varlığı, uygulanan cilt temizliği, proflaktik antibiyotik kullanımı ve zamanlaması, eşlik eden hastalık varlığı- immunsupresyon varlığıdır. İstatistiksel analizler IBM SPSS Statistics 25.0 ile yapılmış olup veriler Ki-kare, logistik regresyon analizi, Mann Whitney U testi ve Roc analizleri ile incelenmiştir. Bulgular Belirlenen süre içerisinde kliniğimizde ameliyat edilen 1716 hastadan 1517'si (0-18 yaş) çalışmaya dahil edilmiş, 199 hasta çalışma dışı bırakılmıştır. Hastalar yaş, cinsiyet,kilo, boy, hastalık nedeni gibi demografik veriler açısından incelenmiş ve anlamlı farklılık bulunmamıştır. Hastaların 95'inde CAE gelişmiş, yıllık insidansımız %6.26 olarak hesaplanmıştır. CAE sıklığının yara yeri sınıfı; anestezi- ameliyat süresi; immunsupresyon varlığı, cerrahi tipi (minimal invaziv- açık), acil cerrahi ihtiyacı, ek hastalık varlığı, komplikasyon gelişimi, implant varlığı gibi faktörlerden anlamlı olarak etkilendiği gösterilmiştir. Risk faktörleri kendi arasında incelendiğinde; yara yeri sınıfı, immunsupresyon durumu ve ameliyat süresinin 90 dakika üzeri olmasının en belirleyici faktörler olduğu ortaya koyulmuştur. Sonuç CAE önlenebilir en sık nazokomiyal enfeksiyonlardandır. Bu sebeple belirlenen risk faktörleri ışığında hastalar titizlikle değerlendirilmeli ve uygun önlemler alınmalıdır. Minimal invaziv cerrahi, enfeksiyon gelişme sıklığını olumlu yönde etkiler. İmmunsupresyon durumu olan hastalar, CAE gelişimi açısından en riskli gruplardandır, uygun asepsi ve antibiyotik seçimine önem verilmelidir. Port kateter yerleştirilmesi temiz yara olmasına rağmen implant varlığı ve hasta grubunun ek hastalık sıklığı göz önünde tutularak mutlaka proflaksi uygulanmalıdır.
Özet (Çeviri)
Aim of study: Surgical site infections (SSI) are among the highest infections related to patient care. There is a dearth of data in pediatric care where SSI rates can go from 1% to 20%, especially in intensive care units. Even though these rates are less than what is observed in adult patients, they are inversely correlated with age. There has been no study previously carried out in our clinic in this regard. We conducted this prospective study to ascertain frequency of SSI, factors affecting it, and to identify measures of prevention Methods: This study included a total of 1517 patients who had surgery in Ege University School of Medicine, Pediatric Surgery Department between November 2019 and November 2020. SSI incidence and contributing factors were evaluated in these patients prior to and during surgery as well as via phone interviews for 30 days post-surgery or 90 days post-surgery if prosthetics were installed. Contributing factors were as follows: classification of injury site and SSI relationship, duration of operation and duration of anesthesia, complications such as occurrence of bleeding during surgery, katheter usage/prosthetics insertion, skin care, prophylactic antibiotic usage and its timing, co-morbidities, and immunosuppression. Statistical analyses were conducted using IBM SPSS Statistics 25.0, and results were obtained using qi-squared, logistical regression, Mann-Whitney U test and Roc analyses Findings: Of the 1,716 patients included in surgeries in our clinic during the specific time, 1,517 (aged 0-18 years) were included in this study while 199 were excluded. Patients were analyzed demographically based on age, sex, weight and disease type but no significant differences found. SSI incidence rate was %6.26 (n=95) in all grous and %5.4 (n=68) in incisional surgeries( natural orifice surgeries excluded) The frequencry of SSI was drastically affected by wound class, anesthesia - surgery time, presence of immunosuppression, type of surgery (minimally invasive-open), urgent need for surgery, underlying of additional disease, development of complications, presence of implants in a meaningfull way. When the risk factors analyzed by multivariate logistic regression technique; wound class, presence of immunosuppression and surgery time over 90 minutes were proved to be the most important risk factors. Results: SSI's are the most preventable nosocomial infections. For this reason the patients must be evaluated with precision under the light of the risk factors. Minimally invasive surgery lowers the frequency of SSI development. Patients with immunosuppression are most risky groups in terms of development of SSI and the selection of appropriate asepsis and antibiotic is vital. Although port catheter placement is a clean wound, prophylaxis must be applied after considering the presence of implant and the frequency of additional diseases of the patient group.
Benzer Tezler
- Gaziantep Üniversitesi çocuk nefroloji kliniği vezikoüreteral reflü hastalarının değerlendirilmesi
Evaluation of patients wi̇th vesi̇coureteral reflux, in Gaziantep University, cli̇ni̇c of pedi̇atri̇c nephrology
FERHAN BULUT
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGaziantep ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MİTHAT BÜYÜKÇELİK
- Tonsil ve adenoid hipertrofili çocuklarda paranazal sinüs bilgisayarlı tomografilerinde ki anatomik varyasyonlar
Anatomicvariations in paranasal sinüs computerized tomography in children with adenoid and tonsillar hypertrophy
MUSTAFA MISIR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Kulak Burun ve BoğazCumhuriyet ÜniversitesiCerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
PROF. DR. SUPHİ MÜDERRİS
- Çocuklarda ventriküloperitoneal şant enfeksiyonları ve risk faktörlerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi 2016-2021
Retrospective evaluation of ventriculoperitoneal shunt infections and risk factors in children 2016-2021
RAHMET ANAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇukurova ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM ÖZGÜR GÜNDEŞLİOĞLU
- Çocuklarda ventriküloperitoneal şant enfeksiyonlarının klinik ve ekonomik sonuçları
Clinic and economic results of the ventriculoperitoneal shunt infections in children
SEDA ŞİRİN KÖSE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET HELVACI
- Gastroözofageal reflüde klinik deneyimlerimiz
Our clinical experience in gastroesophageal reflux
HÜLYA ÖZTÜRK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
Genel CerrahiDicle ÜniversitesiÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SELÇUK OTÇU