Geri Dön

Kalıtsal trombofilinin COVID-19 pnömoni klinik ciddiyetine etkisi

Effect of hereditary thrombophilia on the clinical severity of COVID-19 pneumonia

  1. Tez No: 740089
  2. Yazar: BÜŞRA BABAHANOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EMİNE ARGÜDER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Göğüs Hastalıkları, Chest Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Kalıtsal trombofili, COVID-19, pnömoni, pnömoni ağırlığı, Hereditary Thrombophilia, COVID-19, peumonia, pneumonia severity
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 94

Özet

Kalıtsal Trombofilinin COVID-19 Pnömoni Klinik Ciddiyetine Etkisi Giriş: COVID-19 hastalığı halen dünyada önemli bir sorun olarak devam etmektedir. Asemptomatik klinikten akut solunum sıkıntısı sendromu ile ölüme kadar değişken seyir göstermektedir. COVID-19 hastalığında endotel hasarı, koagülasyon ve fibrinolizis dengesizliği, vaskülopati, aşırı sitokin salınımı ve immünotromboz mekanizmaları görülmektedir. Bunun sonucu olarak hem arteriyel hem de venöz sistemde trombozlar görülmekte ve mortalite ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. COVID-19 pnömonisinde şiddetli koagülopati tablosu hakimdir. Biz de bu çalışma ile daha öncesinde var olan tromboza eğilim oluşturan kalıtsal trombofilinin COVID-19 pnömoni ciddiyetine etkisini değerlendirmeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Çalışmamız Mart 2022 - Temmuz 2022 tarihleri arasında Ankara Şehir Hastanesi Covid takip polikliniğinde ayaktan takip edilen hastalarda yapıldı. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Etik Kurulu'ndan onay alınarak çalışmaya başlandı. Çalışmaya daha önce COVID-19 pnömonisi geçiren hastaların dahil edilmesi planlandı. Çalışmamıza Covid Takip Polikliniği'nde takipli COVID-19 geçirdiği dönemde RT-PCR testi pozitif olan toraks BT'si COVID-19 pnömonisi ile uyumlu olan toplam 100 olgu alındı. Olgular klinik ağırlıklarına göre ayaktan, serviste ve yoğun bakım ünitesinde takip edilen hastalar olarak üç gruba ayrıldı. Çalışmaya alınan hastaların COVID-19 pnömonisi geçirdikleri döneme ait bilgileri geriye dönük olarak hastane kayıt sisteminden elde edildi. Olguların demografik özellikleri, komorbiditeleri, edinsel trombofili faktörleri, varsa uygulanan oksijen destek tedavileri kaydedildi. Pnömoni geçirdikleri döneme ait rutin laboratuar bulguları, pnömoni ağırlık indeksleri ve toraks bilgisayarlı tomografi bulguları kaydedildi. Çalışmaya katılan hastalardan kalıtsal trombofili varlığını değerlendirmek için bir tüp kan alındı ve +4 derecede saklandı. Analiz gününde Tromboz paneli FII 20210 G>A (Protrombin), FV 1691 G>A (Leiden), MTHFR 677 C>T, MTHFR 1298 A>C ve PAI-1 4G/5G çalışmaları yapıldı. Bulgular: Olguların %37'si (n=37) erkek, %63'ü (n=63) kadındı. Olguların yaş aralığı 27-84 yıl ve ortalaması 57.04 ± 12.68 yıldı. Çalışmaya alınan olguların %65'inde ek hastalık mevcuttu. Bunlardan en sık saptanan ek hastalık hipertansiyon (%37) olup, bunu sırasıyla diyabetes mellitus (%31), kalp hastalığı (%24) ve astım (%11) takip etti. Olgularda Faktör V-Leiden heterozigotluğu %16, protrombin heterozigotluğu %7, PAI-1 4G/4G mutasyonu %19, PAI-1 4G/5G mutasyonu %48, MTHFR 677 heterozigotluğu %45, MTHFR 677 homozigotluğu %6, MTHFR 1298 heterozigotluğu %42, MTHFR 1298 homozigotluğu %14 olarak saptandı. Faktör V-Leiden homozigotluğu ve protrombin homozigotluğu izlenmedi. Olguların klinik ağırlıklarına göre kalıtsal trombofili özellikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlenmedi (p>0.05). Ancak olguların 1'i dışında tüm olgularda kalıtsal trombofili varlığı izlendi. Yapılan korelasyon analizinde; CURB-65 ve PSI arasında pozitif yüksek düzeyde ilişki, CURB-65 ve Toraks BT yaygınlık derecesi arasında orta düzeyde pozitif bir ilişki, PSI ve Toraks BT yaygınlık derecesi arasında orta düzeyde pozitif anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Ancak kalıtsal trombofili ile CURB-65, PSI ve toraks BT yaygınlık derecesi arasında anlamlı korelasyon saptanmamıştır. Sonuç: Çalışmamıza alınan COVID-19 pnömonisi olan olguların hemen tamamında trombofiliye eğilim mevcuttu. Bu durumun COVID-19 pnömonisine risk oluşturduğu düşünülmüştür. Ancak kalıtsal trombofili varlığı olgu grupları arasında farklılık göstermemiştir. Bu durumun çalışmaya dahil edilen olgu sayısının kısıtlı olmasıyla ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Bununla birlikte kalıtsal trombofili ile pnömoni ağırlık göstergeleri olan CURB-65, PSI ve toraks BT'de yaygınlık derecesi arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır.

