Geri Dön

Learners' reflections on experiencing augmented reality in the English classroom at tertiary level

Yükseköğrenim düzeyinde İngilizce sınıfında artırılmış gerçeklik deneyimlerine yönelik öğrenci yansıtmaları

  1. Tez No: 752788
  2. Yazar: OZAN VARLI
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZLEM ETUŞ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Artırılmış Gerçeklik, Yabancı Dil Öğrenimi, Öğretim Teknolojileri, Augmented Reality, Foreign Language Education, Instructional Technology
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 290

Özet

Bilişim teknolojilerindeki yeniliklerin hemen her alanda olduğu gibi dil öğretimi alanında da getirdiği katkıların bu alanda olumlu yönde bir değişime ve dönüşüme öncülük ettiği son yıllarda yapılan araştırmalarda sıklıkla vurgulanmaktadır. Bu yenilikler arasında adından sıkça söz ettiren Artırılmış Gerçeklik (AG), kullanıcılarının çeşitli araçlar ve uygulamalar vasıtasıyla fiziksel ve sanal dünyalardaki kavramları ve nesneleri bir araya getirebilmelerini mümkün kılmakta ve öğretmenlerin ve öğrencilerin geleneksel ders içeriklerini ve etkinliklerini daha farklı deneyimlemelerini sağlayan bir yenilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma, geniş bir çerçeveden bakıldığında, son yıllarda pek çok alanda gerçekleşen dijitalleşme süreçlerinin gerekli kıldığı eğitimde dönüşümden kaynaklanan sorunları ele almak için bir yükseköğretim düzeyinde zorunlu dil eğitim hazırlık programında geleneksel öğrenme materyallerine ek olarak AG'nin potansiyelini keşfetmeyi amaçlamaktadır. Ancak daha ayrıntılı bakıldığında, AG'nin söz konusu bağlamda öğrencilerin dil öğrenme deneyimini nasıl etkilediğini ve geleneksel tekniklerle birlikte kullanıldığında sınıftaki öğrenme kültürüne nasıl katkıda bulunduğunu ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. AG üzerine yapılan çalışmalar dikkate alındığında, daha fazla sayıda katılımcıyı içeren, daha uzun uygulama sürelerini kapsayan, daha gerçekçi öğrenme senaryolarındaki kullanıcı deneyimine dayalı, çoklu modalitelere sahip güncel AG sistemlerinin kullanıldığı, karma yöntem araştırma modelleriyle desteklenmiş daha detaylı çalışmalara ihtiyaç olduğu görülmektedir. Bu nedenle, bu çalışma, AG'nin eğitimdeki, özellikle dil öğretimindeki, mevcut uygulamaları nasıl etkileyebileceği konusunda daha derin bir anlayış kazanabilmek için katılımcılarının deneyimlerine yönelik bilgi toplamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, bir yükseköğretim kurumunun hazırlık dil programında yabancı dil olarak İngilizce sınıfında öğrencilerin alıcı (receptive) ve üretici (productive) becerilerin etkin kullanımına odaklanan, bir dönem süresince AG temelli bir öğretim modelinin uygulanma sürecinin ayrıntılı bir açıklamasını sunmaktadır. Nitel ağırlıklı karma yöntem araştırma modelinin benimsendiği bu çalışmada, AG yeni bir öğrenme teknolojisi olarak sınıf içi öğrenmeye dahil edilmiştir ve yüksek öğrenim düzeyindeki İngilizce hazırlık sınıfı öğrencilerinin bunu nasıl deneyimlediği araştırılarak AG'nin bir öğrenme aracı olarak öğrencilerin yansıtımları çerçevesinde sınırlılıkları ve olasılıkları araştırılmıştır. Bu karma yöntem araştırmanın nicel boyutu, nitel alana yerleştirilerek katılımcıların teknolojik farkındalıkları ve yeni teknolojileri kullanmaları ile yeni teknolojilerle dil öğrenmeye yönelik tutumları istatistiksel olarak da araştırılmıştır. Bu nicel boyut, nitel bulguları destekleyici bir görüş sağlamakla birlikte, aynı zamanda araştırma katılımcılarının genel profilini daha nesnel bir şekilde tanımlamaya yardımcı olmuş, deney grubu (n=18) ile kontrol grubunun (n=18) performanslarını kıyaslama imkânı sunmuştur. Nitel boyut ise, araştırma sorularına daha kapsamlı bir düzeyde bütüncül bir yorum getirebilmek için, katılımcıların AG ile dil öğrenme deneyimini, yine onların bireysel yorumları ve gözlemlenen davranışları üzerinden betimlemeyi amaçlamaktadır. AG grubundaki katılımcıların ilk elden deneyimlerini analiz etmek için, aynı zamanda dersin okutmanı olan araştırmacı tarafından, birbirinden farklı AG öğrenme görevleri geliştirilmiş ve bir dönem boyunca öğretilecek şekilde Orta Düzey Öncesi (Pre-Intermediate) Dinleme ve Konuşma ders müfredatına aktarılmıştır. 