Geri Dön

KOAH olgularında stabil ve alevlenme döneminde immatür trombosit fraksiyonun önemi ve sistemik inflamasyon ile ilişkisi

The importance of i̇mmature platelet fraction in stable and exacerbation periods in COPD and its relationship with systemic inflammation

  1. Tez No: 721978
  2. Yazar: NASSER ELMI ABSIEH
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. FATMA ÇİFTCİ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: KOAH, İmmatür Trombosit Fraksiyonun, Nötrofil / Lenfosit oranı, COPD, Immature Platelet Fraction, Neutrophil/lymphocyte Ratio
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 66

Özet

Giriş; Kronik Obstrüktif Akciğer hastalığı (KOAH), sık alevlenme ve kronik inflamasyon ile karakterize bir hastalıktır. Alevlenme sırasında dolaşımda akut faz reaktan proteinleri ve inflamatuvar hücrelerin sayısında artış olduğu bilinmektedir. KOAH' ta sistemik inflamasyonu göstermek için serumda birçok biyokimyasal belirteçler araştırılmıştır. Ancak bazı biyokimyasal belirteçlerin ölçümleri genellikle zaman ve önemli miktarda maliyet gerektirir. Son yıllarda KOAH' ta sistemik inflamasyonu göstermek için rutin tam kan sayım testlerinden elde edilen birkaç inflamatuar indeks klinikte kullanılmaktadır. Bu tür testleri özelikle çekici kılan, nispeten basit ölçümler olması, düşük maliyetli olması ve sağlık alanında geniş erişilebilirlik sağlamasıdır. Gereç ve yöntem: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı polikliniğinde 2019-2020 yılları arasında takip edilen KOAH hastaları retrospektif olarak tarandı. Hastaların demografik bilgiler, klinik semptomları, son bir yıl içinde yapılmış olan spirometri sonuçları ve rutin olarak laboratuvarda çalışılan hemogram, İmmatür Trombosit Fraksiyonu ve C-reaktif Protein (CRP) testlerinin sonuçları kaydedildi. Nötrofil /lenfosit oranı, monosit /lenfosit oranı ve trombosit/ lenfosit oranı hesaplandı. Nefes darlığında artış, öksürük, balgam miktarı veya balgam pürülansında artış semptomlarından en az ikisi olan olgular KOAH alevlenme grubuna alındı. Ayrıca hastaların komorbiditeleri tarandı ve buna göre ADO ve Charlson komorbidite indeksi (CCİ) indeksi puanı hesaplandı.40 yaş altında olanlar, 20 paket-yıl altında sigara içmiş olanlar, solunum sistemi dışında aktif enfeksiyonu olanlar, hematolojik hastalık ve aktif malignitesi olanlar çalışma dışında bırakıldı. Bulgular: Çalışmaya 134 KOAH hastası dahil edildi. Genel yaş ortalaması 68.42±10,05 yıl idi ve hastaların %69,4' ü erkek, %30,6'sı kadın olup sigara paket-yıl ortalaması 33.75±21.0 bulundu. Hastaların %52,2'sinin nefes darlığı düzeyi mMRC II bulundu. Hastaların %66,4'ü KOAH alevlenme, %33,6'sı stabil KOAH dönemde idi. Hastaların %48,5'inin GOLD evresi“GOLD B”, %38,1'inin spirometrik evresi ise“Orta”idi. Alevlenme ve stabil dönem hasta grupları arasında İTF (%) değerleri arasında fark saptanmadı. İTF (%) ve sistemik inflamasyon arasındaki korelasyon değerlendirildi. İTF (%) ile CRP arasında korelasyon saptanmadı. Tüm hasta ve alevlenme dönemindeki hastalarda İTF (%) değerleri ile WBC, NLR değerleri arasında pozitif yönlü korelasyon izlendi. KOAH hastalarında İTF (%) değerleri ile mMRC düzeyleri, son bir yıl içinde alevlenme sayıları, spirometrik akım değerleri, spirometrik evre, GOLD evre 2 düzeyleri, CCİ ve ADO indeksi skorları arasında ilişki bulunmadı. Ayrıca, KOAH yanında ek komorbiditesi olan hastalarla olmayan hastaların İTF (%) değerleri arasında fark yoktu. Sonuç: Bu çalışma İTF değeri ile KOAH arasındaki ilişkiyi irdeleyen ilk çalışmadır. Alevlenme dönemindeki hastaların İTF değerlerinin diğer çalışmalardaki sağlıklı grup ile karşılaştırıldığında daha yüksek bulunması ve sistemik inflamasyonda artan WBC ve NLR değerleri ile İTF arasında pozitif kolerasyon saptanması İTF'nin KOAH hastalarında bir inflamasyon belirteci olarak kullanılabileceğini gösteren parametrelerdir. Alevlenme ile stabil KOAH hastalarında İTF değerleri arasında fark olmaması stabil dönemdeki hastalarda düşük dereceli sistemik inflamasyonla karakterize olduğunu göstermektedir. İTF değerlerinin KOAH'daki rolünü belirlemek için geniş katılımlı, randomize prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.

