Kurdish Rock musicians in the circle of Ziryab Music Magazine
Ziryab Müzik Dergisi çevresi içindeki Kürtçe Rock müzisyenleri
- Tez No: 866664
- Danışmanlar: PROF. DR. FATMA BELMA OĞUL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Müzik, Music
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 131
Özet
Bu çalışma rock müzik türünün Batılı olmayan bir popüler müzik ortamında benimsenmesinde rol oynayan süreçlerin tanımını ve yorumunu sunmaktadır. İncelemede perspektifi oluşturan temel hususlar arasında popüler müzik ve dil ideolojisi, rock ideolojisi, estetik kozmopolitlik ve bir popüler müzik ortamında etnik kimliği“modernize etmek”için rock müzik türünün kullanılması yer almaktadır. İstanbul merkezli Ziryab adlı Kürtçe müzik dergisinin yayınlanmasından sorumlu, ayrıca bu dergi çevresinden olan ve bu çalışmanın konusunu oluşturan bir Kürt rock müzisyenleri komünitesinin sunduğu söylemlerin yorumlanması bu anlatının temelini oluşturmaktadır. Bu çalışma, Kürtçe'nin Kurmanci lehçesinde rock müzik üretmenin Türkiye bağlamındaki dinamiklerini gözlemleyerek, bu müzikal çabanın İstanbul'da müzik üreten Kürt rock müzisyenleri topluluğu için taşıdığı önem ve sonuçların altını çizmektedir. Çalışmada sorulan ve yanıtlanan sorular: Bu müzisyenler neden ana dilleri olan Kurmanci dilinde rock müzik yapmayı seçiyorlar? Rock türünün bu müzisyenler için önemi ve anlamı nedir? İstanbul'un hangi istisnai özellikleri burada yapılan Kürtçe rock müziğin üretimini etkiliyor? Bu müzisyenlerin Türkiye kamuoyunda, hem Kürt hem de Kürt olmayan topluluklar arasında, tanınması neden sınırlı? Yukarıda belirtilen soruları yanıtlamak için 2016'dan 2020'ye kadar İstanbul'da alan çalışması yürüttüm ve bunu pandemi karantinası sırasında çevrimiçi araştırmalarla tamamladım. İstanbul'da Kürtçe rock, Kürtçe blues ve caz etkinlikleri olarak tanıtılan 20'ye yakın canlı performansa katıldım. Başlangıçta çalışmanın kapsamını sadece rock etiketini kullananlar değil, alternatif Kürtçe yeni popüler müzikler üreten daha çok sayıda müzisyeni de içerecek şekilde geniş tutup onların da performanslarını gözlemledim. Ancak daha sonra, araştırma odağımı özellikle kendilerini Kürt rock müzisyenleri olarak tanımlayan, ve aralarından bir kısmının 2018 yılında ilk Kürtçe müzik dergisi Ziryab'ı kurduğu, bireylere odaklayacak şekilde sınırlandırdım. Yukarıda bahsedilen ana temaların yani dil ideolojisi, estetik kozmopolitlik, rock müziğin modernleşme aracı olarak kullanılması gibi konuların yanında, yaratıcı platformlardaki güç mücadeleleri de Kürt rock müzisyenleri topluluğunun üretim koşullarını etkileyen önemli bir husustur. Örneğin, resmi kurumların müzikle ilgili belli öğelerin kullanımını sansürlenmesi, sınırlandırılması, yasaklanması, ve ya düzenlenmelere tabi tutması o müziklerin içerikleri ve yaygınlaşmaları için kritik bir belirleyicidir. Bu durum Türkiye'de üretilen popüler Kürt müzikleri için özellikle önemlidir. Kürtçe dillerinde yapılan müziklerin, özellikle Türkiye'nin büyük şehirlerinde kamusal alanlarda gerçekleştirilen canlı konser performanslarında, çoğu zaman kontrol altında tutulması; ancak çalınan müzik türlerinin, şarkıların sözlerinin içeriğinin, ya da enstrümanların neler olduğunun pek önemsenmemesi bu tür bir belirleyiciliğe örnek olarak gösterilebilir. Diğer taraftan Kürtçe sanat üretimine odaklanmış kültür merkezleri ve plak şirketleri gibi etkili kültür kurumları da yaratıcı sahne üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle müzik açısından bakıldığında, bu kurumlar belirli müzik tarzlarını, sanatçıları, içerikleri aktif olarak destekleyip teşvik edebilirler; ya da desteklemeyerek, onaylamadıkları müzik unsurlarına müdahale ederek tam tersi bir yaklaşım benimseyebilirler. Dolayısıyla bağımsız Kürtçe sanatsal yaratımların