Geri Dön

Rusya federasyonu'nun Transkafkasya'ya yönelik dış politikasının Türkiye'ye etkileri

The effects of Russian Federation's foreign policy regarding transcaucasus to Turkey

  1. Tez No: 777465
  2. Yazar: AHMET SAPMAZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. AHMET GÜNER SAYAR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2006
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Harp Akademileri Komutanlığı
  10. Enstitü: Stratejik Araştırmalar Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Strateji ve Stratejik Araştırmalar Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Ulusal ve Uluslararası Güvenlik Stratejileri Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 281

Özet

Soğuk Savaşın bitmesi ile Transkafkasya jeopolitik bir alt bölge olarak uluslararası sisteme dahil olmuştur. Transkafkasya jeopolitik ve jeostratejik konumu, sahip olduğu doğal kaynakları ve Hazar enerji havzasının uluslararası piyasalara ulaşım hattı üzerinde bulunması nedeniyle, küresel boyutta önem taşıyan bir bölgedir. SSCB'nin bölgeden çekilmesi ile oluşan güç boşluğu, bu boşluğu doldurmak için bölgesel/küresel güçler arasında süren mücadele, bölge devletlerinin zayıf devlet yapıları ve bölgenin etnik, din, dil, kültür açısından barındırdığı karmaşık yapı Transkafkasya'da barış ve istikrarın sağlanmasına olanak tanımamaktadır. Günümüzde bölgede süren istikrarsız durumda, 1991 yılına kadar yaklaşık 200 yıl süreyle Transkafkasya'nın tek hâkimi olan Rusya'nın büyük payı vardır. Rusya, böl-yönet politikası çerçevesinde bölgede oluşturduğu parçalı ve bütünlük ortaya koymayan yapıyı, günümüzde Transkafkasya'da etkinliğini korumak için en önemli araç olarak görmektedir. RF, SSCB'nin çöküşüyle Transkafkasya ülkeleri üzerindeki mutlak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da, hala bölgedeki gelişmelere yön veren en etkili ve nüfuz sahibi dış aktör olma konumunu korumaktadır. RF, SSCB'nin dağılmasının ardından kısa bir süre izlediği Batı'ya dönük dış politika haricinde Transkafkasya'ya büyük önem vermiştir.“Yakın çevre”doktriniyle bölgeyi hayati çıkarlarının bulunduğu stratejik bir alan olarak tanımlayan RF, BDT çatısı altında bölge devletlerine siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel açıdan nüfuz etmeye yönelik politikalar geliştirmiştir. Moskova, BDT'nin beklediği düzeyde entegrasyonu sağlayamaması üzerine, örgüte üye ülkelerden kendi eksenine yakın olanlar ile ikili ilişkilerini genişletmeye ve derinleştirmeye yönelmiştir. RF, bölgede kendisi dışında etkin bölgesel ve küresel aktör bulunmasına karşı çıkmakta, bölgesel çatışmaların Moskova merkezli olarak çözüme kavuşturulmasını istemektedir. RF, bölge devletlerinin kendi çıkarları ile çatışan uluslararası siyasi, güvenlik ve ekonomik örgütlere katılımını engellemekte ve Transkafkasya ülkelerini kendi ekseninde tutmak için bölgedeki ayrılıkçı etnik çatışmaları kullanmaktadır. Transkafkasya ülkelerinden Azerbaycan ve Gürcistan, her alanda Batı'ya yönelirken, Ermenistan bir yandan RF ile stratejik ortaklığını sürdürmekte, diğer yandan da Batı ile özel ilişkilerini devam ettirmektedir. RF, Azerbaycan'da Dağlık Karabağ, Gürcistan'da ise Güney Osetya ve Abhazya sorunlarını, bu ülkelere kaşı siyasi-askeri baskı unsuru olarak kullanmaktadır. Azerbaycan izlediği Batı eğilimli dış politikayı, RF'yi karşısına almamak için dengede tutmaya çalışırken, Gürcistan, 2003 yılında meydana gelen“kadife devrim”sonrasında RF'yi tamamen göz ardı ederek, yönünü tamamıyla Batı'ya dönmüştür. Bu nedenle günümüzde Tiflis yönetiminin, Moskova ile ilişkilerinde birçok sorun bulunmaktadır. Bölge, jeopolitik, jeo-ekonomik ve stratejik çıkarları gereği, çok sayıda bölgesel ve küresel güç ile uluslararası örgüt ve çok uluslu şirketin ilgisini çekmiştir. Bölgede; Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye ve ABD, doğu-batı jeopolitik eksenini oluştururken; RF, Ermenistan ve İran kuzey-güney jeopolitik eksenini oluşturmaktadır. AB'nin doğu-batı, Çin'in ise kuzey-güney eksenine daha yakın olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD'nin, Transkafkasya'da daha etkin olmaya başladığı ve RF'nin en önemli rakibi haline geldiği görülmektedir. Transkafkasya'nın geleceği, büyük oranda RF'nin, Batı ve özellikle ABD ile olan ilişkilerinin gelişimine bağlı olacaktır. RF'nin Batı ve ABD karşısında tekrar emperyal hırslarına bürünerek, uluslararası sistemde yeni bir kutup oluşturma arayışına girmesinin, Transkafkasya ve Türkiye üzerinde büyük olumsuzluklar yaratacağı açıktır. Bu nedenle Türkiye, RF'nin Batı ile entegre olmasına büyük önem vermeli ve Moskova'nın Batılı uluslararası örgütlere katılımını desteklemelidir. RF'nin, Transkafkasya'ya yönelik dış politikasının siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel boyutları, Türkiye'nin bölgeye yönelik çıkarları ile çatışmaktadır. RF, Azerbaycan ve Gürcistan'ın toprak bütünlüklerini fiili olarak tanımayan politikalar izlemekte, Ermenistan ile stratejik ortaklığını her alanda derinleştirmekte ve bölgenin siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında küreselleşmesine izin vermemektedir. Moskova'nın bölgede bulundurduğu askeri üsler, barış güçleri ve sınır muhafızları, bölge ülkeleri üzerindeki etki ve nüfuzunu sürdürmesine olanak tanımaktadır. RF, bölge üzerinde ekonomik ve kültürel alanda da hâkimiyetini yeniden tesis etmek için yoğun çaba harcamaktadır. Türkiye, kendi açısından büyük önem taşıyan Transkafkasya'nın, RF nüfuzundan çıkarılması ve uluslararası sisteme entegre olması için çabalarını yoğunlaştırmalıdır. Transkafkasya'da istikrar ve güvenliğin sağlanması, bölgede RF'nin nüfuzunun kırılması ve uluslararası örgütlerin bölgeye müdahil olması ile mümkün olabilir. Özellikle bölge ülkelerinin NATO'ya üye olma perspektifleri, Türkiye tarafından desteklenmelidir. Türkiye, serbest piyasa ekonomisini benimseyen, demokratik ve laik devlet yapısı ile bölgeyi, Batı'ya taşıyacak köprü konumundadır. Türkiye bu konumunu realist, uzun dönemli ve karşılıklı fayda esasına dayalı proaktif politikalar geliştirerek kullanmalıdır. RF, Türkiye ve Transkafkasya'yı içine alan bölgede, günümüzde yaşanan dinamik süreç -Karadeniz'de, ABD'nin NATO aracılığı ile varlık gösterme çabaları, Türkiye-RF arasında ekonomik alanda başlayıp, siyasi alanda süren yakınlaşma ve işbirliği arayışları, İran'a yönelik muhtemel ABD harekatı v.b.- Türkiye'nin Transkafkasya politikasını sürekli gözden geçirmesini ve bu bölgeye dış politikasında öncelikli yer vermesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye'nin Transkafkasya politikasında farklı dönemlerde konjonktür gereği bazı değişimler ortaya çıkabilirse de, değişmemesi gereken asıl husus Türkiye'nin bölge devletlerinin toprak bütünlüklerine ve bağımsızlıklarına verdiği önem olmalıdır.

Özet (Çeviri)

With the end of Cold War, Transcaucasus was included in the international system as a geopolitical sub-area. Transcaucasus is an important area on a global level because of its geopolitical and geo-strategic situation, its natural resources and Caspian energy basin, which is on a transportation point accessible to the international markets. The gap created after the demolition of the Soviet Union, the ongoing struggle between the regional/global countries to fill in this gap, the weak structure of the states in the region and the complex structure of the region in terms of ethnic roots, religion, language and culture render peace and stability in Transcaucasus difficult. Russia, which dominated Transcaucasus until 1991 for about 200 years, has a big share in the instability of the region. Russia perceives the fragmented structure in the region, which was formed within the framework of Russia's divide-and-conquer policy, as an important tool to maintain its influence on the region. Although the Russian Federation (RF) has lost its absolute dominance on the Transcaucasus countries after the demolition of USSR, it still maintains its position as the most influential external actor shaping the developments in the region. Except for the West-oriented foreign policy that it has followed after the demolition of USSR, RF has attached big importance to Transcaucasus. RF, which has defined the region as a strategic area for its vital interests within the framework of“close environment”doctrine, has developed policies aiming at influencing the Commonwealth of Independent States(CIS) countries in the region politically, economically and culturally. Failing to have the integration of CIS countries at a satisfactory level, Moscow started to extend and strengthen its bilateral relations with the CIS countries that are closer to RF axis. RF wants to be the sole regional and global actor in the region and tries to bring Moscow-based solutions for the conflicts in the region. RF prevents the participation of the CIS countries in political, security and economic organizations, which have conflicting interests with RF's own interests, and RF also uses ethnic conflicts in the region to keep the Transcaucasus countries under its influence. Of the Transcaucasus countries, Azerbaijan and Georgia has been getting closer to the West in all spheres while Armenia has been maintaining its strategic partnership with the RF all the same having ongoing private relations with the West. RF has been using the Nagorno-Karabakh conflict in Azerbaijan, and Southern Ossetian and Abkhazia problems in Georgia as a political-military pressure against these countries. While Azerbaijan has been trying to balance its West-oriented policies in order not to have problems with the RF, Georgia has completely ignored the RF and turned to the West after the“Velvet Revolution,”which took place in 2003. Therefore, today the government in Tbilisi has many problems with Moscow. The region has been attracting the attention of many regional and global powers, international organizations and multi-national companies due to their geopolitical, geo-economic and strategic interests. In the region, Azerbaijan, Georgia, Turkey and the United States form the east-west geopolitical axis while the RF, Armenia and Iran form the north-south geopolitical axis. It is possible to say that the United States is closer to the east-west axis while China is closer to the north-south axis. Particularly after September 11 attacks, the United States has started to become more active in Transcaucasus and has become the most important rival of Russia in the region. The future of Transcaucasus mostly depends on the development of RF's relations with the West and especially with the US. It is obvious that the fact that the RF again wants to become an imperial power against the West and the US, and that it tries to form a new pole in the international system will have a very negative impact on Transcaucasus and Turkey. Therefore, Turkey should pay special importance to RF's integration with the West and should support Moscow's participation in the Western international organizations. There is a conflict between the political, military, economic and cultural dimensions of RF's foreign policy regarding Transcaucasus, and Turkey's interests in the region. RF has been following policies that do not recognize in practice the integrity of Azerbaijan and Georgia, and has been strengthening its strategic partnership with Armenia in every sphere not allowing the countries in the region to globalize politically and economically. Moscow can maintain its influence and power on the countries in Transcaucasus thanks to its military bases, peace forces and front guards. RF also has been making a huge effort in order to restructure its economic and cultural dominance on the region. Turkey should increase its efforts to help Transcaucasus countries in preventing RF's influence on the region and in integrating with the international system. The stability and security in Transcaucasus can be possible with decreasing RF's influence on the region and with the intervention of international organizations in the region. Turkey should support the countries in the region to become a member of NATO. With its democratic and secular structure, Turkey serves as a bridge that can connect the region to the West. Turkey should use this situation by developing long-term and proactive policies, which are based on mutual interest. In the region, which encompasses RF, Turkey and Transcaucasus, the current dynamic process – the US' efforts to exercise influence in the Black Sea through NATO, Turkey and RF's cooperation, which started with economic collaboration and continued with political cooperation, a possible US attack on Iran, etc. – requires Turkey to continuously review its Transcaucasus policy and to give priority to this region in its foreign policy. Although there might be some changes in Turkey's Transcaucasus policy in different periods due to conjecture fluctuations, the factor that should be consistent in Turkey's policy is that Turkey should attach special importance to the integrity and independence of the countries in the region.

Benzer Tezler

  1. Rusya Federasyonu'nun Transkafkasya'ya yönelik dış politikasının Türkiye'ye etkileri

    The effects of Russian Federation's foreign policy regarding Transcaucasus to Turkey

    AHMET SAPMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    Uluslararası İlişkilerHarp Akademileri Komutanlığı

    PROF.DR. AHMET GÜNER SAYAR

  2. Ermenistan dış politikasının temelleri ve hedefleri

    The bases and goals of Armenian foreign policy

    SÜVEYDA ÇITTIR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Uluslararası İlişkilerGazi Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    Y.DOÇ.DR. ÇINAR ÖZEN

  3. La politique étangère des Etats-Unis sur la Transcaucasie après la guerre froide

    Amerika Birleşik Devletleri'nin soğuk savaş sonrası Transkafkasya politikası

    GÜLDEN ALTINTAÇ

    Yüksek Lisans

    Fransızca

    Fransızca

    2007

    Uluslararası İlişkilerGalatasaray Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ERHAN BÜYÜKAKINCI

  4. A neorealist analysis of Iran-Russia relations: Tajik and Syrian civil wars

    İran-Rusya ilişkilerinin neorealist bir analizi: Tacik ve Suriye iç savaşları

    ESRA YANIK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Uluslararası İlişkilerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Ortadoğu Araştırmaları Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DERYA GÖÇER AKDER

    DR. ZELAL ÖZDEMİR

  5. Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD ve Rusya Federasyonu'nun Güney Kafkasya politikası ve Gürcistan krizi

    South Caucasian politics of US and Russian Federation in the post Cold War era and Georgian crisis

    KEMAL BAYCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Uluslararası İlişkilerBeykent Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GONCA BAYRAKTAR DURGUN