Özet (Çeviri)

Introduction: COPD is a disease characterized by frequent exacerbations and chronic inflammation. It is known that, there is an increase in the number of acute phase reactant proteins and inflammatory cells in the circulation during exacerbations. Several biochemical markers have been studied as outcome predictors in COPD. However, their measurement often requires significant time and resources. In recent years, several inflammatory indices obtained from routine complete blood count tests have been used clinically to demonstrate systemic inflammation in COPD. Recently there has been an increasing interest in the potential clinical use of several inflammatory markers. There are several features which make such indexes particularly attractive for clinical use, including their relatively simple derivation and low associated cost, and wide availability in laboratory practice and healthcare settings. Materials and methods: COPD patients followed in the outpatient clinic of Ankara University Faculty of Medicine in 2019-2020 were retrospectively screened. Demographic information, clinical symptoms, spirometry results performed within the last year, also results of hemogram immature platelet fraction and C-reactive Protein (CRP) tests routinely performed in the laboratory were recorded. Neutrophil/lymphocyte ratio, monocyte/lymphocyte ratio and platelet/lymphocyte ratio were calculated. In addition, the comorbidities of the patients were questioned and the ADO and CCI index scores were calculated accordingly. Patients under the age of 40, with a history of smoking less than 20 pack-years, with active infection outside the respiratory system, hematological disease or active malignancy were excluded from the study. Results: 134 COPD patients were included in the study. The mean overall age was 68.42±10.05 years, 69.4% of the patients were male and 30.6% were female cumulative dose of smoking was 33.75±21.0 pack-years. The level of dyspnea was“mMRC II”in 52.2% of the patients. 66.4% of the patients were in exacerbation of COPD and 33.6% of them were in stable COPD period. The GOLD stage of 48.5% of the patients was“GOLD B”, and the 38.1% had“Moderate”obstruction on spirometry. There was no difference between IPF (%) values between exacerbation and stable groups, when evaluated in correlation with IPF (%) and systemic inflammation, there was no correlation between IPF (%) and CRP in all COPD patients, A positive correlation was observed between IPF (%) values with WBC, NLR values in all patients and patients with exacerbation. There is no correlation observed between IPF (%) values and mMRC levels, number of exacerbations in the last year, spirometric flow values, 4 spirometric stage, GOLD stage levels, CCI and ADO index scores in COPD patients. In addition, there was no difference between the IPF (%) values of patients with and without additional comorbidities besides COPD. Discussion: This is the first study to examine the relationship between IPF value and COPD. The higher IPF values in patients with exacerbation compared to the healthy group in other studies and the positive correlation between WBC, NLR with IPF values are the parameters showing that IPF can be used as an inflammation marker in COPD patients. The lack of difference between IPF values in patients with exacerbation and stable patients indicates that patients in the stable period are characterized by low-grade systemic inflammation. Large, randomized prospective studies are needed to determine the role of IPF values in COPD.

Benzer Tezler

  1. Kronik obstrüktif akciğer hastalığında endokrinolojik bozukluklar

    Endocrinological changes in chronic obstructive pulmonary disease

    HATİCE ÖZCAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Göğüs HastalıklarıAdnan Menderes Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. FİSÜN KARADAĞ

  2. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve bronşektazide akut ve stabil dönemde nefes darlığı ve hayat kalitesini etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi

    Evaluation of factors related with dyspnea and quality of life during exacer bation and stable state in COPD and bronchiectasis

    GİZEM DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Göğüs HastalıklarıAnkara Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEVGİ SARYAL

  3. Alevlenme dönemindeki kronik obstrüktif akciğer hastalığı olgularında serum ürik asit düzeylerinin erken mortalite ile ilişkisi

    Flash ın the chronıc obstructıve pulmonary dısease mortalıty ın patıents wıth early relatıonshıp serum uric acid levels

    GÖKHAN BÜYÜKBAYRAM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Göğüs HastalıklarıErciyes Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FATMA SEMA OYMAK

  4. Stabil dönem KOAH tanılı olgularda insülin direncinin periferik kas gücü ve egzersiz kapasitesi ile ilişkisi

    The relationship of insulin resistance with peripheral muscle strength and exercise capacity in patients with stable COPT

    İLKE KARABAĞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. PINAR ERGÜN

  5. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı akut atağı ile gelen hastalarda pulmoner tromboemboli tanısında IL-6 ve CRP'nin değeri

    Başlık çevirisi yok

    DERYA HOŞGÜN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Göğüs HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı

    DR. MİNE BERKOĞLU