var oluşları ve yaygınlaşmaları bu farklı otoritelerle kurdukları uzlaşım ve aralarındaki mücadelelerle de belirlenir. Kürtçe rock müzik yapan müzisyenler, Türkiye'deki siyasi iklime göre değişkenlik gösteren resmi devlet kurumlarının ve kamunun Kürtçe'ye yönelik tavırları, ve Kürtçe sanat alanında söz sahibi görülen çeşitli çevrelerin kontrol ve tesirleri arasında varlıklarını sürdürmektedirler. Sözlerini ve dillerini genellikle daha bireysel hikayeleri anlatmakta, ve bunu rock sound'u ile yapmakta olan Kürt rock müzisyenleri müzikleri ile alternatif bir Kürt varlığını vurgulamaktadırlar. Bu süreçte 2018 yılında çıkardıkları, ilk Kürtçe müzik dergisi Ziryab'ın ve bu dergide“akademik Kürtçe”kullanımının örneklediği üzere bu müzisyenler ana dillerinde alternatif müziklerin yazılı olarak tartışılması, tanıtılması ve yaygınlaşması için de bağımsız olarak çaba sarf etmektedirler. Bu nedenlerle Kürt müzisyenlerin Kürtçe rock yapmalarının kendileri için anlamı hakkında düşünmek, Türkiye'de varolan bir popüler müzik kültüründe dilin önemini anlamak için de büyük önem taşımaktadır. Görüştüğüm Kürt rock müzisyenlerinin rock müziği öncelikle bireysel ifadeye yönelik bir kanal, aynı zamanda sosyal ve politik sorunların sanatsal hassasiyetle ele alındığı bir platform olarak algıladıkları sonucuna vardım. Müzisyenler rock türünü diğer popüler müziklerden, özellikle de pop ve arabesk müzikten ayırıyor. Onlara göre rock müzik sıradanlığın ötesine geçen, derinliği olan, ve üst düzey bir sanat formunu temsil ediyor. Bu müzisyenler, 'rocker' tabir edilen global komuniteye ait genel müzikal inanç ve değerlerle paralel olarak, özgün besteler yaratmanın ve enstrümanlarında ustalaşmanın önemini vurguluyorlar. Bu tür bir üretim sonucu oluşan rock türünü özgünlük ve sanatsal değerin bir kanıtı olarak görüyorlar. Dolayısıyla temelde rock müzik, bu dergi çevresinden belli müzisyenlerin bireysel kimlikleriyle derinden iç içe geçmiş durumda. Rock müziği anadillerinde icra etmeleri ise hem bireysel duygulanımlarını daha iyi ifade edebilmenin bir yolu oluyor, hem de bir tür kültürel temsili sembolize ediyor onlar için. Rock ve Kürtçenin bir arada anılması, rock müziğin Batılı ve modern, Kürt kültürünün ise ağırlıklı olarak geleneksel olduğu yönündeki baskın temsiller nedeniyle kimileri için şaşkınlık yaratan bir olgu. Bu nedenle Kürtçe rock, hem Kürt kültürü ve dilleri hem de rock türüyle ilgili basmakalıp fikirlere meydan okunması anlamına da gelmekte. Dolayısıyla bu Kürtçe ve rock birlikteliği, yerleşik normlara ve Kürt kimliğine ilişkin geleneksel görüşlere, ayrıca kültürel asimilasyona karşı müzisyenlerin ana dillerini yücelttikleri bir direniş biçimi olarak da hizmet etmekte. Geleneksel önyargıları aşarak bireylerin çoğul kimliklerinden sadece ikisi olan, hem Kürt hem rocker olmayı, eylemleri ile gösterdikleri ve yaşadıkları bir alan yaratmakta. Kürtçe müzikler hakkındaki akademik çalışmaları tararken de bu baskın temsillerdekini yansıtan bir durum olduğunu fark ettim. Kürtçe müzikler hakkındaki çalışmaların çoğunluğunun odak noktası, geleneksel Kürt müzikleri veya onların doğrudan politik boyutlarının analizi olmuş. Bu durum elbette ki ülkede çok kültürcülükten uzak siyasi koşulların varlığı nedeniyle Kürtçe kültürel üretimlerin oldukça kısıtlı bir alana sıkışması ve özellikle 1990'lardan itibaren politikleşmesinin de doğal bir sonucudur. Ancak 2000'lerden itibaren daha da görünür olan, kentsel, doğrudan politik olmayan, salt sanatsal kaygılarla üretilen, alternatif Kürtçe müzikler ve müzisyenler üzerine yapılan çalışmalar halen çok azdır. Alandaki akademik ilginin, popüler müzikler ve kentsel ortamların yanı sıra modern yaratımlara karşı da sınırlı olması; rock, metal, blues, caz, rap, hip hop, ayrıca opera ve benzeri türlerle