Prenatal tanılı üreteropelvik bileşke darlığı olan çocuklarda prognozu etkileyen faktörler
Factors affecting prognosis in children with prenatal diagnosis of ureteropelvic junction obstruction
- Tez No: 722239
- Danışmanlar: PROF. DR. SALİM ÇALIŞKAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
- Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 115
Özet
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Kliniğinde tek taraflı konjenital üreteropelvik bileşke darlığı tanısıyla takipli hastalarda medikal ve cerrahi izlemde farklı ve belirleyici olabilecek parametrelerin saptanması ve hastalığın prognozu üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem Konjenital tek taraflı ÜPBD tanısıyla postnatal ilk 6 ayda başvuran, sistemik hastalığı ve eşlik eden üriner patolojisi olmayan 51 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar cerrahi yapılan ve konservatif izlenenler olarak ikiye ayrıldı. Hastaların dosyaları incelenerek demografik verileri, sonografik ve sintigrafik görüntülemeleri, ameliyat edilme endikasyonu, ameliyat sırasındaki yaşı not edildi. Hastaların tümüne ürier USG ve dinamik sintigrafi uygulandı. Serum üre, kreatinin ve sistatin C düzeyleri ölçülerek GFH hesaplandı. Spot idrarda protein ve mikroalbumin atılımı ölçüldü. Biyobelirteç çalışmak için 26 kişilik sağlıklı kontrol grubu oluşturuldu. Hasta ve kontrol grubunda idrarda NGAL, TGF-β, MCP-1 ve vanin-1 ve serumda TAS ve TOS çalışıldı. Hasta ve kontrol grubu arasında kıyaslandı. Bulgular 51 hastanın 14'ü (%27.5) kız, 37' si (%72.5) erkek, E/K oranı 2.6/1 idi. ÜPBD olan böbrek 41 hastada (%80) sol taraftaydı. Hastaların ortalama yaşı 6.22 yıldı. Hastaların ortalama izlem süresi 72 aydı. Ameliyat öncesi yapılan USG'lerde 19 mm üzerindeki PAP çapının %86.8 duyarlılık ve %81.2 özgüllük ile ameliyat prediktörü olduğu gösterildi. Ameliyat öncesi yapılan USG'deki hasta böbrek PAP çapı ile sintigrafideki obstruktif drenaj paterni arasında pozitif korelasyon bulundu. Sonuç Üreteropelvik bileşke darlığı olan hastalarda sonografik bulgular hastalığın prognozunu belirlemede güvenilir bir gösterge olarak kullanılabilir. Riskli hastalar multidisipliner bir ekip tarafından yakından izlenerek gerekli görüldüğünde vakit kaybetmeden ameliyat edilmelidir.
Özet (Çeviri)
The purpose of this study is to determine the different and determinative parameters in the medical and surgical follow-up of patients with the diagnosis of unilateral congenital ureteropelvic junction obstuction in the Pediatric Nephrology Clinic of Cerrahpaşa Medical Faculty and to investigate their effects on the prognosis of the disease. Material and Method Fifty-one patients who were admitted with the diagnosis of congenital unilateral UPBD in the first 6 months postnatally and who had no systemic disease and concomitant urinary pathology were included in the study. The patients were divided into those who underwent surgery and those followed conservatively. The files of the patients were reviewed, and their demographic data, sonographic and scintigraphic imaging, indication for surgery, and age at the time of surgery were noted. Urinary USG and dynamic scintigraphy were applied to all patients. GFR was calculated by measuring serum urea, creatinine and cystatin C levels. Protein and microalbumin excretion were measured in spot urine. A healthy control group of 26 people was formed to study the biomarker. In the patient and control groups, NGAL, TGF-β, MCP-1 and vanin-1 in urine and TAS and TOS in serum were studied. It was compared between the patient and control group. Results Of 51 patients, 14 (27.5%) were female, 37 (72.5%) were male, and the M/F ratio was 2.6/1. The kidney with UPBD was on the left side in 41 (80%) patients. The mean age of the patients was 6.22 years. The mean follow-up period of the patients was 72 months. Preoperative USG showed that PAP diameter over 19 mm was a predictor of surgery with 86.8% sensitivity and 81.2% specificity. A positive correlation was found between the diameter of the patient's kidney PAP in the preoperative USG and the obstructive drainage pattern in the scintigraphy. Conclusion Sonographic findings can be used as a reliable indicator in determining the prognosis of the disease in patients with ureteropelvic junction stenosis. Risky patients should be followed up closely by a multidisciplinary team and operated immediately when deemed necessary.
Benzer Tezler
- Postnatal obstrüktif üropati saptanan antenatal hidronefrozlu olguların değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
ŞERVAN ÖZALKAK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖNDER YAVAŞCAN
- Üreteropelvik bileşke darlıklarında ameliyat sonuçlarının değerlendirilmesi
Evaluation of operative results in ureteropelvic junction obstruction
SABRİ CANSARAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Çocuk CerrahisiSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞENUR CELAYİR
- Antenatal hidronefroz tanılı hastaların postnatal izlemi
Postnatal follow up of the patients with antenatal hydronephrosis
ÖNDER KILIÇASLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2014
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. NURVER AKINCI
- Prenatal hidronefrozu olan yenidoğanlarda; üriner enfeksiyon riski ve profilaksinin yeri, hidronefrozun tabii seyri
The risk of urinary tract infection, necessisty of prophylaxis and natural outcome of hydronephrosis in newborns with prenatal hydronephrosis
ALİ İŞLEK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAkdeniz ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FATMA AYFER GÜVEN