Augusatinus'un Yeni Platoncu, Epikurusçu ve kynikler okullarına bakışı: De livitate dei
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 74322
- Danışmanlar: PROF. DR. ERENDİZ ÖZBAYOĞLU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri, Ancient Linguistics and Cultures
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1998
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Latin Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 47
Özet
ÖZET Augustinus de Civitate Dei adlı eserini Hıristiyanlığı paganların eleştirilerine karşı korumak amacıyla yazmıştır. Paganlara göre Roma'nın Gotlar tarafından fethi, tanrıların Hıristiyanların cezalandırılmaması ve saygısızlıklarından dolayı duydukları öfkenin sonucudur. Augustinus ayrıca bu eserinde tanrısal adaletten söz eder: insan topluluğunda olan her şey sadece Tanrı'nın inayetinin sonucudur ve insanoğlunun özgür iradesi yok olmadan ya da kısıtlanmadan, insan davranışları sonsuz bilgeliğin son amacına ulaşmak için yönlendirilir. Bu eseriyle Augustinus'un, insanlığı düzenleyen psikofizyolojik kurallarla ilgili sorunların çözümlenmesiyle uğraşan tarih felsefesinin kurucusu olduğu kanıtlanıyor. Tarih felsefesine göre, özgür insan iradesinin özel, geçici, rastlantısal nedensel ve davranışlarıyla olayları belirlemesinden başka, üstün bir kural, her şeyin düzenleyen, Tanrı denilen bir neden vardır.“Tanrı Devleti”adlı eserinde Augustinus Eski Yunan ve Romalı felsefecilerin Hıristiyanlık öğretisiyle bağdaşmayan bazı öğretilerini eleştiriyor. Eserde yer alan ve yazarın yukarıda belirtilen felsefecilerle ilgili görüşleri bu tezin konusu oluşturup felsefe okullarına göre bir sıralama yapılmıştır: Platoncu ve veniPlatoncu felsefeciler. Bu felsefecilere göre bedenin ruhtan ayrılması (ölüm) mutluluktur çünkü inançlarına göre beden, ruhun içinde yaşadığı bir hapishanedir. Ruh bedene girmedenönce, bedenden kurtulduğu an geri döneceği, ideaların tanrısal dünyasında belli bir süre yaşamıştır. Augustinus çeşitli savlar kullanarak bu felsefecilerin savının temelsiz olduğunu, çünkü kutsal Kitap' ın öğretisine göre, beden ile ruhun ayrılması Adem ile Havva'nın, onlara Tanrı tarafından verilen özgürlüğü kötüye kullanarak, Cennet'te işledikleri İlk Günah'ın cezası olarak ortaya çıkar. Ayrıca aynı felsefecilere göre dünyevi bedenler göksel varlıklarla bağdaşmaz, ölümden sonra yeryüzünde kalmaya devam ederler. Aksine, Augustinus bedenlerin dirilmesi ve İsa'nın yeniden gelişiyle ilgili Hıristiyanlık öğretisine değinerek, bedenlerin sonsuza dek dünyada kalmayacağını, dirileceklerini savunuyor. Bu bedenlerin yeryüzü cennetindeki insanların bedenlerinden ruhsal açıdan da daha mükemmel olmalarının nedeni ruha dönüşmeleri değil, ruha tamamen boyun eğmelerinden dolayı, ruhun, onlardan gelecek hiçbir engellemeyle karşılaşmadan bu bedenleri istediği gibi kullanabilmesidir. Bedensel ölümün, Adem ile Havva'nın ahlaki düşüşünün bir sonucu olduğunu savunan Augustinus, yukarıdaki felsefecilerin, insanların günah işlememiş olsalardı dahi ölecekleri inancına karşı çıkıyor. Son olarak, Platoncu felsefecilere göre, ölümlü bedenin etkisiyle, ruhta ahlaki yozlaşma yaratan tutkular doğar. Augustinus tam aksine,ruhtaki tutkuların sorumlusunun beden değil, insan ruhunun devinimlerini de tutkularını da yaratan, insan iradesi olduğunu kanıtlıyor. Epikurosçu Felsefeciler: Augustinus, zevkin, erdemden daha üstün olduğunu kabul eden Epikurosçu öğretiyi eleştiriyor. İnsanoğlunun yiyip içmesinin nedeni, duyumsal zevkin tadına varmak istemesi değil, bedeninin bakımı için gerekli dirimsel gereksinmelerini karşılaması için, yasal eşiyle ilişkiye girip, çocuk yapmasının nedeni de sadece ve sadece duyumsal zevk değil, insan soyunun devamını sağlamak içindir görüşünü savunuyor. Kynik Felsefeciler: Son olarak Augustinus Klinik felsefecilerin, üreme içgüdüsünün toplum içinde de tatmin edilmesi ayıp değildir öğretisini eleştirip, cinsel ilişki sırasında insanın duyduğu utancın doğal olduğunu, kökenininse Adem ile Havva'nın ahlaki düşüşlerinden sonra ruhlarında meydana gelen durum olduğunu savunuyor. Adem ile Havva'nın ruhsal durumlarındaki bu değişim bütün insanlığa miras kaldı.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Platon'da varolma ile idea arasındaki ilişki ve yeni Platoncu yorumu üzerine bir karşılaştırma
A comparison on the relationship between 'being' and idea in Plato and its neo-platonist interpretation
FADİME ERCİYES ÖZKAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
FelsefeAydın Adnan Menderes ÜniversitesiFelsefe Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ TUNCAY SAYGIN
- Augustinus'un teslis anlayışı
Augustine's theory of trinity
ŞEYMA LEVENT
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
Dinİbn Haldun ÜniversitesiDin Bilimleri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖMER FARUK HARMAN