14 haftalık uygulama sürecinde katılımcılar, arka planda kurumsal öğrenme yönetim sistemi Moodle tarafından desteklenen Aurasma mobil AG uygulaması üzerinde geliştirilmiş öğrenme arayüzünü kullanarak bahsi geçen öğrenme görevlerine ve içeriğine erişerek AG ile öğrenmeyi deneyimlemişlerdir. Veri toplama süreci, nitel düzeyde 14 haftalık katılımcı gözlemi, iki tur yarı yapılandırılmış mülakatlar ve öğrenme günlükleri, nicel düzeyde ise ön ve son testli anketler ve başarı testleri dahil olmak üzere farklı veri toplama araçlarını içermektedir. Uygulama süresinin sonunda nitel veriler iki döngü in vivo ve desen (pattern) kodlamasından sonra NVivo üzerinde Tematik Analiz ile analiz edilirken, nicel veriler SPSS üzerinde parametrik olmayan testler ile analiz edilmiştir. Yani deney grubunda (n=18), anket ve başarı testinin ön ve son testlerinin sonuçları Wilcoxon Signed Rank Test (ilgili iki örneklem) ile analiz edilirken, deney ve kontrol grupları arasında (n=36), sonuçlar Mann-Whitney U Testi (iki bağımsız numune) ile her iki grubu istatistiksel olarak anlamlı bir fark açısından karşılaştırarak analiz edilmiştir. Nitel bulgular, dört ana kategori etrafında düzenlenmiştir. İlk kategori, öğrenme deneyimi, öğrencilerin deneyimlerine doğrudan referanslarla bir eğitim aracı olarak AG'nin potansiyelinin açıklayıcı bir açıklamasını sunmayı amaçlarken, ikinci kategori, dil ile etkileşim, yani dil pedagojisi ile ilgili temel konuların yanı sıra öğrencilerin yabancı dil öğrenimindeki bireysel gelişimleri ile ilgili konulara açıklık getirmektedir. Üçüncü kategori olan teknik değerler ve yükümlülükler, AG ile öğrenmenin mevcut altyapı, dağıtım ve uygulama çerçevesindeki teknik süreçler, prosedürler ve zorluklar kadar katılımcıların beklentileri ve endişeleri ile ilgili bulguları sunmaktadır. Son olarak, dördüncü kategori olan öğretim değerleri ve yükümlülükleri, AG ile öğrenme ve öğretme ile ilgili öğretim konularına özgü bulguları paylaşmaktadır. Dil ile etkileşim kategorisindeki nitel bulgular, AG tarafından en uygun ve desteklenen beceriler olarak dinleme ve konuşma becerilerini öne çıkarırken, yeterli odak ve dikkat verilmesi halinde okuma ve yazma becerilerinin de geliştirilebileceğini göstermektedir. Benzer şekilde nicel bulgular, deney grubundaki katılımcıların mobil cihazlarını kontrol grubuna göre yorum yazma, dinlerken not alma ve çevrimiçi ses/video klipleri dinleme/izleme için önemli ölçüde daha fazla kullandığını ortaya koymuştur. Katılımcılar arasında çalışmada kullanılan AG ile öğrenme modelinin dilbilgisi öğrenimine direkt bir katkısı olmadığı görüşü baskınken, belirli form ve ifadelerin modellenerek dolaylı yoldan edinimini sağlayan ve aynı zamanda dilin yapısı ile ilgili farkındalık artıran etkinliklerin bu bağlamda faydalı olabileceği öngörülmüştür. Sözcük bilgisi etkinlikleri en çok tercih edilen AG etkinlikleri olmalarının yanı sıra katılımcılar tarafından en etkili ve ilgi çekici görevler arasında derecelendirilmekte ve bu tür görevlerin dil ile yüksek düzeyde etkileşim sağladığı düşünülmektedir. AG'nin daha esnek olan yeni bir arayüz sağladığı ve öğretimin farklı aşamalarında yer alan teknik ve pedagojik zorluklara pratik çözümler sunduğu iddia edilebilir. Katılımcılar, doğal konuşma dilinin farklı seviyelerde nasıl kullanıldığına dair daha büyük bir farkındalık geliştirirken, dilin konuşulan özelliklerinin yazılı özelliklerinden nasıl farklı olduğunu anlayabilme fırsatı bulmuşlardır. Bu tür bağlamlarda ve seviyelerde doğal konuşmayı keşfetmeleri, onlara iletişimin günlük hayatta nasıl gerçekleştiğine dair daha kapsamlı bir anlayış sağlamakla kalmamış kendi performansları üzerinde düşünmelerine de yardımcı olmuştur. Nicel bulgular, deney grubu ve kontrol grubunun, yeni teknolojilerin kullanımına ilişkin farkındalık düzeyleri ve görüşleri ile ilgili benzer geçmişleri ve deneyimleri paylaştığını göstermektedir. Her iki grubun ön test puanları Mann-Whitney U Testi kullanılarak karşılaştırıldığında