Geri Dön

Endokrin ve metabolizma hastalıkları polikliniğinde 2000-2021 yılları arasında saptanan feokromositomalı hastaların retrospektif olarak değerlendirilmesi

Retrospective evaluation of pheochromocytoma patients detected in the endocrinology and metabolic diseases polyclinic between 2000-2021

  1. Tez No: 741123
  2. Yazar: AHMET ENES DAMCI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ İRFAN NUHOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 63

Özet

Amaç: Feokromositoma tanısı alan hastaların demografik özelliklerinin, tanı anı ve takiplerinde laboratuvar değerlerinin, klinik semptomlarının, uygulanan tedavi yöntemlerinin ve tedavi sonrası cevap oranlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 2000-2021yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları polikliniğine başvuran feokromositoma tanılı 49 hasta çalışmaya dâhil edildi. Hastaların demografik özellikleri, tanı anı ve takiplerindeki laboratuvar değerleri ve klinik özellikleri, seçilen tedavi yöntemleri retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların %67,3' ü kadın, %32,7'si erkek hasta idi. Olguların tanı anındaki yaş ortalaması 46,1 yıl olarak saptandı. Hastaların en sık başvuru çarpıntıydı(%46,9). Hastaların tanı anında özgeçmişinde %81,2' sinde hipertansiyon, %33,3' ünde diabetes mellitus, %4,2' sinde kardiyovaskuler hastalık, %4,2' sinde malignite öyküsü vardı. Hastaların %18,'i normotansif olarak değerlendirildi. Hipertansiyonu olan hastalar içerisinde %43,8'lik grupta daha önce hipertansiyon tanısı mevcutken %36,7'lik grupta hipertansiyon teşhisi yeni koyulmuştu. Hipertansiyonu bulunan gruptaki hastaların %52,1 anti-hipertansif tedavi ile kan basınçları kontrol altında bulunmaktaydı. Hipertansiyonu bulunan %47,9 hasta ise ataklar şeklinde ve hipertansif seyretmekteydi. Feokromositoma tanısı alan hastaların tümör boyutu 51,75 ± 34,2mm idi. Hastaların %42,8'si laparoskopik olarak opere edilirken %57,2'sine laparotomi uygulandı. Laparoskopi uygulanan hastalardaki ortalama tümör boyutu 44mm iken laparotomi uygulananlar da bu rakam 57,5mm idi. Tüm tedavi rejimleri sonrasında hastaların %91' inin remisyonda olduğu görüldü. Sonuç: Çalışmamızda feokromositoma hastalarının özellikleri genel olarak literatürle benzer bulunmuştur. Hastalığın erken tanısı tedavi ve tedaviye yanıt, komorbiditelerin azaltılması açısından önem arz etmektedir. Özellikle genç yaşta başlayan hipertansiyonu olan hastalarda ve dirençli hipertansiyon vakalarında ön tanı olarak feokromositoma mutlaka akılda bulundurulmalıdır.

Özet (Çeviri)

Objective: It was aimed to evaluate the demographic characteristics of patients diagnosed with pheochromocytoma, laboratory values at the time of diagnosis and follow-up, clinical symptoms, treatment methods and response rates after treatment. Materials and Methods: Forty-nine patients diagnosed with pheochromocytoma who applied to the Endocrinology and Metabolism Diseases Polyclinic of Karadeniz Technical University Faculty of Medicine between 2000-2021 were included in the study. Demographic characteristics of the patients, laboratory values and clinical features at the time of diagnosis and follow-up, and the selected treatment methods were analyzed retrospectively. Findings: 67.3% of the patients were female and 32.7% were male. The mean age of the cases at the time of diagnosis was 46.1 years. The most common presentation of the patients was palpitation (46.9%). At the time of diagnosis, 81.2% of the patients had hypertension, 33.3% had diabetes mellitus, 4.2% had cardiovascular disease, and 4.2% had a history of malignancy. 18% of the patients were evaluated as normotensive. Among the patients with hypertension, 43.8% had a previous diagnosis of hypertension, while the 36.7% group had just been diagnosed with hypertension. Blood pressure was under control with anti-hypertensive treatment in 52.1% of the patients in the hypertension group. On the other hand, 47.9% of the patients with hypertension were in the form of attacks and had a hypertensive course. The tumor size of the patients diagnosed with pheochromocytoma was 51.75 ± 34.2 mm. While 42.8% of the patients were operated laparoscopically, laparotomy was performed in 57.2% of them. While the mean tumor size in patients who underwent laparoscopy was 44mm, this figure was 57.5mm in patients who underwent laparotomy. After all treatment regimens, 91% of the patients were in remission. Results: In our study, the characteristics of patients with pheochromocytoma were generally found to be similar to those in the literature. Early diagnosis of the disease is important in terms of treatment and response to treatment, and reduction of comorbidities. Pheochromocytoma should be kept in mind as a preliminary diagnosis, especially in patients with hypertension starting at a young age and in cases of resistant hypertension.

Benzer Tezler

  1. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk endokrin polikliniğinde tiroid nodül tanısı alan ve izlenen hastaların klinik, patolojik, radyolojik özellikleri ve prognozu

    Clinical, pathological, radiological characteristics and prognosis of patients with thyroid nodules diagnosed and monitored in Çukurova University Medical Faculty pediatric endocrine polyclinic

    MEHMET ÇALKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BİLGİN YÜKSEL

  2. Kız çocuklarında poliklorinobifenillerin erken ergenliğe etkisi

    The effects of polychlorinated bphenyls exposure on puberty precocious in girls

    RAZİYE BURCU GÜVEN BİLGİN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıEge Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SAMİM ÖZEN

  3. Tip 2 diabetes mellitus tanılı hastaların tedavisine eklenen kısa etkili glp-1 reseptör agonisti (eksenatid) tedavisinin glisemik değerlere etkisi ve ilaç devamlılığı değerlendirilmesi

    Effect of short-acting glp-1 receptor agonist (exenatide) added to the treatment of patients with type 2 diabetes mellitus on glicemic values and evaluation of drug adherence

    DRITERO BALA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıMarmara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK GOGAS YAVUZ

  4. Akromegali hastalarında kolon polibi gelişimine etki eden prediktif faktörler

    Predictive factors influencing colon polyp development in acromegaly patients

    GİZEM ORAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. FEYZA YENER ÖZTÜRK

  5. Vücut ağırlığı kontrolü sorunu olan bireylerde insülin direncinin D vitamini düzeylerine etkisi

    The relati̇onshi̇p between vi̇tami̇n D status and insuli̇n resi̇stance among weight control problem adults

    MELİS BENGİSU DEMİRCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Beslenme ve DiyetetikBiruni Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BARIŞ ÖZTÜRK