'Batılı olmayan' distopya: Ōe Kenzaburō, Tawada Yōko, Murakamı Ryū
'Non-western' dystopia: Ōe Kenzaburō, Tawada Yōko, Murakami Ryū
- Tez No: 769913
- Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN CAN ERKİN
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Doğu Dilleri ve Edebiyatı, Eastern Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Ütopya, Distopya, Eleştirel Distopya, Ōe Kenzaburō, Tawada Yōko, Murakami Ryū, Michel Foucault, Modernleşme, Ekoeleştiri, Tokyo, Utopia, Dystopia, Critical Dystopia, Ōe Kenzaburō, Tawada Yōko, Murakami Ryū, Michel Foucault, Modernization, Ecocriticism, Tokyo
- Yıl: 2022
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Doğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Japon Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 218
Özet
Bu çalışmada Ōe Kenzaburō'nun Tedavi Kuleleri, Tawada Yōko'nun Ölümsüz Ada ve Tokyo'nun Son Çocukları ve Murakami Ryū'nun Emanet Dolabı Bebekleri ve Miso Çorbası İçinde adlı eserleri sosyolojik, metinlerarasılık ve ekoeleştirel yaklaşımlarla analiz edilerek distopik unsurlar belirlenmiştir. Araştırmanın amacı, yirminci yüzyılın sonu ve yirmi birinci yüzyılın başında yazılan Japon distopyaları üzerinden döneme hâkim olan politik, ekonomik, toplumsal korku ve kaygıları göstermektir. Belirlediğimiz üç yazarın yazma motivasyonları doğal afetler, çevre problemleri, ekonomik sistemin ve modernleşmenin yarattığı toplumsal sorunlardır. Ōe, romanını özellikle modern dönemde artan çevresel problemler ve Çernobil faciasından sonra, Tawada, Büyük Doğu Japonya Depremi ve Fukuşima Daichi Nükleeer Santral felaketinden sonra kaleme alırken, Murakami savaş sonrası dönemde modernleşme baskısı ve vahşi kapitalizmin yarattığı sorunlar üzerine yazmıştır. Tezin birinci bölümünde birbirlerinden bağımsız düşünemeyeceğimiz ütopya ve distopya kavramlarının Batı'daki tanım ve tartışması üzerinde durularak Japon edebiyatında bir tür olarak tarihsel süreç içerisinde gelişimi incelenmiştir. Önemli edebiyat araştırmacılarından Krishan Kumar, Seiji Nuita ve Isao Uemichi kavramların tamamen Batı'ya ait olduğunu savunurlarken Lyman Tower Sargent, Kaori Kawabata ve Jacqueline Dutton türün evrenselliğini savunmuşlardır. Bu çalışmada da klasik ve modern Japon edebiyatından yapılan karşılaştırmalar ve incelemeler sonucunda kavramların evrenselliği savunulmaktadır. Distopya, ütopyanın tersini ifade eden fakat bir anlamda da ütopyayı içinde barındıran bir kavram olarak kullanıma girmiştir. Ütopyalar mevcut toplumdan daha iyi bir toplumun hayalini kurarken distopyalar daha kötü bir toplum düzeni kurgular. Distopik eserler özellikle dünya savaşları gibi çeşitli tarihsel, politik ve ekonomik bağlamlarda doğan, toplumun korku ve arzularını yansıtan eserlerdir. Japonya'da distopya ve distopik unsurlar barındıran eserler 20. yüzyılın başında özellikle sanayileşme sürecinde yazılmaya başlanmış, II. Dünya Savaşı sonrasında yaygınlaşmıştır. Tezin ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümlerinde her bir yazarın distopik ve distopik unsurlar barındıran eserleri Fransız filozof Michel Foucault'un teorilerinden yararlanılarak incelenmiştir. Tedavi Kuleleri'nde iktidar, biyoiktidar ve direniş; Ölümsüz Ada ve Tokyo'nun Son Çocukları'nda biyoiktidar, kapatılma, dil, sansür ve gözetim; Emanet Dolabı Bebekleri ve Miso Çorbasının İçinde'de kapatılma ve gözetim distopik temalar olarak belirlenmiştir. George Lukács ve Lucien Goldmann'ın sosyolojik edebiyat kuramı çerçevesinde eserlerin yazıldıkları dönemin toplumsal olguları ve ekonomik yapısı ile ilişkisi göz önünde bulundurulmuştur. Ayrıca eserlerin başka metinlerle bağlantıları incelenmiş, distopya türünün temellerini atan Jonathan Swift'in Gulliver'in Gezileri gibi eserlerle anlam ilişkileri kurulmuştur. Yazıldıkları dönemin toplumsal dinamiklerinden esinlenilerek yazılan bu eserlerde ekolojik ve nükleer felaketler, baskıcı yönetim sistemi, toplumsal eşitsizlik, ileri teknoloji ve sanayileşme, kentleşme, tüketim hırsı ve hastalıklar distopik temalar olarak tespit edilmiştir. Özellikle eserlerin ortak mekânı Tokyo, endüstriyel ve radyoaktif atıklardan dolayı ekolojinin ve insan yaşamının en çok zarar gördüğü; toplumsal farklılaşmanın ve kaosun yaşandığı distopik bir araca dönüşmüştür. Eserler karanlık ve kötü bir gelecek kurgulamakla beraber yeni çözümler ve alternatifler sunarak“ütopik öz”ü korumaktadır.
Özet (Çeviri)
In this dissertation, the dystopian elements in Ōe Kenzaburō's Therapy Tower, Tawada Yōko's The Island of Eternal Life and The Last Children of Tokyo and Murakami Ryū's Coin Locker Babies and In The Miso Soup are determined through the analysis of the relevant texts with sociological, intertextual and ecocritical theories. The aim of this research is to indicate the political, economic and social fears and anxieties that dominated the period through the Japanese dystopias written at the end of the twentieth century and the beginning of the twenty-first century. In their works, Ōe, Tawada and Murakami reflect upon natural disasters, environmental issues, and social problems created by the economic system and modernization. Based on the Chernobyl disaster, Ōe's work deals with the increasing environmental problems in the modern period; Tawada wrote after the Great East Japan Earthquake and the Fukuşima Daichi Nuclear Power Plant Accident; Murakami, on the other hand, wrote about the pressures of modernization and the problems caused by brutal capitalism in the post-war period. In the first chapter of the dissertation, the historical development of the utopia and dystopia, which are intrinsically intertwined, as a genre in Japanese literature is analysed with a focus on the definition and discussion of these concepts in the West. While leading literary researchers Krishan Kumar, Seiji Nuita and Isao Uemichi argue that the concepts belong completely to the West, Lyman Tower Sargent, Kaori Kawabata and Jacqueline Dutton defend the universality of the genre. In this research, the universality of these concepts is defended through the analyses and comparisons made from the classical and modern Japanese literature. Dystopia is used as a concept that refers to the opposite of utopia whereas containing a sense of utopia. Utopia imagines a society better than the current one while dystopia depicts a worse social order. Dystopian works reflect the fears and desires of society in its historical, political and economic contexts, especially such as the world wars. Dystopian writing in Japan began to be written at the beginning of the 20th century, especially during the industrialization process and became prevalent after World War II. In the second, third and fourth chapters of the dissertation, the dystopian works of the relevant authors along with their other works which harbour dystopian elements, are analysed through the theories of the French philosopher Michel Foucault. The dystopian themes in Therapy Tower are power, biopower, and resistance; in The Island of Eternal Life and The Last Children of Tokyo biopower, confinement, language, censorship and surveillance; and, in Coin Locker Babies and In The Miso Soup confinement and surveillance. In the light of the sociological literary theories of George Lukács and Lucien Goldmann, the socio-political and economic realities of the period in which these texts are written are also taken into consideration. In addition, through intertextual analysis, the semantic relations are established with other texts such as Jonathan Swift's Gulliver's Travels, which laid the foundations of the dystopia genre. In these works, which are inspired by the social dynamics of the period in which they are written, the ecological and nuclear disasters, oppressive management system, social inequality, advanced technology and industrialization, urbanization, consumerism, and diseases are identified as the dystopian themes. Particularly Tokyo, the common setting in the relevant works, turns into a dystopian tool where ecology and human life suffer the most from industrial and radioactive wastes, and social differentiation and chaos are experienced. While these works construct a dark and disastrous future, they preserve the“utopian essence”by offering new solutions and alternatives.
Benzer Tezler
- The problem of representation of women in non-western female writer's novels: Representation of non-western women in the novels of Zadie Smith's White Teeth and Elif Shafak's honour
Batılı olmayan kadın yazarların eserlerinde batılı olmayan kadın temsili: Zadie Smith'in İnci Gibi Dişler ve Elif Şafak'ın İskender romanlarında doğulu kadın temsili
ZÜHAL GÖKBEL
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Karşılaştırmalı EdebiyatErciyes ÜniversitesiBatı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İFAKAT BANU AKÇEŞME
- 1912-1925 yılları arasında Japonya'da demokrasi hareketleri
Democracy movement in Japan between 1912-1925 years
VURGHUN HASANLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAnkara ÜniversitesiDoğu Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜSEYN CAN ERKİN
- Global pazara giren Batılı olmayan şirketlerin pazarlama amaçlı halkla ilişkileri
Marketing public relations of non - Western companies in the global market
KATARİNA FUGOVA
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Halkla İlişkilerMarmara ÜniversitesiHalkla İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MELDA CİNMAN ŞİMŞEK
- Kurdish Rock musicians in the circle of Ziryab Music Magazine
Ziryab Müzik Dergisi çevresi içindeki Kürtçe Rock müzisyenleri
GÜNAY KOÇHAN
- Approaching civil-military relations as a regime: Lessons from the Turkish case
Sivil-asker ilişkilerine rejim olarak yaklaşmak: Türkiye örneğinden çıkarılan dersler
DENİZHAN MALKOÇ
Yüksek Lisans
İngilizce
2022
Siyasal Bilimlerİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İHSAN İLKER AYTÜRK