Geri Dön

Epileptik gebelerde hastalık seyri ile ilaç kullanımının gebelik ve yenidoğan sonuçlarına etkisi

The effect of disease course and drug use on pregnancy and perinatal outcomes in epileptic pregnants

  1. Tez No: 755872
  2. Yazar: AYBÜKE KEVSER HALAÇ ABASIYANIK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. YUSUF ÜSTÜN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Epilepsi, gebelik, antiepileptik ilaç, gebelik sonuçları, konjenital malformasyon, neonatal sonuçlar, folik asit, Epilepsi, pregnancy, antiepileptic drugs, maternal outcome, neonatal outcome, congenital malformation, folic acid
  7. Yıl: 2022
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 98

Özet

Amaç: Epilepsi, üreme çağındaki kadınlarda en sık, gebelikte ise migrenden sonra 2.en sık gözlenen nörolojik hastalıktır. Gebelikteki insidansı % 0.3 - 0.7 arasında bildirilmektedir. Epilepsi anne ve fetüs için olumsuz sonuçlarda artışa neden olur. Yapılan çalışmalarda abortus, antepartum kanama, postpartum kanama, hipertansif hastalıklar, doğum indüksiyonu, sezaryen, erken doğum, maternal mortalite ve fetal gelişim kısıtlılığı oranları epilepsisi olan gebelerde olmayanlara kıyasla yüksek olarak bulunmuştur. Bunlara ek olarak epileptik gebelerde antiepileptik ilaç kullanımına bağlı olarak fetal malformasyon oranları genel populasyona kıyasla artar; kullanılan ilaç sayısı arttıkça gebelik ve yenidoğan sonuçları olumsuz etkilenir. Epilepsinin üreme çağındaki dolayısıyla gebelerdeki sıklığı ve mortalite/morbidite sebebi olması; araştırma konumuz olmasına sebep olmuştur. Bu çalışmanın amacı; kronik bir hastalık olan epilepsinin sağlıklı gebelere kıyasla ve epileptik gebelerin ise kendi içerisinde gebelik süresince ilaç kullanımı/sayısının, nöbet varlığı/sayısının, folik asit desteğinin gebelik ve yenidoğan sonuçlarına etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Çalışma dahilinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde son 10 yılda doğum yapmış epileptik gebeler ile aynı zaman diliminde hastanemizde doğumu gerçekleşen tekil, ek hastalık ya da ilaç kullanımı olmayan sağlıklı gebeler içerisinden randomizasyon ile seçilen gebelerde; yaş, eğitim durumu, sigara-alkol kullanımı, ek hastalık varlığı, ilaç kullanımı, eş ile akrabalık durumu, gebelik sayısı, önceki gebeliklerin sonuçları, gebelik komplikasyonu olup olmadığı, ailede epilepsi varlığı, epilepsi başlama yaşı, kaç yıldır epilepsi olduğu, epilepsi ve nöbet tipi, gebelikteki nöbet sayısı, gebelikte nöbet varsa kaçıncı haftada olduğu, antiepileptik ilaç kullanımı, ilaç sayısı, ilaç dozu, doğum şekli, doğum haftası, doğum ağırlığı, konjenital malformasyon varlığı, 1.dakika ve 5.dakika APGAR skorları, yoğun bakım ihtiyacı olup olmadığı retrospektif olarak hasta dosyaları ve hastane sistemi üzerinden incelendi. Bulgular: Toplam 79 epileptik gebe ve aynı tarih aralığında hastanemizde doğum yapan 10815 gebe arasından randomizasyon ile seçilen; sistemik hastalığı ve ilaç kullanımı olmayan, tekil gebeliği olan, benzer yaş grubundaki 439 sağlıklı gebe çalışmaya dahil edildi. Epileptik grup ile kontrol grubu arasında yaş, folik asit kullanımı açısından anlamlı bir farklılık bulunmamakta iken epileptik gruptaki eğitim durumu ve sigara kullanımı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı oranda daha yüksekti. Epileptik grupta kontrol grubuna göre yenidoğan yoğun bakıma yatış ihtiyacı, düşük APGAR skoru, preterm doğum, gebelik komplikasyonu, konjenital malformasyon oranı istatistiksel olarak anlamlı oranda daha yüksek bulundu. İki grup arasında doğum ağırlığı açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Epileptik gruptaki sezaryen oranı kontrol grubuna kıyasla daha yüksek izlendi. Primer sezaryen oranının da epileptik grupta aynı şekilde daha yüksek olduğu görüldü. Epileptik gebelerde 1. ve 5. dk.APGAR skoru ve laktasyon oranı daha düşük bulundu. Epileptik grupta 2 maternal ölüm, 1 intrauterin fetus ölümü, 1 neonatal ölüm, kontrol grubunda ise 2 intrauterin fetus ölümü saptandı. Epileptik grupta ilaç kullanımı olup/olmaması ya da kullanılan ilaç sayısına göre APGAR, gebelik komplikasyonu, doğum şekli, preterm doğum ya da konjenital malformasyon açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktaydı. Epileptik grupta gebelikte geçirilen ortalama nöbet sayısı 2.45 (0-20) olup gebelikte nöbet geçiren hastalarda geçirmeyenlere oranla 1.dk APGAR skoru anlamlı oranda düşük bulunmuştur. Bu parametre dışında epileptik gebelerde gebelik süresince nöbet geçirip/geçirmeme ya da geçirilen nöbet sayısı ile maternal ve fetal sonuçlarda arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı. Sonuç: Çalışmamızda epileptik gebelerde sezaryen oranı ve maternal/neonatal riskler daha yüksek bulunmuştur. Tüm bu risklerin önlenebilmesi, risklerin öngörülebilmesi ve uygun müdahale edilebilmesi için en önemli basamak prekonsepsiyonel danışmanlığın yapılmasıdır.