aralarında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu durum, uygulamanın başlangıcında her iki grubun farkındalık ve kullanım düzeylerinin hemen hemen aynı olduğunu göstermektedir. Ancak her iki grubun son test puanları incelendiğinde üç maddenin istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir. Bu anlamlı bulgulara göre öncelikle öğrencilerin sınıf içi deneyimleri, cihaz kullanma becerilerine ve farkındalık seviyelerine olumlu katkılar sağlamıştır. AG görevlerini yerine getirmek için sınıfta akıllı cihazların yoğun kullanımı nedeniyle, deney grubu katılımcıları donanım veya yazılımdan kaynaklanan zorluklarla başa çıkmak için farklı stratejiler geliştirebilmiştir. Benzer şekilde, AG ile öğrenme, katılımcıları aynı zamanda kontrol grubuna kıyasla daha özerk hale getirerek yeni teknolojileri kullanmalarını teşvik etmiştir. Son olarak, AG ile öğrenme deneyimine sahip katılımcıların, yeni teknoloji edinimi söz konusu olduğunda kendi kararlarını verebilme özgüvenini gösterebildikleri anlaşılmaktadır. Her iki grubun son test puanlarının karşılaştırılmasında ortaya çıkan üç anlamlı maddenin yanı sıra, deney grubunda son test puanlarının da arttığı görülmektedir. Bireysel puanlardaki artış istatistiksel olarak önemli görünmese de, analizde bir madde anlamlı olarak işaretlenmiştir. Katılımcıların, uygulamanın başlangıcından sonuna kadar geliştirilen yeni teknolojileri kullanma konusundaki farkındalıkları ve bilgileri, AG ile öğrenme prosedürleri hakkında daha özerk ve bilinçli hissettikleri anlaşılmaktadır. Deney grubu, sınıfta mobil cihazlarını sadece sesli materyalleri dinlemek ve özgün videolar izlemek gibi alıcı (receptive) etkinlikler için değil, aynı zamanda tartışma forumlarında yazma ve dinlerken not alma gibi üretken (productive) etkinlikler için de kullanma alışkanlığı geliştirmişlerdir. Bu sonuçlar, AG ile öğrenmenin katılımcılar açısından dijital yetkinliğin öğrenim amaçlı kullanım becerisini artırdığı, katılımcılara hedef dilde daha fazla uygulama ve üretim yapma fırsatları tanıdığı ve onların sınıf içinde ve dışında fikirlerini ve görüşlerini ifade etmeleri için yeni bir dizi etkileşimli araç sağladığı bulgulanmıştır. Son olarak, deney grubunun son test puanlarındaki anlamlı değişimi tanımlayıcı ve destekleyici nitelikte bir başka bulgu ise katılımcıların gelecekteki öğrenmelerinde yeni teknolojileri daha verimli ve daha özerk bir şekilde kullanabilecekleri yönündeki görüşlerini olumlu olarak önemli ölçüde değiştirmiş olmalarıdır. Başarı testi sonuçları hem ön test hem de son test puanları parametrik olmayan MannWhitney U Testi ile analiz edildiğinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Bu sonuç deney grubundaki öğrencilerin AG kullanmanın dil öğrenme deneyimlerini iyileştirdiğini düşünmelerine veya buna inanmalarına rağmen, kontrol grubuna kıyasla sınav performanslarının farklı olmadığını göstermektedir. Neticede öğrencilerin yeni teknolojiler, özellikle de AG hakkında olumlu görüşlere sahip olmasının tek başına sınavlarda daha yüksek puanlar sağlamaya yetmeyeceği ve bunun sonucunda öğrenmede direkt başarıya dönüşemeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Sonuç itibarıyla, bu çalışma öğrencilerin öğrenme deneyimlerine ilişkin yansıtmalarını temel alarak dil sınıfında AG'nin potansiyelini keşfetmeyi ve sergilemeyi, yenilikçi öğrenme araçları ve tekniklerinin tasarımı ve geliştirilmesi için gereken öngörüleri elde etmeyi ve alandaki mevcut araştırma çabalarına katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Aynı zamanda, bu araştırma AG'nin öğrenciler tarafından nasıl algılandığı ve tanımlandığı, belirli dil öğrenme bağlamlarında nasıl deneyimlendiği, kullanımıyla ilgili bazı teknik ve eğitsel özelliklerin neler olduğu ve son olarak öğrencilere bir eğitim aracı olarak neler sunduğu hakkında ayrıntılı bir açıklama sağlamıştır. Bunu yaparken dil sınıfındaki geleneksel uygulamalara eleştirel bir bakış sağlayarak öğrenme içeriği sunmanın alternatif yollarını tanıtmış, katılım ve etkileşimi teşvik etme potansiyeli yüksek mobil tabanlı bir AG öğrenme arayüzü ile teknoloji entegrasyonunun sınırlarını genişletmiştir.

Özet (Çeviri)

The contributions of the recent innovations in the world of information technologies have driven an ongoing transition and transformation in the field of language education, as in any particular field, and this change has often been referred to as improving the quality of educational experience in the recent literature. Among these innovations, Augmented Reality (AR) particularly stands out as it enables its users to bring together the concepts and objects in the physical and virtual worlds through specific tools and applications, and allows teachers and learners experience the traditional course content and activities in an exceptional way. This study, in a wider sense, aims to explore the potential of AR as a supplement to the traditional instructional materials in a higher education language support program in order to address the issues arising from the educational transformation as a consequence of ongoing digitalization in many aspects of life. However, in a more detailed perspective, it aims to find out about how AR impacts the language learning experience of learners within the given context and contributes to the learning culture in the classroom when utilized along with traditional techniques. By adopting a qualitatively driven mixed method research frame, this study incorporates AR as a novel learning technology into classroom learning and explores its potential by investigating how preparatory year English learners at tertiary level experience it. The quantitative strand of this mixed methods research is embedded into the qualitative strand and aims to provide insights to the qualitative findings by statistically investigating the participants' technological awareness and use of new technologies and their attitudes towards language learning with new technologies and tries to compare the performances of the experimental group and control group participants within and across in order to portray the general profile of the research participants in a more objective manner. The qualitative strand, on the other hand, intends to find out about the participants' language learning experiences with AR along with their opinions on new technologies, through their individual remarks and observed behavior, in order to bring about a holistic interpretation of the situation at a broader level. To analyze the first-hand experiences of EFL learners in the AR group, various AR tasks have been developed and incorporated into a semester-long Pre-Intermediate Listening and Speaking course by the researcher who was also the instructor of the course. During the 14- week implementation period, the participants have experienced AR by accessing the AR learning content via the custom AR learning interface based on the mobile AR app, Aurasma, supported by the institutional learning management system, Moodle. The data collection procedures involved a variety of instruments including 14-week participant observation, two sets of semi-structured interviews, and weekly learning journals in the qualitative strand as well as pre and post questionnaires and achievement tests in the quantitative strand. At the end of the implementation period, the qualitative data was analyzed with Thematic Analysis on NVivo after two cycles of in vivo and pattern coding, while the quantitative data was analyzed with non-parametric tests on SPSS. That is, within the AR group (n=18), the results of the pre and post tests of the questionnaire and achievement test were analyzed with Wilcoxon Signed Rank Test (two related samples), whereas between the experimental group and control group (n=36), the results were analyzed with Mann-Whitney U Test (two independent samples) in order to compare both groups for any statistically significant difference. The qualitative findings are presented in four main categories. While the first category, learning experience, presents a descriptive account of AR's potential as an educational tool with direct references to the learners' experiences, the second category, engagement with language, highlights specific matters relevant to the linguistic progress of the individual learners as well as trending topics related with language pedagogy. The third category, technical assets and liabilities, introduces findings regarding the participants' expectations and concerns as well as technical processes, procedures, and challenges within the existing infrastructure, deployment, and implementation frame of the AR learning. Finally, the fourth category, instructional assets and liabilities, presents further themes that are peculiar to instructional matters with regards to learning and teaching via AR. The quantitative findings suggest that the experimental group and control group share similar backgrounds and experiences regarding their awareness levels and opinions on the use of new technologies. When the pre-test scores of both groups are compared using Mann-Whitney U Test, no significant difference was found. This indicates that both groups were almost identical in their awareness and usage levels at the beginning of the implementation. However, when the post-test scores of both groups are analyzed, three items are found to be statistically significant. First of all, the in-class experience of the participants in the experimental group contributed positively to their device using skills and their awareness levels. Due to the intensive use of smart devices in class to perform the AR tasks, the participants seem to have developed the strategies to cope with challenges posed by hardware or software. Second, AR learning encouraged the participants' use of new technologies by making them more autonomous at the same time. Finally, the participants' AR learning experience must have contributed to their self-confidence and self-esteem in a positive way that they can make their own decisions when it comes to new technology ownership. In addition to the three significant items from the comparison of the post-test scores of the two groups, within the experimental group, it can be seen that post-test scores have also increased. Although the increase in the individual scores do not stand out as statistically substantial, one item has been marked significant in the analysis. The participants' awareness and knowledge in using new technologies improved from the beginning of the implementation until the end. They developed the habit of using their mobile devices in class not only for receptive activities such as listening to audio materials and watching more authentic videos, but also for productive activities such as posting in discussion forums and taking notes. These results may suggest that AR learning made them gain new skills, expanded participants' opportunities for more practice and production in the target language, and provided them with a new set of interactive tools to get involved and express their ideas and opinions in and outside class. Likewise, in the post test of“Attitudes Towards Language Learning with New Technologies”, the participants significantly changed their opinion in favor of the new technologies and indicated that you could continue learning by themselves with the help of new technologies in the future. There is statistically no significant difference between the groups when their achievement test scores, both pre-test and post-test scores, were analyzed with the non-parametric MannWhitney U Test. This might indicate that while the learners in the experimental group think or believe that using AR improved their language learning experience, their test performance did not differ. This may suggest that learners' holding positive opinions of new technologies, AR in particular, does not on its own ensure higher scores in tests and as a result translate into success in learning. In conclusion, the study has explored and showcased the potential of Augmented Reality in the language classroom via learners' reflections on their learning experience, derived insights for the design and development of innovative learning tools and techniques, and contributed to the existing research efforts in the field. It has provided a detailed account of how AR is perceived and defined by learners, how it is experienced in specific language learning contexts, what some technical and instructional considerations are regarding its use, and finally what it offers as an educational tool to learners. In doing so, this study has also challenged conventional practices in the language classroom, introduced alternative ways of delivering learning content, fostered engagement and interaction, and expanded the boundaries of technology integration via a mobile-based Augmented Reality learning interface.

Benzer Tezler

  1. Matematik öğretmeni adaylarıyla bağlamsal öğrenme ve öğretme deneyiminin değerlendirilmesi

    An evaluation of contextual teaching and learning experience with pre-service mathematics teachers

    HAKAN ÇATLIOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Eğitim ve ÖğretimKaradeniz Teknik Üniversitesi

    Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADNAN BAKİ

  2. Sözlü tarih yönteminin ortaöğretim öğrencilerinin tarih algısı üzerindeki yansımaları

    Reflections of oral history method on secondary school students 'perception of history

    SEDA KARA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Eğitim ve ÖğretimMarmara Üniversitesi

    Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜL TUNCEL

  3. Digitalization of learning: A comparative study of university learners' and lecturers' perceptions and experiences on distance education: A Hakkari University case

    Öğrenmenin dijitalleşmesi: Üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının uzaktan eğitim algıları ve deneyimlerinin karşılaştırmalı bir incelemesi: Hakkari Üniversitesi örneği

    ABDULLAH YOLDAŞ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Eğitim ve ÖğretimÇukurova Üniversitesi

    İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDOĞAN BADA

  4. Mimari tasarım eğitiminde stüdyo kültürü araştırması: Öğrenen-merkezli ortamın yansımaları

    Studio culture in architectural design education: Reflections of learner-centered environment

    CEMİLE SANEM ERSİNE MASATLIOĞLU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NURBİN PAKER KAHVECİOĞLU

  5. Mimarlık öğrencilerinin aktif olma alanının tanımlanması; herkes için mimarlık oluşumu üzerine bir değerlendirme

    Defining the architecture students' state of being active; a consideration about the formation of architecture for all

    MİHRİBAN DUMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. İFFET HÜLYA ARI