Özet (Çeviri)

Effect of Hereditary Thrombophilia on the Clinical Severity of COVID-19 Pneumonia Introduction: Coronavirus disease still continues as a serious problem around the world. The course of the disease may lead to various results including asymptomatic cases, acute respiratory distress syndrome and death. Mechanisms including endothelial dysfunction, coagulation, imbalance between coagulation and fibrinolysis, vasculopathy, cytokine release syndrome, and immunothrombosis can be seen during COVID-19 disease. As a result, thromboses are seen in both arterial and venous systems; and they have been shown to be associated with mortality. Severe coagulopathy is dominant in the COVID-19 pneumonia. In this study, we aimed to evaluate the effect of hereditary thrombophilia, which predisposes to thrombosis, on the severity of COVID-19 pneumonia. Material and Methods: Our study has been conducted on outpatients who had been monitored in Ankara City Hospital COVID-19 following polyclinic between March 2022 and July 2022. The study was started with the approval of Ankara Yıldırım Beyazıt University Ethics Committee. Patients who had COVID-19 pneumonia were decided to include in the study. A hundred cases who had been monitored by COVID-19 following polyclinic, and whose RT-PCR test was positive and thoracic BT was compatible with COVID-19 pneumonia were included in our study. The cases were divided into three groups according to their clinical burdens as outpatients, patients monitored in the ward unit, and patients monitored in the intensive care unit. The information of the patients included in the study regarding the period they had COVID-19 pneumonia was obtained retrospectively from the hospital registration system. The patients' demographic characteristics, comorbidities, acquired thrombophilia factors, and oxygen support treatments – if any provided – were recorded. Routine laboratory findings, pneumonia severity indices and the findings of thorax computed tomography of the patients during the period of pneumonia were recorded. A tube of blood was taken from the patients participating in the study to evaluate the presence of hereditary thrombophilia, and was stored at +4°C. On the day of analysis, studies on Thrombosis panel FII 20210 G>A (PTM), FV 1691 G>A (Leiden), MTHFR 677 C>T, MTHFR 1298 A>C and PAI-I 4G/5G were conducted. Results: The sample of cases were consisted of 37 male and 63 female individuals. The age range of the cases was 27-84 and the mean was 57.04 ± 12.68. Additional medical conditions were present in 65% of the cases included in the study. The most common condition was hypertension (37%), and it was respectively followed by diabetes mellitus (31%), heart disease (24%) and asthma (11%). Among the cases, it was determined that heterozygosity for Factor V-Leiden as 16%,heterozygosity for Prothrombin as 7%, PAI-1 4G/4G mutation as 19%, PAI-1 4G/5G mutation as 48%, heterozygosity for MTHFR 677 as 45%, homozygosity for MTHFR 677 as 6%, heterozygosity MTHFR 1298 as 42%, homozygosity for MTHFR 1298 as 14%. Homozygosity for Factor V-Leiden and homozygosity for Prothrombin were not observed. There was no statistically significant difference between the hereditary thrombophilia characteristics of the cases in regard to their clinical weights (p > 0.05). Yet, the presence of hereditary thrombophilia was observed in all cases except one. As a result of the conducted correlation analysis, a high positive correlation between CURB-65 and PSI, a moderate positive correlation between CURB-65 and Thorax CT prevalence, and a moderate positive significant correlation between PSI and Thorax CT were determined. However, no significant correlation was found between hereditary thrombophilia and the extent of CURB-65, PSI, and Thorax CT. Conclusion: Almost all of the cases with COVID-19 pneumonia included in our study tended to thrombophilia. This situation has been thought to pose a risk to COVID-19 pneumonia. However, the presence of hereditary thrombophilia did not differ between the case groups. It was thought that this situation can be related to the limited number of cases included in the study. In addition, no significant correlation between hereditary thrombophilia and pneumonia severity indicators, including CURB-65, PSI and Thorax CT prevalence was found.

Benzer Tezler

  1. Komplikasyonlu gebeliklerde kalıtsal trombofilinin yeri

    The role of inherited thrombophilia in complicated pregnancies

    FAHRİ AKBAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ENGİN ORAL

  2. Preeklampsi ve eklampside kalıtsal trombofilinin araştırılması

    The investigation of inherited thromphilia in preelampsia and eclampsia

    MAHMUT ERDEMOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Kadın Hastalıkları ve DoğumDicle Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. AHMET YALINKAYA

  3. Gebelik ve doğum komplikasyonlarının gestasyonel yaşın ve doğum şeklinin koagulasyonun fizyolojik inhibitörleri üzerindeki etkilerinin incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    AYŞEGÜL BÜKÜLMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıGazi Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TÜRKİZ GÜRSEL

  4. Livedoid vaskülitli hastaların klinik ve demografik özellikleri, faktör V leiden mutasyon sıklığı

    Clinical and demographical features of patients with livedoid vasculitis and searching for factor V leiden mutation

    SERPİL UYSAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Dermatolojiİstanbul Üniversitesi

    Dermatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. M. CEM MAT

  5. Herediter trombofilinin arteriyel tromboz üzerine etkisi

    The effect of hereditary thrombophilia on arterial thrombosis

    TANSU BÜYÜKGÜL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HematolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMA AKINCI

    DR. ÖĞR. ÜYESİ NURAY YILMAZ ÇAKMAK