ilgilenen ve bu türleri Kürtçe üreten müzisyenlerin birçok kişiye alışılmadık gelmesine yol açmıştır. İstanbul çok kültürlü bir metropol aynı zamanda da Kürt nüfusunun en yoğun olduğu kent olarak Kürtçe rock müziğin üretimi ve tüketimi için uygun bir ortam sunmaktadır. Kent yaşamının canlılığı, çok çeşitli kültürlerin karşılaşmaları ve bu çeşitlilik içinde yeniliklere daha açık bir ortamın oluşması, ayrıca hem büyük konser mekanları hem önemli plak şirketleri ve kayıt stüdyolarının İstanbul'da olması, bu şehri Kürtçe popüler müzik üretimi için de bir merkez haline getirmiş durumdadır. Nitekim, İstanbul'da yaşamayan bazı Kürtçe rock müzisyenleri de İstanbul'a gelip burada performanslarını olabildiğince düzenli olarak sergilemeye çalışmaktadır. İstanbul, bu müzisyenlerin albüm kayıtlarında ve konserlerinde farklı müzisyenlerle bir araya gelme ve işbirliği yapma fırsatları da yaratmaktadır. Ayrıca görüşme yaptığım rock müzisyenlerine göre İstanbul'un dinleyicisi de yeni soundlara daha açıktır. Yeni müzikal ifadelere daha açık bir kitle ile buluşabilme olanağı, Kürtçe rock müziğin üretimi ve devamı için elverişli bir ortam sağlıyor. Kentte sayıları çok olmasa da özellikle Kürt işletmecilere ait barlar ve mekanların, geleneksel olmayan Kürtçe yapımları da memnuniyetle karşılıyor olması, Kürt rock müzisyenlerine müzikal vizyonlarını hayata geçirebilecekleri platformlar sunarak canlı performanları için fırsatlar yaratıyor. Özellikle Taksim bölgesinde, İstiklal caddesini kesen ara sokaklardaki, adları, sahipleri değiştikçe zaman zaman değişen küçük barlarda günümüzde alternatif Kürtçe müzikler, özellikle de Kürtçe rock, blues, hip hop yapan müzisyenlerin canlı performansları ile karşılaşılabiliyor. Dijital platformların yanı sıra, İstanbul'da düzenli performanslarla daha geniş bir dinleyici kitlesine erişebilme imkanı, Kürt rock müziğinin tanınmasına, tanıtılmasına ve gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Ancak Kürt rock müzisyenlerinin görünürlüğü, hem Kürt hem de Kürt olmayan toplulukları kapsayan geniş Türkiye kamuoyunda yine de oldukça sınırlı. Kürtçe rockçılar, günümüzde giderek sayıları artsa da aslında Türkiye'de niş bir Kürt dinleyici kitlesi tarafından tanınıp takip ediliyorlar. Bu müzisyenlerin ancak, Türkiye'de Kürt kimliğinin temsilinde baskın rolü olan, Kürt kültürel ve siyasi dünyasında etkili otoriteler ile uzlaşım sağladıkları takdirde albümleri yayınlanıp, büyük konser organizasyonlarında daha geniş Kürt dinleyicilerle buluşma olanağı sağlamaları söz konusu. Rock müzisyenlerinin doğrudan politik içerikli olmayan, ya da bir şekilde bu otoritelerin isteklerine uygun düşmeyen yaratımları, müzisyenlerin bağımsız olarak kendi tanıtımlarını yapmalarını gerektiriyor. Ayrıca Kürtçe rock müzisyenleri Türkçe rock müzisyenleri ile kıyaslandığında, Türkiye'nin ana akım medyasında tanıtım, büyük performans mekanlarına erişim gibi önemli konularda çok daha fazla zorlukla karşılaşıyorlar. Örneğin, Kürtçe popüler müziklerin öncü figürlerinin ve onların konser tanıtımlarının Hürriyet, Sabah gibi ana akım gazetelerin web sitelerinde 2000'lerin başından itibaren yayınlandıklarını görürken, Kürt müzisyenlerin son on yıldır bu ana akım medyadaki temsilleri tamamiyle silinmiş durumda. Ayrıca halka açık konser ve rock festivallerinde yer almak açısından da ülkenin siyasi iklimine göre değişkenlik gösteren bir durum söz konusu. Rock müziği Kürtçe yapmaları, veya Kürtçe'yi rock türünde söylemeleri nedeniyle Kürt rock müzisyenlerinin teşvik edilmelerinde, desteklenmelerinde, ya da sadece var olmalarında karşılaştıkları bu tür zorlayıcı durumlar; müzisyenlerin, kullanılan dilin ve belli bir popüler müzik türünün, içinde bulunulan toplumsal koşullara göre değişen anlamları olduğunu örneklendirmesi açısından önemlidir.