Özet (Çeviri)

Aim: Epilepsy is the most common neurological disease in women of reproductive age and the second most common neurological disease in pregnancy after migraine. Its incidence in pregnancy is reported between 0.3 - 0.7 %. Epilepsy causes an increase in negative consequences for the mother and fetus. In the studies, the rate of abortion, antepartum hemorrhage, postpartum hemorrhage, hypertensive disease, labor induction, cesarean section, premature birth, maternal mortality and fetal growth restriction were found to be higher in pregnant women with epilepsy compared to those without epilepsy. In addition, fetal malformation rates increase in epileptic pregnant women due to the use of antiepileptic drugs compared to the general population; as the number of drugs used increases, maternal and neonatal outcomes are negatively affected. The frequency of epilepsy in the reproductive age, therefore in pregnant women, and its cause of mortality/morbidity; has caused it to be our research topic. The aim of this study is to examine the effects of epilepsy, which is a chronic disease, on pregnancy and newborn outcomes compared to healthy pregnant women and among epileptic pregnant women according to the use/number of drugs during pregnancy, the presence/number of seizures, and folic acid supplementation. Material and Methods: In the study, epileptic pregnant women who gave birth at Health Sciences University Ankara Training and Research Hospital in the last 10 years and healthy pregnant women who gave birth in our hospital in the same time period with singleton pregnancy, without additional disease or drug use were examined. Age, education level, smoking-alcohol use, presence of additional disease, drug use, kinship with spouse, number of pregnancies, results of previous pregnancies, whether there is any pregnancy complication, presence of epilepsy in the family, age of onset of epilepsy, epilepsy and seizures type, number of seizures during pregnancy, antiepileptic drug use, number of drugs, drug dose, delivery type, birth week, birth weight, presence of congenital malformation, 1st and 5th minute APGAR scores, need for intensive care reviewed retrospectively through patient files and hospital system. Findings: A total of 79 epileptic pregnant women and 439 healthy pregnant women who gave birth in our hospital within the same date range were selected by randomization among 10815 pregnant women; in the same age group, with a singleton pregnancy, without systemic disease and drug use, were included in the study. While there was no significant difference between the epileptic group and the control group in terms of age and folic acid use; educational status and smoking in the epileptic group were statistically significantly higher than the control group. The need for hospitalization in the neonatal intensive care unit, low APGAR score, preterm delivery, pregnancy complications, and congenital malformation rates were found to be statistically significantly higher in the epileptic group than in the control group. There was no significant difference between the two groups in terms of birth weight. The cesarean section in the epileptic group was higher than in the control group. The rate of primary cesarean section was also higher in the epileptic group. 1st and 5th min. APGAR score and lactation rate were found to be lower in epileptic pregnant women. There were 2 maternal deaths, 1 intrauterine fetal death, 1 neonatal death in the epileptic group, and 2 intrauterine fetal deaths in the control group. There was no statistically significant difference in the epileptic group in terms of APGAR, pregnancy complications, mode of delivery, preterm birth or congenital malformation, according to the use of drugs or the number of drugs used. The mean number of seizures during pregnancy was 2.45 (0-20) in the epileptic group, and the 1st minute APGAR score was found to be significantly lower in patients who had seizures during pregnancy compared to those who did not. Apart from this parameter, there was no statistically significant difference between maternal and fetal outcomes, whether or not to have seizures during pregnancy or the number of seizures in epileptic pregnant women. Results: In our study, cesarean section rate and maternal/neonatal risks were found to be higher in epileptic pregnant women. The most important step to prevent,predict these risks and taking appropriate interventions is preconceptional counseling.

Benzer Tezler

  1. Konjenital hiperinsülinizm tanılı olguların genotip ve fenotip özelliklerinin belirlenmesi, genotip ve fenotip uyumunun değerlendirilmesi

    Congenital hyperinsulinism cases determination of genotype and phenotype characteristics and evaluation of the genotype and phenotype compatibility

    İLKNUR ATALAY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA ÇETİNKAYA

  2. 75 gram oral glukoz tolerans testinin makrozomi ve olumsuz perinatal sonuçları öngörmedeki rolü

    75 gram oral glukoz tolerans testinin makrozomi ve olumsuz perinatal sonuçlari öngörmedeki rolü

    İBRAHİM UĞRAŞ TOKTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Kadın Hastalıkları ve DoğumÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SERVET ÖZDEN HACIVELİOĞLU

  3. Sendromik epilepsi hastalarında molekülergenetik analiz sonuçlarının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    HAMZA POLAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    GenetikMarmara Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BİLGEN BİLGE GEÇKİNLİ

  4. Nöropsikiyatrik ilaç kullanımında yeni nesil dizileme yöntemi ile tanı paneli geliştirilmesi

    The development of pharmacogenetics diagnostic panels with next generation sequencing methods in neuropsychatric drug use

    NİGAR DUYGU TORLAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    BiyoteknolojiBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. FAHRİ AKBAŞ

  5. Hipoparatiroidi (39 olgunun klinik ve laboratuvar bulgularının değerlendirilmesi)

    Başlık çevirisi yok

    FARNOUCH AZAMİ BONABİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1989

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı