The anacoluthon of libertinage: The question of literary value and some works of Phillippe Sollers
Sefahatın anakolütü: Edebi değer sorusu ve Phillippe Sollers'in bazı eserleri
- Tez No: 773254
- Danışmanlar: DOÇ. DR. WILLIAM HAVER
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Batı Dilleri ve Edebiyatı, Western Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: İngilizce
- Üniversite: State University of New York at Binghamton
- Enstitü: Yurtdışı Enstitü
- Ana Bilim Dalı: Karşılaştırmalı Edebiyat Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 305
Özet
Bu tez, Fransız yazar Phillippe Sollers (1936- …) ve edebi değerin ana sorularına, aksiyolojik ve hermeneutik bir yolla yaklaşmak ile ilgilidir. Bu tezin edebi değer kavramının temel sorularına yaklaşımı estetik olguların Kantçı bir okumasına olarak temsili olmayan bir temsil olarak bir darstellung biçiminin açıklanmasına (veya Kant'ın insanlığın varış noktası olarak tanımladığı şey) dayanır. Kant'a göre Doğası gereği amaçsız olan saf aklımız, zihnimizde bir çatışma yaratan bir“ruha”sahip sanat yapıtları tarafından teşvik edilir ve böylece zihnimizi kullanarak ve doğaya ilişkin bilgimizde amaçsallığın a priori ilkesini kullanarak veya tikel olanı bilinmeyen genel altına alarak biliş ve anlayış arasında bir birlik aramaya çalışır. Eğer Kant'ın estetik algısında sanat yapıtının çıkar gözetmeksizin tefekkürü doğruysa, o zaman böyle bir tefekkür ancak sunulan bu açmazdan tek çıkış yolu alınarak yeniden Kant tarafından açıklandığı şekliyle sanat yapıtını mistikleştirilmiş ve yarı-doğal bir her zaman meta üretimini anti tezi olarak yansıtan üretimi olarak kurulabilir. Eğer bir sanat eseri piyasada kendine özgü bir tür meta olarak mübadele edildiğinde, böylesi bir ticari alışveriş bundan böyle sanat yapıtının metalaşması olarak algılanabilir. Siyasi ekonomi, üretim oranını kendi terimleriyle aramaya devam edecek ve ekonominin dengeye doğru varsayılan eğilimi temelinde tüketim, aynı zamanda fayda kavramına ya da tüketimin üretime olan ilişkisinin ekonomik hesabı adına tamamen bir değeri tamamlamak için kullanım değerine bağlı olmaya devam edecektir. Tüketimin üretime olan ilişkisinin ekonomik hesabı olarak kalacaktır. Marx metayı bir fetiş olarak görmektedir, aynı zamanda ampirizmden bağımsız ve kendini aşan bir Darstellung (Lacoue Labarthe'ın felsefesinde bulduğum bir terim) olarak görüyor. Eğer Kant sanat eserini ekonomik üretim alanından kaldırarak üretimin tüketime oranını belirlemeyi başarıyorsa, Marx'ın tersine hareket ettiğini ve tüketimin gerçekte iktisadın dışında olduğunu kabul ettiğinde sırayla üretimin çıkış noktasına tepki verdiği ve tüm süreci başlattığı ölçüde yeniden işlem yapmakta olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, Marx'a göre üretim, tüketimi üretir. Bu asimetri, ekonomi politiğin tarih-öncesinden sanat yapıtının analojisini çağıran üretim aygıtının kontrolü altına alınması gereken şeyin tüketim olduğunu açıklar. Marx'ın analizi bir ihtiyaç antropolojisi olmadığı için, o halde, 'sanat nesnesi' yani anlık olarak mevcut ihtiyaçtan fazla olan şey, bu arzu hemen giderilebilse bile ihtiyaç olarak deneyimlenir. Böylece, Marksist sanat eserleri şu anlamda bir Darstellung sunar: bir sunumu temsil etmeden tüketicide bir ihtiyaç üretirler. Bu tezde, Darstellung'un bu yörüngesi içinde yazan bir yazar olarak Phillippe Sollers'in bazı eserleri incelenecektir.
Özet (Çeviri)
This dissertation is engaged with the French author Phillippe Sollers (1936- …) and the main questions of literary value through an axiological and hermeneutical approach. The way this dissertation approaches the foundational questions of literary value is based upon a Kantian reading of the aesthetic phenomena which occurs in the form of a darstellung as a representation without a representation (or what Kant describes as the destination of humanity). Our pure reason which is purposeless in its nature, when stimulated by works of art that have a 'spirit' that creates a conflict in our mental substrates and tries to seek for a unity between cognition and understanding by employing an a priori principle of purposiveness in our cognition of nature or by subsuming the particular under the unknown general. If Kantian aesthetics of the disinterested contemplation of the work of art is appropriate, then it is evident that such a contemplation can only be established by taking the only way out of this impasse offered by Kant, by assimilating the work of art to a mystified and quasi-natural realm of production which always projects as its antithesis the production of commodities. If a work of art is exchanged in the market as a peculiar kind of commodity, this traffic can henceforth be deplored as the commodification of the work of art. While political economy continues to seek in its own terms the proportion of production and consumption on the basis of the supposed tendency of the economy toward equilibrium, it also continues to depend upon the concept of utility or use value to supplement a purely economic account of the relation of consumption to production. When Marx considers the commodity as a fetish, he also sees it as a Darstellung (a term that I found in LacoueLabarthe's philosophy) that is independent of empiricism and in excess of itself. If Kant succeeds in establishing the proportion of production to consumption only by removing the work of art from the realm of economic production, Marx moves into the opposite direction when he concedes that consumption actually belongs outside economics except in so far as reacts in turn upon the point of departure of production and initiates the whole process anew. Thus, for Marx, production produces consumption. It is this asymmetry that calls up from the prehistory of the political economy the analogy of the work of art that it is consumption that must be brought under the control of the productive apparatus. Since Marx's analysis is not an anthropology of need, the 'object of art', then, stands for what is momentarily in excess of the present need even if that desire can immediately be experienced as a need. Thus, Marxist works of art offer a Dartellung in the sense that they produce a need in the consumer without representing a presentation. Phillippe Sollers is an author who writes within this trajectory of Darstellung.
Benzer Tezler
- Azerbaycan Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarma sorunları -Azerbaycan masalları üzerine bir çalışma- (3.cilt/ 132-226. sayfalar arası)
Turkey the Turkish transmission problems of transfer to Turkish Turkish in Azerbaijan Turkish -a study on the Azerbaijani times-(3rd volume / pages 132-226)
TUĞBA ŞAHİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Türk Dili ve EdebiyatıNevşehir Hacı Bektaş Veli ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MEHMET DURSUN ERDEM
- Nurullah Ataç'ın denemelerinde devrik yapılar
Inverted structures in Nurullah Ataç's essays
YETER TORUN
Doktora
Türkçe
2005
Türk Dili ve EdebiyatıÇukurova ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF.DR. MEHMET ÖZMEN
- Namık Kemal'in romanlarında cümle (2 cilt)
Sentence in Namık kemal's novels
MUNA YÜCEL ÖZEZEN
Doktora
Türkçe
2000
Türk Dili ve EdebiyatıÇukurova ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. MEHMET ÖZMEN
- İlköğretim Türkçe 8. sınıf ders kitabı'ndaki metinler üzerinde cümle çeşitlerinin incelenmesi ve cümle çeşitlerinin Türkçe öğretimi açısından değerlendirilmesi
The examination of sentence types in the reading passages in Turkish book for 8th grades and the evaluation of sentence types in terms of teaching Turkish language
Z.ŞULE YİĞİT
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
Türk Dili ve EdebiyatıNiğde ÜniversitesiTürk Edebiyatı Bölümü
DOÇ. DR. MEVLÜT GÜLTEKİN