Özet (Çeviri)
This study provides a description and analysis of the processes involved in the appropriation of rock music within a non-Western popular music scene. Key aspects under examination include language ideology, aesthetic cosmopolitanism and engaging rock genre to“elevate and modernize”an ethnic identity in a popular music scene. These themes form the foundation of the narrative, which has been constructed through the interpretation of the discourses offered by a select group of Kurdish rock musicians responsible for publication of the Kurdish music magazine named Ziryab,based in Istanbul. The study observes the dynamics of producing rock music in the Kurdish language, specifically Kurmanji dialect, within the context of Turkey. Furthermore, it highlights the significance and implications this musical effort holds for the small community of Kurdish rock musicians operating within Istanbul. The following are the questions posed and addressed in this study: Why do these musicians choose to create rock music in their mother tongue, Kurdish? What significance does rock music hold for these musicians? What unique aspects of Istanbul influence the creation of Kurdish rock music? Why is the recognition of these musicians limited among the public of Turkey, involving both Kurdish and non-Kurdish communities? To address the aforementioned questions, I employed the following methods: I conducted fieldwork from 2016 to 2020 in Istanbul, complemented by online research during the pandemic lockdown. I attended approximately 20 live performances in Istanbul, which were promoted as Kurdish rock, Kurdish blues, and jazz events. Initially, I broadened my scope to encompass musicians involved in creating“alternative”Kurdish popular music (not exclusively rock), and I observed their performances. Subsequently, I refined my research focus to specifically center on individuals who self-identified as Kurdish rock musicians, many of whom later established the first Kurdish music magazine, Ziryab. Besides the key themes mentioned above, namely, language ideology, aesthetic cosmopolitanism, the utilization of rock as a tool for modernization, power struggles within creative platforms that the community of Kurdish rock musicians experiencing is an important issue. Official institutions play critical roles in censoring, limiting, banning, regulating, or shaping language use in music, presenting a particularly significant issue within the context of Kurdish music in Turkey. In the specific context of Kurdish popular music, as far as my understanding goes, the practice of specific musical genres, or musical instruments are not typically perceived as threatening by Turkish state institutions. However, there is a determined effort to apply control over the use of the Kurdish language in music, especially during live performances held in public spaces. On the contrary, influential Kurdish cultural institutions associated with Kurdish political organizations, such as cultural centers and record companies, exercise significant influence over the creative scene. They may either actively support and encourage specific musical styles or take the opposite approach by withholding funds or interfering with musical elements of those they don't approve. It is as if any form of artistic creation in the Kurdish language is perceived as something exclusively owned by these formal Kurdish institutions. This dynamic interplay among Kurdish musicians, the Turkish State, and Kurdish cultural entities sheds light on the intricate challenges faced within the realm of Kurdish popular music. It reveals the ongoing struggle for creative freedom, linguistic expression, and cultural identity against the environment of institutional control and influence. Musical performances, songs, discussions, and writings on music in a specific form of Kurdish, as exemplified by the music magazine Ziryab and its use of“academic Kurdish”, represent an endeavor to construct and actualize an alternative Kurdish existence. Therefore, comprehending the reasons behind singing rock in Kurdish for Kurdish musicians, as well as the act of listening to Kurdish rock music for audiences, and the processes of producing, critiquing, managing, and promoting this music for culture workers, is crucial for understanding the significance of language in a specific popular music culture in Turkey. Kurdish rock musicians perceive rock as a channel primarily for individual expression and also a platform to address social and political issues with artistic sensitivity. The musicians distinguish rock from other popular musics, especially pop music, which they view as adhering to the current degraded sensibilities of society. For them, rock music transcends the ordinary, expressing profound, standing as a sophisticated art form. The musicians emphasize the importance of creating original compositions and mastering their instruments, considering it a proof to authenticity and artistic merit. In essence, rock music is deeply intertwined with their Kurdish identity, representing a form of cultural resistance and a means of individual emotional expression. The combination of rock and Kurdish music might prompt surprise due to prevalent perceptions of Kurdish culture as predominantly traditional or