Geri Dön

Çağdaş politika felsefesinde insan hakları tartışmaları: Ronald Dworkin, Jürgen Habermas, Michel Foucault

The debates on human rights in contemporary political philosophy: Ronald Dworkin, Jürgen Habermas, Michel Foucault

  1. Tez No: 741593
  2. Yazar: FERDA YILDIRIM
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KURTUL GÜLENÇ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Felsefe, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Felsefe Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 309

Özet

Bu çalışmada, çağdaş politika düşüncesinde insan hakları tartışmalarının hangi felsefi sorular ve sorunlar etrafında yürütüldüğü ele alınmaktadır. Çalışmanın temel amacı, bugün insan hakları söyleminin yaşadığı teorik ve pratik açmazların aşılmasının mümkün olup olmadığı sorusuna yanıt aramaktır. Bu soruya yanıt ararken, çağdaş düşüncede baskın olduğunu iddia ettiğimiz iki politik eğilimin eleştirel bir karşılaştırmasını başlangıç noktası olarak seçmekteyiz. Bu eğilimlerden ilki kimlik (ve farklılık) eksenli politika, diğeri ise yurttaşlık temelli bir evrensellik politiğidir. İnsan hakları tartışmalarının daha çok ikinci politik eğilimle ilişkili şekilde karşımıza çıktığını söylemek mümkündür. Çalışmanın iddialarından birisi, her iki politik eğilim arasında birbirini tamamlayıcı bir ilişki kurularak insan haklarının yaşadığı meşruiyet krizinin aşılmasını sağlayacak bir düşünce egzersizi yapılabileceğidir. Bugün insan hakları söylemi paradoksal bir şekilde karşımıza çıkar. Bir yandan post-endüstriyel modele dayalı ileri Batı toplumları insan hakları ve özgürlüklerinin korunup geliştirildiği politikalara ihtiyaç olduğunu dile getirmekte, diğer yandan ise insan hakları ve özgürlükler ya bu ihtiyacı dile getiren yönetimler ya da diğer ideolojik çevreler ve devlet otoriteleri tarafından çiğnenmekte ve araçsallaştırılmaktadır. Bu pratik açmazın esasen teorik bir açmazla da ilişkili olduğu açıktır. İnsan haklarının belki de en önemli teorik açmazlarından birisi, evrensellik iddiasının homojenleştirici ve farklı kimlikleri yadsıyan bir karaktere bürünmesidir. Evrensellik politikalarının yol açtığı açmazları aşmaya yönelik bir girişim olarak okuyabileceğimiz kimlik eksenli politikalar ise, insan haklarının belirli kimliklere sabitlenme riskini kendi içerisinde barındırır. Dolayısıyla her iki politik eğilimi dışlamayan ve onlar arasında karşılıklı bir ilişki kurulmasını sağlayacak yeni bir düşünme pratiğine ihtiyaç vardır. Bu çalışma, hem kimlik politikaları ve mücadelelerini görmezden gelmeyen ama haklar politiğini sadece kimlik sorununa da indirgemeyen, hem de yurttaşlığı evrensellik kıskacına hapsetmeyen yeni bir haklar düşüncesine ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu amaç ekseninde ilerleyen çalışmada, Ronald Dworkin, Jürgen Habermas ve Michel Foucault arasında eleştirel bir karşılaştırma yapılmaktadır. Her üç düşünürün bahsi geçen iki politik eğilimin gerilimlerinin aşılması ve insan hakları bağlamında yeni bir düşünme pratiğine ulaşılması noktasında çağdaş politika düşüncesine ne tür katkılar sağlayabileceği irdelenmektedir.

Özet (Çeviri)

This study focuses on the philosophical thread and theme of debates relating to human rights within contemporary political thought. To this end, it aims to unveil the probability of eliminating theoretical and practical problematics encountered by the discourse regarding human rights. Through this inquiry, it employs a comparative analysis between the two political tendencies that are attested to be central and pivotal in contemporary thought. One of the tendencies in question is the identity (and difference) politics, and the other is the universality politics resting on citizenship. It is fair to say that debates around the theme of human rights are more largely related with the latter. One of the claims of the study is that constructing a complementary relevancy between the two may well provide an intellectual exercise enabling to dispel the legitimacy crisis experienced by the human rights. Currently, human rights discourse seems to bear a paradoxical nature. Advanced Western societies based on post-industrial model express the need for the politics capable of preserving and improving human rights. But human rights are getting violated and instrumentalized by the possessors of this discourse and administrators, or the other ideological communities, and the state authorities. The discrepancy in practice is clearly affiliated with a theoretical dilemma, as well. From this vantage point, it is notable that the most pivotal theoretical dilemma before human rights stems from the evolution of universality discourse towards a pattern that homogenizes and abnegates distinct identities. İdentity politics that may well be described as endeavors for eliminating dilemmas created by universality arguments embody the risk of implanting human rights on specific identities. Hence, there exists a need for a new practice of thought, not isolated from the both but capable of constructing a relevancy between the former and latter. This study aims to contribute to the search for a practice of thought in relation that abstains from underestimating identity politics and struggles without degrading the politics on rights to merely identity conflicts, and avoiding from imprisoning the citizenship to the universality's shell. Accordingly, the study conducts a critical comparison among Ronald Dworkin, Jürgen Habermas and Michel Foucault's treatises. It is examined what kind of contributions of them can make to contemporary political thought in terms of overcoming the tensions of the two political tendencies and reaching a new thinking practice in the context of human rights.

Benzer Tezler

  1. Ronald Dworkin'in eşitlikçi liberalizminde Anayasal Demokrasi teorisi

    The theory of Constitutional Democracy in Ronald Dworkin's egalitarian liberalism

    ERTUĞRUL KAAN YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEYNEP ÖZLEM ÜSKÜL ENGİN

  2. Le rapport des droits de l'homme au politique: Lefort et Rancière

    İnsan haklarının politik-olan bağlantısı: Lefort ve Rancière

    EYLEM YOLSAL MURTEZA

    Doktora

    Fransızca

    Fransızca

    2022

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİYE KARABÜK KOVANLIKAYA

  3. Axel Honneth'in toplum felsefesinde tanınma ve özgürlük

    Recognition and freedom in Axel Honneth's social philosophy

    DOLUNAY ÇÖREK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    FelsefeGalatasaray Üniversitesi

    Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET ULVİ TÜRKBAĞ

  4. John Rawls ve Thomas Pogge'de küresel adalet düşüncesi ve insan hakları

    The idea of global justice and human rights in John Rawls and Thomas Pogge

    GAMZE KANIMDAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    FelsefeMaltepe Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İOANA KUÇURADİ

  5. Platon'da bilgi-iktidar ilişkisi

    The relationship between knowledge and power in Plato

    NİHAL PETEK BOYACI GÜLENÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    FelsefeUludağ Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET CEVİZCİ