Geri Dön

Büyük Menderes Havzası'nın batısındaki doğal ortam ile arazi kullanımı arasındaki ilişkiler

Relationship between natural enviroment conditions and land use i̇n the West Büyük Menderes watershea Basin

  1. Tez No: 754548
  2. Yazar: YILDIRIM KIVANÇ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. İBRAHİM ATALAY
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Coğrafya, Geography
  6. Anahtar Kelimeler: Büyük Menderes Havzası, arazi yetenek sınıfları, arazi kullanımı, Büyük Menderes (Big Meander) Basin, land capability classes, land us
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Eğitim Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Coğrafya Öğretmenliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 219

Özet

TOPRAKSU Teşkilatı, ABD Toprak Muhafaza Servisi tarafından kullanılan arazi kabiliyet sınıflandırma sistemini esas alarak ülkemizde arazileri kabiliyet sınıflarına ayırmıştır. Hâlihazırda bu sınıflandırma sistemi kullanılmakta, toprak ve arazi ile ilgili pek çok çalışmaya temel dayanak oluşturmaktadır. Ancak bu sınıflandırma sisteminde dikkate alınan ölçütler, kullanılan metot ve materyalin, ülkemizin koşullarına fazla uygunluk gösterdiği söylenemez. Şöyleki iklim elemanları ile engebeli ve dağlık alanlarda toprakların aşınmasıyla yüzeye çıkan ana materyalin toprak oluşumu ve arazinin kabiliyet sınıfları ayrımı üzerindeki etkisinin yeterince değerlendirilmediği, bu sınıflandırma sisteminin daha çok tarım topraklarıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır (Atalay ve Gökçe Gündüzoğlu, 2015, 9). Bu çalışmanın amacı araştırma sahasının anamateryal-toprak özellikleri, jeomorfoloji-topografya koşulları, iklim unsurlarına ait özellikler ve bitki örtüsünden oluşan doğal ortam koşullarını dikkate alarak arazileri yetenek sınıflarına ayırmak, ideal kullanım biçimlerini ortaya koymak ve arazilerin mevcut kullanımından kaynaklanan sorunlara çözüm önerilerini sunmaktır. Bu amaçla sıcaklık, buhar basıncı, buharlaşma, bağıl nemlilik ve yağışa ilişkin veriler Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden temin edilmiştir. Toprak tiplerinin fiziksel ve kimyasal özelliklerine ilişkin bilgiler için toprak numunelerinin laboratuvar analiz sonuçlarından faydalanılmıştır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından arazilerin nitelikleri ile ilgili veriler sağlanmış, mevcut arazi kullanım durumu için 2018 yılına ait CORINE veri tabanından, 2020 yılına ait Landsat uydu görüntüleri ve saha gözlemlerinden yararlanılmıştır. Çalışmada karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sahamız Ege Bölgesi'nin Ege Bölümü'nde Büyük Menderes Havzası'nın batısında, 37º2ʹ - 38º1ʹ kuzey enlemleri, 27º - 28º 1ʹ doğu boylamları arasında yer almaktadır. Sahanın sınırlarının belirlenmesinde, farklı litolojideki ana materyal, toprak türleri ve yükselti, eğim, bakı gibi topografya koşulları ile iklim unsurlarında görülen farklılıkların arazilerin nicelik ve niteliklerini, yetenek sınıflarını ve kullanım biçimlerini nasıl etkilediği hususu dikkate alınmıştır. Çalışma sahasının kuzeyinde Aydın dağları ve bu dağların güneybatı uzantısı olan Dilek Yarımadası dağları, güneyinde ise Menteşe dağları yer almaktadır. Oluşum itibariyle birer horst olan bu dağlar arasında Büyük Menderes graben sahası ve bu sahada da Aydın, Germencik, Koçarlı ve Söke ovaları, Menteşe dağlık alanı içinde ise Karpuzlu, Turgut ve Milas ovaları yer almaktadır. Dağların güney ve kuzey yamaçlarından ova tabanına doğru Neojen kumlu, killi depolar, Pliyo-Kuvaterner konglomera, kumlu killi depolar ile birikinti koni ve yelpazeleri bulunmaktadır. Söke Ovası'nın güneybatısında Didim Platosu yer almaktadır. Dağlık alanlarda gnays, kuvarsit, kuvarsit şist ve granit üzerinde kumlu ve kumlu balçık bünyede kireçsiz kahverengi orman toprakları, mermer ve kireçtaşları üzerinde çatlak ve tabaka aralarında killi bünyede Kırmızı Akdeniz toprakları oluşmuştur. Aydın ve Dilek Yarımadası dağlarının güney eteklerinde, Karpuzlu, Turgut ve Milas ovalarını çevreleyen dağların yamaç eteklerinde orta ve kaba bünyeli, ovaların kenar kesimlerinde ise orta ve ince bünyeli kolüvyal toprakları yer alır. Ayrıca Yeniköy ve Balat'ın güneyinden Ege Denizi'ne kadar uzanan Neojen arazisinde killi balçık bünyede rendzina toprakları, ova tabanlarında muskovit pulları içeren kum, mil, kil boyutundaki tortulların oluşturduğu alüvyal topraklar, deniz kıyısında ve Bafa Gölü kıyılarında hidromorfik alüvyal topraklar bulunur. Çalışma sahamızda Akdeniz iklim özellikleri görülmektedir. Sıcaklık yüksek olup ovalarda vejetasyon dönemi bütün yılı kapsamaktadır. İlk don olayı Aralık ayının son haftasında, son don olayı ise Şubat ayının ikinci haftasında meydana gelir. Yıllık toplam yağışın yarısı kış döneminde, geriye kalanı da ilkbahar ve sonbaharda oluşmaktadır. Bağıl nemliliğin düşük, buharlaşmanın yüksek olduğu yaz dönemi kurak geçer. Çalışma sahamızda 1000-1200 m yükseltilere kadar içinde makilerin de bulunduğu kızılçamlardan oluşan alt Akdeniz orman kuşağı, bu kuşağın üzerinde meşe, karaçam, ardıç ve kısmen fıstık çamından oluşan Akdeniz dağ kuşağı ormanları yer alır. Sulak alanlarda sucul bitkiler, tuzlu sahalarda tuza dayanıklı otsu türler bulunmaktadır. Genellikle ovalarda yer alan işlemeli tarıma uygun arazilerin yetenek sınıflamasında toprak kalınlığı, arazinin drenaj durumu, ıslaklık, sel basması, tuzluluk, alkalilik durumu ve arazinin kullanım yoğunluğu, dağlık engebeli alanlardaki arazilerin yetenek sınıflamasında ise fizyografik konum, eğim derecesi, etkili toprak derinliği, taşlılık, kayalık, anamateryalin fiziksel ve kimyasal özelliğine bağlı olarak verimlilik durumu, bitki örtüsü türü ve dağılım yoğunluğu esas alınmıştır. Buna göre çalışma sahasının toplam arazi varlığının %35,3'ünü tarım arazileri, %64,7'si tarıma uygun olmayan araziler oluştururken TOPRAKSU Teşkilatı tarafından yapılan arazi yetenek sınıflamasında tarım arazileri %33,3, tarıma uygun olamayan araziler %66,7 olarak belirtilmiştir. Başka bir değişle TOPRAKSU Teşkilatı tarafından yapılan arazi yetenek sınıflaması ile sahanın doğal ortam koşulları dikkate alınarak yapılan arazi yetenek sınıflaması karşılaştırıldığında hem tarıma uygun olan arazilerde hem de tarıma uygun olmayan arazilerde %2 oranında bir değişme belirlenmiştir. Tarım arazilerinde %2 artış gerçekleşirken tarıma uygun olmayan arazilerde %2 azalma söz konusudur. Tarım arazilerindeki en büyük değişim %9,6'lık bir artış ile II. yetenek sınıfı arazilerde, en az değişim ise %0,7'lik bir artışla IV. yetenek sınıfı arazilerde gerçekleşmiştir. Tarıma uygun olmayan arazilerde en fazla değişim %7,9 oranında bir azalma ile VI. yetenek sınıfı araziler, en az değişim ise %0,7'lik bir artışla VIII. yetenek sınıfı arazilerde gerçekleşmiştir. Arazi yetenek sınıflarının değişim yönleri incelendiğinde en fazla değişim %28,6 ile III. yetenek sınıfı iken II. yetenek sınıfı olan arazilerde, ikinci olarak %13,5 ile VI. yetenek sınıfı iken VII. yetenek sınıfı olan arazilerde, üçüncü olarak da %9 ile I. yetenek sınıfı iken II. yetenek sınıfı olan arazilerde gerçekleşmiştir. Çalışma sahasının yukarıda belirtilen doğal ortam koşulları dikkate alındığında ovalarda herhangi bir toprak sorununun yaşanmadığı, verimlilikleri iyi olan, yılda ikiden fazla ürün hasatının yapıldığı araziler I. yetenek sınıfı, ıslaklık sorununun drenajla halledilebildiği ve yılda iki kez ürün hasatının yapıldığı araziler II. yetenek sınıfı, drenaj yetersizliğinin görülmeye başlandığı, orta derecede tuzluluk ve alkalilik sorunlarının yaşandığı araziler III. yetenek sınıfı, yağışlı dönemde drenajın yetersiz olduğu, ıslaklık, tuzluluk, alkalilik sorunlarının yaşandığı ancak, toprakların yıkanmaya tabi tutularak geçici de olsa bu sorunların aşıldığı ve tarımsal faaliyetlerin sürdürüldüğü araziler IV. yetenek sınıfı olarak değerlendirilmiştir. TOPRAKSU Teşkilatı tarafından yapılan arazi yetenek sınıflamasında, doğal ortam koşullarına göre II. yetenek sınıfı olan bazı araziler III. yetenek sınıfı, IV. yetenek sınıfı olan bazı araziler de VI. yetenek sınıfı olarak değerlendirilmiştir. Bu arazilerde çoğunlukla pamuk tarımı yapılmakla birlikte yer yer buğday ve mısır da yetiştirilmektedir. Tuzluluk ve alkalilik sorunların yaşandığı arazilerin yıkanma işlemine tabi tutulması ve salma sulama yönteminin kullanılması uzun vadede toprak tuzluluğunu arttıracaktır. Bu nedenle su isteği az olan bitkilerin tarımına öncelik verilmeli, tuzluluk ve alkaliliğin azaltılmasına yönelik daha kapsamlı, uzun süreçli etkili eylem planları hazırlanmalı ve vakit geçirilmeden uygulanmalıdır. Denize yakın kesimlerde tuza dayanıklı otsu türlerin yer aldığı mera sahaları V. yetenek sınıfı araziler olarak değerlendirilmiştir. Rüzgar erozyonu riskinin bulunduğu bu sahalar aşırı otlatmaya maruz bırakılmamalıdır. Seyrek tuzcul bitkilerin bulunduğu araziler VI. yetenek sınıfı, sucul bitkilerle kaplı bataklık sahalar VIII. yetenek sınıfı araziler olarak değerlendirilmiştir. Yaban hayatının devamlılığı için bataklık sahaların düzenlenerek koruma altına alınması önem taşımaktadır. TOPRAKSU Teşkilatı tarafından yapılan arazi yetenek sınıflamasında tuza dayanıklı bitkilerin bulunduğu mera sahaları VI. yetenek sınıfı, sucul bitkilerle kaplı bataklık sahalar VII. yetenek sınıfı araziler olarak değerlendirilmiştir. Ovaların kenarlarına doğru orta ve ince bünyeli derin ve orta derinlikteki kolüvyal toprakların yer aldığı araziler III. ve IV. yetenek sınıfı, kaba bünyeli kolüvyal toprakların bulunduğu yamaç eteklerindeki araziler V. yetenek sınıfı olarak değerlendirilmiştir. Fizyolojik derinliğin fazla, verimliliğin ise düşük olduğu bu arazilerde genellikle zeytin tarımı yapılmaktadır. Kökleri derine inebilen incir ve üzüm gibi meyvelerin tarımı yaygınlaştırılmalı, toprak verimliliği arttırılmalıdır. Yamaçların zeytin tarımına açılan ya da bitki örtüsüyle kaplı olan kesimleri VII. yetenek sınıfı, bitki örtüsünden yoksun çıplak kesimleri ile kayalıklar VIII. yetenek sınıfı olarak değerlendirilmiştir. TOPRAKSU Teşkilatı tarafından yapılan arazi yetenek sınıflamasında kaba bünyeli kolüvyal toprakların bulunduğu yamaç eteklerindeki araziler çoğunlukla VI. yetenek sınıfı, bitki örtüsünden yoksun çıplak alanlar VII. yetenek sınıfı araziler olarak değerlendirilmiştir. Zeytin tarımının yapıldığı yamaç arazilerinde su ve toprak muhafazasına yönelik olarak yeterince önlem alınmalıdır. Çıplak sahalardan uygun olanları güneş enerjisinden faydalanma amaçlı olarak yararlanılabilir. Yüksek kesimlerde düz veya düze yakın araziler IV. yetenek sınıfı, eğimin az olduğu, bitki örtüsüyle kaplı orman ve mera sahaları VI. yetenek sınıfı olarak değerlendirilmiştir. Kumlu ve kumlu balçık bünyede kireçsiz kahverengi orman topraklarının yaygın olduğu bu arazilerde fıstık çamı dikimine daha fazla ağırlık verilmelidir.

Özet (Çeviri)

TOPRAKSU Organization has classified the lands in our country into capability classification on the basis of the land capability classification system used by the Soil Conversation Service of the USA. This classification system has already been used and laying a foundation for the studies related to soil and land. But, it can' t be said that the criteria taken into consideration, the methods and materials used in this classification system don't suit much to the conditions of our country. That is, it is understood that the effects of the climatic elements and the main material coming to the surface because of the erosion of the soil in the rugged and mountainous areas on the soil formation and classification capability distinction of the land hasn't been sufficiently appraised and this classification system is much more related to agricultural land. (Atalay and Gökçe Gündüzoğlu, 2015, 9). The aim of this study is to classify the lands capability classes by taking the main material-soil property, the conditions of geomorphology and topography, the properties related to climatic elements and natural environment conditions formed by vegetation into consideration, to reveal the ideal forms of their use, to offer solutions to problems arising from present land use. For this purpose,the data related to temperature, vapor pressure, evaporation, relative humidity and precipitation have been provided from the General Directorate of Meteorology Affairs. In order to determine the physical and chemical properties of soil types, laboratory analysis results of soil samples taken from the field were used. Data on the characteristics of the lands were obtained from the Ministry of Food, Agriculture and Livestock, and CORINE database of 2018, Landsat satellite images of 2020 and field observations were used for the current land use status. Mixed research method has been used in the study Our study area is located in the Aegean part of the Aegean Region, the west of the Büyük Menderes (Big Meander) Basin, between 37º2ʹ - 38º1ʹ north latitudes, 27º - 28º 1ʹ east longitudes. In determining the boundaries of the site, the main material in different lithology, soil types and topography conditions such as elevation, slope, aspect and how the differences in climatic elements affect the quantity and quality of the land, its ability classes and usage patterns have been taken into consideration. There lie Aydın Mountains in the north of the study area and the Dilek Peninsula Mountains, which are the southwest extension of these mountains, and the Menteşe Mountains in the South. Aydın, Germencik, Koçarlı and Söke plains take place among these mountains, which are horsts by formation, and also Karpuzlu, Turgut and Milas plains take place in Menteşe Mountainous area. From the southern and northern slopes of the mountains to the base of the plain, there are neogene sandy, clayey deposits, Plio-Quaternary conglomerate, sandy-clay deposits, and accumulation cones and fans. Didim Plateau is located in the southwest of Söke Plain. In mountainous areas, limeless brown forest soils in sandy and sandy loam texture were formed on the gneiss, quartzite, quartzite schist and granite and also Red Mediterranean soils with clayey texture were formed between cracks and layers on marble and limestones. There are medium and coarse textured colluvial soils on the southern skirts of the Aydın and Dilek Peninsula mountains, on the slopes of the mountains surrounding the Karpuzlu, Turgut and Milas plains, and there are medium and fine textured colluvial soils on the margins of the plains. In addition, in the Neogene land extending from the south of Yeniköy and Balat to the Aegean Sea, there are rendzina soils with a clayey loam structure, there are alluvial soils formed by sediments in the size of sand, mile and clay containing muscovite scales on the bases of the plains, and also hydromorphicluvial soils on the sea coast and on the shores of Lake Bafa. Mediterranean climate characteristics are observed in our study area. The temperature is high and the vegetation period covers the whole year. The first frost occurs in the last week of December, and the last frost occurs in the second week of February. Half of the total annual precipitation occurs in winter, and the rest in spring and autumn. The summer period is dry with low relative humidity and high evaporation. In our study area, the lower Mediterranean forest belt consisting of red pines, including maquis appear at the altitudes of 1000 m-1200 m, and the Mediterranean mountain belt forests consisting of oak, larch, juniper and partly pine pine appear on this belt. There are aquatic plants in wetlands, and salt-tolerant herbaceous species in salty areas. Soil thickness, drainage status of the land, wetness, flooding, salinity, alkalinity and usage density of the land have been taken as a basis in the capability classification for the lands suitable for cultivated agriculture which are generally located in the plains, Physiographic location, degree of slope, effective soil depth, stony, rocky, productivity status depending on the physical and chemical properties of the parent material, vegetation type and distribution density have been taken as a basis in the ability classification of the lands in mountainous rough areas. Accordingly, 35,3 % of the whole research area is formed up by agricultural land, and 64,7 % is formed by non-agricultural land, and it has been determined by the capability classification conducted by TOPRAKSU Organization that agricultural lands form 33,3 % and non-agricultural lands form 66,7 %. In other words, when the land capability classification done by TOPRAKSU Organization and the land capability classification done regarding natural environment conditions are compared, a change of 2 % has been determined in lands both suitable for agriculture and not suitable for agriculture.While there occurs an increase of 2% in farmlands, there is a decrease of 2% in non-agricultural lands. The biggest change occurs in lands of capability class-II with an increase of 9,6%, and the least change occurs in lands of capability class-IV with an increase of 0,7%. In non-agricultural lands, the biggest change occurs in lands of capability class IV with a decrease of 7,9%, and the least change occurs in lands of capability class-VIII with an increse of 0,7%. When the aspects of changes are scrutinised, the biggest change is 28,6 % with the lands of capability class-II that were formerly capability class-III, the second biggest change is 13,5 % with the lands of capability class-VII that were formerly capability class-VI, the third biggest change is 9 % with the lands of capability class-II that were formerly capability class-I. When the natural environment conditions of the research area indicated above are regarded, the lands where there are no soil problems in the plains in our study area, with good productivity, where more than two crops are harvested a year, are rated as. capability class I, lands where the wetness problem can be solved by drainage and crops are harvested twice a year are rated as capability class II, lands where drainage insufficiency is observed and moderate salinity and alkalinity problems are experienced are rated as capability class III, lands where there is poor drainage, wetness, salinity and alkalinity problems but where agricultural activities are conducted by temporarily overtaking these problems by washing these lands are rated as capability class IV. According to the land capability classification done by TOPRAKSU Organization, the lands of capability class-II have been assessed as capability class-III, and the lands of capability class-IV have been assessed as capability class-VI according to natural environment conditions. In these lands, while cotton is cultivated mostly, wheat and corn are partly cultivated as well. The use of washing operation and the flood method for the lands where there are alkalinty and salinity problems will increase salinity rate in the long term. For this reason, priority should be given to the cultivation of plants with low water demand, more comprehensive, long-term effective action plans for reducing salinity and alkalinity should be prepared and carried out without delay. Pasture areas with salt-resistant herbaceous species close to the sea have been rated as capability class V lands. These areas where there is a risk of wind erosion should not be exposed to overgrazing. Lands with sparse saline plants are rated as capability class VI, marshy areas covered with aquatic plants are rated as capability class VIII. Regulating swampy areas and taking them under protection is of great importance for the continuity of wildlife. In the land capability classification done by TOPRAKSU Organization, the pasture grounds with salt resistant vegetation have been assessed as lands of capability class-VI, and the marsh areas covered by aquatic vegetation have been assessed as lands of capability class-VII. The lands with medium and fine textured deep soil and medium deep colluvial soil on the edges of plains have been assessed as lands of capability class-III and IV, and the lands in hillsides with coarse textured colluvial soil have been assessed as capability class-V. Olive cultivation is generally carried out in these lands where physiological depth is high and fertility is low. The cultivation of deep-rooted fruits such as figs and vines should be expanded and soil fertility should be increased. The parts of the slopes that are opened to olive cultivation or covered with vegetation have been rated as capability class VII, cliffs and the bare parts of the slopes with no vegetation are rated as capability class VIII. In the land capability classification done by TOPRAKSU Organization, the lands in hillsides with coarse textured colluvial soil have mostly been assessed as capability class-VI, and bleak areas with no vegetation have been assessed as capability class-VII. Enough measures should be taken to conserve water and soil on slopy lands where olive cultivation is carried out. Bleak areas that are appropriate can be used to benefit from solar energy. Flat or nearly flat lands at high sections are rated as capability class IV, forest and pasture areas with low slope, covered with vegetation are rated as a capability class VI. More emphasis should be placed on planting stone pines in these lands where sandy and sandy loam textured limeless brown forest soils are common.

Benzer Tezler

  1. Kemalpaşa havzasında arazi kullanımı bilincinin değerlendirilmesi

    The evaluation of land use consciosness at Kemalpaşa basin

    PERİHAN GÜL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    CoğrafyaDokuz Eylül Üniversitesi

    Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. ADNAN SEMENDEROĞLU

  2. Şaphane Dağı'nın fiziki coğrafya özellikleri

    Physical geography features of Saphane Mountain

    İBRAHİM HALİL YILDIRIM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    CoğrafyaHarran Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET SERDAR AYTAÇ

  3. Morphometric analysis of the basins between Atshan and al-Mishraq in Nineveh (Iraq)

    Ninova'da (Irak) Atshan ve al-Mishraq arasındaki havzaların morfometrik analizi

    ABDULLAH KHALİD ABDULLAH AL-HAYANI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    CoğrafyaKarabük Üniversitesi

    Coğrafya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÖZNUR YAZICI

  4. Modelling Kücük Menderes watershed using soil and water assessment tool (SWAT)

    Küçük Menderes Alt Havzası'nın swat (toprak ve su değerlendirme aracı) ile modellenmesi

    MOHAMMAD MATIN SADDIQI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MAHMUT EKREM KARPUZCU

  5. Küçük Menderes Havzasında oluşan zemin çökmelerinin yapay açıklıklı radar yöntemiyle izlenmesi

    Investigation of land subsidence in Küçük Menderes Basin bymeans of synthetic aperture radar (SAT) technique

    MURAT YALVAÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Jeoloji MühendisliğiGümüşhane Üniversitesi

    Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SELÇUK ALEMDAĞ