overtly political, coupled with the inherent Western associations of rock music. That's why the fusion of rock and Kurdish challenges preconceived notions and stereotypes surrounding both Kurdish culture and language, as well as the genre of rock. Though this combination serves as a potent form of cultural resistance, pushing against established norms and challenging traditional views of Kurdish identity. It creates a space where individuals can embody multiple identities as Kurds and rock enthusiasts, transcending conventional boundaries. In academic studies, Kurdish music has often been examined primarily from the traditional and political perspectives, with these aspects taking the forefront in most research endeavors. The focus has been on analyzing the traditional and directly political dimensions of Kurdish musics, which is understandable since its repressed and politicized phase is still current, while studies exploring the more contemporary, urban, and recreational aspects of Kurdish music have been relatively scarce. This limited attention to popular and urban settings, as well as modern and entertainment focused creations, has led to a perception that Kurdish musicians engaging in genres like rock, metal, jazz, rap, opera and so on may seem unconventional to many. The creation of Kurdish rock music in Istanbul is influenced by several distinctive factors inherent to the city. Istanbul, acting as a diverse and embracing musical center, plays a key role in shaping the sound and expression of Kurdish rock. The city's multicultural population and their encounters encourage an environment where differences can be openly expressed, creating opportunities for Kurdish rock musicians to collaborate with diverse musicians in their recordings and concerts. Moreover, Istanbul provides a significant base for the music industry, including major record companies and recording studios. This structure, combined with a population open to new musical expressions within the Kurdish music area, provides a conducive environment for the development of Kurdish rock. The city's Kurdish-owned bars and venues specifically welcome non-traditional Kurdish productions, offering a platform for Kurdish rock musicians to actualize their musical visions. In addition to these factors, Istanbul's status as a major city provides Kurdish rock musicians with enhanced opportunities for live performances. This accessibility to a larger audience contributes significantly to the growth, exposure, and promotion of Kurdish rock music within Istanbul. The visibility of Kurdish rock musicians remains limited within the broader public of Turkey, encompassing both Kurdish and non-Kurdish communities, and is attributed to various factors. Firstly, the musicians face with influential figures in Kurdish cultural and political spheres who justify to represent Kurdish identity. This struggle creates obstacles in obtaining recognition and support for Kurdish cultural productions as these musicians navigate through contested spaces. Moreover, there exists a tendency to place excessive emphasis on demonstrating the musicians' loyalty to the Kurdish cause, which poses challenges in securing publicity and backing from media outlets associated with the Kurdish press. The pressure to align with specific narratives can complicate the musicians' ability to gain widespread recognition among Kurdish masses. Additionally, Kurdish rock musicians encounter difficulties in securing performance venues and achieving publicity comparable to their counterparts in the Turkish rock scene. This reflects broader societal and political dynamics in Turkey, where Kurdish cultural expressions and identities face barriers and limitations in achieving acknowledgment and acceptance. The struggles faced by Kurdish rock musicians are indicative of the complex relationship between cultural production, political dynamics, and media representation within the Turkish context.
Benzer Tezler
- Left-leaning protest music tradition in Turkey (1960s-1990s) and the case of Ahmet Kaya
Türkiye'de sola yaslanan protest müzik geleneği (1960'lar-1990'lar) ve Ahmet Kaya örneği
DİLER ÖZER
- Di çend pexşanên Kurmancî de Evînên Efsanevî
Birkaç Kurmancî nesirde Efsane Aşklar
EDİP POLAT
Yüksek Lisans
Kürtçe
2015
Doğu Dilleri ve EdebiyatıMardin Artuklu ÜniversitesiKürt Dili ve Kültürü Ana Bilim Dalı
PROF. DR. KADRİ YILDIRIM
- Müzik aracılığı ile ideolojik söylemin topluma aktarılması: 1 kasım 2015 genel seçimlerinde AK Parti ve HDP seçim şarkıları üzerine bir inceleme
Transferring ideological discourse to society through music: A study on AK Parti and HDP election songs in the november 1, 2015 general elections
SABAHATTİN RECEPOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Müzikİnönü Üniversitesiİletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN TOPBAŞ
- Türkiye'de siyasi Kürtçülük hareketleri (1923-1995)
Kurdish movements in Turkey (1923-1995)
VELİ FATİH GÜVEN
Doktora
Türkçe
1999
Siyasal BilimlerHacettepe ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ADİL DAĞISTAN
- Avanıya tebatî dı zaravayên Kurdî de
Kürt dili lehçelerinde edilgen çatı
EYYÜP SUBAŞI
Yüksek Lisans
Kürtçe
2023
DilbilimMardin Artuklu ÜniversitesiKürt Dili ve Kültürü Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK