Discovery of ethnobotanical knowledge patterns of highland plants along The Georgia-Turkey border
Gürcistan-Türkiye sınırı boyunca yayla bitkilerinin etnobotanik bilgisinin dağılımının keşfi
- Tez No: 765647
- Danışmanlar: DOÇ. DR. MARİNE MOSULİSHVİLİ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Çevre Mühendisliği, Environmental Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2021
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Ilia State University
- Enstitü: Yurtdışı Enstitü
- Ana Bilim Dalı: Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Ekoloji Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 328
Özet
Etnobotanik konulu bu doktora çalışması, Gürcistan ve Türkiye sınırı boyunca, Batı Küçük Kafkasya'nın yaylalarında gerçekleştirilmiştir. Etnobotanik, halkların çevrelerindeki bitki örtüsü ile ilişkisini ve etkileşimini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsanlarla bitkiler arasındaki bu karşılıklı ilişkiye odaklanır. Bitkilerin, insanların kültür ve deneyimlerini, bilgi, duygu ve düşünce dünyalarını nasıl etkilediğini, nasıl şekillendirdiğini ve insanların bu bitkileri nasıl adlandırdığını ve kullandığını bilimsel yöntemlerle kaydederek topluma aktarır. Gürcistan'da Acara ve Samtskhe-Cavaheti bölgeleri ile Türkiye'de Artvin ve Ardahan illerinin sınıra yakın yaylalarında, 2016 Temmuz ayında başlayan ön çalışma, 2017 ve 2018 yaylacılık döneminde yaklaşık 90 gün süren saha çalışmalarıyla devam etti. Bu iki yıl boyunca Türkiye'de 74 (41 kadın; 33 erkek), Gürcistan'da ise 45 (28 kadın; 17 erkek) olmak üzere toplam 119 yaylacı ile her biri ortalama 2 saat süren görüşmeler gerçekleştirildi. Yaylalara çıkışta ve yayla yerleşmeleri çevresinde rastlanan bitkiler toplanarak canlı taze bitki örnekleri ve hazırlanan resimli bitki katalogları yaylacılara gösterilerek görüşmeler gerçekleştirildi. Toplam 354 bitki türünün yöresel adı ve çeşitli kullanımlarıyla (yeme-içme, tıbbi, mimari, materyal, yakacak, hayvan yemi ve hastalıkları, zehir, ve toplu etkinliklere destek olan sosyal kullanımlar - oyunlar ve oyuncaklar, süs eşyaları, sigara ve ilgili araçlar, müzik aletleri, inançlar-) ilgili bilgiler kayıt altına alındı. Teşhisi yapılan bu bitki örnekleri Gürcistan Ulusal Herbaryum'u (TBI) ve Artvin Çoruh Üniversitesi Herbaryumu'nda (ARTH) korumaya alındı. Görüşmeler sırasında yaylacıların doğadan topladığı yabani bitki türlerinin yerel adları, farklı dil ve lehçelerdeki söylenişleri (Türkçe, Gürcüce, Ermenice, Kürtçe, Azerice, Lazca, Hemşince ve Rusça), toplanma zamanları ve yerleri, kullanılan kısımları, hazırlanma süreçleri ve bu bitkilerle ilgili bilgilerin kaynağı (kimlerden öğrenildiği ya da nereden okunduğu ve/veya izlendiği) hakkında bilgiler kaydedildi. Görüşmeler sırasında olabildiğince video ve ses kaydı alındı ve fotoğrafla belgeleme yapıldı. Bu uzun soluklu çalışmada Kafkasya Ekolojik Bölgesi'nin etnobotanik literatüründen elde edilen verileri ile bu çalışmanın araştırma verileri kullanılarak Gürcistan – Türkiye sınırı boyunca yaylacıların kullandığı yabani yerli bitkilerin kültürel önemi ve kullanım şekillerinin çalışma alanındaki dağılımı değerlendirilmiştir. Aynı zamanda kültürler ve sınırlar arasında paylaşılan geleneksel ekolojik bilgi ve uygulamaları belirlemeye katkı sağlayacak özgün yöntemsel bir yaklaşım ortaya koyulmuştur. Benzer çevre ve bitki örtüsü dağılımına, ortak tarihi/kültürel temasa ve geçim kaynaklarına rağmen, Batı Küçük Kafkasya'da Gürcistan-Türkiye sınırı çevresindeki dağlar zengin bitki çeşitliliği, çok kültürlü ve çok dilli doğasıyla yaylacı toplumlar arasında yabani bitkilerle ilgili önemli ve çeşitli geleneksel bilgi ve uygulamaları yaşatıyor. Bu doktora tezinde yer alan makalelerde, yaylacıların 36 bitki ailesinden 152 ağaç, çalı ve otsu yabani bitki türünü tıbbi, 23 bitki ailesinden 83 yabani otsu bitkiyi yenilebilir ve 38 türü hayvan rahatsızlıklarında, 61 türü hayvan yemi, ve 12 türü ise hayvanlarda nazara karşı olarak kullandığı ve bunlarla ilgili kayda değer ethnobotanik bilgi ve uygulamaların olduğu ortaya konmuştur. Bitkilerin tıbbi kullanımları ile ilgili bilgiler daha çok Gürcistan tarafındaki yaylacılardan kaydedilirken, Türkiye tarafında yaylacıların daha çok otsu bitkilerden gıda olarak yararlandıkları belgelenmiştir. Ayrıca Batı Küçük Kafkasya'da odunsu bitkilerden üç türün kültürel ve politik sınırları aşan Kültürel Kilit Taşı Tür'ler (CKS) olduğu belirlenmiştir. Yaylacıların bu türlerin çok amaçlı kullanımlarını içeren etnobotanik bilgi ve uygulamaları ile ilgili biyokültürel mirasları belgelenmiştir. Çalışma alanındaki etnobotanik bilgi dağılımı, yalnızca yabani bitki türlerinin varlığı, bolluğu ve dağılımı gibi biyolojik etmenlerle bağlantılı değil, aynı zamanda kültürel nedenlerle, özellikle etnik-dilsel çeşitlilik, kültürel geçmiş ve çok dilli yazılı halk ve bilimsel kaynaklara erişim ile ilişkili bulunmuştur. Yaylacı toplumların yüzyıllar boyunca düzenli mevsimsel göçler sırasında çeşitli doğal alanlarla ve bitki türleri ile temas halinde, ve diğer toplumlarla iletişim halinde olmaları yaylacıların eşsiz etnobotanik bilgiler üretmesini sağlamış ve bu bilgi yaylacılık yaşam tarzının önemli bir parçası olmuştur. Ancak sanayileşme ve dışa göçlerle birlikte nesiller arası bağların kopması ve yaylacıların yaşam tarzlarının değişmesi, yabani bitkilerin toplanmalarının ve kullanımlarının azalması, birçok gözlem ve uygulamanın azalmasına, ve bunların sonucunda da geleneksel bilgilerin bir çoğunun unutulmasına neden olmaktadır. Yerel yabani besin bitkileri,, bitkisel ilaçlar, ve halk veterinerliğine ilişkin bilgi birikiminin unutulmasının yanı sıra, en önemlisi yaylacılık kültürünün ve çevresindeki sosyal bağların devamlılığı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yabani bitkilere ilişkin bilgiler, insanların o çevrede sağlık ve esenlikle yaşamlarını sürdürebilmesi beklenmeyen çevresel, sosyal ve ekonomik değişimlerle baş edebilmeleri için hayati bilgilerdir. Bu bilgilerin kaybı, bitkilere ve gündelik yaşama ilişkin biyokültürel mirasın da kaybolması demektir. Bu çalışmayla gelecekte yaylalarda sürdürülebilir ve sosyo-ekolojik yaşamı destekleyen uygulamaya yönelik öneriler yapılmıştır. İlk olarak, yaylacıların özgün ve ortak bitki türleri ve bunların kullanım bilgilerinden yararlanarak, sağlanacak desteklerle doğal bitkisel farmasötikler, fitoterapi uygulamaları ve organik hayvancılık pratikleri geliştirilebilir. Ayrıca, yenilebilir yabani bitkiler alanında zengin yerel yayla mutfak kültürünün çocuk kitaplarıyla ve yöresel festivallerle gelecek nesillere aktarılması sağlanmalı ve daha da önemlisi, yaylacılığın devamlılığı için yayla yerel ürünleri desteklenmelidir. Kafkasya'daki hükümet politikaları, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi ile ilgili kararlar yerel halkların katılımı ile alınmalı, bu alanda çalışan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının önerilerine göre şekillendirilmelidir. Bu çalışma, Karadeniz'e kıyısı olan ve Kafkas Ekolijik bölgesinin içinde yer alan iki komşu ülkenin, çok dilli, çok kültürlü halklarıyla gerçekleştirilen, kültürler ve sınırlar arası ilk etnobotanik çalışmadır. Çalışmada belgelenen çok çeşitli ve zengin biyolojik ve kültürel mirasın, biyokültürel çeşitliliğin korunmasında ve restorasyonunda, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımında, ve kültürel ve dilsel bağların yenilenmesinde ve yeniden canlandırılmasında değerlendirilerek hem yerelde hem de dünya çapında tüm toplumların geçim kaynaklarına, sağlığına, esenliğine ve barışına ve katkı sunmasını diliyoruz.
Özet (Çeviri)
This doctoral study on ethnobotany was carried out in the highlands of the Western Lesser Caucasus, along the Georgian and Turkish border. Ethnobotany is a branch of science that studies the relationship and interaction of peoples with plants around them. It focuses on this interrelationship between humans and plants. It records how plants affect people's culture and experiences, how they affect and shape their world of knowledge, emotion and thought, and how people name and use these plants, using scientific methods and transfer them to the society. The preliminary work, which started in July 2016, continued with field work that lasted approximately 90 days during the 2017 and 2018 transhumance periods in the highlands of Adjara and Samtskhe-Javakheti regions in Georgia and Artvin and Ardahan provinces in Turkey near the border. During these two years, interviews were held with a total of 119 transhumance, 74 (41 women; 33 men) in Turkey and 45 (28 women; 17 men) in Georgia, each lasting an average of 2 hours. The plants found on the way to the highlands and around the highland settlements from different habitats were collected, and live fresh plant samples and the illustrated plant catalogs were shown to the transhumants in the interviews. A total of 354 plant species (food, medicinal, construction, material, fuel, veterinary and fodder, poison, and social uses that support collective activities such as games and toys, ornaments, cigarettes and related tools, music instruments, beliefs) with the local names and relevant information of various uses was recorded. The identified plant specimens were preserved in Georgia National Herbarium (TBI) and Artvin Coruh University Herbarium (ARTH). The local names of the wild plant species recorded with their pronunciation in different languages and dialects (Turkish, Georgian, Armenian, Kurdish, Azeri, Laz, Hemshin, and Russian), and their collection times and places, parts used, preparation processes, and the source of information about these plants (from whom it was learned or where it was read and/or watched) was recorded during the interviews. The video and audio recordings were taken as much as possible and documentation were made by photographs. In this long-term study, the cultural significance and distribution of wild native plants used by transhumants along the Georgia-Turkey border were evaluated by using the data obtained from the ethnobotanical literature of the Caucasus Ecoregion and the research data of this study. At the same time, a unique methodological approach has been put forward that will contribute to identifying traditional ecological knowledge and practices shared across cultures and borders. Despite similar environmental conditions and habitat distribution, common historical/cultural contact and subsistence strategies, the mountains around the Georgia-Turkey border in the Western Lesser Caucasus, with their rich plant diversity, multicultural and multilingual nature, provide important and diverse traditional knowledge and practices, and information about wild plants among transhumance communities. In the articles in this doctoral thesis, it is stated that the transhumants use 152 tree, shrub and herbaceous wild plant species from 36 plant families as medicinal, 83 wild herbaceous plants from 23 plant families as edible and 38 species for ethnoveterinary, 61 for fodder, and 12 as against the evil eye for animals, and it has been revealed that there is significant ethnobotanical knowledge and practices related to them. While information on medicinal uses of plants was recorded mostly from transhumants in Georgia, it has been documented that transhumants mostly benefit from herbaceous plants as food in Turkey. In addition, three species of wild woody plants in the Western Lesser Caucasus were determined to be Cultural Keystone Species (CKS) that cross cultural and political boundaries. The biocultural heritage of the transhumants has been documented regarding their ethnobotanical knowledge and practices, including the multi-purpose uses of these species. The distribution of ethnobotanical information in the study area was not only associated with biological factors such as the presence, abundance and distribution of wild plant species, but also for cultural factors, especially ethno-linguistic diversity, cultural background, and access to multilingual written folk and scientific resources. Transhumance communities have been in contact with various natural areas and plant species for centuries during regular seasonal migrations, and they have been in contact with other communities, enabling the transhumance to produce unique ethnobotanical information, and this information has been an important part of the transhumance lifestyle. However, with industrialization and out-migration, the breaking of intergenerational ties and the change in the lifestyles of transhumants, the decrease in the collection and use of wild plants cause a decrease in many observations and practices, and as a result, most of the traditional knowledge is forgotten. In addition to the knowledge of local wild food plants, herbal medicines, and ethnoveterinary, most importantly, the continuity of the transhumance culture and the social ties around them is in danger of extinction. Information on wild plants is a vital information for people to cope with environmental, social and economic changes that are not expected to be able to live in that environment with health and well-being. The loss of this information means the loss of the biocultural heritage of plants and transhumant wayof life. With this study, suggestions were made for the implementation that supports sustainable and socio-ecological life in the highlands in the future. First of all, natural herbal pharmaceuticals, phytotherapy applications and organic livestock practices can be developed with the support to use of unique and common plant species of the transhumants and their knowledge of use. In addition, it should be ensured that the rich local highland cuisine culture in the field of edible wild plants is transferred to future generations with children's books and local festivals, and more importantly, local highland products should be supported for the continuity of transhumance life. Decisions on government policies, biodiversity conservation and sustainable natural resource management in the Caucasus should be taken with the participation of local people, and should be shaped according to the suggestions of scientists and non-governmental organizations working in this field. This study is the first cross-cultural and cross-border ethnobotanical study carried out with the multilingual and multicultural peoples of two neighboring countries on the Black Sea coast and located in the Caucasus Eco-region. We hope that documented diverse and rich biological and cultural heritage in the study with the evaluation of the conservation and restoration of biocultural diversity, the sustainable use of natural resources, and the renewal and revitalization of cultural and linguistic ties will contribute to the livelihoods, health, well-being and peace of all communities, both
Benzer Tezler
- Geçmişten günümüze Giresun ili halk hekimliği inanış ve uygulamaları
Folk medicine beliefs and practices in Giresun from past to present
İLKER AVCIOĞLU
Doktora
Türkçe
2022
Halk Bilimi (Folklor)Giresun ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ÜLKÜ KARA
- Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde doğal biyoaktif bileşiklerin belirlenmesi üzerine ın-sılıco bir çalışma
An in-silico study on the determination of natural bioactive compounds in the treatment of attention deficit hyperactivity disorder
RÜMEYSA RABİA ERDOĞAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
BiyokimyaÜsküdar ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. VİLDAN ENİSOĞLU ATALAY
- Saros Körfezi Keşan Bölgesinden toplanan bazı halofit türlerinin etnobotanik özelliklerinin araştırılması
Investigation of ethnobotanical characteristics of some halophyte species collected from Keşan Region of Saros Bay
SHUAIB WAHEEB IBRAHIM ALBOBDRI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Botanikİstanbul ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ FADİME ERYILMAZ PEHLİVAN
- Salvinorin-A isimli maddenin hayvan davranış modellerinde etkisinin araştırılması
Başlık çevirisi yok
SHARON SİBEL BOLLE
- Yenice (Çanakkale) ve çevresinde tarımsal bitki biyoçeşitliliği ve etnobotanik araştırmalar
Agricultural plant biodiversity and ethnobotanical research in the Yenice (Çanakkale)and its environs
TÜLAY TÜTENOCAKLI
Doktora
Türkçe
2014
BiyolojiÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiBiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İSMET UYSAL